• 343
    alperen şengün ile ömer faruk yurtseven'in nba yaz ligi maçlarında yaptıklarını görünce, sertaç şanlı'nın avrupa'nın en iyi pivotlarından birine dönüştüğünü bir kez daha hatırlayınca keyifleniyorum. öte yandan koça ve guard rotasyonuna bakmamla birlikte karalar bağlamaya da başlıyorum.

    3 iyi pivot + 1 iyi guard (shane larkin) + 2 güzel ilk 5 oyuncusu (cedi osman + furkan korkmaz) = türkiye a milli basketbol takımı, mıdır? denklemde hata var ne yazık ki. :( karakter olarak orhun ene iyi bir insan olabilir fakat milli takım özelinde yeterli bir koç değil, bence. ilaveten topu cedi'nin elinden almak lazım. cedi tamamlayıcı bir parça olarak değer görmeli, ana top yönlendirici olmamalı. bu detayların yanına doğru rotasyon oyuncuları da eklenirse işte o zaman bir şeyler olur.
  • 323
    a milli futbol takımının zerzevat teknik ekibi ve bu ekibin orada olmasında en büyük pay sahibi olan türkiye futbol federasyonu insanları milli takımdan soğutadursun; işin parke tarafında geleceği son derece parlak mis gibi bir oyuncu grubu var. aynı şeyi a milli futbol takımının yeni nesli için de düşünüyorum aslında fakat yeşil çimle alakalı olan sıkıntıların yoğunluğu o kadar fazla ki, insan ister istemez oyuncu grubundan önce işin o kısmına odaklanıyor, maalesef.

    dünkü* çekya galibiyetiyle hamburg/almanya'da düzenlenen super cup hazırlık turnuvasında şampiyon olduk (yarı finalde* ev sahibi almanya'yı yenmiştik). mvp ödülü cedi osman'a gitti.

    takımın ilk 5'inin 4 parçası belli; scottie "beam me up" wilbekin - korkmayan furkan - jedi osman - ilyasova. kağıt üstünde de, pratikte de çok değerli bir grup. asıl önemli olan nokta ise bu dörtlüyü tamamlayacak olan pivot tercihinin hangi isim olacağı. esasen elde gayet yeterli isimler var; semih erden, sertaç şanlı. ancak o bölgenin asıl sahibi ömer aşık. sağlıklı bir ömer'in şu türkiye kadrosuna girmesi ve birkaç cümle önce yazdığım isimleri tamamlaması takımı başka bir seviyeye çıkartacak. yeter ki form tutsun.

    ana parçalar dışındaki rotasyon oyuncuları da yeri geldiğinde ilk 5 oyuncularını kompanse edebilecek isimler. bizim eurobasket 2017'deki sorunumuz aslında rotasyon oyuncusu olan arkadaşların mecburen (oyuncuların milli takıma gelememesi sebebiyle) ana parça rolüne bürünmek zorunda kalmasıydı. haliyle yüksek beklenti karşılanamamıştı ki bu da bir nebze hayal kırıklığı yaratmıştı fakat bu sefer farklı...

    7 eylül 2018 türkiye almanya basketbol maçının öne çıkan bireysel performansları:

    cedi (20 sayı): https://youtu.be/nHG-CuH9S_I
    ersan (17 sayı, 8 ribaund, 6 asist, 2 top çalma): https://youtu.be/AzkiDWsU9Os
    furkan (23 sayı): https://youtu.be/MRpPIXku7bY
    scottie (10 sayı, 2 asist): https://youtu.be/YGOqoDv03Qo

    8 eylül 2018 türkiye çekya basketbol maçının öne çıkan bireysel performansları:

    cedi (24 sayı): https://youtu.be/DAl4EELj8bg
    ersan (12 sayı, 4 ribaund, 5 asist): https://youtu.be/I9KQ-mdxRP4
    scottie (24 sayı): https://youtu.be/yomL2cNSA_k
    bu da bu maçın geniş özeti: https://youtu.be/ho9OEvQ5e-Y
  • 361
    bu çocukların yetişmesinde türkiye futbol federasyonunun katkısı elbette olamaz çünkü basketboldan bahsediyoruz.
    cedi osman'ın mı gelişmesinde tbf'nin katkısı yok ya da türkiye'nin? türk yapılması için neler yapıldı bizim getirdiğimiz makedonyalı t.c. vatandaşı yapılmış çocuklara engeller koyarken cedi'ye açılan yolu çabuk mu unuttunuz. kristijan nikolov
  • 335
    3 eylül 2019 türkiye abd basketbol maçında kırılma anları dışında yetenekler doğrultusunda nefis bir performans ortaya koydu. ellere, emeklere sağlık.

