• 180
    34 lig maçı + 6 süper final maçı olmak üzere koskoca 40 maçta bir an bile mücadeleyi bırakmayan yürekli adamların hikayesidir.

    2011-2012 sezonu selçuk'un frikiğidir.

    2011-2012 sezonu melo gibi orta sahayı seneler sonra ilk izleyişin verdiği mutluluktur.

    2011-2012 sezonu bir kaleciye koşulsuz güvenmenin verdiği rahatlıktır. muslera'ya sırtını dayamaktır.

    2011-2012 sezonu ujfalusi'nin soğukkanlılığıdır.

    2011-2012 sezonu engin baytar'ın hırsı, semih'in o toyluğa rağmen kendine güvenidir.

    2011-2012 sezonu eboue'yi görünce yüzü gülen taraftarın neşesidir.

    2011-2012 sezonu yuvaya dönüşlerin hikayesi, yeri geldiğinde terinin yeri geldiğinde kanının son damlasına kadar savaşan adamların öyküsüdür.

    2011-2012 sezonu elmander'in attığı ter, necati'nin attığı goldür.

    2011-2012 sezonu ümit davala'nın soğukkanlılığı, hasan şaş'ın siniri, taffarel'in güler yüzüdür.

    2011-2012 sezonu fatih terim'in kalbidir.

    2011-2012 sezonu, bir avuç yürekli adamın şerefleriyle oynayıp şerefsizleri kaldırım taşlarına uzanıp ağlatmaya zorlayanların hikayesidir.

    2011-2012 sezonu galatasaray armasına yakışanların bizlere armağanıdır...

    varolun..
  • 102
    ilk devre itibariyle;

    toplam 153 maç oynandı, toplam 352 gol atıldı.

    oynanan 153 maçın 41 tanesi beraberlik ile sonuçlandı.

    ev sahibi takımlar 66 galibiyet almışlar. 46 kere deplasman takımları galip gelmiş.

    ev sahibi takımlar toplam 200 gol atmış. deplasman takımları ise 152 gol atmış.

    maç başına gol oranı ise 2,3 gol oldu. son derece kısır bir devre oldu.

    kendi evinde en çok puan toplayan takımlar gençlerbirliği ve fenerbahçe oldu. toplam 20 puan almışlar.

    deplasmanda ise en çok puan toplayan takım galatasaray oldu. toplam 18 puan almış.

    kendi evinde en çok gol atan takım ise 18 golle gençlerbirliği, deplasmanda en çok gol atan takımlar ise 12'şer golle galatasaray, mersin idman yurdu, beşiktaş, sivasspor oldu.

    en çok galip gelen takım 11 galibiyet ile galatasaray oldu.

    en çok mağlubiyet alan takım 12 mağlubiyet ile ankaragücü oldu.

    en çok berabere kalan takımlar ise 7'şer beraberlik ile bursaspor ve gaziantepspor oldu.

    en golcü takım 27 golle galatasaray oldu.

    en az gol atan takım ise 12 golle samsunspor oldu.

    en az gol yiyen takım ise 11 golle galatasaray oldu.

    en farklı galip gelen takım 6-2'lik 23 ekim 2011 kayserispor-sivasspor maçında kayserispor oldu.

    en çok golün atıldığı maçlar ise 8 golle 23 ekim 2011 kayserispor-sivasspor maçı * ve 17 aralık 2011 kardemir karabük-mersin idman yurdu maçı * oldu.

    en çok alınan skor 1-0 oldu. toplam 23 maç bu skorla bitmiş. ardından 21 kere ile 0-0 geliyor.

    bu skorları 13 kere ile 2-1, 12 kere ile 0-1, 9 kere ile 2-2 *, 8 kere ile 3-1 ve 0-2, 6 kere ile 2-0, 4 kere ile 3-2, 3 kere ile 4-2, 2 kere ile 0-3 ve 1-3, 1'er kere ile 6-2, 0-4, 1-4, 3-5, 2-4 geliyor.

    en golcü futbolcu oynadığı 14 maçta attığı 16 gol ile burak yılmaz oldu. burak 2 kere hatrick yaptı. 3 kere bir maçta 2 gol attı. gol atamadığı maç sayısı ise 5. bu 5 maçta trabzonspor galip gelemedi. her 78 dakikada 1 gol kaydetmiş.

    ceyhun gülselam süre aldığı 27 dakikada 1 gol atarak aldığı süre göz önüne alındığında en golcü oyuncu oldu. *

    en çok asist yapanlar ise 6'şar asistle selçuk inan, milan baros ve nordin amrabat oldu.

    en çok penaltı kullanan futbolcu ise 3 penaltıyla burak yılmaz oldu.

