• 752
    bu sınırlama saçmalığı devam ettiği sürece 5 seneye azerbaycan ligini, 10 seneye malta ligini 15 seneye ise kaleciliğini andorra merkez bankası müdürünün yaptığı andorra ligini yakalamamız mümkündür.

    hatırlatma: (bkz: san marino milli takımı nda futbolcu olmak)

    canlandırma;

    -alo cafer akşam maç var gelionmu ?
    +ne maçı lan halı sahamı
    -yok lan fransayla oynuyoruz milli maç
    +la bi siktir git amk çocuğu
    -ne küfür edion lan bebe
    +la bi kapat amk ellerim dolu
  • 753
    hali hazırda ligimizde 2013-2014 sezonu için 6+0+4 olan 2014-2015 sezonu için ise 5+0+3 olacak kural. fenerbahçe'nin bu kuralın devamından yana olduğunu zaten biliyoruz , zeki önder özen'in açıklamalarından çıkan sonuç , beşiktaş da bu kuralın savunucusu olacak. fatih terim'in bu konuda somut bir adım atmaması ve federasyondan gelen açıklamalar ise hep aynı yönde. biz ise kulüp olarak federasyonu değiştirecek bir hamlede bulunmadık henüz , şimdilik mahkemelerin vereceği ab serbestisi kararından umut bekliyoruz. ben şahsen yabancı sayısının sınırsız olmasından yana değilim. bu tip saçma sınırlamalardan yana da değilim. 7 ya da 8 yabancı hakkı verirsin kulüplere , onlar da istediği gibi değerlendirir bunları. yabancı sayısının sınırsız olmamasını ise kulüplerimiz yabancı sayısı bu derece sınırlı iken bile yaptığı transferlerden dolayı söylüyorum. bizim takımımızdan örnek veriyim çok uzağa gitmeye gerek yok. 8 yabancı hakkımız var ve üst düzey yabancı sayımız sadece 4 bunlardan biri de son demlerini yaşayan drogba. hakikaten ülke olarak sınırlı olan yabancı hakkımızı bile böyle kullanırken sınırsız olursa ne hale geliriz merak ediyorum. bence ideali 7-8 yabancıdır. yabancının sahada mı kulübe de mi tribünde mi olacağına ise sadece o kulüp karar verir, vermeli.
  • 757
    dünya üzerinde gelmiş geçmiş en saçma ve mantık dışı durumlardan birisidir. hala yapılmasında ki mantığı anlayamamış durumdayım. şimdi diyeceksiniz yapmalarındaki amaç türk futbolcuların gelişmesi vs. yahu böyle saçmalık olur mu ? rezalet durumdaki futbol okulları, olmayan tesisler ve saçma sapan eğitim sistemi ile sen istersen yabancı oyuncu yasağı koy birşey değişmez. futbol birçok şey gibi evrenseldir. ne kadar farklı yerlerden tecrübe alırsan o kadar gelişirsin. ne kadar çok farklılık olursa o kadar güzel bir karışım ortaya çıkar. ayrıca bu fenerasyon yabancı sınırı kalkınca tüm takımların kadrolarını tamamaen yabancı oyuncular ile doldurabileceklerini mi sanıyorlar ? nerde lan o para ? galatasarayımız açısından konuşacak olursak biz dünyanın en büyük kuüplerinden biri olarak yabancı oyuncu alacağımız zaman gider kaliteli oyuncularla ilgileniriz. sırf almış olmak için almayız. ama şu an ki finansal durumumuzla alacağımız kaliteli oyuncuların bir sınırı olur. hangi kulüp altyapısından oyuncu çıkarmak istemez. neden boş yere milyon dolarlar verelimki. ama malesef şu an ki durum kulüpleri buna zorluyor. yahu şu konu hakkında bu fenerasyondaki yüzsüzler hiç mi kafa yormaz ? bu kadar mı baştan savma iş yapılır ? sırf günü kurtarmak için, ki onuda beceremiyor, kararlar alınıyor. istatistik denilen bir bilim dalı var. bu yabancı sınırı olduğundan beri hangi alanda başarılı olduk ? kaç tane dünya çapında türk oyuncu var ? türk oyuncuların altyapılardan çok eksik bir şekilde geldiği açıkça ortadayken hala sorunu yabancılarda aramak neyin kafasıdır ? gidersin adam gibi tesisler yaparsın, futbol okulları veya diğer branşlar için okullar açarsın ve buraların başına gerçekten işini severek yapacak hocalar koyarsın bak bakalım sonuç alıyor musun? lan sanki bu yabancı dediğimiz adamlar yoktan var oluyorlar. bu kadar vizyonsuz kararlar ancak bizim ülkemizde alınır. sanki bizim ülkemizdeki çocuklar yabancı ülkedekilerden daha zayıf doğuyor. ulan oda insan buda. yabancı oyuncu dediğiniz adamlar nasıl o seviylere geliyorsa bizimkilerde gelebilir. ama bu saçma kurallar oldukça hiçbir alanda sportif başarı yakalanamaz. aslında tüm bu sorunların temel kaynağı ülkemizin berbat eğitim sistemi ama neyse. acayip dolmuşum bu konuyla ilgili. yani bu kadar bariz göz göre göre saçma kararlar alınması insanı delirtiyor artık.
  • 758
    limitsiz ya da limitli olması milli futbolumuzu geliştirmez. bir limit olmaması ise türk futbol takımlarını geliştirir. fakat iki ucu boklu değnektir.