    doğuş'u ve cedi'yi son derece çiğ argümanlarla gömen entry'leri okuyunca gülümsedim. adamların ne basketbolculuğu kalmış ne de başka bir şeyi. rica ediyorum yangıncılığınızı basketbola bulaştırmayın, futbol yeteri kadar kirli, en azından basketbol temiz kalsın.
  • 340
    açıkçası mevcut durumunun bu kadar hayal kırıklığı yaratması doğal insanlarda ama benim için çoktan böyle olacağı belli olan bir durumdu. sebeplerini saymaya hemen başlayayım:

    1-2013 ile 2018 arası alt yaş kategorilerinden özellikle u-20 ve u-18'i domine eden 'altın jenerasyon' oyuncularının kendilerini üst seviyede gösteremeyip potansiyellerine ulaşamamaları. baktığımızda bu isimlerden (bkz: furkan korkmaz) ve (bkz: cedi osman) iyi veya kötü potansiyellerine ulaşma yolunda ilerliyorlar, ve halen daha ulaşabilme ihtimalleri yüksek bana göre. ama özellikle (bkz: kenan sipahi), (bkz: okben ulubay), (bkz: onuralp bitim), (bkz: ömer faruk yurtseven), (bkz: egemen güven) gibi isimlerin nba yapmasını, ya da avrupa'da star seviyesine ulaşmasını bekliyordu ben dahil herkes. ki bunların yanında saymaya kalksak bitmeyecek el seviyesinde oyuncular olması beklenen 10-15 oyuncu daha sayabiliriz bu jenerasyondan, ama bugün baktığımızda bunların hepsi ya yanlış takım tercihlerinden ya çalışma etiğine sahip olmayan oyuncular olmalarından dolayı potansiyellerine henüz ulaşamadı. (1-2 istisna haricinde de ulaşmaları imkansız gibi duruyor.) özellikle 1979 jenerasyonunun önemli isimlerinin aldığı iki madalyaya rağmen başarısız görüldüğü düşünülürse, bahsettiğim 'altın jenerasyon' çok daha başarısız olacak gibi maalesef.

    2-şu anda bahsedeceğim sebep ise kısa vadede en büyük başarısızlığın sebebi: ufuk sarıca. aslında geliş süreci bile problemliydi ergin ataman'ın gönderiliş sürecinden dolayı. coaching olarak baktığımızda ise ergin ataman ile çok büyük bir farkı vardı: ergin ataman zaten mikro anlamda da makro anlamda da çok daha iyi bir koç ancak özellikle ufuk sarıca mikro anlamda iyi çözümler üretemeyen bir koç maalesef. bu bakımdan d'antoni'ye de benzetiyorum kendisini.

    bu durumu örnekler üzerinden anlatmak en doğrusu olacaktır. uzun vadede karşıyaka'da zaman içerisinde oluşturduğu sistem ve kadro lig şampiyonluğunu da alarak başarıya ulaştı ancak milli takım uzun vadede değil kısa vadede plan ve çözüm üretilmesi gereken bir yer. eurobasket 2017'de rusya gibi 4 ve 5 numara rotasyonunda bizden daha kuvvetli bir takım varken, gerekirse modern basketbola ters düşse bile ribaund konusunda yenilmemek için çift uzun denemesi gereken bir yerde cedi'yi maç içinde 5 numaraya çekti. üstelik hatasından başka maçlarda da dönmemeyi seçti ki sonuçlarını da maalesef gruptan çıkamayarak gördük. kısa beşin faydaları elbette var kısa beşte 5 numaraya koyacağın oyuncunun da oraya uygun belli meziyetleri olmalı. ufuk sarıca'nın bunun gibi bahsedebileceğim onlarca basit veya büyük hatası ise milli takımın son dönemde çok başarısız olmasına sebep oldu.

