• 1
    https://pbs.twimg.com/media/DMcIAbiXkAI-wXz.jpg

    asgari ücret ile çalışan,çocuğu üniversiteye gitsin diye,yıllığı 18-20 bin türk lirası olan temel liselere gönderen insanlar tanıyorum.adam çocuğu okusun diye kredi çekip bankaya borçlanıyor.adamın yeme içme kira giderini saymıyorum.
    sen bana ne hikayesi anlatıyorsun ya,pazar günü ailesi ile kahvaltı yaparken stres oluyormuş.

    halk'dan o kadar kopuksunuz ki,yazıklar olsun.
  • 2
    https://pbs.twimg.com/media/DMcIAbiXkAI-wXz.jpg

    saydığı dayanılmaz çalışma koşullarına karşı hamit altıntop önderliğinde rızık-sen adlı bir sendika kurabilecek oluşum. hele sonlara doğru yazacak bir şey bulamayıp aynı şeyi tekrar etmeleri müthiş.

    düne güvenmeden ilerlemek...
    30 yaş sonrası gelecek kaygısı...
    en güzel yılları feda...
    genç yaşta çalışmak...
  • 3
    https://twitter.com/...s/920655944270401537

    “hayatının en güzel yıllarını seve seve futbola heba etmek demek” heba mı !?

    sanki bana misak-i milli sınırını koruyor. ulan 25 senede bilmem maç milyon dolar kazanıp, gittiğin heryerde bedevadan yaşayıp hürmet görüyorsunuz. üstüne futbolu bıraksan yorumculuk gibi salla başı al maaşı iş cukka. e çocuğun topçu olmak istese önü açık, olmasa da olur 7 sülalene yetecek parayı kazanmışsın ama neymiş heba.

    zaten sadece bu cümle sıkıntı değil. yazı başlı başına sıkıntı. kesin bunu aralarında ilkokul mezunu bile olamayan tip yazdı. ulan efendi gibi çık de ki. kardeşim evet futbolculuk zor iştir, küçük yaştan beri emek vermen, zorluklara göğüs germen gerekir. sakatlığı şu su bu su da var riskilde. ama güzelde kazandırır de bırak. heba dersen burada üniversite bitirip evde oturan veya saçma sapan işlerde çalışma mecburiyetinde kalan insanlar, asgari ücerete çalışıp ev geçindirmeye çalışanlar ne diyecek ?
  • 4
    https://pbs.twimg.com/media/DMcIAbiXkAI-wXz.jpg

    - hayatını idame ettirmek için çalışan herkes erken kalkmak zorunda, hatta büyük çoğunluk için 7'den çok daha erken bir saat.
    - çoğu meslek grubu -şoförler dahil- yıllarca tek mekanda işini sürdürür, iş gereği gezip tozan pek az insan var. yine iş değiştirmek, yani bir mekandan diğerine geçmek de bunun çok doğal bir parçası.
    - sahada rakip olup kavga etmek? hadi lan oradan hepimiz top oynadık. sanki herkes kavga ediyor, ya da etmek mecburiyetinde...
    - "siz pazar günleri ailenizle kahvaltı... :)))" siz? biz? beyler kime sesleniyor burada bilen var mı? :( yazıyı kaleme alan kişinin halktan ne kadar izole olduğunun kanıtı... çoğu insan üniversite, hatta lise dahil hayata başka kentlerde atılıyor ve ailesinden uzakta kalıyor. ha çoluk çocuğa sesleniyorlarsa bilemem. bu yazının mecrası "profesyonel futbolcular derneği" olduğu için eminim ki yaşam ve uygun fırsatta sevdiklerini ziyaret edebilme imkanları sıradan vatandaştan daha iyidir. ödenen ücretleri biliyoruz.
    - dünyadaki bütün işlerde özel hayatında ne olursa olsun sorumlulukların yerine getirilmesi beklenir, sadece futbola özel bir durum değil bu.
    - dünyadaki bütün işlerde kötü performans gösterirsen eleştirilir, yaptırıma maruz kalır, hatta kovulursun. geçmişine güvenip rahat takılabileceğin sahi kaç meslek var? kaldı ki parasını alıp "yatan" futbolcuları da malumdur.
    - 30'lu yaşlar neden bu kadar önemli anlamıyorum, millet yarını nasıl çıkartacağım, ay sonunu nasıl göreceğim diye düşünüyor.
    - hayatın en güzel yıllarını hepimiz "sike sike" bir şeylere feda ediyoruz. hayatın en güzel yıllarının sefasını kim sürüyor allah aşkına? siz bizimle kafa mı buluyorsunuz?
    - "çok genç yaşta hayata atılıp, bir sürü psikolojik savaş verip ayakta kalmak..." ulan çık mahalleye, sanayiye bir dolaş be adam, ne kadar küçük yaşta ekmek parası peşinde koşan gençler var!
    - en sonlarda yazacak bir şey bulamamış artık iyice boş demagojiye vurmuş.