    17 hafta boyunca en çok süre alan 17 maçın tamamında forma giyen ve 1530 dakika ile selçuk inan, bogdan stancu, diego ângelo, dedê, hasan ali kaldirim, aydin toscalı, tolga zengin, hüseyin tok, kemal tokak, scott carson, hocine ragued oldu.

    en çok sarı kart gören futbolcular ise 8'er sarı kartla yiğit incedemir ve veysel sarı oldu.

    17 hafta boyunca 2 kırmızı kart gören futbolcu bulunmuyor.

    en az gol yiyen kaleci ise 16 maçta 10 gol ile fernando muslera oldu. muslera toplam 9 maçta ise gol yemedi. 7 maçta ise gol yedi. en çok golü ise 2-4'lük maçta gaziantepspor'dan yedi.

    en çok kart gören takım 53 sarı, 2 kırmızı kart ile mersin idmanyurdu oldu. en centilmen takım ise 33 sarı 1 kırmızı kart ile bursaspor oldu.

    en çok topa sahip olan takım ise %55,4 ile galatasaray oldu. en az topa sahip olan takım ise %45,2 ile gençlerbirliği oldu.

    1-15 dakikaları arasında: 37 gol,
    16-30 dakikaları arasında: 55 gol,
    31-45 dakikaları arasında: 62 gol,
    46-60 dakikaları arasında: 54 gol,
    61-75 dakikaları arasında: 55 gol,
    76-90 dakikaları arasında: 71 gol,
    90+ da ise 14 gol atılmıştır.

    bu veriye bakıldığında maçın son bölümlerinde 85 gol atılmıştır.

    sağ ayakla 121 gol, *
    sol ayakla 46 gol, *
    kafayla 58 gol, *
    penaltıyla 26 gol, *
    serbest vuruşla 20 gol, *
    uzaktan 18 gol, *
    kontraataktan 2 gol atlıdı.

    kısa bir değerlendirme yaparsak takımlar önce kaybetmemeye daha sonra ise gol atıp üzerine yatma anlayışına sahip bir görüntü sergilediler. 44 maçın 1-0 ve 0-0'lık skorlarla bitmesi bunu gösteriyor. maçın son bölümleri ise hareketli geçmiş. bu son bölümde takımlar defansif güvenliklerini elden bırakmış ve gol atmayı düşünmüşler. atılan 85 gol var. maçların ilk 15 dakikaları ise takımların birbirlerini tartmasıyla geçmiş. savunma güvenlikleri elden bırakılmamış.

    2,3'lük gol ortalaması ise süperli tarihinin belkide en kısır sezonunun geçmesine sebep olmuş olabilir. futbolun meyvesinin gol olduğu düşünülürse bu sezon pek meyve vermemiş, aç kalmışız. bunun nedeni ise hiç kuşkusuz playoff sisteminin hayata geçirilmesidir. takımlar ilk 8'e girebilmek için ilk önce defansı düşünmüşler. yenemesek bile yenilmeyelim düşüncesi ağır bastığından cesur futbol sergilememişler. dünya futbol oynamaya çalışırken biz oynatmamaya çalışmışız. dünya daha fazla nasıl gol atılır? neler yaparsak maçlar daha gollü geçer diye düşünürken biz öyle bir sistem kurmuşuz ki maçlarda nasıl daha az gol atılırı kurgulamışız.

    2010-2011 sezonunun ilk yarı sonucunda lider trabzonspor 42 puan toplamış, en alt sıradaki takım ise 8 puan toplayabilmiş. lider ile en son sıradaki takımların arasındaki puan farkı 34 olmuş.
    bu sezonun ilk yarı lideri olan galatasaray ise 37 puan toplamış. en alt sıradaki takım ise 7 puan alabilmiş. fark ise 30 olmuş.

    playoff sistemi rekabeti arttıracak ve heyecanı yükseltecek denilmişti. rekabet kısmende olsa artmış fakat heyecan pek artmamış. çok az puan aralığında yığınla takım oluştu. hepsi ilk 8 mücadelesi yapıyor.
    rekabet ve heyecan artmış gözüksede kalitenin arttığı söylenemez. maçlarda neredeyse 2 golden fazla gol olmuyor. playoff sistemi ligimizi dünyanın en zevksiz ve kalitesiz ligine dönüştürdü.

    kalitesiz ligin olmayan marka değeri iyice dibe vurmuş durumda.

