okuduğundan yanlış çıkarımları yapanların hakkında çıkarımlar yaptığı yazar, nick altında tartışma adabı sözlüğün genel yapısına aykırı ama yine de yazayım.
burada
fatih terimcilik/@xax eleştirilen fatih terim değil, terimcilerdir.
fatih terim'i eleştirmem için yapılan "fol yok" eleştirisi de son derece komik.
terimci arkadaşların bir türlü farkına varamadığı folları sayayım;
1. taylan antyalı'nın inatla oynatılmaması.
2. selçuk inan'ın inatla oynatılması.
3. plansız kadro planlaması(!) sonucu martin linnes'i liste dışı bırakması. (yabancı sınırlaması yüzünden istemeyerek kadro dışı bırakılmışmışmış. kardeşim sen elindeki yabancı sayısını bilmiyor musun? hududu geçmene rağmen son gün gidip 2 adam daha alıyorsun. bunun adı programsızlıktır, plansızlıktır. bunun sorumlusu da ben olmasam gerek, dünya üzerinde bir tek insan evladı bile linnes'in yerine mariano ve nagatomo'yu seçmez, herkes bunu yazıp çizdi sırf bunu söyleyenlere inat olsun diye linnes kadro dışı kaldı, yani hiçbir futbol aklı bu ikisi yerine linnes'i kadro dışı bırakmaz. bunun adı inattır, ben bilirimdir.)
4. ryan babel'in transferi ve tüm hücum yükünü bu yaşta bir adamın üzerine yıkıp oyuncunun iflas etmesi.
5. taraftara küfür eden, sahada yürüyen belhanda'yı inatla oynatıp baş tacı etmek.
6. sahada oyunu okuyamayıp, yapılan hatalı değişiklerle önde girdiğimiz son dakikalarda oyuna aldığı oyuncuların hataları sonucu yediğimiz goller.
7. şampiyonlar ligi'nde madara olup tek gol atarak sonuncu olarak elenmek. (bu alışkanlık olmak üzere olduğundan kimse umursamıyor galiba.)
8. taraftara küfür eden belhanda'ya çıt çıkmazken kendisine eleştiri getiren nzonzi'ye anında kapıyı göstermesi.
9. takım içi disiplini kaybetmesi. (oyuncular saha içinde istediğimi yapmıyor gibi bir açıklaması oldu.)
10. sahada genç oyuncuları göreceksiniz dediğinin ertesi maçı ilk 11'in 30 yaş ortalamasıyla sahada olması.
11. mariano'nun takımı katletmesini saha kenarında tiyatro seyreder gibi seyretmesi, bizi de bu işkenceye ortak etmesi.
12. rakip yöneticilerin kendisini çekmek istediği batağa düşmesi, kendisine ceza vermek için fırsat kollayan pfdk'ya altın tepside fırsatlar sunması. (kimse sussun demiyor ama teknik direktör konuşup ceza alınca ne oluyor? + puan mı hanemize yazılıyor? yönetimle konuşulur bir yönetici çıkar ağzına geleni söyler, ceza alacaksa yönetici alır. bir dönemin fenerbahçe'sindeki mahmut uslu, murat özaydınlı ve şu an ali koç'un yanındaki kulak memeleri devasa olan adam gibi, adamın adını hatırlamıyorum.)
eksiği yok fazlası var, daha ne fol lazım?
siz kişilerin peşinden koşabilirsiniz ama benim rengim sarı/kırmızı'dır.
geçmişe gidenler olmuş, tek başına özhan canaydın dönemi diyor ve kenara çekiliyorum. şu an kulübün maddi batakta olmasının başlıca sebebi o dönem yapılmış fiyasko transferlerdir. uefa kupasıyla övünen adamlara diyecek tek lafım yok, üzerinden 20 sene geçmiş kupayla övünmek utançtır. yenisini kazanmaya çalışmak yerine eskisiyle avunup duruyorsunuz. bırakın yenisini kazanmayı yenisini kazanmaya yaklaşamadık bile.
"sizinkisi de zor zanaat be kardeşim, bunca manevradan sonra heder oldunuz" , "şampiyonlar ligi'nde madara olup tek gol atarak sonuncu olarak elenmek" şu cümlelerin muhatabı galatasaray değil, terimcilerdir ve bana göre onlar galatasaraylı değildir.
farkında olmayan arkadaşlara hatırlatma yapayım; "şampiyonlar ligi'nden tek gol atıp, sonuncu olarak elendik" kuzey kore tipi propaganda yapıp, "şampiyonlar ligi'nde tek gol atıp şampiyonlar ligi şampiyonu olduk." mu deseydim? hamza hamzaoğlu dönemi miydi, prandelli dönemi miydi tam hatırlamıyorum ama her maç 4 yediğimiz şampiyonlar ligi sezonunda bile bu kadar kötü, ruhsuz ve temposuz bir oyunumuz yoktu.
beni isteyen istediği gibi eleştirebilir hatta linç de edebilir ama gerçekler ortada, verdiğim örnekleri çürütebilecek varsa buyursun yazsın, hangi maddede hata var. eleştirilerden rahatsız olduğumu iddia etmeniz bile gerçekle bağdaşmayan bir tespit. sonuçta terimcilik de rasyonaliteden uzak olmak değil mi?