• 26
    transfer de transfer diye tutturanları tanımlamak için kullanılışlı olacak bir tabir ama kullanırken dikkatli olunması gerekiyor.

    kiralık oynadığı sezonda gösterdiği müthiş performans nedeniyle bonservisinin alınmasına kesin gözüyle bakılan, yönetimin de aleyhte bir tutum sergilemediği felipe melo'nun hala alınmamış olmasına ses çıkaran taraftar, yukarıdaki profile uymaz.

    ayrıca toplu imza töreni şu tarihte diye duyuru yapıp da o tarihten çok sonra bile yeni bir transfer açıklayamayan yönetimini; mantık, gurur ve izan sahibi her insan gibi eleştiren taraftarlar yukarıdaki profile uymaz.

    tipi, fiziği bile tarif edilen çilek kod adlı golcünün kim olduğu ve neden hala transfer edilmediği sorularını soran taraftar yukarıdaki profile uymaz.

    bunları bir bilelim de, her önümüze gelene yaftalar sallamayalım.

    not: rijkaard'ı sevmezdim, hala da sevmem, sabri'yi de sevmiyorum, lincoln için içim biraz buruktur ama gitmemeliydi, ya da geri gelsin demiyorum. fatih terim'in gelmesine tam destek vermiştim zamanında, hem de ne zamanlardı. çakma bağış erten'ler rijkaard terörizmi estirirken, rijkaard'ı eleştirdi diye bizlere zeka ve cinsellik temalı küfür yağdırırken dedik "fatih terim gelmeli" diye.
    bu verilere göre saldırı ekseninizi belirleyebilirsiniz. kıyağımı da geçiyorum hadi iyisiniz.
  • 27
    sözlükçülerin yalan yanlış bir şekilde kullandığı cümledir. taraftar takımın eksik bölgelerine takviye ister transfere endeksli taraftar modeli olur. yönetimin, yerli futbolcu kıtlığı varken burak yılmaz'ı cüzi bi rakama elinden kaçırmasını eleştirir transfere endeksli taraftar olur. başkanın durduk yerde ortaya çıkıp 25 haziran'da toplu imza töreni yapacağız sözünü tutamamasını eleştirir, neden böyle gereksiz bir çıkış yaptığını sorgular, transfere endeksli taraftar model olur.

    ha bir de şu var. 2010-2011 sezonu transfer döneminde sözlükte adnan sezgin'i koruyup taraftara giydirenler bugün yine bu başlıkta yazıyor. girin adnan sezgin başlığına okuyun ilk 10 sayfayı. kim ne yazmış görürsünüz. aynı adamlar geçmişten ders almamış yine çıkmış takımın eksiklerinin giderilmesini isteyen taraftara sataşıyor. tamam adamım gelmesin hiç kimse. istemiyoruz. melo da gelmesin. hatta selçuk ile muslera'yı da satalım. önemli olan transfer değil ki. ama yok biz yeni nesil taraftar olduğumuz için anlamayız bunu.

    siz zamanında bu köhne zihniyet yüzünden 14 yıl şampiyonluk göremediniz ya biz de aynısını çekmek zorundayız değil mi? zihniyetinizi seveyim sizin.
  • 31
    takımın transfer yapacak imkanı varsa da yapılmıyorsa son derece haklı olan taraftar. carruscalı, inamotolu zamanlarda kimse yalnız bırakmadı bu takımı. kimse yıldız gelmiyor diye küsmedi. şu an şampiyonuz, c.l ye katılacağız, 40 bin kombine satmışız.
    transferin gelmeme nedeni fatih terim'in daha alacağı adamı bulamaması mı? *
    paramız mı yok ?
    yoksa yöneticiler beceriksiz adamı kolundan tutup getiremiyor mu?
    yoksa şimdi transfer için çok mu erken?
    neden transferler yapılmıyor?
  • 32
    maşallah çok şey biliyormuş. görünür de sadece meloyu kaybettik. onun durumu da belirsiz. belki seneye yine bizde devam edecek. yeni takviyelerde oldu. umut ve dany iyi transferler, devamı da gelecektir ama bu insafsızlık neden ? tüm galatasaraylılar ister ilerde edin dzeko , kanatlarda ronaldo ile messiyi görmek ama bu işleri de yönetime bırakmak lazım. beşiktaşın hali ortada. iki fm oynayıp herkes menajer olmasın lütfen. sizin şu "bildiklerinizi" emin olun idarecilerde biliyordur. akla makul olanı yapacaklardır herhalde.
  • 33
    transfer çılgınlığından oldum olası haz etmem. haldun üstünel zamanı oldukça yıldız oyuncu transfer edilmişti fakat sonunu hepimiz gördük. ileri ucu yıldızlarla doldurup orta sahayı barış özbek'e mustafa sarp'a teslim etmiştik. hal böyle olunca takım savunması diye bir şey kalmamıştı.