    (u: bu veriler galatasaray sözlük, habertürk ve transfermarkt sitelerinden derlenmiştir.)

    * *

    düzeltme: bazı yazım hataları ve veri yanlışları için hagi'ye, 5 heceli 11 harfli hayat'a teşekkürler.

    ekleme: ligin 3. haftasında ev sahibi takımlar galip gelemezken, 11. hafta ve 17. haftalarda ise deplasman takımları galip gelemedi.

    en çok beraberliğin yaşandığı haftalar ise 5'er beraberlikle 3. ve 8. haftalar oldu.

    ev sahibi takımların en çok galibiyet aldığı hafta ise ligin ilk haftası oldu. ilk haftada ev sahibi takımlar toplam 7 galibiyet aldılar. ilk haftada geri kalan 2 maçta ise 1 beraberlik ve 1 deplasman takımının galibiyeti yaşandı.

    deplasman takımlarının en çok galip geldiği hafta ise 2. hafta oldu. toplam 5 deplasman takımı galibiyeti yaşandı.
  • 251
    bu sezonla ilgili bir anı okuduğumda, bir görsele denk geldiğimde eski bir dostu görmüş gibi oluyorum.

    özlüyorum o takımı, taraftarı, heyecanı. aslında o zamanki genci özlüyorum en çok.

    şampiyonluk kutlaması sonrasında sahasında turladığım stat çıkışında muslera ile tokalaştığım sezon. daha öncesinde de sonrasında da hiç bir futbolcuya el uzatma isteği duymamış birisiyim. o sezon her şey çok farklıydı sanki.

    geriye dönüp baktığımda o günler hayatımın da zirvesi gibi geliyor. bu da üzüyor tabii biraz.

    sanki 2011-12 sezonunu videoları daha bir canlı geliyor. futbola olan ilgimi aysal&terim el ele tutuşurken bırakmalıydım bazen diyorum. zirve o anmış gibi geliyor nedense.

    abarttım tabii ama yıllardır içimde. tutamadım daha fazla.
  • 236
    yaşım nedeniyle 96-00 arasındaki sezonlara canlı izleyerek şahit olamamış biri olarak gördüğüm en baskın ve dominant olduğumuz sezondu. öyle ki bu sezonun ardından tam 4 kez daha şampiyon olduk her birine de çok sevindim ancak hiçbirinde o sezonki tadı alamadım.

    sneijder, drogba, gomis, feghouli, fernando gibi isimlerin bulunduğu kadrolar da gördük ama bu takımlar başarılı olsalar da o sezon o takımın sahadaki yaptıklarına ulaşamamıştı benim gözümde. emre, engin, eboue, balta, semih, melo, selçuk, ujfa, elmander, riera, nando... kadronun her bir ferdinin bu kadar verimli olduğu başka bir sezon var mıdır bakmak lazım.

    ara ara bu sezonki kadar keyif aldığım ve heyecanla izlediğim bir galatasaray kadrosu daha gelicek mi diye düşünürüm. dilerim bu dileğim gerçekleşir ve o günlerin keyfini tüm galatasaraylılar olarak hep birlikte yaşarız.
  • 247
    bu sezonki ezici performansımızın en önemli sebeplerinden ikisi avrupa'da oynamamamız ve kupadan erken elenmemizdi. bahsedildiğine eminim ama sineğin yağını çıkarmakta olan hoca yine eldeki malzemeden maksimum verimi almıştı, bunun yan etkisi olaraksa sezonun genelini dar bir rotasyonla oynamıştık. aslında kağıt üstünde bol alternatifli olan kadroda zihnen ve/veya fiziken verim vermesi mümkün olmayan ayhan, sercan, yiğit gökoğlan, çağlar birinci, servet, gökhan zan* gibi oyuncular rotasyondan düştü ve 14-15 kişilik kemik bir ekibe odaklandık. haliyle puan kayıplarımızın önemli kısmı da yoğun fikstür dönemlerine (ve tabii ki süper final'e) denk gelmişti. kupadan erken elenmemize rağmen 42 resmi maça çıktık, bunun üstüne 6+ avrupa maçı daha gelse kaldıramazdık belki de.