    belli ki bu yazıyı yazan da, görüp "ulan adam haklı bea!" deyip siteye koyan bir grup kalın kafalı da aynen mecliste kendi çalışma saatlerini ya da üzerine oturdukları ceylan derisi koltukları konuşan milletvekilleri gibi halktan kopalı asırlar olmuş; kendi küçük fildişi kulelerinde takılıp ajitasyon, demagoji ve yaygara yaparak kendilerini çok özel ve emekçi zanneden bir grup kendini bilmez şahıs.

    hiç unutmam, ali ağaoğlu bir röportajında maddiyattan örnek verirken noktasına virgülüne dokunmuyorum aynen şu örneği vermişti;

    "bugün cebinizde 10 kuruş yoksa belediye otobüsüne bile binemezsiniz..."

    son zamlar gözünden kaçtı herhalde ali baba, toplu taşıma 12,5 kuruş oldu :(

    işte bu tipler de halktan bu derece kopmuşlar...
  • 6
    https://pbs.twimg.com/media/DMcIAbiXkAI-wXz.jpg

    son açıklamasıyla aklıma bir fıkra getirmiş dernektir.

    bir sınıfta çok zengin bir ailenin kızına, öğretmeni fakirlikle ilgili kompozisyon yazma ödevi verir. kız başlar yazmaya: "bir evde herkes çok fakirdi. anne, baba çok fakirdi. çocuklar çok fakirdi. ahçılar, uşaklar, şoförler, hepsi çok fakirdi."

    nedense aklıma bu fıkra geldi işte.
  • 8
    https://pbs.twimg.com/media/DMcIAbiXkAI-wXz.jpg

    her şeyi anladım da şeyi niye eklememişler anlamadım: ''çoğunuzun hayatı boyunca çalışarak kazanacağı parayı 1 ayda kazanmak demek.''

    dalga falan geçiyorlar herhalde. 30 yaşından sonra ne yapacağını düşünmekmiş. lan sen 2 aylık maaşınla doğru düzgün yatırım yapsan, futbolu bıraktıktan sonra hiçbir şey yapmadan ülkemizde çoğu kişinin ''çok iyi'' olarak nitelendirdiği parayı kazanırsın. tabii bunun için her gece barlara, karıya kıza para akıtmak yerine düzgün yaşamak lazım. hadi bunları da mı yaptın? zaten çoğunuz oradan sonra yazar, yorumcu vs. olarak yine gayet iyi paralar kazanıyorsunuz. kimi yiyorsunuz lan siz?

    işin komik tarafı da yazılanların çoğunu avrupa'da oynayan futbolcular daha zor şartlarda yaşıyor. adamlar haftada 3 maç yapıyor, hayatları oradan oraya seyahatle geçiyor, her maç üst düzey oynuyor ve profesyonel yaşıyorlar. yani onlar için antrenmanların başladığı temmuz ayından liglerin bittiği haziran ayına kadar 'sosyal yaşam' diye bir şey yok doğru düzgün. onlar şikayet etmiyor da siz mi ediyorsunuz? ki zaten yazılanların çoğunu da yapmıyorsunuz. çoğu sorununuzu sahaya da yansıtıyorsunuz.

