• 80
    dunyanin en taninmis santraforunun transferini istemek degildir. evet zlatan'dan bahsediyorum. kendisini ali sami yen'de parçali forma icinde gormek istiyorum. gelsin izleyelim, golleriyle cosalim, avrupa'yi sarsalim. ama bu vizyon mudur? degildir. ben de vizyonlu falan degilim. ridvan'in xavi-iniesta-messi bilgisi gibi bir sey bu. zlatan'i istemeyen futbolsever mi olur?

    vizyon galatasaray'in kisa-orta-uzun vadeli hedefleri ile alakalidir. kisa vadede yarismaci bir takim olarak sampiyonluk, orta vadede avrupa'da surekli ilk 10 takim icinde olmak ve uzun vadede avrupa'da kupa 1'i kazanmaktir. ve bunlar icin gereken sey de transfer degil, kulubun gelirlerini kalici olarak arttirmaktir.
  • 82
    neden özellikle bu sene türediğini az çok anlayabiliyorum ama tamamen anlayamıyorum. son senelere baktığımızda, galatasaray nokta transferler yapmadı bence, yapılan transferler şans eseri nokta oldu, takımın iskeletini oluşturdu. vizyon olması için öncelikle istikrar olması lazım, galatasaray'da bu var mı? yok, bence. kalli döneminde vardı biraz sanki, ondan sonra hatırlamıyorum böyle bir şey. gelen her yönetim kafasına göre takılıyor. öncelikle bu sorunların halledilmesi lazım. galatasaray bence tarihinde maksimum 2 kere vizyon takımı olmuştur. "türk olmayan takımları yenmek" mottosu sadece kağıt üzerinde bence, maalesef.
  • 84
    transfer değildir. bunu net açıklamak lazım.

    takım satın alıp, yıldızlara milyon euro'ları döken araplar dünya'nın en vizyonlu adamları olurlardı öyle olsaydı. kendi kulübümüzden örnek verelim, sneijder ve drogba hamlesi vizyoner bir harekettir. hem evrensel tanınırlık hem de sportif başarı açısından mantıklıdır.

    ancak alt yapıdan düzenli yıldız çıkarmak (porto, ajax vb.) , athletico madrid'in dibin dibini gördükten sonra bugünkü konuma gelmesi, faruk süren'in 96'da fatih terim'i takımın başına getirip başlardaki kötü sonuçlara rağmen arkasında durması vizyoner hareketlerdir.

    shakhtar donetsk'in sağlam projeyle lucescu'yu 2004'de getirip bugünlere gelmesi keza vizyondur.

