• 5
    ortada fol yok yumurta yokken, madde madde bu kulübün efsanesiyle ilgili ileri geri konuşacaksın sonra "linç kiltiri kirbini".

    yerler sizin tatlı su liberalliğinizi.

    edit:

    madem madde madde sayınca etkili oluyor, bizde sizin yok saymaya çalıştığınız, mayısta yine utanmadan sevinmenize vesile olacak, nankörlüğün sınırlarını aştığınız hoca ile ilgili bir hatırlatma yapalım:

    1) 1996 - süper kupa
    2) 1997 - süper lig
    3) 1997 - süper kupa
    4) 1997 - tsyd kupası
    5) 1998 - süper lig
    6) 1998 - tsyd kupası
    7) 1999 - süper kupa
    8) 1999 - süper lig
    9) 1999 - tsyd kupası
    10) 2000 - süper lig
    11) 2000 - türkiye kupa
    12) 2000 - uefa kupası
    13) 2012 - süper lig
    14) 2012 - süper kupa
    15) 2013 - süper lig
    16) 2013 - süper kupa
    17) 2018 - süper lig
    18) 2019 - süper lig
    19) 2019 - türkiye kupası
    20) 2019 - süper kupa

    öyle 1 sezon üzerinden yok bu oynadı, yok şunda ısrarcı, yok disiplin nerede falan yemezler kardeşim.
  • 8
    tartışmalarda akıl ve mantık süzgecinden geçirilen tüm argümanları anlayışla karşılarım ama "herkes herkesi eleştirebilir" düşüncesindeki kişilerin kendi argümanları eleştirilince "linç ediyorlaaaarr" diye ortalığı ayağa kaldırmalarını anlamak güç.

    aynı şekilde sözde linç kültürüne karşı sözde mağduru savunurken "gidin fatihterimsözlük kurun orada yazın" cümlesinin de fikir özgürlüğünü savunanların bir başka argümanı olması çok üzücü.

    ilgili yazar özelinde işin galatasaray ve sözlüğümüz boyutuna inersek de, entrylerinde "sizinkisi de zor zanaat be kardeşim, bunca manevradan sonra heder oldunuz" , "şampiyonlar ligi'nde madara olup tek gol atarak sonuncu olarak elenmek" gibi cümlelerin sahibi xax nickli yazar hangi sözlükte yazdığının farkında değil sanırım.
  • 21
    fatih terim'in popescu, hagi, drogba ve sneijder'i istemediğini iddia eden yazar. hatta yaşınız yetmiyor ondan bilmiyorsunuz bunları demiştir.

    yaşınız yetiyor da ne oluyor?

    drogba için hocanın yardımcısı hasan şaş'ın açıklamalarını bırakalım. https://streamable.com/p9nwh9

    hagi'nin gelmesi için fatih hoca'nın yaptığı fedakarlığı bırakalım. https://streamable.com/2kzots

    sneijder'i istemediği kısmen doğrudur. çünkü sneijder listesinin dördüncü sırasındadır. sneijder yerine de tadic, djuricic ve ben arfa'yı istemiştir. bana kalırsa istememekte haklıdır ama o beni ilgilendirir tabi. onun da kanıtını bırakalım. https://streamable.com/f0znyo

    popescu hakkında bir bilgim ve kanıtım yok. haklıdır, haksızdır bilemem. ama bildiğim tek şey fatih terim nefretinin gözünü kör ettiği. hagi ve drogba konusunda apaçık yalan söylemiştir.

    yalan söylemeyin. yalanlarınız her daim ortaya çıkar. yüzünüz kızarır kızarmaz bilemem, o sizi ilgilendirir. ama bayağı gülünç duruma düşüyorsunuz.
  • 3
    kafayı fatih terim ile bozmuş, fatih terim'i kendi deyimiyle takıntı haline getirmiş yazar. mesnetsiz argümanlarına cevap geldiğinde de konuyu hemen körü körüne savunmak, fatih terimcilik gibi şeylerle geçiştiriyor.

