bu aralar yüksek lisans tezimde veri analizi ve metrik geliştirme konusuyla haşır neşir olduğum için bu konudaki bazı yanlış anlaşılmalara dikkat çekmek istiyorum. zira gördüğüm kadarıyla sözlükte toplam xg'si yüksek olan takım daha iyidir ve kazanmalıdır algısı var. ayrıca sık sık karşıma çıkan, "sürekli xg'nin altında/üstünde kalmışız, oysa aslında ligde şu sırada olmalıydık" gibi entrylerden biraz sıkıldım, çünkü eksik bilgiyle yanlış genellemeler yapılıyor.
veri analizinde herhangi bir metriğe dayalı çıkarım yapılırken bu metrik neleri öne çıkarır, neleri görmezden gelir konuları çok önemli. xg metriğine bakarsak bir şutun geniş bir veri havuzundan alınan istatistiğe dayalı gol olma ihtimalini (beklentisini) gösteriyor. genelde şutlar pozisyona dayalı girdilerle modelleniyor, örneğin şutun açısı, topun geliş şekli, hangi uzuvla şut çekilmiş, set oyunu mu kontra atak mı duran top mu gibi faktörler. evet, ne kadar çok gol şansı yaratırsanız gol atma ihtimaliniz artıyor, ancak oyun stilleri ve futbolcu özellikleri bu işin büyük bir parçası. xg modelleri çoğu zaman şutu çekenin ve karşıdaki kalecinin bireysel becerilerini ve form durumunu dikkate almıyor.
2021-22 sezonundaki trabzonspor gibi istikrarlı bir şekilde xg üstü performans gösteren bir takımı ele alalım. zaten genelde şampiyon olan takımlar bu tip sürekli ekstra performansla aradan sıyrılıyorlar; çoğu ligin önceki sezonlardaki verilerine aşağıdaki kaynaktan bakabilirsiniz. öte yandan futbol seyircilerinde sürekli xg'den fazla gol bulup kazanmak şans olarak nitelendiriliyor. buna literatürde "kumarbaz yanılgısı" deniyor. yani "beklentinin üstünde/altında bir netice sürekli tekrar ediyorsa gelecek seferlerde aksi yönde neticeler ile toplam olasılık dengelenmelidir" algısı. ancak futbol bir miktar şans, çoğunlukla beceri oyunu. bir takım xg üstü gol atmayı devamlı başarıyorsa bu gol yollarında daha becerikli olduklarını gösterir, keza xg altında gol yiyorsa kalecilerinin (ve belki savunmanın) ortalamadan iyi olduğunu gösterir. sonuçta sahada zar atmıyoruz, eğer elinizde kaliteli futbolcular varsa ortalama üstü performans göstermeniz beklenen bir durum. bu nedenle xg'ye bağlı yapılan puan ve lig sıralaması analizlerini yetersiz buluyorum. doğru bir analiz için bir takımın sezon boyunca xg'ye göre beklenen performansı sürekli güncellenmelidir. örneğin trabzonspor eğer sezonun çoğunda xg'nin %30 üzerinde bir performans yakaladıysa, sezonun kalanında baz alınacak beklenti az çok budur. eğer bir takım maçta 1.3 xg'den 2 gol çıkarabiliyorsa ve sezon boyunca buna benzer neticeler elde ettiyse, rakibi 1.4 xg'den 1 gol buldu diye maçın hakkı rakibin denemez. bu nedenle puan beklentisi epey yanıltıcı bir metrik, çünkü takımların becerilerinin benzer olduğu varsayımıyla ilerliyor.
son olarak konuyu galatasaray'a dokundurmak istiyorum. galatasaray gibi bir takım sürekli xg'nin altında performans gösteriyorsa bunun elbette bir kısmı şanssızlıktır ancak büyük bir kısmı oyuncu becerisi ve teknik direktörün oyuncu tercihlerinden kaynaklanıyor. arada şu söze denk geliyorum "futbol ceza sahasına kadar teknik direktörün işi sonrası oyunculara kalmış". buna katılmıyorum, zira teknik direktör sadece taktisyen değil, oyuncu tercihlerinden de sorumlu bir kişi. oyuncuların becerileri ve form durumlarını da göz önünde bulundurup en doğru takımı sahaya sürmek, gerektiğinde müdahale edip takımı galibiyete götürmek onun görevi. son zamanlarda sözlükte ve futbol bloglarında alınan puanların yerine xg teknik direktörleri değerlendirme kıstası olarak kullanılıyor. sanki xg'yi teknik direktör yaratıyor, golleri futbolcular atıyormuş gibi. bu tarz metrikler her zaman bir arada incelenmelidir.
özetle xg tek başına bir değerlendirme kriteri olamaz, futbolun doğası gereği bir takımın performansını tek bir sayı ile açıklamak imkansız. ancak diğer istatistiklerle beraber kullanılmasına asla karşı değilim.
liglerin xg verileri:
https://footballxg.com/xg-league-tables/