    hem kadrodaki oyuncularla, hem de avrupa'da alınan sonuçlarla 2012-13 daha ihtişamlı ve başarılı bir sezondur. ama tüm bu saydıklarıma rağmen 11-12 sezonu özellikle öncesinin de etkisiyle kalbimizde daha özel bir yer taşır. 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçını statta yaşayan herkes için de böyle kalacaktır eminim.
  • 260
    eskiyi çok özleyen biriyim. bu arada eskiyi çok özlüyorsanız eğer, bu yaşlanma belirtisiymiş. sanırım 60 yaşında varım şu an.
    hem hayatımın en güzel senelerinden biriydi, hem de tanık olduğum en keyif veren sezonlardan biriydi.
    2006 ve 2008 şampiyonlukları da efsaneydi ama tüm sezon boyunca kan ve gözyaşı vardı.
    2011-12 ise futbola tam anlamıyla doyduğumuz sezon oldu.
    ujfa & semih, selçuk & melo, necati & elmander, kanatlarda emre & engin, bekte hakan & eboue, kalede muslera. inanılmaz keyif veren, tempolu ve hücum odaklı bir futbol.
    savunmada anlamsız paslar yoktu. top necati'nin ayağındayken muslera'ya geri dönmüyordu.
    ben o sıralar lise 3'tüm. tek derdim hoşlandığım bir kız vardı ve platoniktim. derslerde bazen onu, bazen de eboue'nin gençlerbirliği'ne attığı golü düşünürdüm.

    bu arada merak edenler için o gol:

    https://youtu.be/lg1CBD47EcI

    o sezon şike soruşturmasından dolayı lig geç açıldığı için her gün maç oynanırdı. akşam okuldan gelir gelmez maç saatini beklerdim. hatta 7 aralık 2011'de oynanan derbi hafta içine denk gelmişti. hiç unutmam, o gün arkadaşımla okuldan dönüyorduk. acayip yağmur yağıyordu. maç hakkında konuşurken "ulan 7 aralık 7-0 olsa ne güzel olur" demişti. gerçekten de oluyordu. ah baros ah.

    yine unutamadığım şeylerden biri de şudur; 2010-12 arası barcelona'yı hatırlarsınız, müthiş bir takımdı. ben de hep merak ederdim, acaba barcelona taraftarı olmak nasıl bir duygu diye. o duyguyu ilk kez o sezon hissettim. ciddi anlamda ligin barcelona'sı olmuştuk, inanılmaz domine etmiştik.

    süper finalde oynanan fenerbahçe maçını inanılmaz bir şekilde kaybettikten sonra, üzerimde galatasaray sweatshirt ile okula gidiyordum. otobüse bindiğimde şöför dayı dalga geçmişti. fenerbahçe'ye kaybettiniz şampiyonluğu diyordu. ben de içimden "harbiden kaybettik amk" demiştim.
    o günü unutamam. bir lise klasiği olarak herkes fenerbahçe formasıyla gelmişti okula. tek galatasaray armalı bendim. açıkçası o görüntüyü görünce, keşke giymeseydim diye düşündüm.
    tabii kadıköy'de şampiyon olduktan sonra her yer sarı-kırmızı olmuştu. o gün o otobüscü dayıyı görmeyi çok istedim ama maalesef o gelmedi. umarım durumu iyidir.

    platonik olduğum kişi platonik olarak kaldı bu arada. ama hayatımın en güzel zamanlarıydı. dert yok, tasa yok. liselisin işte amk. bir de galatasaray öyle top oynayınca, kadîköy'de şampiyon olunca çok daha anlamlı kıldı o seneyi. şimdi her şeyden çok özlüyorum o zamanları.
  • 159
    sezon içinde oynadığımız tüm maçların özetlerini sizler için yükledim.

    1. not: bu çalışma galatasaray sözlük kullanıcıları için yapılmıştır. videolar sadece bu linklere tıklayarak gidenlere görünecektir. bundan dolayı başka internet sitelerinde, sosyal ağlarda paylaşmamanızı rica ediyorum, eğer videolar çok yayılırsa yayından kaldırılabilir.*

    2. not: tüm kayıtlar* galataman'a aittir. galataman kardeşimiz ile iletişime geçtim --> http://i.imgur.com/BPr5v.png ve paylaşım için izin verdi --> http://i.imgur.com/BbiDK.png kendisine buradan bir kez daha teşekkürlerimi iletiyorum.

    3. not: telif hakkı sahibi isterse videolar kaldırılacaktır. yetkililer yellowred1705@gmail.com adresimden bana ulaşabilirler.