    ''hayatının en güzel yıllarını seve seve futbola feda etmek demek.'' insanlar hayatlarının neredeyse tamamını işine feda ediyor, bunun sonuncunda da milyon dolarlar değil, rahat geçinebilmek için yapıyorlar. ünlü olmuyorlar, onları çok seven insanlar olmuyor.

    futbolculuk bence kolay bir meslek değil, her yönüyle zor ancak iyi bir ödülü olan bir iş. ancak siz gidip böyle saçma sapan şeyler yazarsanız, sadece komik duruma düşersiniz.
  • 9
    yabancı oyuncu kuralının sahada 11 yabancının aynı anda bulunmasına imkan verecek şekilde uygulandığı, hiçbir maçın 0-0 bitmediği, passolige rağmen tribünlerin yavaş yavaş dolduğu, seyir zevki ve heyecanın tavan yaptığı 2017-2018 sezonundaki "yabancı sınırı" tartışmalarına futbolculuk mesleğinin neredeyse tüm gereksinimlerinden şikayet ettikleri, ucuz ajitasyon dolu bir bildiri ile kendilerince müdahil olmaya çalışmış olan dernek. paramparça ettikleri dilbilgisi kuralları bir kenara yazıyı okuyan bunlar mutlu mesut yaşayan insanlarmış da bir soykırım yaparcasına kamplara toplanıp futbolcu yapılmışlar falan zanneder. oysa ki bu arkadaşlara bu "çıkış"ı yaptıran "herkes takıma yabancıları dolduruyor, biz top oynayamayacağız" şeklindeki ağlayışlarıydı.

    https://pbs.twimg.com/media/DMcIAbiXkAI-wXz.jpg

    kendi iş hayatımdan örneklerle çok özendikleri sıradan insan hayatına uyarlamaya çalışayım bu müthiş yazıyı(!)...

    -aylardır sabahın 7'sinde işbaşında oluyorum. bu entry girerken akşam saat 8 oldu ve işyerinde iş yapamaz haldeyken bu bildiriyi görüp bunları yazıyorum.

    -her sabah işe gelirken "acaba bugün son günüm mü" korkusunu yaşıyoruz. işinizi en mükemmel şekilde yapsanız da birkaç gün sonra işten atılmayacağınızın, atılırsanız tekrar iş bulabileceğinizin, bulamazsanız açlıktan ölmeyeceğinizin garantisi yok...

    -aynı odada bütün gününü geçirdiğin hatta "ekip arkadaşı" olduğun adamların arkanı döner dönmez kuyunu kazmaya çalışır. bir sebepten sahada geçirdiğin birkaç saatin ardından bile geri dönerken acabalar yaşarsın.

    -iki haftada bir pazar kahvaltısını yapabilirsin ailenle, o da mesai yazılmazsa...

    -sırf çok sık ve uzun mesailer yüzünden yıllar süren ilişkisi bitme noktasına gelen, elindeki telefonda kavga edip gözlerinden yaş akarken sahada beton dökümüne nezaret eden çalışma arkadaşınız olmuş mudur mesela?

    -3.5 yaşındaki oğlunu sadece 25 gün canlı görebilmiş bir işçi babayla karşılaştınız mı ya da? binlerce kilometre uzaktan 7/24 çalışıp para göndermenin nasıl bir şey olduğunu hayal edebilir misiniz ya da ? izin gününde özel jete atlayıp ailenin yanına gidebilirsin. sırf ülkesine dönebilmek için 6 aylık maaşını yatırması gereken göçmen işçiler sizden çok daha rahat durumda...

