meşhur akçaabat sebatspor maçı sonrası internet sitelerindeki yayınları da durdurmalarına rağmen 14 mayıs 2006 ertesi "2005-2006 champion galatasaray, abdullah değil allah" diye bir paylaşım yapan grup. o ergen yaşımda çok etkilemişti beni o garip cümle. ilahi adalet lafını o şampiyonluk sonrası öğrenmiştim ama bu kadar enteresan bir şekilde ifade eden olmamıştı...
genel olarak tarzları bu şekildeydi. daha önce bando getirilen kapalıya klarnet sokmuşlardı, olimpiyattaki bir maçta picasso'nun boğasını pankart olarak basıp tribüne asmışlardı. millet topçu karşılamaya havaalanına ya da tesislere giderken kadro dışı kalmış bülent korkmaz'a moral vermek için evinin önünde sabahlamışlardı. şimdinin meşhur vlog tarzı videolarını 2003'lerde 2004'lerde çekip yayınlıyorlardı. zaten zamanında o videoları yapan adam
* son 2-3 yıldır resmi hesaplarda paylaşılan birbirinden enfes videoları yapan ekibin
* başı. fikir babası ve sürükleyicisi oldukları
21 eylül 2003 galatasaray fenerbahçe maçındaki koreografideki yıldızları mesela ayna gibi bir şey ile yapmışlardı mesela. çok sonradan öğrendik ki mesela o ayna gibi şeyler film setlerinde falan ışık için kullanılıyormuş.
öyle enteresan bir insan grubuydu. sonradan ya da zoraki değil hakikaten gurme zevkleri ve entellektüel birikimleri vardı hepsinin. üstünde polar, elinde megafon stadyumda tepinirken görmenin garipsenebileceği hayatlardı aslında. ancak galatasaray ve özellikle tribüncülük sevgisi bu maceralara atmıştır bu ekibi.
şeyh uçmaz müridleri uçurur hesabı dönem dönem anılıyor sosyal medyada. bir anda bir pankart yaptırıp gri polarları çekip tribüne çıkarak yön vermiş de indirilmiş gibi bir hikaye oluştu zaman içinde. işin aslı seksenlerin sonu doksanların başından itibaren galatasaray'ı tribünde izleyen, tribün kovalayan, hali vakti yerinde, entellektüel birikim hatta sosyal statü sahibi(!) olabilmiş bir arkadaş grubuydu. fatih terim'in italya'da çalıştığı dönemde oynanan inter-milan derbisinde pankartlarının stadda görülmesi, olimpiyatta fenerbahçe maçında yapılan koreografi ve internette yavaş yavaş isimlerinin anılmasıyla popüleritesi artmıştır bu arkadaş grubunun. olimpiyat stadı'ndan ali sami yen'e dönülen sezonda kapalı'da yaptıklarıyla hem dikkat çekmeye hem de tribünsel canlılık getirmeye başladılar. bu da iyice dikkat çekmelerine sebep oldu.
fatih akyel olaylarının yaşandığı
31 ekim 2004 galatasaray akçaabat sebatspor maçı ve petre'nin küfür yediği izmit'te oynanan
22 ocak 2005 galatasaray bursaspor maçı o sezon tribünde olay yaşanan iki maçtı. oralarda yaşananlar sonrası tribünden grup olarak ismen çekildiler. ancak hemen hepsi bir şekilde tribün hayatlarına devam ediyorlar.
bugün hala, en azından pandemi öncesi döneme kadar, kullanılan tribünde megafon işini getiren onlardı. bizim tribünün artık neredeyse kısa film yapabilecek kadar ustalaştığı koreografi konusunu hatırlatan onlardı. bir şampiyonlar ligi maçında havai fişek atmayı bile deneyen yine onlardı. onlar bir grup okumuş, görmüş geçirmiş insandı. avrupa'daki tribünlerden görüp de bizde tutar denebilecek hemen her şeyi entegre etmeye çalıştılar tribüne. bunu da birilerine inat ya da birilerine karşı koz kazanmak için yapmadılar. bu takımı ve tribünü sevdikleri için yaptılar...
11 mayıs 2021 beşiktaş fatih karagümrük maçı sonu olayları sebebiyle beşiktaş'tan sadece sakat oyuncuların pfdk tarafından sevk edildiği haberi sonrası yazıyorum bu entry'i. 2005-2006 şampiyonluğu sonrası yazdıkları "abdullah değil allah" lafı aklıma geldi de konu işte buralara kadar geldi.
sezon boyunca sadece bize verilen kırmızılar, sadece bize çalınan penaltılar, sadece bize verilen gol iptalleri falan derken bir maç kala hala daha bir şeyler devam ediyor. kazansak bile yetmeyebileceği bu son maçlarda yine bir şekilde ipi göğüsler de
2020-2021 sezonu şampiyonu galatasaray olursa, o cümle olmasa bile farklı bir versiyonu yine bir yerlere yazılacaktır kesin...
okurlar mı bilmiyorum ama hepsine selam olsun...