    3-bir diğer problem ise maalesef federasyon. burada çok fazla konuşulduğu için detaya inmek istemiyorum ama oyuncu yönetimi ve medya konusunda net olarak başarısız oldular. bunun da kendilerini zararlarını görüyoruz.

    sonuç olarak halen daha elde iyi bir çekirdek mevcut, orhun ene'nin de mikro anlamda ufuk sarıca'ya göre daha iyi bir koç olduğu düşünülürse gelecek için umutlanabiliyorum.
  • 321
    formda olmaları koşuluyla cedi, ersan, furkan korkmaz, ömer, wilbekin gibi kağıt üstünde ciddi anlamda kaliteli bir 5'e sahip olan milli takım. bench oyuncuları da ilk 5 oyuncularını kompanse edebilecek nitelikte; doğuş, furkan aldemir, göksenin, kenan, melih, metecan, metin, semih, sertaç. aynı zamanda birkaç yıl içerisinde bu rotasyona dahil olacağından emin olduğum buğrahan, okben, tolga, yiğit gibi gencolar da geliyor arkadan.

    önü açık. biraz daha zaman, biraz daha olgunluk ve biraz daha sabır...
  • 290
    2015 avrupa basketbol şampiyonası kadrosu son 10-15 yıllık süreçteki en zayıf kadrolardan. bir jenerasyonun bittiği*, diğer jenerasyonun da yeni yeni adapte olduğu* ve olacağı* bir takım bu seneki. buna sakatlıklar* ve başka sorunlar* da eklenince takımın seviyesi iyice düştü. bench katkısı neredeyse sıfır. ergin hoca ne kadar dar rotasyona yatkın bir hoca olsa da keyfinden yapmıyor bunu milli takımda. kartal, göksenin, melih, oğuz, barış gibi oyuncular milli takım için yetersiz seviyede. furkan da çok genç ve fiziken güçsüz kalıyor.

    bu şartlar altında, bu turnuvada* yapılanlar net başarıdır. italya* ve almanya'yı* yenmek kolay iş değil. ayrıca ispanya ve sırbistan'ı yenmek çok daha zor, yani yenilmek normal, çünkü kadrolar o kadar çok derin ki; bir oyuncu performans vermiyorsa bile benchten gelen oyuncu hemen katkı veriyor ve kadro kaliteleri bizden çok önde. grupta 3 galibiyet olabilecek en iyi senaryo idi bence; ispanya ve sırbistan'ı yenmemiz olası değildi pek. şanssızlığımız yazıldığı gibi italya'nın ispanya karşısında inanılmaz hücum performansı sergilemesi ve bunun sonucunda galip gelmesi oldu. onun yüzünden kendi seyircisi önünde fransa ile oynamak durumundayız şu an.

    fransa turnuvanın favorilerinden. tony parker, de colo gibi iki guardı var ki bobby dixon ikisinden biriyle eşleşecek; savunmada çok sıkıntı çekeceğiz. onun dışında gobert gibi bir uzun var potayı tek başına karartan cinsten. penetrelerde blok yiyip dönmemiz olası. dış şutlarımızın girmesi lazım bu bağlamda. onun dışında fransa pivot hariç her mevkide önemli pasörlerle oynuyor. parker, de colo, batum, diaw. ikili sıkıştırmada boş adamı görebilecek, olmadık paslar çıkarabilecek oyuncular. o yönden de sıkıntı çekeceğiz ama bizim için iyi bir nokta çok iyi şutörleri yok fransa'nın, şutlarını riske edebiliriz. ayrıca pota altında gobert inanılmaz bir atlet olmasına karşın hücumda,hücum ribauntları dışında çok iyi bir bitirici değil. bench katkısı bizden daha iyi olacak haliyle. dar rotasyona sadık kalıp, faul problemine girmememiz gerekiyor. geri koşmada sıkıntı yaşıyoruz çok önemli bu; hızlı hücum sayısı vermememiz gerekiyor çok atlet bir takım çünkü. zaten en önemli silahları da atletizm. potaya gittiklerinde yüksek yüzdeyle bitiriyolar. sert oynayıp yıldırmamız, şuta zorlamamız gerekiyor fransa'yı.

    belli başlı noktalar bunlar, fransa'yı yenmek çok zor olsa da günümüzde olursak maçı başa baş götürebiliriz ama kazanmak için her oyuncumuzun mutlaka çok çok iyi performans vermesi gerekiyor.

    edit: imla
  • 334
    akropolis hazırlık turnuvası ve bu turnuva öncesinde oynanan hazırlık karşılaşmaları şunu gösterdi bizlere; en üst seviye ekiplerin (sırbistan, yunanistan vb.) yanına yaklaşamıyoruz fakat aynı seviyede olduğumuz takımlarla (fransa, italya vb.) baş edebiliyoruz. altımızda olan rakipleri (senegal, tunus, ürdün vb.) ise hiç zorlanmadan sarsabiliyoruz.