    onu bunu boşverin de 5 milyona alınan 13 tane oyuncunun ciddi ciddi takıntılar nedeniyle alındığını düşünmek cidden gülünç bir şey. bu arkadaşa göre onyekuru ihtimali bitene kadar hazırda beklettiğimiz onyekuru olmayınca sözleşme imzalattığımız babel fatih terim takıntısının bir ürünüymüş mesela. birbirinden iyi sol açıklar serbestken gidip ryan babel'e sözleşme yapmışız. çünkü hoca takıntılıymış. hoca takıntıları olan biridir, doğrudur da babel ne alaka.
  • 19
    (bkz: #2873580)

    normalde nick altı girmeyi hiç sevmem ama şu yukardaki entrysi kusura bakmasın da deli saçması, maç seçen adamı* imparator anında kadro dışı bıraktı ve sonra da yolladı zaten. özel mesajla seri'nin görevinin pas atmak olduğunu ve bunu çok iyi yaptığını söylediğimde, "adamın verdiği pasların yarısından fazlası hatalı, onun yüzünden şampiyonlar liginde rezil olduk" dedi ve engelledi beni, canı sağolsun.

    yalnız kendisine ve onun nezdinde galatasaray sözlük yazarlarına hatırlatmak isterim ki seri dün %97 pas yüzdesiyle oynamasının yanı sıra kariyeri boyunca %87 pas yüzdesinin altına düşmemiş bir oyuncu, xavi'nin hayran kaldığı bir pasör. dolayısıyla kendisine, özellikle bu konuda haksızlık yapılmasını kaldıramıyorum.

    seri'nin kariyer istatistikleri: https://gss.gs/1GG.png (u: 2015-2016 sezonu öncesi verileri pas yüzdesine dair bilgi içermediği için dahil etmedim)

    kaynak: https://www.fctables.com/...michael_seri-254960/

    çabamızın adı galatasaray

    selam ve saygılarımla.
  • 11
    her şeyi anlarım, haklı yönleri haksız yönleri olan bir durum ama şöyle bir cümleyi aklım almıyor;

    --- alıntı ---

    12. rakip yöneticilerin kendisini çekmek istediği batağa düşmesi, kendisine ceza vermek için fırsat kollayan pfdk'ya altın tepside fırsatlar sunması.

    --- alıntı ---

    biz hepimiz olgunluk abidesiyiz. sürekli size laf atılan, sataşılan ortamda kendiniz de susup sineye çekebiliyorsanız bunu eleştirme hakkınız var. kim susabilir böyle bir ortamda? adam kendini ve takımını savunuyor, derdiniz ne kardeşim sizin? sürekli isyan eden futbolcu istersiniz, adam gık dese ceza veriyorlar ki yine buna rağmen konuşmamaya çalışıyor. ne istediğinizi bir çözemedim.
  • 20
    fatih terim'in benim maaşımdan kesin ama mutlaka alın dediği hagi'yi istemediğini, transferine karşı çıktığını iddia etmiş yazar.

    fatih terim'in transferine karşı çıktığı, zorla eline verilen bir oyuncuyu takımın temel taşı yapmakla yetinmeyip saha içerisinde bir teknik direktör gibi takımı yönetmesine izin verdiğini nerede, ne zaman görmüş merak etmekteyim. inatçı, takıntılı ve egoist değil miydi kardeşim bu adam? *
  • 14
    muhtemelen son iki yıldır galatasaray'ın her şampiyonlar ligi maçını korku filmi edasıyla izliyor...

    ve yine muhtemelen son iki yıldır, tek bir lig maçını dahi, içeride veya dışarıda, koltuğuna yaslanıp, ayaklarını uzatıp izleyemiyor...

    ligin en maliyetli futbol takımı olarak, bir sivasspor performansı bile gösterilememesine çok bozulduğunu tahmin ediyorum. ki ben de öyleyim.

    bu ülkede artık çok can sıkmaya başladı, yolunda gitmeyeni eleştirenlere cadı gözüyle bakılması. hain ilan edilmesi. okul hayatımızda, iş hayatımızda bir an olsun vasatlığa tahammül edilmezken, iki koca yıl vasata tamah eder olmak çok acı bir tablodur.

    ve son olarak; eleştiri getirenden zarar gelmez, gözünü kulağını kapatıp biat edenden kadar...
  • 6
    fatih terim' i istediği gibi eleştirebilir, tıpkı diğer herkes gibi.
    sözlüğümüzde herhangi biri, herhangi bir kurumu, grubu ya da kişiyi eleştirirken iftira atmıyorsa, hakaret etmiyorsa, sadece kendi doğruları çerçevesinde yargılıyorsa ve bu yargının sonuçlarını dile getiriyorsa bu çok uygarca bir şeydir, medeniyetin gelişmesinin temelidir.
    fatih terim' i eleştirilemez gören, sorgulanamaz gören, asla hocama laf ettirmem o benim babam gibi diyenler kendilerine fatihterimsözlük kurabilir, oraya yazar alımında fatih terim'i kayıtsız şartsız korumak ve yüceltmek zorunluluğu koyabilirler.
    asla akıldan çıkartılmaması gereken bir gerçek var:
    galatasaray > fatih terim
  • 12
    kusura bakmasın da, mesnetsiz iddialar üzerinden, yani bir nevi iftiralar üzerinden hocaya gömdüğünü sanıp sonra “eleştirebilir canım” denilemez kendisi hakkında. gördüğü her habere düşünmeksizin hocayı eleştiri fırsatı olarak bakmaktan vazgeçerse kendisi de lince uğramaz.

    http://gss.gs/2836268

    güzel kardeşim, hoca linnes’e güvenmese zaten sezon başı elinde şener ve mariano isimli iki sağ beki mevcuttu. son güne kadar bekletmek yerine hazır paraya da ihtiyaç varken satılmasına onay verebilirdi. ama kendisi linnes’i kullanmayı düşündüğü için satmadı. sonra yabancı kısıtlaması sebebiyle bir tercih yapmak zorunda kaldı ve mariano’yu tercih etti. şu mantığı kurmak bu denli zor değil. önce bir düşünsün entry yazsın, sonra eleştiriyor mu yoksa düşmanlık mı yapıyor tartışırız.
  • 13
    kendisi eleştiriye konu entrisinde adı üstünde eleştiride bulunmuştur. eleştirilerinde yer yer haklıdır da.

    fakat tüm bunları neden bu başlıkta tartışıyoruz, ona anlam veremedim.

    tüm arkadaşlarımız her türlü eleştirisini herkes için yazmalı, yazabilmeli.

    ben söylediklerinin çoğuna katılmıyorum, ama hakaret edilmediği sürece tüm bunların yazılmasını destekliyorum.
  • 17
    yazdığı bir entry'e kızıp bir yazarın başlığı altına gelenlere oldum olası karşıyım. hedef gösteriyor, vurun abalıya çekiyorsunuz.
    eleştirilemez(!) birilerine söz söylendiğinde bu sözlükte ne fenerliliğiniz kalıyor, ne trollüğünüz. hatta geçtiğimiz haftalarda tehdit eden dahi vardı. erkeksen tt arena'ya gel falan yazanlar vardı.

    rahat bırakın yahu insanları. tamam, onların eleştirilerine cevap da verebilirsiniz ancak bunun yeri o insanların başlığı değil, eleştirinin yapıldığı başlıktır.