    kulübe ceo getirip, kurumsallık ayağına zerre çivi çakılmayan soyut yapılanmalarda ne vizyon ne de kurumsallaşma vardır. profesyonellere bırakılan işler, ne zaman alakasız kişilerce müdahele edilen hale geldi işte bu durumları yaşadık. yakın tarihimizden yaşadığımız örnekler mevcut kulübümüzde.
  • 87
    tdk bu sekilde tanımlamış;
    2. daha sonra olabilecekleri düşünme işi. 3. insanı duyular dünyasının üstüne yükselten ve hiçbir zaman tam olarak gerçekleştirilemeyecek olan, yalnızca erişilmesi istenen amaç olarak kalan kılavuz ilke. 4. bir şeyin dıştan bakıldığında görünen biçimi, görünme durumu. 5. gerçekleri yanılmadan görebilme yeteneği.
    bizim yönetimimizde bulunmakta mıdır ? yoksa bazı renktaşların dediği gibi medyanın gazına gelen ergenler topluluğu mudur şikayet eden galatasaraylılar;
    yaşananlar ve şu an ki sonuçları bu şekilde gözüküyor;
    - transfer de eksik bölgeleri teknik direktör ve yönetim hariç herkes kabul ediyor fakat transfer konusunda net bir gelişme yok. (forvet, sağ bek, sağ açık)
    - kendi transferlerinden bağımsız rakibin çok önemli transferler ile güçleniyor ve populerliğini eldinen alıyor
    - sürekli taraftarları aptal yerine koyacak açıklamalar yapılıyor (örn: dursun özbek'in kontratı bitecek oyuncu ile ilgili açıklaması ya da transfere sürekli gün vermesi)
    - jpk gibi 25 yaşına kadar hiç başarısı olmayan bir ismi zaten yeterince oyuncu olan bir bölgeye transfer edilmesi
    - sabri gibi kendisi ve oynadığı futbol ile dalga geçilen bir reklamda oynamayı kendine yedirebilmiş bir adama zam yapılması
    - melo konusunun olumlu ya da olumsuz çözülmemesi ( net bir şekilde kadro dışı deseler bile hak verirdim)
    - galatasaray'in lisenin malı olduğunun dönem dönem dikte edilmesi
    yukarıdaki yaşananlara bakıldığında ben tdk nin tamınladığı hiç bir maddeyi kendi yönetimimizde göremiyorum
    yakın zamanda yönetim kaynak olmaması konusuna sığınacaktır
    fakat bu yönetime talip olmadan önce atıp tutan kendileri idi. o zaman maddi durumdan habersizler miydi?
    ikincisi zaten bu soruna çözüm bulamayacaklarsa;
    bir arkadaş da teklif etmiş
    bıraksınlar başkan ben olayım, kaynak yaratmadan en fazla ben bu kadar saçmalarım
  • 90
    tıpkı doğruyu söyleyen insanlara, aydınlara "yav entel dantel bunlar işte elitçi piçler" muamelesi yapıldığı gibi, vizyon diyen galatasaray taraftarına da ergen muamelesi yapılıyor işte. halbuki bu taraftarın tek istediği var, eğer paramız yoksa çıkın mertçe söyleyin. sevgili galatasaraylılar, finansal sıkıntılarımız var o yüzden bu sezon transfer beklemeyin deyin.
    ama böyle bir açıklama da yok. bi de bunun üstüne gidip ismini anmak istemediğim adamlara değerlerinin 3-5 katı maaş veriliyor. e millet de isyan ediyor doğal olarak.

    kardeşim sen aksayan bölgelere, kamuoyunda para yok algısı yaratıp transfer yapmıyorsun ama gidip de bu bölgeleri aksatan adamlara milyon liralarca maaş zammı veriyorsun. bunun mantıklı bir açıklaması var mı yani? üstelik sosyal medyada çok güçlü bir tepki verilmemiş olsa, bir diğer çöp olan atanamamış bombayla dahi sözleşme yenilenecekmiş. e durum bu olunca taraftar bir dümenler döndüğünü düşünüyor ve bir an önce aksayan bölgelere düzgün transferler yapılmasını istiyor. üstelik bonservisi elinde bir sürü kaliteli de adam var. ama sen gidip hala bilal kısaları, jem karacanları alıyorsun. alma demiyorum yine al. ama mesela bunun yanında maxi pereira'yı da alacaksın işte. taraftarın beklentisi de bu çünkü.

    kısacası galatasaray yönetimi ve teknik kadrosu büyük bir tutarsızlık içinde davranmaktadır. insanların vizyon diye yüklenmesi bunlardan dolayı.
  • 91
    şampiyonluktan sonra dilimize pelesenk olmuş kavram. yönetim ve teknik ekibin düşünceleri, taraftarların çoğunu endişelendirdi ve endişelendiriyor. hamlelere bakıldığında bu ekip hakkında vizyonlarının çok küçük ya da hiç olmadığını söyleyebiliriz. ama bu bazı taraftarlarca yanlış anlaşılıyor. bir kaç kelam isterim bu konu hakkında. sadece futbol branşıyla ilgili söyleyeceklerim. zira diğer branşların iç dinamikleri ile ilgili pek bir malumatım yok.

    şimdi vizyon nedir. kısaca en iyiye nasıl gidileceğine dair yapılan planlamadır. herkesin vizyon tanımı farklı olabilir. ama üç aşağı beş yukarı benzer ifadelerle tanımlanır vizyon kavramı. peki futbolda vizyon nedir. ulaşılabilecek top noktaya nasıl ulaşabileceğimize dair planlamadır. biz nasıl en iyi oluruz ya da en iyilerden biri oluruz. benim aklımda 3 adet süreç var. şöyle ki.

