• 205
    ligi bizim üzerimizde bitiren istanbul takımları ve trabzonspor ile oynadığımız toplam 8 maçta sadece 1 puan almamız yüzünden şampiyonluğu kaçırdığımız sezondur.

    oldukça eleştirilen bir kadroya sahip olmamıza rağmen anadolu takımları ile yapmış olduğumuz 26 maçta 63 puan toplamıştık. şampiyon olmak için 40 milyon euro harcamak zorunda kaldığımız 2017-2018 sezonunda ise anadolu takımlarına karşı 26 maçta 64 puan topladık. ama bu kez büyük maçlarda terim'in gelmesi ile artan sinerji ile 11 puan toplayarak ipi göğüsledik.

    bu da bize bir şeyi net biçimde gösteriyor. bir takım için sadece kadro değil, elinde ki imkanları en doğru biçimde kullanabilecek ve camiayı motive edebilecek bir hocanın varlığı çok önemli. tudor ile başladığımız sezonda ilk 4 maçta sadece 1 puan alabildiğimiz rakiplere karşı ikinci yarı 10 puan toplamımızın sebebi de bu inanmışlıktı.

    bunları niye yazıyorum derseniz, 2016-2017 sezonunda ki kadro da abartıldığı kadar kötü bir kadro değildi. sneijder, podolski, bruma gibi oldukça iyi bir hucüm gücü vardı. ama savunmada ki alternatifsizlik (serdar aziz'in sezon boyu yaşadığı sakatlığa çözüm bulamamamız), orta sahaya de jong yerine daha tempolu bir oyuncu alamayışımız bizi bitirdi. 2016-2017 sezonunda kurulan kadroya sadece mariano, nagatomo ve fernando katılmış olsa ve başımızda adam gibi bir teknik adam olsa o sezon da şampiyon olurduk.

    o yüzden enseyi karartmadan takımımıza inanarak devam etmeliyiz. şartlar ne olursa olsun o stadyum tıklım tıklım dolmalı. çünkü galatasaray zor zamanların takımıdır.
  • 206
    beş kuruşluk top oynamadığımız sezon. ligin en iyi takımlarından biri değildik zaten. görünen köy kılavuz istemez.

    aslında iyi başlamıştık. tabii topladığımız puan açısından bakarsak iyi başlamıştık. hıncal her programında puan durumunu gösterip "bakın gs burada ama bu puan durumu baş aşağı çevirdiğim şekilde olabilirdi" diyordu.

    üzerine yazılan komplo teorilerine vakit harcamak gereksiz ama sevilir tabii böyle şeyler. bizim taraftar da sever ama bal gibi bilir ki bizim şampiyonluklarımız için de rakip takım taratarları aynı bahaneleri sürekli üretir.

    toksik taraftarlık böyle bir şey işte. bize verilmeyen ince bir faulde yaygara koparılır, rakibe verildiğinde ise "bu temasa faul mü çalınır" diye feryat edilir.
  • 208
    son 2 sezondur o kadar kötü deplasman performansı sergiliyoruz ki bu sezondaki deplasman performansı bile gözüme iyi gelmeye başladı.

    9 galibiyet 4 beraberlikle 31 puan toplamışız dışarda bu sezonda. ki karabük ve rize deplasmanlarında doğranıp 5 puanımız gitmişti belki de.

    son 2 sezondur ise:

    2018: 8 galibiyet 2 beraberlik 26 puan
    2019: 7 galibiyet 5 beraberlik 26 puan *

    hadi 2018'de iç saha performansı mükemmele yakındı da, bu sene o iç saha performansı da yoktu. resmen sıçradık bu sene çekirge gibi. gelecek sene * en azından 2016-2017 performansı sergilemek lazım deplasmanda. bıktım deplasmanda bu kadar sinen takımdan.

    ayrıca her şeyin başlamasının sorumlusu da benim, itiraf ediyorum. her şey şu entry ile başladı. :(