    bu transfer döneminde atacağımız adımlar çok önemli melo'dan vazgeçip alper potuk gibi isimleri ilk 11'e monte edersek mustafa sarp'lı günlere hoş geldin deriz. alper potuk kötü oyuncu değil fakat melo'nun yerini dolduracak bir oyuncu hiç değil. yekta bile şu haliyle alper'den iyidir. ama selçuk, melo, yekta, alper dörtlüsü rotasyon içinde dönerse bir şey diyemem. anlaşılacağı üzere selçuk - melo ikilisi ne olursa olsun bozulmamalı. yok melo'yu almıyoruz lassana diarra'yı getiriyoruz dersek işte bu transfer çılgınlığı olur ve takımın kimyasına zarar verir. çoğu galatasaray taraftarı tatmin olur belki ama doğrusu bu değildir. doğru olan takımın kimyasının bozulmamasıdır.

    geçen sene başından beri podolski shaqiri derken kanat oyuncusu beklentimiz arttı. gerçekten shaqiri konusunda oldukça yaklaşmıştık. eğer transfer edilseydi bu transfer çılgınlığı değil vizyon gösterisi olurdu. henüz 20 yaşında çıkış içerisinde başarıya aç bir oyuncuydu bizim için shaqiri. kendisine basel takımı bir amrabat kadar fiyat dahi çekmemişti fakat yine de bu bizim için oldukça yüksek bir ücretti. nitekim bizim değil ellerin oldu bayern'e gitti. içinde bulunduğumuz transfer döneminde yine bir kanat oyuncusu transfer etmek zorundayız. sol kanat bence yeterli. riera ve emre çolak orada bütün bir sezonu götürebilir. riera'dan kimse memnun değil fakat ben riera'nın çok iyi bir oyuncu olduğuna ve bu sene büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. riera ile culio'yu karşılaştırıp culio iyi demek futbol cahilliğidir. culio kötü topçu değil fakat bana göre 2. sınıf bir oyuncu. riera ise tam anlamıyla 1. sınıf bir oyuncu. bunu da kariyeri ile ispatlıyor.

    sağ kanat ise muamma kazım ve pino'nun takımdan ayrılacağını varsayarak tam anlamıyla saf bir sağ kanat oyuncumuz yok. aydın zaman zaman solda ama genellikle sağda oynayan bir oyuncu fakat ilk 11 kalitesine erişmiş değil. engin baytar nerede oynar diye sorarsanız ne sağ kanattır ne de sol derim. nereye koyarsan orada oynar. bu sebeple bu sene sağ kanat oyuncusuna ihtiyacımız var. peki kimdir bu adaylar. ha geldi ha gelecek dediğimiz hamit altıntop bir numaralı aday. gelirse ilaç olur. defansta yapabilen kanat oyuncularından karşı kanadında riera'nın da hemen hemen aynı özelliklere sahip olduğunu düşünürsek takım savunması üst düzey olabilir.

