aspor'da futbol yorumlayan bir vatandaş. tudor'un galatasaray'ın transferlerinde, topladığı 22 puanda etkisiz olduğunu söylemiş, adeta konu mankeni olduğunu ima etmiş.
tudor iyi hocadır kötü hocadır bu başka bir şey ama bazı yorumcular teknik direktörlüğü futbol yorumculuğu gibi basit bir iş zannediyorlar herhalde. o zaman eşofmanınızı giyin de bir amatör küme takımını iki saat çalıştırın görelim. teknik direktör dendiği zaman sadece taktik veren, transfer listesi hazırlayan bir kişi canlanıyor bu gibi yorumcuların gözünde. teknik direktörün aynı zamanda bir yönetici olduğunu, insanları ve durumları yönettiğini unutuyorlar. televizyona çıkıyor, futbolla ilgili ahkam kesiyor ama yaptığı yorumlarda hiçbir teknik mantık, futbol bilgisi yok. istatistiki veriyi ilkokul çocuğu da yorumlar! bir futbol yorumcusundan beklediğimiz şey bunun ötesinde futbola dair bilgi, vizyon ve muhabirlik, gazetecilik kabiliyetidir ama tvde gördüğümüz bazı kişilerde bunları göremiyoruz. hep istatistik, hep ezber laflar. gerçekten bu işler bu kadar kolay mı? kendimi bildim bileli aynı alelade laflar. isimler değişiyor ama futbol yorum kalıpları hiç değişmiyor. iki istatistik veri sun, üç ezber laf söyle, adına da futbol yorumculuğu de! o zaman biz de çıkalım tvlere yorumcu olalım. görüldüğü üzere bu iş için hiçbir kalifikasyona gerek yok. cruyff'un da dediği gibi
* futbol zaten basit bir oyun.
* basit bir şeyi yorumlamak o kadar da zor olmamalı. koy işkurdan bir işsiz kardeşimizi aspor'a o da söyler "bu takımı herkes çalıştırır." diye! istatistik herkesin elinin altında zaten.