    -sırf çalışanı olduğunuz için üzerinizde türlü ego tatmini yapan bir adamın karşısında yumruğunu sıkıp işine devam etmek zorunda kaldınız mı? sırf babasının kartviziti yüzünden orada oturan birinden emir almak, birilerinin "yürü ya kulum" demesiyle zengin olmuş adamların(!) emrinde etikten ahlaktan yoksun şekilde yırtınmak futbolculuktan daha mı iyi?

    -mükemmel bir çalışan olsan da ertesi gün işte olup olmayacağından emin olmadan çalışmak?

    -30'lu yaşlarına geldiğinde en iyi ihtimalle birkaç ay yetecek kadar birikim yapabilirsin. hele çoluk çocuk falan varsa geçmiş olsun. her sabah emekliliğine kaç gün kaldığını, borçlarını harçlarını hesaplarsın..

    -azami 25 yaşında iş hayatına atılıp 65 yaşında emekli olabilmeyi, tüm bir ömrü sadece barınma ve beslenme ihtiyacını karşılayabilecek para karşılığı çalışarak geçirmeyi 15 senede dünyalığını yapmaktan daha iyi sanıyorsunuz.

    şımarıklığınız, pişkinliğiniz, fucking turkish mentality'niz batsın...
    o değil de o kadar devrik yazmışsınız ki, sizin yazdığınıza uydurayım derken yazı yazmayı unutacaktım neredeyse...
  • 11
    https://pbs.twimg.com/media/DMcIAbiXkAI-wXz.jpg

    şu açıklamayla türk insanıyla alenen dalga geçen dernek.

    bu yaşadıkları zorluklar(!) sebebiyle gözlerimizi yaşartan, "feleğin çemberinden geçmiş" topçu beyler bir yıl boyunca asgari ücretle, günde 12 saat çalışarak, mobbingle ve işten kovulma korkusuyla yaşasınlar da görelim. senin bir ayda kazandığın parayı bir tane ev alabilmek için bankadan kredi olarak çekip geri ödemek için onlarca yıl köle gibi çalışan, bütün maaşını senin harçlığın edecek paraya veren insanlar var bu memlekette. hatta onlarca yıl çalışıp o evin hayalini bile kuramayanlar var. evine et sokamayan babalar var. bu ülkede "işsizler ordusu" denen bir tabir var bilir misiniz? nasıl bir çağda, nasıl bir ülkede yaşadığınızın bir farkına varın artık. bazı şeyler "adamız" demekle olmuyor.

    türkiye'de futbolcu demek hayatının en güzel yıllarını futbola seve seve feda etmek demekmiş! gel de yerli futbolcuya düşman olma.
  • 13
    kuruluşu itibariyle profesyonel futbolcular için faydalı hizmetler gerçekleştiren dernek.

    mevcut koşullarda sözleşmesi bulunmayan 44 türkiye vatandaşı profesyonel futbolcunun sezon öncesi antreman eksikliklerini gidermelerine yönelik kamp çalışması gerçekleştiriliyor.

    dernek başkanı hakan ünsal namı diğer (bkz: küçük hakan)

    https://twitter.com/.../1148210121324912646
  • 14
    kulüpler birliği‘nin, bein sports ile yaşanan sorunların ardından futbolcuların maçlardaki ilk bir dakikayı oynamayacağı kararını almasının ardından herhangi bir açıklama yapmadığ görülen dernek.

    https://twitter.com/tpfdorgtr?s=21

    kararın doğru ya da yanlış olması bir kenara, bu karar alınırken herhangi bir futbolcuya fikri soruldu mu acaba?

    zaten türkiye liglerinde oynayan futbolcuların* birçoğunun haberi yoktur kendilerinden. ha olsa mesela kulüplere karşı futbolcuyu korurlar mı? sanmıyorum. profesyonel liglerde onlarca futbolcunun parasını falan alamamalarının nedenlerinden biri böyle bir derneğin olması. mesela insan akıllı bir dernek olsalar 15 mart 2020 galatasaray beşiktaş maçı oynanmazdı. gerçi dernek, vakıf falan... hocanın değindiği gibi futbolcu sendikası olmadıkça şu derneğin de bir önemi yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın