• 401
    öyle samimiyetsizlerki son günlerde yaşanan arda turan olaylarıyla bir kere daha gün yüzüne çıktı. bizim übersonik taraftar grubumuz olan ultraslan, arda'yı sinema kapattığı için yerden yere vururken türk spor basını elemanları arda'nın yanlış yaptığını, kaptanlığı kaldıramadığını söyleyerek bir nevi ultraslana destek verdiler. hemen hemen her programda arda aleyhine haberler yaptılar. gazetelerinde, internet sitelerinde yalan yanlış haberlere en büyük puntolarla yer verdiler. bütün bu arda düşmanlığı süresince arda'ya destek verenler bir elin parmakları sayısını maalesef geçmedi. çoğunluğun eleştirdiği hıncal uluç sürekli destek verdi, bu komploya destek vermedi.

    arda turan 18 nisan 2011 manisaspor galatasaray maçında güzel oynayıp, 2 gol atınca bir baktıkki herkes meğerse arda turan destekçisiymiş. neymiş efendim bir grup kişi tarafından galatasaray'dan gitmesi için aleyhine kampanya yapıyormuş. bunları yazar çizer oldular. bugün spor sayfalarına göz attımda arda turan hakkında kimse tek kelime olumsuz haber yapmamış, yazmamış. ulan siz değilmiydiniz hergün arda'ya giydiren. birde utanmadan arda'yı yıpratıcı haberleri yapanları kınıyoruz filan diyorlar. ulan salaklar o haberleri zaten siz yapıyorsunuz kendi kendinizi mi kınıyorsunuz?
  • 402
    sozlukten bi arkadasımızın yazdıgı benim de fazlaca şikayetçi oldugum ama dile getiremedigim bir yazısı var ki; yaradanın emriyle oku!

    --- alıntı ---

    kayserispor maçının bir bölümünü izleyebildim, sonra izlemeyi bırakıp maçın son bölümünü trt radyodan dinledim. mustafa sarp oyundan çıkarken ıslıklanınca -ki bana göre sarp sadece kötü futbolcudur, servet gibi hain olduğunu düşünmüyorum- spiker bir anda ''mustafa sarp elinden geleni yaptı, taraftar neden tepki verdi anlayamadım. daha önceden bir şeyler oldu herhalde'' dedi ve radyoyu kapattım. çünkü buna benzer tepkileri daha önceden de defalarca duymuş veya okumuştum. bu basit olay, ister istemez galatasaray da uzunca bir süredir konuşulan şu konuyu aklıma getirdi; malum sürekli olarak ''birileri'' denilen kim olduğu meçhul insanlar var, yerli oyuncuları yerin dibine sokan, fırsat bulduğu her an aşağılayıp, özellikle arda'yı bu hale getiren kişiler. kim onlar bilmiyorum ama sürekli olarak yerli oyuncuların hatalarını örtbas edip, bütün faturayı yabancılara kesenler var aslında. spikerin ''sarp savunması''nı duyunca aklıma gelen, yabancı hayranlığı veya bu eleştiriye maruz kalanların tepki gösterip söylediği ırkçılık üzerine bir kaç örnek sıralayayım.

    mesela, tobias linderoth'un az sayıda oynadığı maç esnasında veya ertesi gün gazetelerde tam sayfa linderoth'un oynadığı süre ve aldığı para hesaplanırken, gökhan zan için aynısı yapılmıyor, şanssız bir sakatlık geçirdi -yabancılar bilerek sakatlanıyor çünkü- ama yine bugün elinden geleni yaptı vurgusu fırsat bulunan her dakika kullanılabiliyor linderoth'un aksine. birine parazit muamelesi yapılırken, bir diğeri için ''elinden geleni yaptı'' deniliyor sürekli. zaten denilmesi gereken bu, kimse keyfi olarak sakatlanmaz. veya mustafa sarp oyundan çıkarken işi maçı anlatmak olan spikerler ''mustafa sarp yine her zaman ki gibi elinden geleni fazlasıyla yaptı'' derken, oyundan çıkan lorik cana olunca, yapılan yorumlar; ''bugün yine etkisizdi'' olabiliyor birden bire. veya fenerbahçe maçında son yıllardaki en iyi performansını sergileyen servet için ''servet yine her zamanki gibi savaşçıydı, takımını toparladı'' denirken, elano'nun iyi futbolu için alttan alta ''rijkaard'ın gidişi yaramış'' benzetmeleri yapılabiliyor. keza hakan balta için maç anlatanından tutun da, ertesi gün maçı yazanına kadar tek bir olumsuz yazı yazılmazken, en basit bir maç anlatımında bile insua için ''yine pek etkili değildi'' denilebiliyor.
    bu sene kaç maç hakan balta'nın etkili oynadığına dair bir bilgi verilmiyor haliyle, çünkü amaçlanan başka.