    4.not : vicdanen emeğimin karşılığını verme ihtiyacı hissedenler galatasaray store'dan ceplerine göre kendilerine herhangi bir ürün satın alabilirler. benim isteğimle birinin store'dan kendisine bir şey alması ve ufak da olsa galatasaray'a fayda sağlamasının vereceği manevi hazzın yerini hiçbir maddi kazanç tutamaz.

    01. hafta | istanbul büyükşehir belediyespor - galatasaray
    https://www.youtube.com/watch?v=bVIaODVW3dk

    02. hafta | galatasaray - samsunspor
    https://www.youtube.com/watch?v=e1aIW8mjPHI

    03. hafta | karabükspor - galatasaray
    https://www.youtube.com/watch?v=JpdTmltviQs

    04. hafta | galatasaray - eskişehirspor
    https://www.youtube.com/watch?v=J5hdk0F1Sss

    05. hafta | ankaragücü - galatasaray
    https://www.youtube.com/watch?v=J8KQgp2vSc0

    06. hafta | galatasaray - bursaspor
    https://www.youtube.com/watch?v=zG1hkxyqam8

    07. hafta | antalyaspor - galatasaray
    https://www.youtube.com/watch?v=xUl0Ythb3hk

    08. hafta | galatasaray - gaziantepspor
    https://www.youtube.com/watch?v=NJ77pxHBsA0

    09. hafta | kayserispor - galatasaray
    https://www.youtube.com/watch?v=8Oozgtrp9X8

    10. hafta | galatasaray - mersin idman yurdu
    https://www.youtube.com/watch?v=RpPNwmGfQao

    11. hafta | beşiktaş - galatasaray
    https://www.youtube.com/watch?v=hZIdj-rcTi4

    12. hafta | galatasaray - sivasspor
    https://www.youtube.com/watch?v=vi3qB4Joxis

    13. hafta | gençlerbirliği - galatasaray
    http://www.youtube.com/watch?v=WMt4fkjvBt0

    14. hafta | galatasaray - fenerbahçe
    http://www.youtube.com/watch?v=CoDgkeVqXXY

    15. hafta | trabzonspor - galatasaray
    http://www.youtube.com/watch?v=qCvMWxSfF4o

    16. hafta | orduspor - galatasaray
    http://www.youtube.com/watch?v=1R-oDokNX4s

    17. hafta | manisaspor - galatasaray
    http://www.youtube.com/watch?v=USsn9qEyfyY

    18. hafta | galatasaray - istanbul büyükşehir belediyespor
    http://www.youtube.com/watch?v=sEXh6QNMWN8

    19. hafta | samsunspor - galatasaray
    http://www.youtube.com/watch?v=VKYxnNTcH2c

    20. hafta | galatasaray - karabükspor
    http://www.youtube.com/watch?v=9T_RyetPyTg

    21. hafta | eskişehirspor - galatasaray
    http://www.youtube.com/watch?v=YQWdj7-hXG4

    22. hafta | galatasaray - ankaragücü
    http://www.youtube.com/watch?v=NBA0-jlU2SI

    23. hafta | bursaspor - galatasaray
    http://www.youtube.com/watch?v=dj_oIvGUgak

    24. hafta | galatasaray - antalyaspor
    http://www.youtube.com/watch?v=7Y-r8jFBPm0

    25. hafta | gaziantepspor - galatasaray
    http://www.youtube.com/watch?v=V4PgvyBs2fg

    26. hafta | galatasaray - kayserispor
    http://www.youtube.com/watch?v=v4lkW6jv4vk

    27. hafta | mersin idman yurdu - galatasaray
    http://www.youtube.com/watch?v=dOLCp810g0c

    28. hafta | galatasaray - beşiktaş
    http://www.youtube.com/watch?v=LMv7lkRXgU4

    29. hafta | sivasspor - galatasaray
    http://www.youtube.com/watch?v=6gnU8HfHeYc

    30. hafta | galatasaray - gençlerbirliği
    http://www.youtube.com/watch?v=Q5-ACYXcOQk

    31. hafta | fenerbahçe - galatasaray
    http://www.youtube.com/watch?v=1aDAnuP-EyI

    32. hafta | galatasaray - trabzonspor
    https://www.youtube.com/watch?v=_lpXNbp5IiA

    33. hafta | galatasaray - orduspor
    https://www.youtube.com/watch?v=uZO6rpmmOx8

    34. hafta | manisaspor - galatasaray
    https://www.youtube.com/watch?v=K15XWmWAZYE
  • 232
    4-4-2'nin lezzetini son kez tattığımız sezon.

    bambaşka bir şeydi bu takım. yaklaşık 10 yıldır süren fetret devrini paramparça etmişti.

    kadıköy'de rakip taraftarı çoşturan iki tane über gol yemesine rağmen 2-0'dan maç çevirip galibiyeti kaçıran manyaklardı bunlar!* mental olarak da çok üst düzey bir takımdı. sahada lider, karakter koyan oyuncular vardı: melo, ujfa, o dönemki selçuk inan, elmander, necati...

    yaşattığı heyecanı drogba ve sneijder'in eklendiği showtime kadrosu tekrar sağladı ama bu sefer de sahada aksak şekilde ilerlediğini hissettiğimiz bir takım vardı. sonrası tufan zaten.
  • 258
    fatih terim'in teknik direktörlük anlamında fark yarattığı ve dünyanın tüm kulüplerinde çalışacak yeteneklere sahip olduğunu bir kez daha kanıtladığı son sezon.

    şampiyon tamamladığı 2012-2013, 2017-2018, 2018-2019, sezonlarında da fark yarattı ve kesinlikle hafife alınamaz tabii ama bu fark daha çok, kaliteli kadroyu en iyi şekilde idare edip, oyunculardan yüksek verim alabilme şeklindeydi bana göre.

    2011-2012 sezonunda ise kadroyu en iyi şekilde idare edip, oyunculardan yüksek verim alabilmenin yanında ligi domine eden bir futbol oynadık ve rakip fark etmeksizin işleyen bir sisteme sahiptik. düşünün ki, bugünlerde oyunumuzun işlememesini luyindama'nın varlığına, melo ve fernando'nun yokluğuna bağlarken; o zamanlar semih kaya, emre çolak, engin baytar gibi oyuncular sistemin içinde parıl parıl parlıyordu.

    2019 yılından bu yana ise bana göre fatih hoca, ne taktik ne de birkaç istisna dışında oyunculardan yüksek verim alıp, sistemin içinde parlatma konusunda eskiye oranla fazla fark yaratamadı.
  • 259
    buram buram özlediğim, tadını o zamanda inanılmaz derecede çıkardığım ancak yine de an itibariyle deli gibi özlediğim sezon. bu sezon izlenileni lig özelinde hiç bir türlü izleyemedik. her rakibini domine eden, gol atan, gol yemeyen, rakibinden daha çok koşan, daha iyi top çeviren ve özellikle lig başındaki karanlık dönem dışında bir gün bile taraftarının yüzünü yere baktırmayan takımı inanılmaz derecede özlüyorum.

    ne kadar yaşayacağız belirsiz ama umarım en az bir kez daha böyle bir dominasyonu sahadaki takım bana ve herkese izlettirebilir.
  • 240
    fatih terim hegomonyası dedikleri şeyin başladığı sezon.

    19-20 sezonunu saymazsak geçen bu 8 sezonda galatasaray 5 kere, fatih hoca ise 4 kere şampiyon oldu. resmen ezeli rekabette öne geçtiğimiz sezon olmuş 2011-2012 sezonu. o sezondan beri galatasaray futbol olarak sürekli çabalayan, ileri giden, gelişen bir yapıya dönüşmüşken; fenerbahçe sürekli geriye giden, her türlü başarısızlığını başkalarında arayan, kendinden hiç hata aramayan, 6 senedir tek bir kupa dahi kazanamamış ve futbol aklı olarak 100 küsür senelik tarihindeki en beter hale gelmiş bir yapıya dönüştü.

    türkiye'de futbol dönemlerini böyle 8'er yıllık periyotlar halinde ele alırsak eğer;

    2020-2012 arasında ağır şekilde biz üstünüz.

    2011-2003 arasında fenerbahçe ağır şekilde üstün ama bu 8 senelik periyotta 4 kere şampiyon olabildiler. 2006'daki şampiyonluğun ne denli önemli olduğunu burdan anlayın işte.

    2002-1994 arasında yine ağır şekilde biz üstünüz, yorum yapmaya bile gerek yok. 6 kere şampiyon olduk. uefa ve süper kupa'yı saymıyorum bile.

    ve şimdi corona sonrası dünyadaki her şeyin değişeceğini öngörürsek futbol sistemi de pek pek tabii ki değişecek ve yeni bir 8 senelik döneme gireceğiz.