    yabancı limiti olursa yeteneksiz türk futbolcular zilyon lira para ister hakeza kulüpleri de. örnekleri mevcut. milletimizin adını koyamayacağım enteresan özelliği sayesinde yabancı sınırı olmaması durumunda ise türk futbolcularımız "amaaaan nasıl olsa yabancı oynatacaklar, koy götüne rahvan gitsin." modunda takılacağından (96-00 arası az yabancılı kadromuzu tenzih ederim bir daha geleceğini de sanmam) milli takıma zar zor oyuncu bulunacak.

    boyu uzun olanı kaleci, çok fazla koşanı gözü kapalı futbolcu yapan sistem varken hiç yabancıyla sadece sınırlarımız içinde varoluruz. en azından ab kuralı kesinlikle gelmeli, kesinlikle.

    net olarak 2000'lerden beri (öncesi de illaki var fakat anımsadığım tarih bu) hollanda liginde hiç bir şekilde yabancı kısıtlaması yok. ülke bazında tarih boyunca güçlü milli takımlardan oldular, kulüp bazında ülkemiz takımlarıyla asla kıyaslanamayacak başarıları mevcut ve bunu her sene aşağı yukarı kadro yenileyerek yapıyorlar.

    portekiz'de de durum aynı. yabancı limiti yok. kulüpleri ve milli takımlarının durumu biliniyor. tek cünuplukları nuno gomes ve pauleta sonrası forvet bulamamaları. porto'nun, benfica'nın, lizbon'un yaptıkları ve yapmaya devam ettikleri aşikar.

    belçika mesela. nedense bizim ligimize en çok benzettiğim lig oldu hep. kulüplerin performansı belkide bu benzerliğin sebebi. yakın geçmişleri en azından. bunlarda da yabancı sınırı yok. federasyonlarına verdikleri listede 6 alt yapı oyuncuları olacak o kadar. dünya futboluna verdikleri ortada. hatırlayacak olursak hemen gerets, van buyten, luc nilis, emile lokonda mpenza vs. bugün ise 20 tane üst düzey futbolcularını bir çırpıda sayabilir çoğu futbolsever.

    courtois - alderweireld, vermaelen, verthongen, kompany - hazard, fellaini, witsel- mertens, lukaku, benteke gibi şip şak bir 11 canlandı misal kafamda hemen.

    almanya... kayıt kadrosunda 12 alman olacak, 8 futbolcu alt yapı mamülü olacak o kadar. (ab dışı yabancı sayılıyor mu hatırlayamadım, belçika içinde geçerli). milli takımları ve kulüplerinin yaptıkları ortada.

