insanlar para için neler yapıyor. kimi bedenini satıyor, kimi ise ruhunu satıyor ki, bence bu en kötüsü.
6 şubat 2011 galatasaray eskişehirspor maçını trübünden izledim. daha maçın başlamasına
saatler varken stadtaydım. eskişehirspor taraftarları tahriğe daha o zamandan başlamıştı.
"banka asya birinci lig, birinci lig bank asya" tezahuratları atıyordular durmadan. ortam gerilmeye başlamıştı bile.
neyse, derken maç başladı. güzel maçtı.
ali sami yen spor kompleksi'ndeki atmosfor de güzeldi.
maçın bitiminden sonra haberim oldu. es es taraftarı tarafından atılmış bir rakı şişesinin,
galatasaraylı küçük bir çocuğa isabet ettiğini duydum. hayati tehlikesi var deniyordu, hayli üzüldüğümü hatırlıyorum.
bugün ise, sabahın kaçında vize çalışma telaşının ortasında gözüm bu lanet programa takıldı.
bakıyorum her bir ağızda
galatasarayın adı var.
önce bi
bismillahirrahmanirrahim deyip, ağızlarını temizlesin bir kere o kişiler.
galatasaray demeden önce onlara kişisel temizlik öneriyorum.
bahsettiğiniz, ağzınızla adını andığınız, ithamlarda bulunduğunuz sözcükler öbeği;
galatasaray sizler için ne ifade ediyor tartışılır. ama 20-25 milyonluk türk vatandaşı ile gönül bağı bulunan türkiye'nin tartışılmaz bir değeri bu kulüp.
tabi
beyin bedava, buna lafım yok. ama düşünebiliyor musunuz ki siz, bu camia bu çocuğu sahipsiz bıraksın?
sağlık giderlerini ve eğitim masraflarını karşılamasın? bunu algılayabilmek için beyin bile gerekmiyor ki,
aç biraz
galatasaray.org'ta basın açıklamalarını falan takip et.
her düşünebilen insan, galatasaray kulübü'nün(u: ki, aynı olay fenerbahçe ya da beşiktaş'ın başına gelse aynı durum onlar için de geçerli olurdu.) batuhan'ı sahipsiz bırakmayacağını bilir.
ama sen düşünemiyorsan, bari eylemsel bir şeyler yap. bunu da yapamıyorsan hiç yaşama zaten.
ama galatasaray kulübü hatalı değil midir? elbette ki hatalıdır.
sen öküz gibi stad yapmışsın, türkiye'nin en modern stadı diyorsun, avrupa düzeyinde diyorsun.
'bir çakmak' bile gözden kaçmamalı iken aramalarda, 'rakı şişesi' sokuyorlarsa içeri,
hem de bunu çok daha detaylı aranması gerekn rakip taraftar yapabiliyorsa, kusura bakma da %100 hatalısın.
emniyet'in uyarılarına rağmen bir ağ bile germemişsen hatalısın.
kameraların zoom yapma özelliği yeterli olmamasına rağmen, bunları değiştirmiyorsan,
ve bu yüzden bir eşgal tesbiti dahi yapılamıyorsa o çok modern stadında, sen yine hatalısın.
bu hatanın telafisi nedir? bu kardeşimizin her türlü hastane masrafları karşılanmalıdır.
ve bundan sonraki hayatında eğitimi bu rahatsızlık yüzünden sıkıntıya düşeceği için eğitim giderleri karşılanmasıdır.
ayrıca aileye bu süreçteki manevi yıpranmışlığı göz önüne alınarak mutlaka bir miktar maddiyat sağlanmalıdır.
galatasaray.org'un açıklamasına göre de, yukarıda bahsi geçen her şey fazlasıyla yapılmıştır.
ama azgın aile bireylerinin gözü doymak bilmemiş ki sanırım, evdir, arabadır, yattır, kattır..
ablacım iyi ki oğlunun kafasına şişe atmışlar ha. di mi? galatasaray da yolunacak kazdı zaten?
nerde gördün sen o serabı? kadın, senin oğlun ölümden döndü be! farkında mısın sen bunun?
sen deki, "bize evdir, arabadır vermiyorsanız sizi mahkemeye veririz biz de!"
sonra da, hangi amaca hizmet ettiği kabak gibi ortada olan sporvari bir magazin programına çık,
"ühühüh de kafamızı yardılaaa daaa nolcak da oğlumun hali de hobarey de hoberey.."
aklıma şahan gökbakar'ın cengiz isimli tiplemesinin bir repliği geldi,
müsadenizle söylemek isterim; "canlı yayına çıkıyorsan yalan konuşmayacaaasın"
*eve batuhan'ın eğitimi için gelen öğretmenleri, bizzat galatasaray kulübünün tahsis ettiğini reddediyorsun,
senin ve oğlunun sağlık giderlerini, hatta batuhan'ın tüm eğitim giderlerini karşılayan galatasaray spor kulübü'ne
utanmadan, çekinmeden iftira atabiliyorsun.
ne utanmaz insanlarsınız ki, oğlunuz üzerinden koskoca kulübe şantaj yapıyorsunuz.
adnan polat'ın size ev alma zorunluluğu nereden doğuyor yahu?
bana bir aklı selim açıklasın?
bunu batuhan'la ne alakası var !
zararı gören batuhan ise, oğlunuz üzerinden maddi çıkar elde etmeye çalışmanız utançverici değil mi?
bu nasıl bi anne babalık? gidin açın davanızı, sorumlular cezalansın. saygı duyarım.
ama böyle çirkinlikleri miğdem kabul etmiyor. heleki tüm bunlara zevkle çanak tutan
telegol'deki şeytan benzetmelerini ise hiçbir organım kabul etmiyor.
bir de sayın ziya şengül buyuruyor ki; aziz yıldırım devreye girmeliymiş de, galatasaray'a kapağı takmalıymış
sayın erman toroğlu buyuruyor ki; yıldırım demirören batuhan'a sahip çıkmalıymış da galatasaray'ın alnına leke sürülmeliymiş.
nasıl bir koymuşuz ki, bir asırdır çıkmıyor.
nasıl bir acıtmışız ki, her fırsatta canımızı yakmaya çalışıyorsunuz.
ne kadar meraklısınız yahu. siz hep istiyorsunuz ki, galatasaray rezil olsun, rüsva olsun, kapak yesin.
bunu ben değil, siz. siz kendi ağzınızla söylediniz.
biriniz de dedi ki - onun ismini dahi yazmak istemiyorum - :galatasaray'ın içine edeyim.
evet o adam, bunu canlı yayında söyledi. sana söyledi, bana söyledi, 25 milyon'un gözböbeğine söyledi.
ali sami yen'e, metin oktay'a, 4 sene üstüstelere, avrupa fatihine, imparatora, krala, aslana, armaya, sarıya kırmızıya söyledi.
tek neyi bekliyorum biliyor musun sözlük?
- mali kongrelerde, kürsü başlarında, önündeki mikrafonlara;
"internette bazı sitelerde bana ciddi şekilde küfreden bir kişi var. onun bu salonda olduğunu biliyorum.
erkekse karşıma çıksın ve burada küfretsin; yüzüme söylesin' şeklinde aslan kesilen zaatın,
galatasaray'a alenen edilen bu aşağlık küfürde de aynı tepkiyi göstermesini bekliyorum
dedim ya işte, sadece bekliyorum.
saygılar.