    (bkz: 2021-2029 yılları arası)

    hülasa; başımızda fatih terim varken bu 8 senelik periyoda girmemiz bizim için büyük şans. umarım mustafa cengiz de sağlık sorunlarını atlatır ve bir kere daha bu 8 senelik döneme damgamızı vururuz...
  • 256
    kulüp tarihinin dönüm noktalarından ve en hareketli transfer sezonlarından birisini yaşadığımız sezondur. diego forlan jose antonio reyes tomas ujfalusi üçlüsü kap gelmesine rağmen olmasa bile boşluklar 3m€ ya albert riera ve bedelsiz johan elmander ile doldurulmuştur.
    o yaz yaptığımız bazı transferler şu şekilde;
    fernando muslera - 6.75m €
    emmanauel eboue - 3.5m €
    felipe melo - 1.5m € kiralama bedeli
    tomas ujfalusi - 2m €
    selçuk inan - free
    ceyhun gülselam - free
    yiğit gökoğlan - 2.5 m €
    sercan yıldırım - 3m €
    necati ateş - 250 bin €
    engin baytar - 1.1m €
    gidenler:
    arda turan - 13m €
    colin kazım richards - 875bin € kiralık
    loric cana -800bin €
    juan pablo pino - 400bin € kiralık
    emmanuel culio ve bogdan stancu -350'şer bin€ kiralık
    lucas neill, harry kewell, barış özbek, robinson zapata, mustafa sarp ve uğur demirok bedelsiz.

    yerli transferlerde absürt rakamlar ödendiği her ne kadar gerçek olsa da 6+2 yabancı kuralının olduğu bir ortamda fiyasko denilemez.
    bu sezon şike iddialarının patlak vermesi sonucu sezon sonu play off oynandı. normal sezonu 9 puan farkla lider bitirdik; puanlar yarıya bölündü ve ilk 4 takım 6 maçlık playy off oynadı. buradan da başarıyla çıkıp 18. şampiyonluğumuzu yaşamıştık.
  • 206
    hani herkesin özlediği bir sevgilisi vardır, bir anısı vardır.

    dönüp düşünür, uyumadan önce düşünür; arada açar fotoğraflarına bakar ne bileyim arar sorar "rüyamda gördüm iyi misin?" der.

    işte bu sezon benim için öyledir. imkanım olsa gecenin bir yarısında "uyudun mu?" derim. arayıp "in aşağı ben geldim" derim.
    ulan öyle böyle özlemiyorum.

    üniversite neredeyse şampiyonluk görmeden bitiyordu, zapata geçiyordu kaleye; culio bize büyük topçu diye alınıyordu.
    "ruh ne arar la galatasaray" diyecek hale gelmiştik.
    resmen "aslanlar ölüyor" sezonları yaşadık.

    neyse bütün bunlar olurken ünal aysal geldi fatih terim geldi bu sefer "aslanlar diriliyor" sezonu uzaklardan göz kırptı bize.
    sezon öncesi hazırlık maçlarında bile vardı o ışık.
    boru mu lan fatih terim gelmişti.
    sonrasında hayatımın en büyük hayal kırıklıklarından birini yaşatacağını bilmiyorduk tabi o günlerde.
    bir kez daha başkanının kulaklarını çınlatayım fatih terim.

    sonra melo, elmander, eboue...eboue demişken yobo pazardan döndü mü acaba?
    necati...çarşıdan aldım shaqiri eve geldim necati. ulan iyi ki eve geldim necati olmuş.
    elmander necati uyumunu ben canlı gözlerle en son hakan-arif ikilisinde yakalamıştım.
    muslera. bu herif gelmeden önce en son gördüğümüz adam gibi kaleci mondragon olunca herifin degajlarını bile "ne vuruyor topa" diye izliyordum.
    eli küçük dediler, elinin ve yüreğinin ne kadar büyük olduğunu hepimize kanıtladı.
    engin o sezon engin the revolution modundaydı mesela.
    melo'nun kafasıyla(!) fenere attığı golden sonra 4 yıl boyunca her antrenmanda dalga geçen fenerli arkadaşın yakasından kavrayıp "kafayı gördün mü" diye sevinmem biraz ayıp olmuştu ama olsun yine olsun yine öyle sevinirim o gole.

    sonra şapkadan çıkartılan süper final saçmalıkları.
    6 90 dakika boyunca ha çıktım ha çıkacağım diye pusuda bekleyen can.
    son fener maçında ölmediysem uzun bir süre daha ölmem dedim kendi kendime.
    ve hak edilen süper final.

