• 828
    (bkz: video ne kadar güzel bir alet değil mi)

    bakın var da malesef ülkemizde çok iyi kullanılmıyor, ucl'ye, epl'ye vb uygulamalara göre kötü kullanılıyor ama en azından ofsayt ve çok bariz hataları engelliyor.

    29 nisan 2021 alanyaspor fenerbahçe maçının ilk yarısında fenerbahçe'nin bariz ofsayt olan pozisyonunda yan hakem oynattı ve hakem de penaltı verdi. var olmasa fenerbahçe 1-0 öne geçecekti, tüm maç değişecekti.

    durun daha bitmedi, 42. dk.da bu kez bariz ofsayt olmayan pozisyonda hakem gökhan gönül'ü attı ama yan hakem ofsayt verdiği için iptal oluyordu ki, var'dan pozisyonun ofsayt olmadığı bilgisi geldi ve gg atıldı.

    işte fenerbahçe yıllarca bu şekilde kayrıldı, bizim de haklarımız yendi.

    var geldiğinden beri fener'in kollanması nihat özdemir e fener güdümlü tff'lere rağmen azaldı.

    ne de güzel oldu, çok da güzel oldu...
  • 831
    var'ın futbolda ne işi olduğu başlangıçtan beri sorgulanan bir şeydi. açıkçası bana çok saçma gelmiştir, yine kalu beladan beri. çünkü bu mobese'nin varlığını sorgulamakla neredeyse aynı şey. ufak bir nüans farkı var diyebilirsiniz belki. gerçi bence o da yok. var, oyunun doğasıyla, geleneğiyle çelişmiyor. eksiklikleri var ama kullanım yönünde o da. yani insan faktöründen kaynaklı eksiklikler. hakem hata yapıyordur, art niyetlidir, futbolcu suistimal ediyordur vesaire...

    ehem.

    gün gelecek post-fütüristik bir çağ yaşayacağız ve siber-punk bir evrende robot futbolcular ve hatta silme robotlardan kurulu takımları olacak. o gün geldiğinde robotların futbolda ne işi olduğu tartışılacak. bir kısım insan futbolcuların, robot futbolculardan daha iyi olduğunu savunacak. "bu düpedüz ırkçılık..." evet, böyle diyecekler. robotlar buna çok içerleyecek olsa da yapay zekalarındaki kısıtlamadan dolayı pek bir şey yapamayacak. tıpkı bizim gibi... kendilerine dert ettikleriyle kalacaklar. tıpkı bizim gibi... sonra robotların futbol çağı gelecek. robot milliyetçiliği böyle başlayacak. stadyumlar önünde "robotlar dışarı" tezahüratları atılacak, kendi ekmeklerine dokunmadıkça hiçbir şeye karışmayan futbolcular derneği tarafından. elbette. hiç şüphesiz bunlar yaşanacak!

    sonra...

    sonra -zâtı hâllerimin de bizatihi fahri ve hayali üyesi olduğu- robot hakları haktivistleri* * robot hakları üzerine twitler atacak. evet! bunlar olacak. ve biz nevizade'de bir duble atıp "adı robototakawa kun olsa şu kadar bitcoin eder" muhabbeti yapacağız -hiç şaşmaz- kendi kafa bir milyon sanal gerçekliğimizde. ve nihayet yalnızlaşacağız.

    not: ulan bak buraya yazdım. gerçekleşirse "adam zamanında demiş" deyin ha! saygı, torun!
  • 836
    başından beri nefret ettiğim uygulamaya, euro 2020 ile ısınmaya başladım gibi hissediyorum. hakemin gördüğü ve karar verdiği olaylara karismiyorlar. böylece maç içinde ofsayt gibi durumları saymazsak bazen gerek bile duyulmuyor. bu şekliyle futbolun ruhunu öldürmüyor. 16 haziran 2021 günü oynanan türkiye galler maçında galler'in kazandığı penaltı bana göre penaltı değildi, bale ayağını takiyordu. bizde olsa duruma ve takıma göre 10 dakika incelenir, hakemin çağırılıp cagrilmayacagina karar verilirdi. sanırım sadece içer de mi dışarda mi kontrolu yapıldı. hakemin kararına saygı duyuldu. bizde hakemler var baksın mantığı ile karar veriyorlar. o nedenle de her pozisyonda faul arıyoruz. ofsayt dışında, var hakemin net olarak yanlış gördüğü ve sana göre bana göre değil herkese göre aynı olan pozisyonda devreye girer. euro 2020'de ki şekli ile kullanılmayacaksa türkiye ligi'nde ofsayt dışında kullanılmamalı. gerçi bizde ona bile laf ediliyor.
  • 838
    euro 2020’de uygulanan ile türkiye’de uygulanan aynı şey olamaz.
    ne bedava penaltılar uydurduk yahu şu var yüzünden biz türkiye’de. euro 2020’de milletin umurunda değil valla... ama bizim de futbol iklimi bozuk arkadaş, görüntüyü ağır çekim oynatınca her temas zaten penaltı, böyle böyle rezil ettik uygulamayı tamam da, verilmediğinde de biz de dahil herkes kudurdu ve kuduracak da böyle durumlarda.