    2019 fiba basketbol dünya kupası hazırlıkları süresince şu ana kadar oynadığımız 7 hazırlık mücadelesinin genel performansı dünya kupasına motamot yansıyacaksa biz, turnuvanın ilk tur grubunu 2. olarak tamamlayıp üst tur gruplarına yükseliriz abd'nin ardından. devamı için ise ciddi performans artışı ve istikrarı lazım. özellikle savunma sertliğini artırdığımız zaman kaybettiğimiz sırbistan'a da*, yunanistan'a da* cevap verebildik oyun içerisinde belli bölümlerde, italya'yı da* bu savunma sertliğimiz ve bu sertliği izleyen hücum ritmimizle yenmeyi başardık. yani savunma eşittir zincirlerimizi kıracak olan ekipman.

    setleri henüz oturtabilmiş değiliz. bariz hatalar yapıyoruz yarı saha oyununda. çok fazla isolation deniyoruz, eğer şut performansı açısından takımca kötü günümüzdeysek çuvallıyoruz. şuta bu kadar bağımlı olmamız bir sorun. pivot (özellikle semih erden) üzerinden çevirmemiz gereken setleri fazlaca es geçiyoruz. semih iyi bir pivot, onu daha sık kullanmalıyız. scottie wilbekin'in deliciliği ve şut ritmi çok ama çok önemli, onu çıkarırsak takımdan perimetre deliciliğimiz neredeyse dibi görüyor. ersan ilyasova ülke basketbolunun en önemli değeri bana kalırsa, basketboldan elini ayağını çektiği gün büyük bir boşluğa düşeceğiz ne yazık ki. gheorghe hagi sonrası sudan çıkmış balığa dönen galatasaray futbol takımı misali neye uğradığımızı şaşıracağız. varlığı ve istikrarı o biçim elzem. transition'larda ise iyi bir portre çizdik, hoş bir artı.

    cedi osman'la furkan korkmaz'a ayrı bir paragraf ayırmalıyım; şu güne kadarki kariyerlerine bakılınca cedi daha parlak bir figür fakat bu takımın asıl star oyuncusu furkan'dır. bu iki ismin kötü gün geçirme hakkı ve şansı yok maalesef, her zaman iyi durumda olmalılar. cedi sallantılı bir süreç geçiriyor milli takım ile, bir an önce kendine gelmeli (italya maçında iyiydi) ve istikrarı sağlamalı. cedi-furkan'a bağımlı bir oyun kurgumuz var ki gayet normal ancak bu noktada bir ismin yokluğu bizi kötü etkiledi işte, bakınız tolga geçim. tolga, cedi'yi de furkan'ı da dinlendirebilecek hatta yeri geldiğinde yükü sırtlayabilecek potansiyelde ve yetenekte bir isim. sakatlığa kurban vermek berbat oldu cidden zira metecan birsen'e güvenebilmek pek mümkün değil, çok istikrarsız.

    galatasaray erkek basketbol takımı oyuncuları olsalar da ege arar'ın ve yiğit arslan'ın üst seviyelerde çok yetersiz kaldıkları gerçeği gün gibi ortada. büyük olasılıkla bu iki isim kadrodan çıkarılan son ikili olacak zaten (belki berk uğurlu'nun yerine yiğit tutulabilir kadroda).

    durum budur. kötü değiliz fakat iyi de değiliz. ufuk sarıca gerekeni yapacaktır turnuva başlayana kadar, güveniyorum kendisine.

    düzenleme: imla
  • 339
    (bkz: türk basketbolu)

    şu sıralar oynanan 24 şubat 2020 isveç türkiye basketbol maçında tertemiz dökülen takım, tıpkı 21 şubat 2020 türkiye hollanda basketbol maçında olduğu gibi.