    örnek çok ama kısaca bir tane daha hatırlatayım; jo alves gibi bu ülkeye ve galatasaray'a aidiyeti olmayan, daha yeni gelmiş bir adam ıslıklanıp destek göremezken, arda turan ıslıklanınca yapılan ayıp olarak değerlendirilebiliyor. çünkü arda'yı kişisel çıkarlarından veya dostluklarından ötürü koruyacak çok kişi varken jo sahipsiz kalabiliyor. arda çok sevilen çok popüler bir oyuncu ve galatasaray kaptanı, uç bir örnek oldu, daha basit bir başka örnek vereyim. barış özbek hakkında da bu tür haberler çıkmıştı, gece alemleri vs. çok küçük haber olarak görülmüş ve üstelenmemişti. isminin jo veya giovani olduğunu düşünelim, o haberler hangi boyutta çıkardı? bu iki oyuncu da barış'ın aksine sahada elinden geleni yaparken yine de yerden yere vurulmuş, savunanlar da yabancı hayranı ilan edilmişti hatırlarsanız. şimdi medyanın dolduruşuna gelip yerlileri yerden yere vurma meselesi söyleniyor ya sürekli olarak; medya mustafa sarp'ı yerden yere vurdu mu? medya servet çetin'i yerden yere vurdu mu? medya barış özbek'i yerden yere vurdu mu? kaostan beslenen erman toroğlu, ahmet çakar, erhan telli gibi isimleri saymazsak doğru dürüst bu kişiler haricinde eleştiri gelmedi, ki tam tersi fırsat buldukları her dakika, galatasaray'ın yabancılarına veya frank rijkaard'a gönderme yaptılar. medyada bu isimler eleştiri almıyorken -arda çok istisnai bir durum. genelde eleştirenlerde bu isimler ve aklı başında hiç kimse bu kişileri ciddiye almaz. şayet saçmalamanın dozunu arttırırlarsa da tribünden gereken tepkiyi alıyorlar- galatasaray taraftarının büyük bir bölümü neden bu adamları eleştiriyor? madem medyanın dolduruşuna gelecek kadar aciz ve kendi fikirleri olmayan insanlarız sürekli savunulan yerlileri koruyup, her dakika eleştirilen yabancıları bizim daha da şevkle eleştirmemiz gerekmez miydi? soru işareti var ama soru değil tepsit sadece. kavramlar o kadar çok karıştırılıyor ve ezbere konuşuluyor ki, belli bir yerden sonra sorular da önemini yitiriyor çünkü.

    hakikaten artniyetsiz soruyorum, kim bu medyanın yalanlarına kanıp yerlileri yerden yere vuran özenti gençler? yoksa tam tersi köşebaşlarını tutanlara itibar etmeyip kendi gördüklerini yazıyorlar da, bu mu algılara, onlarca yıllık eğitime ve yetiştirilme tarzına ters geliyor? ''türk olmayanların türk vatanında bir hakkı vardır, o da hizmetçi olmaktır, köle olmaktır'' sözünün benimsendiği bir yerde sahip çıkılması gerekenler kimler? sistem zaten kendi evlatlarına sahip çıkarken, asıl sahip çıkılması gerekenler bu ülkeye sadece bir şeyler yapmaya gelenler ve işini gerçekten iyi yapanlar olmalıyken neden tam tersi oluyor? eğer illa aidiyet arayacaksak galatasaray'a yabancı oyuncu transferi yasaklansın, herkes rahat etsin. sonuçta her dakika işgal korkusuyla paranoyak olmuş, ege'den içeri düşman girer diye yol yapmamış bir ülkeden bahsediyoruz. ama korkmaya gerek yok, geçti artık. sonuçta buraya gelen futbolcuların patronu biziz, dolayısıyla bize hizmet ediyorlar.
    bu saatten sonra işgal da olmaz, komünizm bu kış değil, hiçbir kış gelmez. şu kompleks ve ön yargılardan kurtulmanın zamanı geldi, geçti bile.

    --- alıntı ---
  • 403
    bir avuç omurgasızdan oluşur bunlar. sabah şöyle bir haber çıktı sitelerde. cana'nın takımdan ayrılmak istediği falan yazıyordu.

    http://www.internethaber.com/...tm?interstitial=true

    sonra marsilya resmi sitesine bakınca böyle birşey olmadığını ve adamın kalmak isteğini, burada gördüğü deneyimleri anlattığını ve mutluluğunu anlayabiliyoruz.