    defansta bir sıkıntımız yok. orta saha ve kanat bölgemizi de bu şekilde doldurabilirsek, yani melo'nun bonservisinin alınması, ayhan akman'dan boşalan bölgeye alper potuk ilavesi ve sadece sağ kanada hamit altıntop transferi ile bu bölgeleri kapatabiliriz.

    gelelim forvete. bana göre elmander, baros, necati ve umut mevcut kadroda olması gereken forvet otasyonumuz. ama başkanımızın söylediği yıldız golcü gelirse maalesef baros'un gönderilmesi gerekecek. peki kim olabilir bu yıldız golcü. türkiye'de benim tanıdığım tek bir yıldız golcü var o da burak yılmaz. elimizden kaçacağını da pek zannetmiyorum. diyelim ki olmadı anlaşamadık. o zaman ben soldado'yu isterim. ama mevcut şartlarda baros'tan daha iyi bir golc getirilirse ona da söz etmem.

    şimdi aklı başında olan bir taraftar sadece melo, alper potuk, hamit ve burak yılmaz transferleriyle bu dönemi atlarmak isterken. transfere endeksli taraftarlar ise hakan balta'nın yerine taiwo'yu, riera'nın yerine robinho'yu olmadı getirelim sana kaka'yı.

    benim gönlümden geçen 2012-2013 galatasaray futbol takımı kadrosu şu sekildedir:

    kaleci:
    muslera, ufuk

    sağ bek:
    eboue, sabri

    stoper:
    ujfalusi, semih, dany, gökhan zan

    sol bek:
    hakan balta, çağlar

    sağ açık:
    hamit, engin

    orta saha:
    selçuk, melo, yekta, alper potuk

    sol açık:
    riera, emre çolak

    forvet:
    elmander, burak yılmaz, umut bulut, necati ateş

    toplam 22 kişilik bir futbol kadrosu yani iki tane 11 kişilik kadro. sakatlananın cezalı olanın yerine diğeri oynayacak. yorulanın yerine yedeği girecek.

    aydın yılmaz, sercan yıldırım, emanuel culio ise bol bol antrenman maçı oynayacak. ya da bi yerlere kiralık gidecekler.

    gelelim sonuca.

    dany, umut bulut, tamam. hedef melo, hamit altıntop, alper potuk ve burak yılmaz. tansfer sezonumuzu geriye kalan bu 4 oyuncuyu alarak kapatırsak mantıklı bir iş yapmış oluruz.

