gaza gelip hemen bu adamın linç edilmemesi lazım. elbette hiç bir mazeret bir insanı öldürmek için geçerli bir sebep olamaz. hele ki bu tamamen şov amaçlı bir oyun olan futbolun taraftarlığıyla veya fanatikliğiyle asla açıklanamaz. burak yıldırım'ın ölümü beni de derinden sarstı, oturup ağlayasım geldi benim de bir çok kişi gibi.
ama bu ölümün gerçek sorumlusu o bıçağı sallayan çocuk yani yusuf ortak değil. muhakkak o da hayatının yanlışını yaptı ve her ne kadar yaşamını devam ettirse de bu çocuğun da hayatı karardı. bu şiddetin ve nefretin sorumlusu haftalardır ortamı geren aziz yıldırım önderliğindeki aykut kocaman ve fenerbahçe medyasıdır. bu şiddetin ve nefretin sorumlusu futbolcularına maç boyunca provakasyon emri veren aykut kocaman'dır. bu şiddetin ve nefret'in sorumlusu maç boyunca tekmeler ve küfürler savuran emre belözoğlu ve volkan demirel'dir. bu şiddetin ve nefretin en büyük sorumlusu sporda şiddet yasasını 1 günde çıkarıp emek hırsızlığı yapanları kurtarabilmek için iş birliği yapan ve toplum vicdanını yerle bir ederek nefret tohumları eken türkiye büyük millet meclisindeki siyasi partilerdir.
(bkz:
burak yıldırım/#1244204)
şimdi kendini burak yıldırım'ın ailesinin yerine koyanlar bir de yusuf ortak'ın yerine de koysun bakalım. hatta ben size yaşadığım bir olayı anlatayım mesela.
meşhur metrobüsle geliyoruz sloganlarıyla alisamiyen stadında oynanan fenerbahçe galatasaray maçından sonra taksimde izlediğim maçtan sonra eve dönmek için yola çıktım. üzerimde parçalı formam var. alisamiyen'deki galatasaraylıların çıkmasını bekledikleri için maçı izleyip kadıköye dönen kalabalık bir grup fenerbahçelinin de metrobüse doğru yürüdüğünü gördüm. gitmesem mi diye düşündüm ama herhalde o kadar mal değildir insanlar dedim devam ettim ben de metrobüs durağına doğru. beni gören biri yanıma geldi ve usta o formanın üstüne ya birşey giy, ya da çıkar dedi. ben de montumu giydim üstüme. şimdi benim yanımda bıçak benzeri birşey olsa belki şimdi ben de yusuf ortak'la aynı kaderi paylaşıyor olabilirdim.çünkü hala düşündükçe o gün o formanın üstüne mont giymek hala zoruma gidiyor. ama yanımda birşey olmadığından boş yere delikanlılık yapıp 20 kişiden dayak yemeye gerek yoktu. ben ki en son 10 yıl önce kavga etmiş adamım ben bile tahriğe kapılıp anlık bir parlamayla saçma sapan birşey yapabilirim. kimse burada ahlak bekçiliği rolüne bürünmesin. dediğim gibi elbette mazereti yok bu olan iğrenç olayın ama bu çocuk da hayatının kararmasını istemezdi ve bu çocuğun da bir annesi babası ve sevenleri var. olay zamanında neler olup bittiğini de kimse bilmiyor.
sonuç olarak belki de kimilerine göre pisliğin tekidir, insanlığa zarardır ama 1993 doğumlu küçücük çocuk, 90 doğumlu kardeşimi hala yanağından seviyorum yemin ediyorum burak yıldırım'ı ve yusuf ortak'ı düşündükçe içim yanıyor. ne kadar kızdıysam bir o kadar bu çocuğa da üzülüyorum ben.