1
şampiyonluğu kazanalı haftalar olmasına rağmen bizim içinden çıkamadığımız tartışma sorunsalıdır. halbuki yapmamız gereken iki şey var:
1) şampiyonluğun keyfini çıkarmak
2) kendi işimize bakmak
açacak olursak, bu takımın başında hocası var mı? var. hamza hocayı sevdik, seneye de kalacak inşallah, belki kısa vadede aynı başarıyı tekrar edemeyebilir, avrupada dökülebilir, ama kendisinde bir ışık gördük ve ona kredi tanıyıp peşinden gitmeye karar verdik gibi duruyor. hah, şimdi bu hocaya futbolcu seçimleri ile ilgili iki şey yapalım:
1) inanalım
hamza hoca sadece iki seneliğine gelip özgeçmişine iki kupa ekleyip cepleri doldurup daha üst bir hedefe zıplamayı düşünen bir insan değil gibi. imparatorlardan bile ağzımızın yandığı bir dönemde, sadece galatasarayı düşünen, uzun vadeli bir takım kurmayı hedefleyen, bunu yaparken de maddi ve diğer kriterleri de düşünen bir hoca sanki. ben inanıyorum, futbolcu seçimlerinde de bunu gözeteceğini düşünüyorum.
2) saygı duyalım
bu adam şu ana kadarki hayatını futbola vermiş, bizim gibi bu işi haftada bir maç seyrederek ve pes oynayarak öğrenmemiş. bizim katılmayacağımız bir karar alırsa buna saygı duyalım. takımında istediği futbolcular ile ilgili "bu adam benden iyi bir teknik direktör, bir bildiği vardır." diyelim. hatta bu bazılarımız için hayal kırıcı olsa da bizim teknik direktör filan olmadığımızı hatırlayalım.
ekstra bonus tavsiye:
3) haddimizi bilelim
çok büyük çoğunluğunuz doğmamıştınız, bilemezsiniz, ama 1993 senesinde manchesteri elerken tribünde "bikbikbik, bu hollman galatasarayın hocası değil, hayrettin oynarsa bir daha kulübe yardım olsun diye forma almayacağım" diyen tek bir taraftar yoktu. olsaydı da önce "alırsan ekime kadar almazsan sikime kadar" derlerdi, sonra da davul tokmağını yerdin kafana. ha diyoruz ya, galatasaray şampiyonlar ligi kupasını nasıl alabilir? diye, herkes kendi işini iyi yaparsa alırız, bizim işimiz de günlük hayattaki ezik egomuzu tatmin etmek değil, sonuna kadar sınırsız destek olmak.
1) şampiyonluğun keyfini çıkarmak
2) kendi işimize bakmak
açacak olursak, bu takımın başında hocası var mı? var. hamza hocayı sevdik, seneye de kalacak inşallah, belki kısa vadede aynı başarıyı tekrar edemeyebilir, avrupada dökülebilir, ama kendisinde bir ışık gördük ve ona kredi tanıyıp peşinden gitmeye karar verdik gibi duruyor. hah, şimdi bu hocaya futbolcu seçimleri ile ilgili iki şey yapalım:
1) inanalım
hamza hoca sadece iki seneliğine gelip özgeçmişine iki kupa ekleyip cepleri doldurup daha üst bir hedefe zıplamayı düşünen bir insan değil gibi. imparatorlardan bile ağzımızın yandığı bir dönemde, sadece galatasarayı düşünen, uzun vadeli bir takım kurmayı hedefleyen, bunu yaparken de maddi ve diğer kriterleri de düşünen bir hoca sanki. ben inanıyorum, futbolcu seçimlerinde de bunu gözeteceğini düşünüyorum.
2) saygı duyalım
bu adam şu ana kadarki hayatını futbola vermiş, bizim gibi bu işi haftada bir maç seyrederek ve pes oynayarak öğrenmemiş. bizim katılmayacağımız bir karar alırsa buna saygı duyalım. takımında istediği futbolcular ile ilgili "bu adam benden iyi bir teknik direktör, bir bildiği vardır." diyelim. hatta bu bazılarımız için hayal kırıcı olsa da bizim teknik direktör filan olmadığımızı hatırlayalım.
ekstra bonus tavsiye:
3) haddimizi bilelim
çok büyük çoğunluğunuz doğmamıştınız, bilemezsiniz, ama 1993 senesinde manchesteri elerken tribünde "bikbikbik, bu hollman galatasarayın hocası değil, hayrettin oynarsa bir daha kulübe yardım olsun diye forma almayacağım" diyen tek bir taraftar yoktu. olsaydı da önce "alırsan ekime kadar almazsan sikime kadar" derlerdi, sonra da davul tokmağını yerdin kafana. ha diyoruz ya, galatasaray şampiyonlar ligi kupasını nasıl alabilir? diye, herkes kendi işini iyi yaparsa alırız, bizim işimiz de günlük hayattaki ezik egomuzu tatmin etmek değil, sonuna kadar sınırsız destek olmak.