    pastanın üstüne meyve karnavalı olur bunlardan.
  • 34
    digiturk e paraları akıtmışım, gsstore dan kendime ve doğum günü vb kutlamalarda arkadaşlarıma hediyeler almışım, il dışından 10 tane maça gelmiş çoğunda karaborsadan eşek gibi para bayılmışım, gs dergiye abone olmuşum, nevresim takımından kalemliğe kadar galatasaray ürünleri döşemişim ve korsan ürün asla almamışım, manevi olarakta zaten parmakla gösterilen bir galatasaraylı olmuşum. bunun karşılığı yaz döneminde transfere endekslenmişim ve en doğal hakkım budur.
  • 35
    geçtiğimiz sezon en iyi bölgemiz savunmamızdı ufo- semih ikilisi devam edecek, her ihtimale karşı klas bir futbolcu olan dani alındı. .gol yollarında özel birisi umut bulut takıma dahil oldu. şimdi sağ ve sol kanatlar için transfer beklentimiz var. niye ki, aydın'dan, engin baytar'dan, emre çolak'tan çok daha iyi futbolcuları galatasaray'da görebilmek için. şampiyonlar ligin'de 2 defa kalifiye olamayacaksak, hiç kimseyi istemiyorum ben. galatasaray şampiyon olduysa, bunda banko 8 futbolcu var diye oldu. ne kadar çok futbolcuyla oynarsan o kadar kötü. ben asit'miş, ambarat'mış geleceğine aydın'la oynamayı tercih eden taraftarım.
  • 37
    sportif başarının transferle geleceğini sanan taraftar, transfere endeksli taraftar, o taraftar, bu taraftar diye diye birbirimizi yemekteyiz günlerdir. futbol bir endüstri diyoruz bir ekonomi diyoruz ya, işte o ekonominin cebine elini atan tarafı taraftardır. transfere endeksli ise elini cebine atması için transfer yapacaksın, eğer ortada bir ekonomi bir arz-talep varsa yapmalısın. mesela ben taraftar olarak başka şeylere endeksliyim. geçtim transferi ben sabriye endeksliyim. kendi çapımda antreman formasına kadar galatasaray storeda her sene ne bulursam almaya gayret ediyordum. şu ahlaksız şampiyonluk yarınlara kaldı t-shirtü hariç. ama bir de baktım sabriye 2 senede ödeyecek 5 milyon lira paramız var ama fatih terimin ya da taraftarın istediği adamlara verecek 5 kuruşumuz yok. bir de galatasaray başkanı olacak beyefendi çıkmış önce 25 haziranda imza töreni ilan etmiş, olmamış 30 hazirana kadar transferler tamam, kampa da pasta, çilek, çörek, börek derken kampa gelmişiz elde var sabri. koskoca galatasaray camiasının başkanı bu kadar yalanı üst üste söylerse bir daha onun sözüne kim inanır. işte ben bunlara endeksli taraftarım. benim sabrinin cebine girecek 1 kuruşum yok arkadaş. o herif bu takımda oynadığı müddetçe storeun kapısından geçmem. benim yalan dolanla da işim yok ünal bey başkan olduğu sürece hiçbir galatasaray yöneticisinin sözüne zerre itibar etmem. ben bunlara endeksliyim. eğer bu iş ekonomi ise galatasaray yönetimi bir taraftarı kaybetti bile. ben elbette galatasaraylıyım hep de öyle olacağım ama galatasaray benden kötü galatasaralıların elinde olduğu sürece galatasaray ekonomisi içerisinde yokum. kimin sikindesin ki sen diyebilirsiniz. mesele benim gibi düşünen kaç kişinin olduğudur.
  • 38
    4 sene sonra şampiyon olmuşuz, hem de kadıköy' de yüzyılın ayarıyla.

    o heyecanı mutluluğu daha 2 ay önce yaşamış bizler bir anda transfer yapılmıyor diye bunalıma giriyoruz.**

    zaten oturmuş bir kadromuz var, üstüne üstlük fatih terim gibi bir adam var başımızda, tüm eksikleri en yakından gören insan.elbette ki beklediği bir şeyler vardır.

    ben kendi adıma sıkıldım bu transfer olaylarından ve kadıköy hatırası t-shirtü ve karanlıklar içinden gün doğar ya aniden t-shirtü'nü üzerimden çıkarmadan ayar vermeye devam edeceğim.

    bekle gör politikası izleyeceğim.
  • 39
    takımından beklentisi olan taraftardır. hatta öyle bir beklentidir ki; çok değil 12 sene öncesi gibi olmasını, o heyecanları tekrar yaşamayı isteyen taraftardır. belli ki sporda şike, hile hurda işleri ile uğraşanların cezasını ne adalet ne tff ne de uefa verecek. cezalarını olması gerektiği gibi biz verelim isteyen taraftardır. ama bu kadroyla olmaz. neden olmaz?

    bak güzel arkadaşım lig bittiğinde biz en yakın rakibimizden takım olarak üstündük. o zamanlar şahsi görüşüm "hiç transfer yapmasak olur, sadece melo'nun bonservisini alalım yeter" idi. çünkü takım zaten iyiydi süper lig için, ama şampiyonlar ligi için değil.. şu an yine daha önce bahsettiğimiz en yakın rakip yaptığı transferlerle birden çıtasını yükseltme yoluna gitti ve kimleri kimleri aldı.. işte bu transfere endeksli taraftartakım oyuncularının kötü ya da vasat olduğunu düşündüğünden değil, başkaları kendini geliştirirken yerinde duramayan hop oturup hop kalkan taraftardır.

    ben necati'ye hastayım. bu sene bu şampiyonluk 1 muslera, 2 elmander ise 3 necati sayesinde geldi, sıralamada daha önde bile olabilir. fakat bu, necatinin gelecek sezon bizi yine şampiyonluğa götüren yolda etkili olacağını garanti de etmez; avrupa da aynı performansı sergileyeceğini de.. yeni adamın gelip necati'nin forma şansını elinden almasına da gönlüm hiç ama hiç razı olmayacaktır o ayrı. *

    sonuç olarak, elmander'in yanına tuttuğunu atan bir forvet gelene kadar transfere endeksli yaşayacak bu taraftar.
  • 41
    esas sorunları görmeyip, oyuncu getirerek her şeyin düzeleceğini inanan; ancak her yıl büyük bir oyuncu sirkülasyonu olmasına rağmen hala takmlarının kötü oynayamasının sebebini transfer eksikliğine bağlayan taraftardır.

    "karnım acıktı, o halde yemek yemeliyim."
    "uykum geldi, uyumalıyım."
    "hormanlarım yükseldi, seks yapmalıyım."
    en temel ihtiyaçlarımıza karşı verdiğimiz tepkilerdir.
    ancak 11 kişinin sahada diğer 11 kişiyi mağlup etmeye çalışması için "kazanmak için transfer yapmalıyım" reaksiyonu diğerleri kadar basit bir çözüm önerisi oluşturmaz.

    sahaya çıkaracağınız 11 kişi yeterince ve doğru antrenmanı yapıyor mu?
    sahaya çıkardığınız 11 kişi kolektif bir yapıda mı?
    karşı taraftaki 11 kişiyi mağlup etmek için ne gibi stratejileri var?
    11 kişiyi idare eden mantık, diğer 11 kişiyi yöneten akla üstün geliyor mu?

    son yıllarda transfer yapılsın baskısıyla getirilen adamlar:
    falcao 5 milyon euro
    feghouli 4.5 milyon euro
    belhanda 3.5 milyon euro
    babel 2.5 milyon euro
    diagne 2.5 miyon euro

    bu rakamlar sadece oyuncuların kazandığı maaşlar ve primler.
    bir de ödediğin bonservisler var...
    ödediğin paralara bak, oynadığın oyuna ve aldığın sonuçlara bak...

    bir de alıp hiç oynatmadığın adamlar var.
    transfer ediyorsun, sadece antrenmana çıkıyorlar...
    sekidika, kerem, jimmy...
    madem bu adamlar galatasaray'da oynayacak yeterlilikte değil, neden alıyorsun?!
    altyapıdan kayda değer tek oyuncu çıkartmışsın, ki onu da planlı bir şekilde değil, mecburen oynatmak zorunda kalarak yapmışsın; parlayınca da altı ay elinde tutamamışsın.
    altyapıda yetenekli olarak görünen hiçbir oyuncuna bir organizasyon dahilinde, planlı bir şekilde süre vermiyorsun.
    onlara inanmıyorsun, güvenmiyorsun, desteklemiyorsun...

    avrupa'da oyuncu adeti olarak en fazla transfer yapan kulüplerin olduğu ülkelerden birinin türkiye olması...
    türkiye'deki takımların avrupa'da varlık gösterememesi...
    ve türkiye'deki insanların hala transfer yaparak başarılı olacağına inanması...
    işte türk futbolunun kısır döngüsü...
  • 45
    sirketinde veya evinde borcu varken ne kadar harcama yapıyorsa herkes(taraftar hoca yönetim) kulübün borcu varken de o kadar yapar.

    o sebeple an itibariyle transfer tahtası kapanmıştır. eldeki malzemeleri geliştirelim biraz bakalim oyle nasıl oluyormuş bir de öyle deneyelim.

    kendi futbolcumuzla, teknik heyet ve taraftar olarak da hazir degil ya bu dediğimiz altyapi oyuncumuzla montella bizi yendi.

    (bkz: yunus akgün)
App Store'dan indirin Google Play'den alın