• 1
    mehmet okur'un kadroya girmek istemediği takımdır. birçok kez dile getirmişti zaten bunu. bogdan tanjevic'i hiç sevmesem de * burda hatası olduğunu düşünmüyorum. kaç kez kadroya çağıracak da mehmet gelmeyecek ? bir de sanırsam elemeleri geçen takımı fazla değiştirmek istemedi tanjevic. sonuçta aydın'la yaser'le çıkacağımız bir uefa finalinde, siz görevinizi yaptınız çekilin baros'la keita oynayacak demek biraz da o çocuklara haksızlık olmaz mıydı ?

    edit: mehmet okur'un açıklaması da tanjevic, sistemi ve kaprisleri yüzündenmiş. saunders'e teşekkürler.

    edit 2 : link de geldi www.tumgazeteler.com/?a=5073988
  • 5
    --- alıntı ---

    şampiyona başlamadan evvel bu kadrodan ve teknik heyetten pek umudum yoktu açıkcası. biz galatasaraylıların meşhur bir lafı vardır ‘’ rapid maçıyla başladık’’ diye. işte 12 dev adam’da fildişi maçıyla başladı. benim haricimde herkes bu takımdan oldukça umutluydu. benim elimde ise umut beslememek için net veriler mevcuttu. mevcut coaching ve federasyonla homojen bir yapı sağlanıp emin adımlarla başarıya yürülebileceğine inanmıyordum.

    --- alıntı ---

    http://tamsaha.wordpress.com/2010/09/06/1819/
  • 7
    --- alıntı ---

    dünya basketbol şampiyonası 2010 türkiye. bu cümleyi hayatımız sonuna kadar hatırlayacağız. nasıl avrupa basketbol şampiyonası 2001 türkiye’yi unutmadık. bu cümle, bu şampiyona da unutulmaz olacak. turnuvaya geldiğimiz yolda, önceki şampiyonalarda yapılan onca hataya inat; takım bu sene inanılmaz bir birlik beraberlik içinde hareket ediyor. turnuva başından beri oynanan maç sayısı 7, galibiyet sayısı da 7. iddia ediyorum dünya 92 dream team’den beri böyle domine bir takım görmedi. her rakibe ciddi fark atıyoruz, hem oyun olarak hem skor olarak. her defasında bu rakip ciddi bu rakip zorlu dikkat dedik ama dev adamlar öyle yürekli oynadılar ki bizi de susturdular. rakibin o kadar da önemli olmadığını işin kafada bittiğini herkese gösterdiler.

    takıma baktığımız zaman geçen seneden bu yana değişen şey yılmadan, sıkılmadan savunma yapmaları ve bu savunma basketbolundan zevk almaları. gerek bireysel, gerekse takım halinde savaşan tabiri caizse savunmadayken rakip kim olursa olsun rakibine meydan okuyan bir takım olmuşlar. basketbolun doğrularını çok az yapmalarına rağmen öyle özverili, öyle isteyerek oynuyorlar ki başarı kaçınılmaz oluyor.

    --- alıntı ---

    http://tamsaha.wordpress.com/.../09/finale-yururken/
  • 15
    --- alıntı ---

    yarın şölen başlıyor. avrupa’nın dev kupasının litvanya’da startı veriliyor. 12 dev adam sancılı bir hazırlık süreci geçirdi. orhun ene’den ve staff’dan duyduğumuz söylem hep aynıydı; ‘’ çok yükleniyoruz, sonuçlar normal ‘’ bu söylem doğru olabilir, kimse takımın durumunu coach kadar iyi bilemez. ancak sahada herkesin gördüğü bariz sıkıntılar var ki, bunu sadece yükleme dönemindeyiz ile açıklamak mümkün değil.

    hazırlık maçlarının sonlarına doğru, özellikle istanbul’daki adidas cup’ta takımın iyi savunma yaptığı bir gerçek. ancak bu savunma işin hücum kanadında aynı etkinlikte değil. biz hep savunmamız ile beslenen ve savundukça daha rahat atan bir takım olduk evet, ancak hcum stratejimiz topu hidayet’e veya ömer aşık’a ver ve izle olursa ne kadar iyi savunma yaparsak yapalım; turnuvada ilerlememiz mümkün değil. hidayet zaten avrupa’da göz önünde bir oyuncu ve maçlarda ona savunmacılarından özel ilgi mevcut. biz de takım halinde topu ona verip kenara açılarak sadece hidayet’in birebir hücumu zorlamasına kalırsak, kısır bir hücum oyununa mahkum kalıyoruz. hidayet hiçbir zaman birebir hücumu yıldız seviyesinde bir oyuncu olmamıştır. onu özel kılan, takım düzeni içersinde oyun zekası sayesinde yarattıkları ve yakaladığı eşleşme problemlerinde yüzdeli şut atması veya savunmacını arkasına alıp posttan asist yapmasıdır. yani hazırlık döneminde hidayet’ten olmadığı bir adam yaratmaya çalıştık. bu hidayet’in de verimini minimuma çekti.