    modern basketbolun geldiği noktayı şahsen sevmiyorum. benim için basketbolda orta mesafe de vardır, pick oyunları da vardır, post up da vardır... ancak günümüz basketbolunda başarıya giden yol 3 sayıdan, şuttan geçiyor. bu konuda facia bir oyuncu havuzuna sahibiz. nba'deki temsilcilerimizi dışarda tutarsak biraz buğrahan tuncer ve melih mahmutoğlu dışında 3 sayıcımız yok. shane larkin'in devşirilmesine tabii ki sevindim fakat kağıt üstünde iyi bir uzun devşirmesi daha mantıklı gibi geliyordu bana; fakat yok abi, iyi ki türk yapmışız larkin'i de en azından scottie wilbekin'in olmadığı zamanlarda çembere 3 gönderebilecek bir oyuncumuz daha oldu. entry'i klavyeye aldığım saniyelerde yetenek olarak bizden oldukça geride olan isveç takımı sırf iyi 3 atabiliyor olması sebebiyle 10+ diferansı takıtakıverdi bize. sorun altyapılarda aslında; hala eski usul idman metotlarıyla oyuncu yetiştirmeye devam ediyor birçok kulüp. bir şeyleri yanlış yaptıklarını hala anlayamadılar ya da uğraşmak istemiyorlar. şuttur bu oyunun geleceği, altyapıdaki bebelere minik takımlardan itibaren full şut merkezli antrenman yaptırılmalı, old skool fundamental öğretileri bitti artık.

    hollanda ve isveç karşılaşmaları gösterdi ki, melih'le sertaç şanlı dışındaki isimler büyük turnuvalarda bize katkı falan sağlayamaz. biraz buğrahan'la biraz metecan birsen de plase, hakeza berkan durmaz (gelişime açık). yalnız bu isimler şu an için rol oyuncuları, dolayısıyla bu isimlerden fazlasını beklemek üzer. doğuş balbay'ın, göksenin köksal'ın, semih erden'in ve/veya tolga geçim'in, kısacası beceri özürlü ya da akan oyunda şut özürlü hiçbir oyuncunun bu takımda yeri olmamalı. berk uğurlu'nun ve yiğit arslan'ın gelişimleri bu açıdan umut verici. takımın ana rotasyonu (sertaç-ersan-cedi-furkan-larkin ya da wilbekin) kağıt üstünde iyi ama yetmiyor işte, oyuncu havuzumuzdaki rol oyuncuları maalesef bayağı kalıyor.

    ufuk sarıca'nın milli takım coaching'liği kötü. hollanda da isveç de 3. sınıf bile denemeyecek oyuncularıyla mahvettiler bizi, sıfır reaksiyon. oyuncu tercihlerinde de büyük adaletsizlik var bana kalırsa, milli takımda olmayı hak etmesine rağmen milli takım kadrosuna dahil edilmeyen ama aksine bunu hak etmemesine rağmen milli takım kadrosunda bulunan isimler mevcut. sporcu olsanız böyle bir koça ne kadar güvenirsiniz, inanırsınız?

    yönetici kadrosunun komple eski oyunculardan oluşması sebebiyle mevcut türkiye basketbol federasyonu ekibinden umutluydum ben açıkçası -esasen hala da umutluyum- ancak bir türlü hayal ettiğim (türk basketbolunu takip eden insanların da hayal ettiği) altyapı hamlelerini yapmıyorlar. neyi bekliyorlar bil(e)miyorum.

    entry'i bitirirken söylemem lazım; hollanda'yla isveç'e de kaybetmeyiverin be usta...
  • 360
    eskiden çok kızardım bu tip olaylara ancak artık kendi kariyerlerini milli takım formasının önünde görmesini normal karşılıyorum. bu çocukların yetişmesinde türkiye basketbol federasyonunun hiçbir ekstra katkısı yok. milliyetçi duyguları yüksek olmayan sporcular profesyonel olarak düşünüp önce kendi kariyerlerine odaklanıyorlar. adamlar nba'de milyonlarca dolar kazanıyor ve bu tip turnuvalarda kendini riske atmak istemiyor.
  • 315
    şimdi bu takmın genç olduğundan söz ediliyor ama değil. yaş ortalaması 27 bu takımın. bu takıma bir de bobby dixon'ı eklersen yaş ortalaması 30'a vuruyor.sadece iki oyuncun var umut vaat eden furkan korkmaz ve cedi osman. oyun kurucu çıkaramıyorsun, dört numara çıkaramiyorsun, beş numara çıkaramıyorsun ve halen gelecekten ümitliyiz diye demeçler veriyor yetkililer. federasyon başkanı olan eski doping müptelası hedo ise maç sonrası televizyonlara çıkıyor ve birilerini suçluyor, bizi çekemeyenlere bağlayıp klasik çomar edebiyatı yapıyor. bak hedo efendi, senin temsil ettiğin zihniyet yarın seni kapı önüne koyar, bu kadar güvenme. biraz sus ve alt gruplardan oyuncu çıkarmaya bak. yoksa durum felaket, bir bok olacağı yok.
  • 282
    halihazırda oynanmakta olan eurobasket 2015' ten bağımsız olarak yapıyorum bu yorumu;