    böyle uzar gider. üst düzey liglerin durumları hep bu şekil. ab kuralı büyük avantaj tabii ki.

    keskin yabancı sınırlaması olan liglere bakalım.

    israil
    izlanda
    hırvatistan
    türkiye
    çek cumhuriyeti
    .........

    yanlışlarım olabilir. düzeltirseniz sevinirim.

    sözün özü altyapı ile dengeli bir sistem getirmek yerine "yasak"larla uğraşırsak ülke futbolumuzdan bir cacık olmaz. nice hüseyin çimsirleri milli takımda göbekte görürüz.

    efsane kaleci zapata'nın uyarısı editi: bundesliga da bir kısıtlama söz konusu değilmiş sadece kupa maçlarında söz konusuymuş. ufak bir araştırma sonucunda ulaştığım sonuç 2007 yılınd almanya'nın yabancı olayını tamamen kaldırdığı. 8 alt yapı koyuncusu kuralı ise devam ediyor ulaştığım sonuca göre. 12 alman hususu yanlış kalmış sanırım kafamda bulamadım bir şey bununla ilgili. her halükarda yabancı sınırı olmamasını lehine çevirmiş alaman abiler.
  • 759
    ilk on birde üçten az yerli oyuncu oynatılamaz. yirmi beş kişilik kadroda en az iki tane takım alt yapısından yetişmiş yirmi bir yaş altı oyuncu bulunmak zorundadır. yani; işin özü, meseleye bu topraklarda hemen her zaman olduğu gibi tersinden bakıyoruz. yabancı oyuncu sayısı değil, yerli oyuncu sayısı olmalı bizim tartıştığımız.

    belki bire bir örtüşmeyecek fakat nihayetinde bir nitelik kazanma meselesi olduğu için alegorik olarak karşılaştırabilir olduğunu düşündüğüm bir mesele var. iki tane okul, bir tanesinde her sınıfta en az elli kişi var, kalabalık, hengame, sistemsizlik, onlardan sorumlu olanların geldiğin yerde senin gibilerden bir sürü var bakışları ve son olarak çok da nitelikli olmayan fakat bu kalabalığın içerisinde aradan sıyrılmayı başarmış zeki sanılan vasatın biraz üstü öğrenciler. bir başka okulda ise; sınıflarda en fazla on beş kişi var, rekabete hazırlar, sistemli çalışıyorlar, onlardan sorumlu olanlar onların kıymetli olduğunu düşünüyorlar ve aralarından en az on tanesi gerçekten meziyetli çocukları. yüz tane okulun, bin sınıfından çıkacak bin vasat üstü öğrenci mi, yoksa on tane okulun yüz sınıfından çıkacak bin tane gerçekten nitelikli öğrenci mi? nicelik bazında bariz bir fark oluşmadığı gibi, nitelik bazında derin bir uçurum oluştu gördüğünüz gibi. işte futbolda da buna oldukça yakın bir mesele var.

    ilk olarak; basit bir motivasyon meselesi söz konusu. futbolcusunuz, bir şekilde basamakları tırmanıp galatasaray'a, beşiktaş'a, fenerbahçe'ye gelmişsiniz. aynı pasaportu taşıdığınız on bir kişinin ve sizin bir şekilde ilk on sekizde olacağınızı bildiğinizde mi daha çok çalışmak ihtiyacı hissedersiniz, sadece üç kişinin ilk on birde olacağı, ilk on sekizde sizinle sırf aynı pasaporta sahip olduğu için hiç kimsenin oturamayacağını, böyle futbol dışı bir meselenin belirleyici olmayacağını bildiğiniz bir ortamda mı? bana ikinci ortam daha yüksek motivasyon sebebi gibi geldi.

    bir ikincisi; milli takım denilip duruluyor. anlıyorum. bu milli takım toplamda yirmi beş türkiye cumhuriyeti pasaportu taşıyan oyuncudan oluşuyor, doğru mu? böyle bir serbestinin olduğu yerde; sneijder, sow, drogba, fernandes, belluschi veya bu isimlerden de daha yetenekli, daha disiplinli, daha ünlü oyuncularla rekabet içerisinde olup oyunda kalabilmiş oyunculardan oluşacak yirmi-yirmi beş kişilik kadro mu daha verimli olacak, yoksa mevcut oyuncu havuzundaki lapacılar mı?

    beşiktaş, galatasaray, fenerbahçe... sırf şu üçünde o üç kişilik kontenjana girebilecek nitelikteki türk oyuncular milli takımda yedi farklı mevki parsellese; takımın omurgası oluşur. üstelik, alt yapılardan gelecek olan çocukların, ülkeye gelecek kaliteli yabancı oyuncuların kanatları altında yetişip zamanı geldiğinde o "üçe" dört, beş olma ihtimalleri de mevcut şartlara baktığımızda daha olası gözüküyor.

    esasında; daha uzun yazacaktım fakat, yazdıklarımın pratikte hiç karşılığı olmayacağı fikrinden en fazla bu kadar uzak kalabildim. milli takım da umurumda değil mevcut şartlar altında esasında. hiçbir turnuvaya katılamayıp mevcut sistemin kulüpleri baltalamak ve içerideki bir avuç çarıklı pezevengi zengin etmekten başka hiçbir sike yaramadığına iman edileceği güne dek; her dört yılda bir, bir anasını siktiğimin turnuvasının kapısında hüsran yaşadığımızı görmek bütün yukarıda yazdıklarımı yazıp durmaktan daha makul geliyor. ben böyle olsun istiyorum.

    her neyse; yanlış şeyi konuşuyoruz. yerli oyuncu sayısı olmalı bizim konuşmamız gereken. en az üç, her takım için. eğer bu üç oyuncu alt yapıdan yetişmiş, yirmi bir yaş altı oyuncular değilse; bunlar dışında da alt yapıdan yetişmiş yirmi bir yaş altı iki oyuncuyu yirmi beş kişilik kadroda bulundurma zorunluluğu. vatan-millet düşmanı(!) bir başkan ile teknik direktör işbirliği içerisine girerlerse, en fazla beş yerli oyuncu başlarını ağrıtabilir. kural bu olmalı.
  • 761
    yabanciya nitelik sinirlamasi, yerli ve altyapi oyuncularina ise sayisal olarak alt sinir. bana gore bu ikisi saglandigi zaman ne lig yabanci coplugune doner ne de yetenekli ve caliskan turk oyuncular arka planda kalir. bu sartlarda anadolu kulupleri rekabet edemez diyecekler icin, yabancidaki nitelik sinirlamasini tabiki premier lig'deki kadar yuksek yapmamiz mumkun degil. ayrica kendini gosteren genc yeteneklerinin sirtina binip kanini emen, kolesiymis gibi herseyine karisan anadolu kuluplerini bu sekilde rekabete sokmaktansa birakin da yok olup gitsinler.
  • 762
    alt yapiya onem vermemek için bir bahanedir. senin alt yapin iyi olursa, yetistirdigin oyuncular da gelip oynar kardesim. yabanci oyuncu sinirlamasi olmasaydi hakan sukur, sergen yalçin, tugay kerimoglu, mehmet ozdilek, hakan unsal, okan buruk, emre b., gokhan gonul, rustu recber, umit davala, hasan sas, arda turan, selçuk inan, burak yilmaz vs oynayamayacak miydi sanki? yine oynayacaklardi. neden? cunku iyi futbolcular. cunku onlarin yerine rizikolu bir yabanci transferine ihtiyac duyulmuyor. ustelik daha bile iyi oynarlardi. rekabete girecekleri yabancilari geçmek için daha da cok calisirlardi.

    o zaman yetmislerdeki gibi tamamen yasaklayalim bunu. cok iyi mi oluyor oyle?
  • 764
    her türlü kısıtlamaya karşıyım.
    her ülkede karşıyım.
    her ne kadar bir kısmı akıl almaz paralar kazansalar da, sporcular sonuçta sözleşmeli işçilerdir.
    her sektörde her türlü kısıtlama yanlıştır arkadaş.
    altyapın boktansa altyapını düzelteceksin.
    altyapının boktanlığının cezasını saçma sapan adamlara fahiş rakamlar ödemek durumunda kalan kulüplere ve sırf yabancı diye sözleşmeli işçilere ödetemezsin.
    bir insanın "x yerde doğdu o yüzden y yerde çalışamaz, z yerde yaşayamaz, buralar benim ülkem, benim kulübüm, benim federasyonum, izin vermezsem gelemezsin" falan diye engellenmesi kökten yanlış zaten.
    istendiği kadar engellensin, bu saçmalıklar mutlaka sona erecektir.

    peşin düzenleme: daha da derine inelim derseniz, ben önden cevaplayayım; ulusal takımlara fikir olarak karşıyım ama futbolun rengidir, ayrı bir heyecandır, klasiktir velhasıl kalabilir ancak ulusal takımlar futbol için vardır, futbol ulusal takımlar için değil.
  • 765
    türk futbolcuların önünü açmıyor. hatta daha kötüsü, selçuk inan'ların, alper potuk'ların, cenk tosun'ların anadolu kuluplerinde oynamasını imkansızlaştırıyor, biraz sivrilen türk futbolcuyu, sınırlama olduğu için büyük takımlar parası neyse verip alıyor. ne oluyor, gelen bonservis paralarını düzgün kullanamayan anadolu kulüpleri, hem iyi futbolcularından oluyor, hem de uzun vadede maddi olarak refaha ulaşamıyorlar. büyük takımlar da gelirlerinin büyük kısmını bu transferlere ayırmak zorunda kalıyor. kaybet-kaybet yani...
  • 767
    dönem itibariyle serbest bırakılmasına sadece fenerbahçe'nin itiraz ettiği gözlemlenen kural. yani geriye kalan kulüpler kısıtlamaya karşı. demirören "kulüpler imzayla gelsinler değiştirelim ama tek bir kulüp bile kabul etmezse değiştiremeyiz" diyerek kulağının üzerine yatıyor. bu durumda fenerbahçe ligden düşürülünce geriye kalan 17 kulüp ortak imzayla kuralı değiştirtebilir. olur bu iş.
  • 769
    buradan yönetime soruyorum

    bir ara avrupa birliğine üye olan ülke oyuncuları yabancı sayılmayacaktı hatta mahkeme kararı filan bekleniyordu ne oldu o olaya?

    açıkçası ben ne tff'den ne de fatih terim'den yabancı kuralı için bir şey beklemiyorum ama avrupa birliği olayına çok güveniyordum çünkü o karar mahkemeden çıktığı anda herhangi bir süre beklememize gerek kalmayacaktı. mahkeme kararını son hafta verse bile o hafta karar uygulanırdı durum tff ile alakasız olduğu için onlarda mal gibi bakardı ama görünen o ki yönetim o iş üzerinden yürümeye pek niyetli değil.

    gelecek sezon içinse 5+0+3 uygulanması imkansızdır.

    1) avrupa birliği sürecinde avrupalı oyuncuların yabancı sayılmaması durumu en geç diğer sezon yürülüğe girer oradan yürürüz.

    2) fenerbahçe düşürülmemesi durumda avrupa yasakları biteceği için fenerbahçe için kural 7+lara filan çekilir ve 5+0+3 kuralı uygulanmaz.
  • 773
    türk futbolunu geliştirmeye yönelik kuraldır. hatta o kadar geliştirmeye yönelik ki barcelona gelip futbolcunu istese satmayacak duruma geliyorsun. semih kaya - manchester united flörtü hepimizin malumu. yalan veya gerçek bilmiyorum ama gerçek olduğunu varsayalım. galatasaray taraftarının bu işten hoşlanmamasının birinci sebebi yerli oyuncusunu vermemek tabiki. bunun semih sevgisiyle bir alakası yok. ben de seviyorum semih'i. ancak sevdiğim için gitmesini isterim. manchester united'da oynamak yahu. insan sevdiğine böyle bir kötülük yapar mı hiç? ama giderse takımdaki yerli ve kaliteli bankolardan birisi eksilmiş olacak. semih kaya manchester united'da oynayamayacak ve türk futbolu çok gelişecek. arda'nın gelişiminde atletico madrid'in katkısı yadsınamaz. herkes arda'nın üstüne bir şeyler koydu. manisa ayrı, galatasaray ayrı, atletico madrid ayrı katkı sağladı ona ve bugünkü arda oldu. zorla türkiye'de tutsaydık bu günlere gelebilecek miydi federasyonun kendisine sorması lazım. takım için çok önemli bir oyuncu dersin, bayrak adamımız dersin ya da bonservisi beğenmezsin vermezsin ancak 1. sıraya yabancı kuralını koyup semih'i veya bir başka oyuncuyu göndermemek saçmalık. burak'ı gönderirsin balotelli'yi alırsın. selçuk'u gönderirsin lampard'ı alırsın, semih'i gönderirsin bilmem kimi alırsın. türkiye'de başka buraklar, selçuklar, semihler olmadığı için onlara bambaşka yerlerde oynama fırsatı veremiyoruz.
  • 774
    bu lanet sayıda sınır kalkacaksa bir gün -ki umarım kalkar- sadece futbolcuları değil hakemleri de kapsamalıdır. yoksa bu anasını avradını gelenin gidenin bellediği ülke futbolundan bir halt olmaz. daha fazla yazarsam dünyanın küfrünü ederim, o yüzden başta tüpçü ve aziz denen namussuzlar olmak üzere tüm gerekli yerlere kısaca allah belanızı versin deyip susuyorum.
  • 775
    ülkemizde türk oyuncu yetişmesini sağlamak amacı ile yabancı oyunculara kısıtlama gelmektedir.

    sorun neymis? türk oyuncu yetişmiyormuş.
    çözüm neymiş? yabancı oyuncuyu yasaklayalım.

    yani soruna dolaylı yoldan çözüm getirmeye çalışıyoruz. direk türk oyuncu yetiştirmeyle alakalı çözüm var mı? yok ya da yetersiz. yerine ne var? yabancı oyuncuyu kısıtlıyalım, takımlar türk oynatmak zorunda kalsın, böylelikle türk oyuncular kendi kendilerine yetişirler. senin liginde yabancı oyuncuları azaltarak oluşacak futbol kalitesizliği içinde nasıl kaliteli türk oyuncu yetişecek? işte orası muamma. sanmayın ki bu kural sadece fener avrupa'ya gidemiyor, galatasaray'ı da dizginleyelim diye getirildi. bu kural her zaman vardı fener avrupa'ya giderken de.

    bilmiyoruz, bari uefa'yı örnek alalım. ne diyor uefa şampiyonlar ligi için? her takım en az 17 oyuncu bildirmek zorundadır, ve burda pasaportuna bakılmaz. ama aynı zamanda uefa; bu güzel oyunun bekası açısından; takımların alt yapılarına önem vermelerini, ulusal ligleri oyuncu yetiştirmelerini teşvik etmeye çalışıyor ve kuralına ekleme yapıyor:

    takımlar oyuncu kadrolarını 25'e çıkartabilir ama koyacakları bu ekstra 8 oyuncunun 4 tanesi kendi liginde yetişmiş olmalı ve diğer 4 tanesi ise 21 yaşından önce 3 sene kendi takımında oynamış olmalıdır diyor, mükemmel bir kural. öncelikle direk olarak amaca uygun, soruna çözüm getiriyor, ulusal oyuncular gelişsin diye tutup yabancı oyuncuları kısıtlamıyor.

    kuralın ek faydası genç oyuncu yetiştirme konusunda illa her yaş grubunda profesyonel olmana gerek yok, 16-17-18 yaşlarında alıp yetiştirsen de olur. herkesin malumu olduğu üzere 11 yaşında çocuğun gereksinimleri farklı olur, 17 yaşında çocugun ihtiyacları egitim sistemi farklı olur. her klup her yaş grubunda nasıl profesyonel olsun?

    biz kulağımızı tersten tutmaya devam edelim. gerçi deveye sormuşlar neyse ya...
App Store'dan indirin Google Play'den alın