    takımımıza emir preldzic takviyesi geldi. emir hamlesini çok olumlu buluyorum, fakat yıldız forvet kulüp takımındaki ortamı henüz milli takımda bulamadı. emir oyun zekası çok yüksek bir oyuncu, hatta benim iddiam avrupa basketboluna bir bodiroga daha gelecekse, bu emir preldzic’ten başkası olamaz. emir’in olduğu yerde 3 point guard lüks olacağı için, ene’nin 2 guard ile turnuvaya gitmesini olumlu karşılıyorum. semih erden’in sakatlık yüzünden götürülmediği açıklandı, ona da saygı duymaktan başka çaremiz yok. hocanın izzet tercihi çok tartışıldı ancak mevcut aday kadroya alındıktan sonra semih’in sakatlığı açıklanınca götürülmemesi mümkün değildi zira furkan’ı götürmek genç oyuncunun belki de kariyeriyle oynamak anlamına gelecekti. furkan sezon içersinde bağ sakatlığı yaşamış, arkasından sahalara dönmüş ve takımıyla playoff oynayıp, arkasından ümit millilerle ağır bir hazırlık süreci ve sert bir turnuva yaşamıştı. bunların da üstüne a milli takım ile ağır bir hazırlık süreci yaşadı. bunların üzerine turnuvaya götürülse hiç dinlenmeyecek ve bence turnuvada olmasa bile önümüzdeki sene içersinde mutlaka bu ağır tempo genç pivota zarar verecekti. teknik ekip mutlaka furkan’ın bu özel durumunu da göz önünde bulundurarak kadroya almamıştır.

    ilk rakip portekiz, rakip bizden kısa ancak atletik ve açık alanda oynamayı seven bir ekip. aslına bakılırsa rahat bir şekilde vurup gitmemiz gerekiyor ancak hazırlık dönemi biraz gözümü korkutmadı değil. takımımızın havası çok iyi değil ama turnuva oynamayı seven bir takımız. korkularımdan biri de evimizde oynadığımız turnuvaların arkasından düştüğümüz boşluk. 2003’teki felaketi hatırlayınca güzüm korkmuyor değil. inşallah dünya ikinciliğimizi gölgeleyecek bir turnuva yaşamayız.

    --- alıntı ---

    http://boyalialan.com/...mpiyona-baslarken-2/
  • 16
    --- alıntı ---

    basketbol milli takımımız ilk iki gün nispeten zayıf rakiplerle turnuvaya başladı ve rahat iki galibiyet aldı. bu şekilde başlamanın avantajı ve dezavantajı var. avantajı hazırlık kampından çıkan oyuncuların turnuvaya rahat galibiyetlerle başlayarak moral depolaması. dezavantajı ise zayıf rakiplere karşı alınan bu galibiyetlerin yaratacağı rahatlama, yani rehavet duygusu. umarım takımımız rehavete kapılmamıştır, takımı diri tutabilecek rehaveti engelleyebilecek yıldız ve tecrubeli oyuncularımız var. ömer onan, kerem tunçeri, hidayet türkoğlu gibi oyuncularımız arkadaşlarına gerekli uyarıları yapabilirler. portekiz ve britanya maçlarının teknik analizi yapılır mı bilmiyorum ancak sevindirecek tek gelişme, portekiz maçında kopuk kopuk olan maç konsantrasyonunun; britanya maçında tavan yapmasıydı. bu artık turnuvaya başladığımızın ciddi bir göstergesi.

    bugün rakibimiz litvanya. rakibin en büyük avantajı şüphesiz ev sahibi olması. litvanyalı basketbolseverler ülkelerinin dışında kalan maçlara minimum ilgi göstererek beni hayal kırıklığına uğratmış olsa da takımlarına ciddi destek veriyorlar ve parkeye etki ediyorlar. eurolegue’de de litvanya deplasmanları zor deplasmanlardır. hakemler adına da bu böyledir zira her hakem kararına mutlaka tribünlerden reaksiyon gelir. bu basketbolu çok iyi bildiklerinden ve parkeyi baskı altına almayı da bildiklerinden kaynaklanır.

    litvanya’yı uzun uzun anlatmaya sanırım gerek yok. zira artık onların ekolünü herkes ezberlemiş durumda. geçen sene ülkemizde düzenlenen dünya basketbol şampiyonasında yıldızlarını getirmeden gelmelerine rağmen milli takımımızın arkasından 3. oldular. iskelet olarak o takımı getirmelerine rağmen yıldızlar takıma dahil oldu ve genç bir takviye daha yaptılar; valanciunas. genç pivot çok önemli takımların ve scoutların takibinde geçirdi sezonu. büyük bir potansiyel. bizim enes’ten beklediklerimizi onlar da valanciunas’tan bekliyor. bugün bizi en zorlayacak konu litvanya’nın ikili oyunları olacaktır. jasikevicius formunun zirvesinde geldi turnuvaya ve çok motive, aynı şekilde kaukenas’ta öyle. bu yıldızların yanı sıra geçen sene dikkat çeken ve atletik özellikleri olan kalnietis’te takıma katkı veren önemli bir guard. beni en çok düşündüren konu litvanya uzunlarının ikili oyun oynama becerisine bizim uzunlarımızın vereceği savunma tepkisi. ömer aşık hızlı ayakları ve savunma bilgisi sayesinde avrupa’nın en iyi savunmacı uzunlarından birisi ancak bu maçta onun sıkıntı yaşayacağı konu javtokas dışında rakip uzunların yüzdeli şut atması. bu ömer’i dışarı çıkmak zorunda bırakacak ve jasaitis – pocius gibi kısa forvetlere hücum reboundu şansı tanınacak. bu noktada kısalarımıza büyük iş düşüyor, full rebound konsantrasyonuyla oynamalılar. guardlarımız tempoyu iyi ayarlamalı zira litvanya çok koşan bir takım olmuştur hep. erken hücumlarımız bize fast break olarak dönebilir. litvanya guardlarının uzunlarla oynayacağı ikili oyunlara yardım getirerek çözüm arayabiliriz. enes’in ikili oyun savunmada ciddi zaafları olduğunu hazırlık döneminde, özellikle de almanya maçlarında gördük. bu noktada kısa forvetler yardıma gelebilir ancak bununda ciddi riskleri var, zira litvanya takım halinde topu hızlı dolaştıran bu boş adamı çabuk bulan bir takım. şutör özelliklerini anlatmaya ise sanırım gerek yok.

    bu maç belki de ispanya dahil gruptaki en zor ve belirleyici maçımız olacak. eleştirilen teknik ekip için ise kendini kabul ettirme maçı. karşılaşmada ki en kritik oyuncular litvanya adına kaukenas ve pocius, bizim adımıza ise preldzic ve enes olacak. diğer oyuncuların iki takım adına da vereceği az çok belli ancak bu oyuncular ekstra oynarsa takımlarına ciddi avantaj sağlayabilirler. zor maç ancak imkansız değil. haydi 12 dev adam.

    --- alıntı ---

    http://boyalialan.com/2011/09/02/litvanya-turkiye/
  • 17
    --- alıntı ---

    mücadele ettik ama diş geçiremedik. aslında maç avuçlarımızın içindeydi ve kayıp gitmesini hep beraber izledik. litvanya’nın stratejisi zaten belliydi, tempoyu akar seviyede tutup; ikili oyunlar ve fast berak sayılarıyla sonuca gitmeye çalıştılar. maç içersinde bazı dönemlerde de bunda başarılı oldular. dün mücadele iyiydi, ev sahibine karşı ve turnuvanın önemi takımlarından birine karşı oynamamıza rağmen sahada dik durmayı başardık. peki neden yenildik?

    maçtan önce fikrim kısa forvet katkısının bu maçta belirleyici olacağı yönündeydi. maalesef biz hidayet’ten beklediğimiz katkıyı alamadık, emir de maçın son bölümü dışında oyuna ağırlığını koyamayınca yenilgi kaçınılmaz oldu. uzunlarımız ikili oyunları yeteri kadar savunamadı ancak bunda onların da çok suçu yoktu. tepede özellikle kalnietis defalarca kez aynı oyunu oynadı. sahadaki pivotu pick’e çağırdı, arkasından tek kısa dribbling ile şuta kalkıp sayıyı yaptı. burada yüksek show up yapmamamızın etkisi büyüktü. uzunlarımız rakip guardın penetre ve ikili oyun riskine karşı çok üstüne çıkmadı. bu stratejiyi de özellikle kalniestis şutlarıyla cezalandırdı. beni düşündüren teknik ekip, yüzdeli şut atan kalnietis sahadayken biraz daha yüksek show up’ı neden hiç denemedi?

    maç aslında istediğimiz tempoda ve skorda başladı, öyle de seyretti. litvanya tempoyu bize dikte edemeyince klasik uzundan şut atma silahına yöneldi ve songaila ile bunda başarılı olup maça tutundu. takımımız kerem tunçeri sakatlandıktan sonra guard mevkiinde tamamen ender arslan’ın eline kaldı. bu bizi çok olumsuz etkiledi zira maç boyu aldığı dakikaları iyi değerlendirip efektif oynayan ender bir anda maç sonuna yaklaştıkca kahraman olma isteğine gem vuramadı. son çeyreğin özellikle son 5 dakikasında topu yarı sahada emir ile buluşturup, onun basketbol zekasına teslim etmeliydik kendimizi. emir bu tip maçların son bölümlerini çok iyi oynar, bunu kulüp takımından iyi biliyoruz. ancak ender’in ihtiraslarına engel olamadık.

    sonuç olarak maç kaybedildi. bunda bireysel formsuzluk ve tercih hataları başroldeydi. son bölümü daha akıllı oynayabilseydik rahat bir galibiyet alabilirdik. bu mağlubiyet olası ispanya mağlubiyetiyle birlikte ikinci gruplarda çok canımızı yakıcak, zira gruptan çıkan takımların aralarında oynadıkları maçlar bir sonra ki tura taşınıyor. grupta kalan maçlar polonya ve ispanya. polonya maçını rahat kazanacağımızı düşünüyorum ancak ispanya maçı ciddi sıkıntı. ispanyollar her ne kadar formsuz olsa da, turnuvada bizim maçı iyi oynayarak geçmek isteyeceklerdir. buna onların da çok ihtiyacı var, çünkü ciddi bir şekilde tartışılıyorlar. açıkcası ispanya karşısında milli takımımıza şans tanımıyorum. iki taraf içinde hedef maçı olacak ve ispanyollar daha kaliteli bir takım. zor maç olacak, hatta imkansıza yakın zorlukta.

    --- alıntı ---

    http://boyalialan.com/2011/09/03/ilk-maglubiyet/
  • 20
    http://www.galatasaray.org/...rkek/haber/13857.php

    --- alıntı ---

    cenk akyol
    doğuş balbay
    dusan cantekin
    gökhan şirin
    sinan güler
    ibrahim yıldırım
    izzet türkyılmaz
    barış hersek
    serhat çetin
    emir preldzic
    ender arslan
    furkan aldemir
    göksenin köksal
    sertaç şanlı
    can maxim mutaf
    birkan batuk
    ilkan karaman
    semih erden
    enes kanter

    --- alıntı ---

    çok büyük bir kabuk değişimi yaşıyor sanırım. kerem tunçeri, hidayet türkoğlu, ömer onan, oğuz savaş, ömer aşık, kerem gönlüm vs. pekçok oyuncu kadroda yer almıyor. bunun dışında pekçok yeni arkadaş eklenmiş kadroya.

    öncelikle eski jenerasyon kadar olmasa da elimizde de gayet iyi bir jenerasyon var. özellikle pota altında hemen hemen güç kaybetmemişiz gibi geldi bana. dış oyuncularda ise çok bariz bir sıkıntı var. ender arslan ve sinan güler dışında topu eline alıp set hücumu oynatacak oyuncu yok gibi kadroda.

    kendimde 12 kişilik bir iskelet çıkarayım dedim, bir de. şöyle yaptım:

    pg: ender arslan, doğuş balbay
    sg: cenk akyol, göksenin köksal
    sf: sinan güler - emir preldzic, birkan batuk
    pf: ilkan karaman, izzet türkyılmaz
    c: semih erden, enes kanter, furkan aldemir

    burda aklıma takılan bir soru var. bu kadar pg sıkıntısı çekilen bir kadroda tutku açık veya barış ermiş'e yer açılamaz mıydı ? hadi tutku sakatlık falan geçirdi de, barış'ın her türlü kadroda olması gerekirdi.

    bir de mevcut 4 numaralarla rotasyon sıkıntısı çekilebilir. furkan aldemir'in orta mesafe şutları olmadığınıa göre enes kanter ile 4 numarada başlanır mı acaba ?

    göreceğiz.
  • 22
    http://www.gsbasket.org/...?p=547906#post547906

    haberi yayan arkadaş şamil turançiftçi. kolay kolay bu tür iddiaları ortaya atıp prim yapacak biri değil. kaldı ki bunda gözü olan biri de değil. şubeye yakın bir isimdir.

    bununla birlikte koordinatör murat özyer de twitter hesabından "milli takımı alet etmeyin !" şeklinde bir tweet attı dün. olay doğru.

    yapılacak şey belli, tepki büyümeli ve bu işi yapanlar milli takımdan uzaklaştırılmalı.

    allah belanızı versin lan !
App Store'dan indirin Google Play'den alın