    basketbol izlemeye başladığımdan beri bu takım için gerek yorumcular, gerek maç sonu röportajlarında oyuncular sürekli mücadeleden ve savunmadan bahseder. şu sıralar popüler olan ihsan bayülken de sürekli ''biz savunmamızla buralara geldik'' ''bizim karakterimiz savunma'' vs. deyip duruyor maçlarda. doğrudur da tüm bunlar ama sanırım tanjevic' ten miras kalan bu saçmalıktan ben çok sıkıldım.

    bir kere avrupa basketbolunda savunma yapmayan takım yok. gerek kulüp takımlarında gerek milli akımlarda zaten şampiyon olan takım aynı zamanda çok da iyi savunma takımı oluyor. örneğin gasol çok etkili bir pota altı oyuncusu ama basketbol tabiriyle bir o kadar da caydırıcı bir adam pota altında. yani demek istediğim iyi bir hücum takımı değilsen en fazla şanslı kura ile yarı final filan görürsün.

    şimdi basketbolumuzun geleceği denen gençlere bakıyorum onlar da tıpkı abileri gibi. belli yetenekleri var, mücadelelerine laf yok ama hücumları kısıtlı.

    futbolda da basketbolda da şu ikilemde kalıyorum bazen; acaba başarılı takımlarımız, o dönem başarılı oldukları için mi kadroları bana çok iyi geliyor yoksa zaten iyi kadro kurdukları için mi başarılı oluyorlar...

    ama sanırım iyi kadro bence. elbette çalışma, azim, takım oyunu, uyum vs. önemli ama iyi kadro yoksa bir yere kadar gelip orada kalıyorsun. ibrahim gibi bir şutörümüz yok , kulüp takımlarımızda da skorerler hep yabancı oyuncular genelde. türk oyuncular pis işler diye tabir edilen taraflarda oyuna katkı veriyorlar. ama abi bir tane oyuncumuz da çıksın her maç 15 atsın, 15' nin altında kaldığında çok iyi tuttular filan diyelim. hayır uzun olur kısa olur o da fark etmez ama yok böyle bir oyuncumuz. takım olmak ve mücadele bizim karakterimiz diye diye kendimizi kandırıyoruz. sen takımsın da ispanya değil mi? ama navarro çıkıp 15' i 20' yi koyuyordu her maçta oraya. biz de bir maç cedi atıyor, bir maç semih atıyor... tamam atsınlar bu çok güzel zaten ama bir tane de oyuncu çıksın rakip ona özel önlem alsın filan. ya da daha genel söyleyeyim kazandığımız bir maçı da müthiş savunma gayretiyle değil de muazzam hücum gücüyle kazanalım.
  • 40
    iki gün önce türkiye-sırbistan hazırlık maçını izliyordum.

    --- flashback ---

    yıl 2004. bogdan tanjevic basketbol milli takımının başına geçiyor. hedef belli; 2010'da tükiye'de yapılacak dünya şampiyonasını kazanmak. altyapılarda iki ülke tüm finallere ambargo koyuyor. hakan demirel-cenk akyol-ersan ilyasova-semih erden-oğuz savaş öncülüğünde türkiye ve tedosic'li, tepic'li, velickovic'li, pekovic'li sırbistan. herkes bu iki takımın 87 jenerasyonunun avrupa basketboluna yön vereceğini konuşmakta. tanjevic'in hedefi ise bu jenerasyonla 2010 dünya şampiyonasında şampiyonluk elbet.