    ama öyle ya da böyle euro 2020’deki kesinlikle doğru uygulama, aslolan var’ın hissedilmekten çıkması, bizim anladığımızın tam tersi yani.
  • 839
    var'ın türkiye'de yanlış uygulanmasının sebebi: kuralları bilmeyen hakem eleştirmenlerinin aptalca eleştirilerine karşın insanlara uygulamayı anlatmak yerine ikide bir protokolü değiştirdikleri için.

    uygulamanın amacı hakemin her kararının doğru olması değil (doğru nedir?). hakemin kararlarını verirken olabildiğince görmediği bir hadise kalmaması uygulamanın asıl amacı. haliyle beğenilmeyen her kararda "var neden çağırmadı?" gibi bir soru tamamen yanlış bir sorudur. temas varsa vardır ve bunu hakem görmelidir. hakemin görmezse var çağırır, görürse var çağırmaz. temas faul mü, oyuncu kendini attı mı, doğru mu, yanlış mı gibi soruların var ile hiç bir alakası yok.

    bu anlattıklarıma karşın erman toroğlu çıkıp "ben var hakemi olacağım var ya..." gibi saçma sapan cümleler kuruyor. işte erman toroğlu var'ı ne zannediyorsa var o değil.

    açıkçası türk futbol taraftarlarını (galatasaray'lılar dahil) gömme konusunda gayet cömert olmama rağmen bu konuda hiç suçlamıyorum. bir yandan "protokolü anlatmak için farklı yöntemler bulun, her hafta bir iki pozisyonu açıklayan videolar yapın." gibi cümleler söylenebilirken bir yandan da berbat skandallar gözlemliyoruz. hakemler o kadar baskı altında ve kontrollerini kaybetmişler ki her hafta farklı uygulama var. bu arada nadiren de protokolün uygulandığını gördük. ee bunun sebebi de basit. iki de bir protokolü değiştiriyorlar hangi ara hangi protokolü anlatacaksınız.
  • 840
    var' ın türkiye de uygulanamamasının sebebi hakemlerin kötü olmasından kaynaklı. niyet okumadan sadece yetenek olarak kötüler. şampiyonlar linginde, avrupa kupasında şimdi izliyoruz adamları var' ın çağırmasına gerek kalmıyor çünkü sürekli pozisyon içindeler ve kuralları yalayıp yutmuşlar. bir kere adamlar mücadele nedir nasıl yapılır, şiddetin teması nasıl olur olmalıdır biliyorlar. kaç tane maç izledim bir kere bile omuz omuza mücadele edene faul çalındığına denk gelmedim. neden? çünkü futbolun iklimine aykırı. bizimkiler burada alışmış kalçayı dayayıp kendini yere salmaya (selçuk inan faulü) hakemler de çal babam çal. sonra oyun akışı da kötü olur "var" da her şeye karışır. olay "var" sistemi değil kötü hakemlik.
  • 842
    ne işe yarıyor bu zımbırtı? hani adalet sağlanacaktı. bizim italya maçında aleyhimize çalınmayan penaltıdan tutun ingiltere'nin yarı finalde kazandığı penaltıya kadar tamamen rezalet kararlar. bir de iki maçı da aynı hakem yönetti. var buralarda uyarmayacaksa neden var? sadece ofsayt pozisyonları için getirildi sanırım. var futbolun ruhunu öldürüyor tartışmalarına çok fazla takılmışlar. adamlar yanlış verilen kararda bile hop birader gel bu pozisyonu tekrar izle demiyorlar. turnuva boyunca bir kez bile hakemi çağırmadılar. hem de çok kötü hakem kararlarına rağmen. çok eleştiriyoruz ama sanırım var'ın en doğru kullanımını bizim hakemler yapıyormuş. çok bilmiş uefa var'a türk hakem almadı. yahu şurada ali palabıyık olsa uyarırdı hakemi müdahale yok diye.
  • 843
    ligimizindeki tartışmalı pozisyonlarda istisnasız 3 dakika bu zımbırtıyı bekliyoruz. daha doğrusu monitör başındaki hakemin, maçın gidişatına göre yapacağı eyyamı. ama yine de 3 dakika sürmesi hiç normal değil. avrupa'da 30-40 saniyede olay kapanıyor. acaba diyorum, ülkedeki tek karar verici için bu konuda da mı onun ağzının içine bakıyorlar. ispatlayamam ama yemin edebilirim.
  • 846
    buna dair ikide bir yazmayı planlıyorum. zira işi futbol olanlar var'ın ne olduğuna dair bir haberler ancak çok konuşuyorlar. muazzam seviyede yanlış beklentiler var.

    en çok gözüme çarpan şeylerden biri var hakeminin sahadaki bir hakem gibi kuvvetli olduğunu zannetmek. hatta bazıları sahadaki baş hakemden daha kuvvetli zannediyor. bu arada burada bazıları dediğim sözlük yazarları, futbol izleyicileri falan değil. yorumcular, hatta hakem yorumcuları. örneğin erman toroğlu o kadar cahil ki insanı yıpratıyor. neyse şunu bir düzeltelim. var hakemi yardımcı bir elemandır. "gel izle lan." diyemez. bunun bir prosedürü var.

    yapılan en büyük hatalardan biri var hakeminin hakemlik gözünü kullanarak işlem yaptığını zannetmeleri. dedim ya prosedür var diye. var hakemi sahada yanlış karar verildiğine inandığı için devreye girmez. bu prosedürü takip ettiklerinde prosedür izin verirse dahil olur.

    şimdi şu prosedürü bir konuşacağız ama öncesinde var niye çıktı bunu bir anlayalım. hakemlik deli saçması ve çok zor bir iş. bu yüzden her türlü sporda hakemler belli başlı metodlar geliştirmişler. örneğin belli açıları yakalamaya çalışıyorlar ki daha fazla alan görsün. haliyle hakemlik gelişmiş ve dünya ortalamasında hakikaten iyi yapılan bir meslek. ancak bu alan her yerine düzenli olarak hakim olmak için çok geniş. istedikleri kadar en verimli teknikleri bulsunlar ben televizyon izleyicisi olarak çok daha işe yarar dataya sahibim. var'ın derdi bunu kırmak. hakemin görmediği datayı ona vermek. bakın burası temeli işin. hakemin kararını değiştirmek amaç değil. hakemin eksik bilgisini yok etmek.

    o zaman prosedür nasıl çalışıyor. kısaca anlatmak gerekirlerse var'daki hakemle sahadaki hakem pozisyonu anlatıyorlar. eğer anlattıkları uyuşursa var'ın işi bitiyor. hakemi pozisyonu izlemeye çağırmıyor. hakem yanlış bir karar vermiş olsa dahi doğru bilgiyle bu yanlış kararı verdiği için sorun yok. çünkü soru şu: "karar kime göre yanlış?" verilen karar muazzam derece saçma ve hatalı olsa dahi o zaman saha içindeki hiyerarşi bozulur. bundan dolayı karşılıklı anlatılarda uyuşmazlık olduğunda var'a çağırılma oluyor.

    geçen hafta da buna benzer bir şeyi ya buraya yazmıştım ya da mesajla birisine göndermiştim. geçen haftaki konu 16 ağustos 2021 giresunspor galatasaray maçının sonunda babelin kavalına rakibin basmasıydı. bir arkadaş var burda nasıl çağırmaz demişti. oysa hakem pozisyona 2 metre falan yakındı. haliyle hakem pozisyonu gördü ve bu kararı verdi. karar hatalı olabilir, vardaki hakem de kararın hatalı olduğunu düşünüyor olabilir. ancak hakem pozisyonu gördüğü için, elindeki data yeterli olduğu için var devreye giremez. bugünki hadise ise 22 ağustos 2021 fenerbahçe antalyaspor maçının sonunda fenerbahçe aleyhine penaltı verilmeyen pozisyonun devamında fenerin 2. golü atması. bu pozisyonda var inceledi ve hakem çağırılmadı. tabi ki ne konuştuklarını bilmediğimiz için ne olduğunu tam bilemeyiz. ancak eğer bu pozisyonda halil umut meler ele teması gördüyse ve elin konumunu kavrayabildiyse var artık hakemi çağıramaz. zira doğru bilgilerle elin pozisyonunu algılayıp buradaki ele temasın faul mü olup olmadığına karar vermiştir. karar hatalı olabilir ama tam bilgiyle verilmiş bir karardır.

    edit: şunu hatırlatmak istiyorum. pozisyonları tartışmıyorum. oradaki sistemi aktarmaya çalışıyorum.
  • 847
    türkiye'de hakemlerin eyyamcılığına ve korkaklığına alet olan uygulama.

    hakemler hiçbir önemli pozisyonda oyunu durdurmuyor. gol pozisyonunda atağı kesmiyor, kırmızı kart göstermiyor, penaltı vermiyorlar. hata yaptıysam var uyarır, ben göte gelmeyeyim diyorlar. var hakemlerinin kural gereği fahiş hata olmadığı sürece müdahale etmemeleri gerekiyor. ama onlar da müdahale etmeleri gereken pozisyonlar konusunda dengeyi tutturamıyor ya da dengeyi işlerine geldiği şekilde ayarlıyorlar.

    örneğin bu akşam hakem kararlarının tartışıldığı maçta* 3 hakem kararı skora etki etti. biri fenerbahçe'nin iptal edilen golü, diğerleri antalyaspor lehine verilmeyen penaltılar. ben var'ın 3 pozisyonda da müdahale etmemekle doğru yaptığını düşünüyorum. ama penaltı pozisyonlarının benzerlerinin başka takımlar söz konusu olduğunda var müdahalesiyle değiştirildiğini de hatırlıyorum. eleştirilen bu maçta verilen kararlar değil, geçmişteki tutumla bu maçtaki arasında görülen tutarsızlık. ayrıca hepimiz biliyoruz ki var olmasaydı fenerbahçe'nin ikinci golünden önceki elle oynama pozisyonunda hakem antalya lehine penaltı verecekti.
App Store'dan indirin Google Play'den alın