    (bkz: #2301568)
  • 209
    çok da fena oynamayıp büyük maçlarda batırınca şampiyonluğun gittiği sezon. sezonu inceleyince belli bölumlere böldüm. ilk 7 haftada 17 puan almışız, aynı süreçte ikinci yarıda 10 puan almışız. 8-11. haftalar arası trabzon, adana, başakşehir ve fenerbahçe maçlarından hem ilk yarı hem de ikinci yarıda üçer puan almışız ki bu toplam 6 puanı adana'dan almışız. 12-17 arası ilk yarı 16 ikinci yarı 15 toplamışız.

    kırılma noktaları; büyük maçlarda 1 puan almamız. bjk, fb, başak ve ts maçlarında toplam 1 puan alabilmişiz. özellikle iç sahada oynadığımız trabzon ve fenerbahçe maçlarında dünyaları kaçırmıştık, oysa ki rakipler 1 kez gelmiş ve golü bulunca her iki maç da 1-0 bitmiş. içeride başakşehir karşısında öne geçip kaybetmişiz, beşiktaş maçında hiç de kötü oynamayıp baraja çarpan golle yenilmişiz. deplasmanlara pek değinmedim çünkü hepsinde yokları oynamışız, bir maç hariç beşiktaş maçı. 2-0 öne geçip beraberlikle bitirmiştik. bunun dışında 2. yarının başında oynanan karabük ve kayseri maçlarından puan çıkarmayı başaramayınca iş bitmişti. son bir umut beşiktaş derbisine çıktık onu da saçma sapan bir golle kaybettik.

    hakem hataları her sezon oluyor çok derinine inmeyeceğim o konunun ama şu bir gerçek ki o sezon futbol tanrıları bizi hiç mi hiç sevmemişti. dile kolay 64 puan toplanmış o sezon. 31 puan deplasmanda gelmiş bu da dikkat çekici bir detay.
  • 211
    ts, fb, bjk ve ibfk ile oynadığımız toplam 8 maçta 1 puan aldığımız sezon. ligi bjk'nin 13 puan gerisinde kapattık. eğer büyük maçlarda iç sahada kazanıp deplasmanda kaybetseydik 11 puan fazlamız olacaktı. şampiyonluk tamamen büyük maçların kaybedilmesiyle kaçmış diyebiliriz.

    4 beraberlik 10 mağlubiyet var. bu 10 mağlubiyetin 7'si büyğk maçlar. anadolu takımlarına 3 beraberlik 3 mağlubiyet vermişiz. çok normal bir istatistik.

    eğer büyük maçları kazandıracak bir teknik direkörümüz olsa şampiyonluk çok uzakta değilmiş. yazık olmuş.
  • 213
    "ağır hakem hataları olmasaydı yada her şeyi geçtim beşiktaş maçında hakemin önce verip sonra iptal ettiği net oğlu net penaltı kullanılsaydı acaba neler olurdu en kotu ligi ilk 2'de bitirir miydik" şeklinde dusuncelerle uyuyacağım bu gece. 3 temmuz sezonundan sonra süper lig tarihinin en kirli sezonudur. o sezon bize karşı yapılan eyyamların, yenilen hakların hepsinin beşiktaş'tan fitil fitil çıkması dileğiyle.
  • 214
    galatasaray'ın hakemlerce doğranmasının başladığı sezon.
    riekerink ile başlamış tudor ile bitmiştir. sonraki sezonlarda fatih terim, domenec torrent, okan buruk derken günümüze kadar bu art niyetli hakem yönetimleri devam etmiştir. kulüp olarak bütünleşip meydan okursanız, mücadeleci ve kaliteli bir takımınız da varsa bir yerde bunlara dur diyebiliyorsunuz ya da hakemlerin saçmalıklarına rağmen istediğiniz sonuçları alabiliyorsunuz.
    2016-17 bunu yapamadığımız sezonlardan biriydi maalesef. çok da iyi bir takım değildik.
App Store'dan indirin Google Play'den alın