    --- flashback ---

    --- 2004-2010 ---

    tanjevic basketbol milli takımı koçluğunun yanı sıra fenerbahçe ülker koçluğu sıfatını da taşımakta artık. ilk işi hakan demirel'i, semih erden'i, oğuz savaş'ı, serhat çetin'i, ömer aşık'ı takımına toplamak oldu. bu sırada avrupa şampiyonaları geçirdik elbet. o sırada da belki de tarihimizin en iyi jenarasyonu olan 78 jenerasyonu mevcut. ancak tanjevic 2010'u düşünüyor. kerem tunçeri, ömer onan gibi oyuncular yaşları dolayısıyla milli takıma alınmıyor. fenerbahçe'de kızışan şampiyonluk yarışında kullanmadığı hakan demirel milli takımın oyun kurucusu oluyor. mehmet okur'la takışıyor, hüseyin beşok gibi avrupada gözde bir pivotu yaşını gerekçe göstererek takıma almayıp, semih erden ve oğuz savaş'ı milli takımın uzunları olarak oynatıyor. ancak bu ikili de takımlarında istenilen süreyi alamıyor ve bir türlü gelişemiyor. ersan ilyasova altyapıdan çıkıp neredeyse birinci ligde hiç oynamadan soluğu barcelona ve nba'de alıyor gözle görülen gelişimi sağlayan tek oyuncu oluyor. efesli cenk akyol'un ise oğuz'dan semih'ten farkı yok. milli takım adeta kulübünde oynamayan oyuncuların süre almaya başladığı garip bir yer oluyordu ve hemen hemen her şampiyonada beklenildiği gibi erkenden eve dönüyorduk. tek başarımız bir önceki turnuvada yaşlı diye oynatılmayan kerem tunçeri ve 30'unu devirmiş ibrahim kutluay'ın önderliğinde alınmış dünya 6.lığı.

    --- 2004-2010 ---

    --- şimdi ---

    yıl 2010. dünya şampiyonasının başlamasına kısa bir zaman var. altyapılarda sürekli finali oynadığımız sırbistan'ın kadrosunda yine aynı isimler. teodosic, tepic, velickovic, pekovic... çoğu yıldız olup, eurolig'in en iyi takımlarında oynuyorlar ve hakikaten avrupa basketboluna yön veriyorlar. ya biz? sadece ersan ilyasova...diğerleri bırak yıldız olmayı, milli takım için yeterli olup olmadıkları tartışılıyor. ve takımda birkaç yıl önce yaşlı diye oynatmadığı kerem tunçeriler, ömer onanlar var. kerem'in yerine tercih edilen hakan demirel ise resmen piyasadan silindi.

    --- şimdi ---

    o jenerasyon için kaç turnuva harcadık. oysa elde var sıfır. 2004-2010 yılları arasındaki türkiye a milli basketbol takımı için;

    (bkz: lost)
  • 327
    2019 fiba dünya kupası avrupa elemeleri grup karşılaşmasında* az önce ispanya'yı ankara'da 71 - 67 mağlup eden ve bu sayede çin'de düzenlenecek olan dünya kupasına katılımı çok büyük oranda sağlama alan takımımız.

    istatistikler*: http://gss.gs/R2U.jpg

    edit: 2019 fiba dünya kupası avrupa elemeleri grup karşılaşmalarının bitimine 2 maç kala çin'e gitmeyi garantileyen takımımız.

    dün akşam oynanan maçta* deplasmanda karadağ'a kaybetmemize karşın averaj döngüsü sayesinde çin biletini kaptık. böylece avrupa'da çek cumhuriyeti, fransa, almanya, yunanistan, litvanya ve ispanya'nın ardından çin vizesini cebine koyan 7. ülke olduk.

    http://gss.gs/pGt
  • 314
    son yıllarda gördüğüm en zayıf kadroya sahip takım.

    galiba takımın en büyük sorunu özellikle hücum tıkandığında tek başına skor yapabilecek, sorumluluk alabilecek bir yıldız olmayışı. yunanistan'da tıpkı bizim gibi bir sorun yaşıyor kanımca. spanoulis ve antetokumpo'nun yokluğu onlarda da aynı sıkıntıyı yaratıyor. turnuvada* doğal favori olarak gözüken ispanya, sırbistan ve fransa'nın haricinde başaltı takım olarak adlandırabileceğimiz takımlarda bu yıldızdan en az bir tanesi bulunuyor.

    almanya ----> schroder
    letonya ----> porzingis
    litvanya ----> valancunas, motejunas
    italya ----> belinelli
    hırvatistan ----> sariç, bogdanoviç
    slovenya ----> dragiç, donçiç
    rusya ----> sheved, mozgov

    kötü bir kadro mühendisliği de yapıldığını düşünmekteyim açıkçası. şöyle ki ;
    1 - bobby dixon 8 hazırlık maçının 4 ünde oynamamışken, yetişir mi acaba diye beklemek yerine daha önce milli takıma katkı vermiş olan emir preldziç kadroya dahil edilemez miydi ? emir birçok pozisyonu oynayabilen bir oyuncu. elbette bir oyun kurucu değil ama yapmadığı iş te değil. şimdi bobby de yok ve kenan ve sinan'la takılıyoruz.

    2 - 34 yaşındaki erkan veyseloğlu, ne işi yaradığı belli olmayan barış hersek, bu sene iyi performans gösterse de ömer aşık olduğu sürece asla milli takımda olamayacak sertaç şanlı yerine ege arar, egehan arna, okben ulubay, ömer faruk yurtseven gibi gençler olsaydı daha iyi olmaz mıydı ? belçika ve ingiltere'yi zaten onlarla da yenemez miydik ? diğerlerine zaten onlarla da yenilmez miydik ?

    neyse cedi osman tek tesellimiz oldu galiba. önümüzdeki 10 sene milli takımın lideri olacağı garanti. furkan korkmaz'ın da onun ekürisi olacağını düşünürsek avrupa'nın en iyi duolarından olacak bu ikisi.
  • 324
    şu kadrosu ispanya'nin elinde olsa 2 yıla büyük turnuva kazanabilir diyebiliyorsun ama bu yöneticilerimiz olduğu sürece korkarım ki yazık olacak olan kadro. şöyle bir düşününce artık kendini nba'de kanıtlamış ersan, büyük beklentiler olan yetenek abidesi furkan, star olma yolunda ilerleyen popüler çocuğumuz cedi, uzun yıllar sonra nihayet oyun kurucu rolünde görmediğimiz ender arslan :d yerine wilbekin...

    tek sikintisi 5 numara olarak görülüyor ki bence ne sertaç ne semih ne oğuz şu saydığım oyuncular düzeyinde asla olamadılar kariyerlerinin en top yaptığı noktada bile. sayet fetocu olmasaydı kanter ile iyi iş basarabilirdik.
  • 362
    nba oyuncularının milli takım sorunsalı her ülkenin sorunu. bugün sırbistan en büyük oyuncusunu ve en önemli guardını oynatamıyor. oyuncular sakatlık veya hazırlık dönemlerini iyi geçirememek sebepleriyle milli takıma gelmiyorlar. ülkemiz bu süreci 2006 dünya basketbol şampiyonası öncesi de yaşamıştı. fakat o milli takım dünya basketbol şampiyonasında gayet üstün bir performans sergileyip 6. olmuştu. basketbol a milli takımımız için çizgimiz şu olmalıdır:
    -milli takıma gelen her oyuncu fiziksel ve psikolojik olarak o günün takımına ait olmalıdır
    -gelmeyen veya gelmesi sıkıntı olduğu için dahil edilmeyen oyuncuların yerini alacak oyuncu havuzu her zaman geniş olmalıdır
    -milli takım kürsüde ne kadar üstte oluruz yeri değil en iyi nasıl temsil ederiz noktasında başarı peşinde koşmalıdır

    şahsen önümüzdeki olimpiyat elemeleri tabii ki de önemli. ben milli takım istanbul'da antrenman maçı yapsa bile kazansın isterim. fakat nba gibi iyi organizasyonlarda bugün 6-7 dakika rotasyon performansını yıllardır stabil olarak verdiği için hala kadrolarda yer bulabilen birkaç tane vasat oyuncunun gelmemesini kendine dert eden ah biz ne yapacağız triplerine giren bir organizasyonun göreceğime katıldığımız turnuvayı mücadeleci gençler ile galibiyetsiz bitirmeyi yeğlerim. onun için hala 2006'da ki 6.lık > 2010'da ki 2.lik.
    federasyonun aynı konuda bir sıkıntısı varsa iki üç yerde boy göstereyim kimsenin beni denetlemediği bir yerde iki üç anlaşma yapayım yeter diyeceklerine voleybol federasyonu gibi bir yol bir proje sunsunlar da böyle üç beş oyuncunun ağzına bakmasın koskoca ülke. hoş kendisi direkt böyle projeler sayesinde basketbolcu olmuş hidayet türkoğlu'ndan herhangi bir beklentim yok. elin dopingcisi ne bilsin projeymiş, çalışmakmış bilmem neymiş. maddi manevi yolunu bulsun yeter.
App Store'dan indirin Google Play'den alın