    http://www.om.net/...OM_will_be_champions

    ben bunda art niyet ararım arkadaş. şu omurgasız heriflere haddini bildirecek bir yönetim istiyorum. bu kadar olmaz. sinirim bozuldu lan.
  • 410
    selçuk inan konusunda sorularım var:
    1. selçuk, galatasaray yerine türkiye'de başka bir takıma gitseydi maliyeti ne olurdu? mesela fenerbahçe'ye gitse yılda 2 milyon euro alsa benzer haberleri yapar mıydınız? (yapardık diyorsanız; o zaman niye mehmet topuz için kendinizi bu kadar paralamadınız?)
    2. ısrarla galatasaray, kap'a yalan yanlış bilgi verdi diyorsanız neden resmi yollardan dediklerinizi ispatlamıyorsunuz? galatasaray'ı neyle itham ettiğinizin farkında mısınız?
    3. selçuk 18m-21m € alacak diyip emenike 7+2 m € alacak diyerek neyi amaçlıyorsunuz. böyle basit rakam hileleriyle gündemi neden selçuk'un maliyetine çekiyorsunuz? selçuk'un maliyetini bir çırpıda yalan yanlış hesaplarken neden emenike'nin toplam maliyetini gündeme getirmiyorsunuz?
    4. yaptığınız 'ince' hesapları sahiden yiyoruz mu sanıyorsunuz?
  • 413
    şimdi ben spor yazarı olsam ve transfer dönemi bana haber yaz deseler şöyle yapardım.
    gündemde kim var? drogba, drogba ile galatasarayın ortak noktası ne olabilir? abdul kader keita. neden? drogba ile aynı ülke vatandaşı, galatasarayın eski oyuncusu.
    alın size haberin başlığı "drogba galatasaray'ı keita'ya sordu"
    işte türk basını bu mantıkla haber yapan bir basındır. fırsat verin gerçekten inanılmaz haberler var bende sevgili türk basını.
  • 418
    geçen sezon galatasaray erkek basketbol takımının küme düşürülmesi gündeme geldiğinde en ufak tepki vermeyen; ne fenerbahçe'de olduğu gibi asırlık geçmişinden, ne de, ''bu seferlik affedilsin, galatasaray büyük bir değerdir'' deme cesareti gösteremeyen insanları bünyesinde barındıran ''bir grup'' (bkz: fenerbahçe medyası) acınası insandan oluşan topluluk. hepsini dahil edemeyiz elbette ama o bir grup gerçekten kaypaklık konusunda aykut kocamın'ın deyimiyle, ''insan üstü'' mücadele veriyorlar.

    şimdi birde fernerbahçe küme düşerse -ki olması gereken bu- vay hallerine.
  • 420
    ünal aysal hepsini öpmüş. adam olan lafı anlar biraz.
    --- alıntı ---

    bir kez daha açıklıkla belirteyim: hiç bir kulüp bizim düşmanımız değildir. her kulüp gibi fenerbahçe de bizim saygı duyduğumuz şerefli bir rakibimizdir. yaşadıkları talihsiz olaylar karşısında rekabet duygularımızı da bir kenara bırakmış durumdayız. bizim amacımız tüm rakiplerimize yeşil sahada gol atmaktır, başka sahalarda değil.

    --- alıntı ---
  • 421
    dün akşamki maçta * fenerbahçe taraftarının kendilerine takındıkları tavrın ( küfür, hakaret, tükürük, madeni para atarak saldırma ) ve fenerbahçe yönetiminin kendilerini alenen staddan kovmasının ardından kendileri , ebeveyninden azar işiterek kendini odasına kapatan çocuk tribine girmişlerdir. koca basının bu davranışın ardından sus pus olması oldukça düşündürücü. ortamın gerilmesinden, kaostan zevk aldığım düşünülmesin ancak hepimiz biliyoruz ki bizim tribünlerimizden çok ufak bir basın eleştrisi geldiğinde bile bu basın ortalığı ayağa kaldırmakta hiç bir çekince görmeyecekti. kaldı ki türk spor basını yıllardır aleyhimizde türlü türlü dolaplar çevirip bizi dibe çekmek için elinden geleni ardına koymadığı halde bile böyle bir tavır takınmadık kendilerine karşı. zamanında bu başlık altında kendileri için "keser döner, sap döner; gün gelir, hesap döner." demişim; bugünleri görür gibi. kendilerine yapılan çok çok çok yanlış olmasına karşın içimden de bir " oh olsun " çekmedim desem yalan olur:)
  • 422
    bugün zaman gazetesinde "reyes galatasaray'i tanımıyor" başlıklı bir haber gördüm.. okudum sadece reyes'in bize transfer olmak istememesinden bahsediliyor.. şimdi siz düşünün tanımamak ve transfer olmamak aynı manaya mi geliyor.. ayrıca yurt dışında iki türk kulübü iyi bilinir biri galatasaray ki başarıyla sabit, diğeri fenerbahçe ki rezalet yenilgiler sıfır çekmeler ve şikelerle.. ayrıca aynı gazeteyi aradım taradim bir tane bile dün akşam saraçoğlu sirkinden firar eden yaratıklara dair haber yok.. hala fener hala fener avukatlığı adam olmaz bunlar..
App Store'dan indirin Google Play'den alın