    1- en iyiye en iyilerle ulaşma metodu kısaca real madrid metodu da diyebiliriz. nedir bu yol. en iyileri transfer ederek kadroyu kurarım. ve böylelikle en büyük olurum. ne yapıyor madrid. gidiyor kendi mevkisinin en iyilerini fiyatı ne olursa olsun alıyor. ronaldo'ya 94 milyon euro'yu vermekten çekinmiyor. gidiyor bale için çat diye 100 milyon euro'yu masaya koyuyor. maksat ne avrupanın en iyisi olmak. ve oluyor. şampiyonlar ligin aldılar geçen sene.
    şimdi bizim taraftarımız ne istedi. forvete ihtiyaç var. ibrahimoviç'i alalım dedi. sağ bekte alves boştaymış almak için uğraşalım dedi. neden? çünkü bunlar en iyisi. haa yönetim derse ki "bizim gücümüz yok alamıyoruz." eyvallah kardeşim. başka metotlar da var en iyi olmak için.

    2- en iyiye öz kaynaklarla ulaşma metodu bu metoda da ajax modelini örnek verebiliriz. nedir bu metodun gerekleri. çok basit. alt yapıdan kaliteli futbolcu yetiştirmek. ajax'ın her sezon kadrolarına bir bakın. 25 kişilik kadrolarında 10-12 tane alt yapı topçusu vardır. sneijder'ler, van der vaart'lar, kluivert'ler ve daha niceleri. hep bu fabrikanın ürünü. bir üsttekini yapamıyorsan bunu dene o zaman.
    bize gelelim. semih ve emre çolak'tan beri adam çıkmadı şu alt yapıdan. belli ki köklü bir revizyon yapılmadan ve profesyonel bir sisteme geçilmeden çıkmayacak gibi. yönetim şöyle bir projeyi hayata geçirse galatasaray taraftarının % 90'ı destekler. var mı peki böyle bir şey. yok. ama durun bir metot daha var.

    3-porto metodu son günlerin moda tartışma konusu. biz niye porto olamıyoruz. bak güzel kardeşim en üstteki metoda paran yetmedi, eyvallah. 2. metoda kafan basmıyor, ona da eyvallah. o zaman bu metodu kullanacaksın. nedir bu metot. herkesin bildiğini bir de ben söyleyeyim. en iyi olabilecek futbolcuları arayıp tarayıp bulmak. burada kendilerinin gelişmelerini sağlamak akabinde başarı. sonunda da bu oyuncuları güzel fiyatlara satabilmek. bizde bu biraz var gibiydi. bruma ve telles transferleri olumlu hamlelerdi. ama ne yapıyor bizim yönetimimiz*, bruma'yı kiralıyor, telles'i satmaktan bahsediyor. ve en acısı transfer döneminde 30 yaş civarı futbolcularla ilgileniyor.

    şimdi söyleyin bakalım. vizyonumuzu gerçekleştirebilecek bu 3 yoldan hiçbirini kullanmayan şu yönetim, şu teknik ekip, vizyonsuz değil de nedir.
  • 97
    olan parayı, eskiden takım arkadaşı olan menejerlere yedirmek değildir.

    (bkz: ekrem onuk)

    türkiyede kulüp dahi bulamayacak adamlara küfür gibi %50 zam yapmak ise hiç değildir.

    (bkz: ya sabır)

    vizyon, aydın yılmaz denen adamla galatasaray çocuğu diye yeni sözleşme imza aşamasındayken taraftarın "yeter lan artık" diyip gösterdiği tepkisidir.

    milleti salak sanmasınlar, yemiyoruz!
  • 100
    mehmet demirkolun dediği şey vizyon değil, misyondur. galatasarayın misyonudur türk olmayan takımları yenmek.

    vizyon bu değil, vizyon gelecekteki statü-konumunuzla ilgili bir şeydir.

    misyon niçin var olduğunuzun cevabı; vizyon ise gelecekte, belirli bir zaman periyodunda nerede ve ne halde olacağınızın öngörüsüdür.

    a) "amacımız türk olmayan takımları yenmek." - misyon.
    b) "10 sene içinde avrupanın ekonomik olarak en güçlü 10 takımından biri olacağız." - vizyon.
App Store'dan indirin Google Play'den alın