    yaptığı tum terim eleştirilerine sonuna kadar katılıyorum. eğer hocanın kraldan çok kralcıları bu kadar yüksek sesli olmasaydı belki de yanlışından çok daha erken dönerdi bu sezon.
  • 7
    okuduğundan yanlış çıkarımları yapanların hakkında çıkarımlar yaptığı yazar, nick altında tartışma adabı sözlüğün genel yapısına aykırı ama yine de yazayım.
    burada fatih terimcilik/@xax eleştirilen fatih terim değil, terimcilerdir.
    fatih terim'i eleştirmem için yapılan "fol yok" eleştirisi de son derece komik.
    terimci arkadaşların bir türlü farkına varamadığı folları sayayım;
    1. taylan antyalı'nın inatla oynatılmaması.
    2. selçuk inan'ın inatla oynatılması.
    3. plansız kadro planlaması(!) sonucu martin linnes'i liste dışı bırakması. (yabancı sınırlaması yüzünden istemeyerek kadro dışı bırakılmışmışmış. kardeşim sen elindeki yabancı sayısını bilmiyor musun? hududu geçmene rağmen son gün gidip 2 adam daha alıyorsun. bunun adı programsızlıktır, plansızlıktır. bunun sorumlusu da ben olmasam gerek, dünya üzerinde bir tek insan evladı bile linnes'in yerine mariano ve nagatomo'yu seçmez, herkes bunu yazıp çizdi sırf bunu söyleyenlere inat olsun diye linnes kadro dışı kaldı, yani hiçbir futbol aklı bu ikisi yerine linnes'i kadro dışı bırakmaz. bunun adı inattır, ben bilirimdir.)
    4. ryan babel'in transferi ve tüm hücum yükünü bu yaşta bir adamın üzerine yıkıp oyuncunun iflas etmesi.
    5. taraftara küfür eden, sahada yürüyen belhanda'yı inatla oynatıp baş tacı etmek.
    6. sahada oyunu okuyamayıp, yapılan hatalı değişiklerle önde girdiğimiz son dakikalarda oyuna aldığı oyuncuların hataları sonucu yediğimiz goller.
    7. şampiyonlar ligi'nde madara olup tek gol atarak sonuncu olarak elenmek. (bu alışkanlık olmak üzere olduğundan kimse umursamıyor galiba.)
    8. taraftara küfür eden belhanda'ya çıt çıkmazken kendisine eleştiri getiren nzonzi'ye anında kapıyı göstermesi.
    9. takım içi disiplini kaybetmesi. (oyuncular saha içinde istediğimi yapmıyor gibi bir açıklaması oldu.)
    10. sahada genç oyuncuları göreceksiniz dediğinin ertesi maçı ilk 11'in 30 yaş ortalamasıyla sahada olması.
    11. mariano'nun takımı katletmesini saha kenarında tiyatro seyreder gibi seyretmesi, bizi de bu işkenceye ortak etmesi.
    12. rakip yöneticilerin kendisini çekmek istediği batağa düşmesi, kendisine ceza vermek için fırsat kollayan pfdk'ya altın tepside fırsatlar sunması. (kimse sussun demiyor ama teknik direktör konuşup ceza alınca ne oluyor? + puan mı hanemize yazılıyor? yönetimle konuşulur bir yönetici çıkar ağzına geleni söyler, ceza alacaksa yönetici alır. bir dönemin fenerbahçe'sindeki mahmut uslu, murat özaydınlı ve şu an ali koç'un yanındaki kulak memeleri devasa olan adam gibi, adamın adını hatırlamıyorum.)

    eksiği yok fazlası var, daha ne fol lazım?
    siz kişilerin peşinden koşabilirsiniz ama benim rengim sarı/kırmızı'dır.

    geçmişe gidenler olmuş, tek başına özhan canaydın dönemi diyor ve kenara çekiliyorum. şu an kulübün maddi batakta olmasının başlıca sebebi o dönem yapılmış fiyasko transferlerdir. uefa kupasıyla övünen adamlara diyecek tek lafım yok, üzerinden 20 sene geçmiş kupayla övünmek utançtır. yenisini kazanmaya çalışmak yerine eskisiyle avunup duruyorsunuz. bırakın yenisini kazanmayı yenisini kazanmaya yaklaşamadık bile.

    "sizinkisi de zor zanaat be kardeşim, bunca manevradan sonra heder oldunuz" , "şampiyonlar ligi'nde madara olup tek gol atarak sonuncu olarak elenmek" şu cümlelerin muhatabı galatasaray değil, terimcilerdir ve bana göre onlar galatasaraylı değildir.
    farkında olmayan arkadaşlara hatırlatma yapayım; "şampiyonlar ligi'nden tek gol atıp, sonuncu olarak elendik" kuzey kore tipi propaganda yapıp, "şampiyonlar ligi'nde tek gol atıp şampiyonlar ligi şampiyonu olduk." mu deseydim? hamza hamzaoğlu dönemi miydi, prandelli dönemi miydi tam hatırlamıyorum ama her maç 4 yediğimiz şampiyonlar ligi sezonunda bile bu kadar kötü, ruhsuz ve temposuz bir oyunumuz yoktu.
    beni isteyen istediği gibi eleştirebilir hatta linç de edebilir ama gerçekler ortada, verdiğim örnekleri çürütebilecek varsa buyursun yazsın, hangi maddede hata var. eleştirilerden rahatsız olduğumu iddia etmeniz bile gerçekle bağdaşmayan bir tespit. sonuçta terimcilik de rasyonaliteden uzak olmak değil mi?
App Store'dan indirin Google Play'den alın