    rekabetin bittiği, ışıkların kapandığı süper final.
    hala gece yarısı kız arkadaşımı bırakmak için gittiğim kadıköy'de gözleri dolu dolu olan kuruyemişçiye gülerim.

    laf lafı açıyor resmen yazarken ama o takımın mücadele hırsı, azmi ve birlikteliğini hala özlüyorum hatta en çok bu ara özlüyorum.

    ben özledim galiba seni.
    neyse elmander'in numarası var mı olm sizde...
    mesaj atacağım "dön vicdansız ah vefasız çağırmazdım acil olmasa"

    eyvallah.
  • 201
    gördüğüm en güzel sezondu heralde. her maçı izlemek istiyordum, kaç senedir yaşanılan başarısızlıklar, hayal kırıklıkları birikmişti taraftarda ve bu sezon çoğu kişiye futbolu yeniden sevdirdi. galatasaray kadrosunda bulunan her oyuncu içinde sanırsam en güzel sezondur bu sezon. şu sezon dışında herkesin kadro birliği yaptığı bir sezon yoktu. kime sorulsa ezbere sayılacak bir kadro, taraftarın mutlu olduğu oyun.

    dilerim yakın zamanda da bu sezona benzer bir takım kurabiliriz ve hepimiz oynanan oyundan keyif alabiliriz. bu sezonda emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.

    emre aydın'la bitirelim: tam 4 yıl olmuş dün!
  • 238
    benim izlediğim en iyi galatasaray futbol takımı bu sezonun takımıydı. yaşım itibariyle 96-2000 arasını hatırlamıyorum.

    bu takıma yakın performanslar olarak tudor'un ilk 8 hafta performansı ve bu sezon* ikinci yarı performansımızı söyleyebilirim.

    bunun dışında şampiyon olduğumuz sezonlarda dahil galatasaray maçlarını "allahım sen yardım et" modunda tamamen pragmatik bir şekilde "3 puanı alalım da bitsin bu çile" modunda izliyordum.

    ancak 2011-12 sezonunda bir önceki maç yenilmiş dahi olsak, "keşke her gün maç yapsa bu takım" psikolojisindeydim.

    tamamen hissiyat önümüzdeki sezon* bu takıma benzer bir performans sergileyeceğimizi düşünüyorum.
  • 264
    galatasaray'ın normal 34 haftalık periyodu 23 galibiyet, 8 beraberlik, 3 mağlubiyetle kapattığı sezon.

    ligin ilk 11 haftasında 5 galibiyet, 4 beraberlik, 2 mağlubiyet alarak uyum süreci geçirmiş,

    kalan 23 haftada ise 18 galibiyet, 4 beraberlik ve 1 mağlubiyetle müthiş, makine gibi bir performans göstermiştir.

    9 haftalık ve 6 haftalık iki tane uzun galibiyet serisi yakaladığımız sezondur.

    34 maçta sadece 24 gol yedik ve bunun zaten 4 tanesi dokuz kişi kaldığımız ve 4-2 yenildiğimiz 26 ekim 2011 galatasaray gaziantepspor maçıydı. fernando muslera normal sezonda 16 maçta kalesini gole kapatmıştır.

    2022-23 sezonu evet benziyor. üstelik ligin ilk yarısında neredeyse sürekli deplasmanda oynayarak daha az puan kaybetmeyi de başardık. üstelik manyak bir şekilde 8 maçlık galibiyet serisinin 3 tanesi derbi. umarım ahengimiz bozulmaz. nazar boncukları.
  • 244
    türk futbol tarihinin en dominant sezonudur. şike olayları patlak vermiştir. ama öyle baska ülkelerdeki gibi rakiplerin kadrolari da zayif kalmamıştır. baya saglam kadrolarla sezona girmişlerdir.
    sezon sonunda daha doğrusu normal sezon sonunda açık ara sampiyon olmustuk.
    playoff denen saçmalık sonunda da yeniden şampiyon olup kupamızı rakibin sahasında kaldırmıştık.
    peki galatasaray'in o kadrosu uçuk kaçık bir kadro muydu? hayır. ama takım icin savaşan biraz da teknik adamlardan oluşan bir kadroydu. rakiplere nefes aldırmıyordu. derbilerde bile rahat oyun ortaya koyuyorduk.
    sonra amrabat, burak, sneijder, drogba falan alındı ve o kadronun sihri bozulmaya başladı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın