• 90
    kotu niyetli buldugum degisikliklere gebe olan...

    mevcut iktidarin bazi konulari isine geldigi gibi yorumladigini dusunuyorum. ornegin 22:00 sonrasinda alkol satisinin yasaklanmasi trafik kazalarina baglanmisti. baskanlik sistemi, kuvvetler ayriligi ve hatta sezaryen, kurtaj vb konularda da yasal/hakkani temelleri supheli adimlar atildi.

    tum bunlar yapilirken savunmak icin kullanilan ana kriter "ama x ulkesinde de boyle" demekten oteye gecemedi ki o malum "x" her ne hikmetse her ornek icin baska bir ulke oluyordu. haliyle frankenstein'in canavarindan hallice, yamali bohcaya rahmet okutacak bir kurallar/kuramlar silsilesinin icerisinde suruklenir halde bulduk kendimizi.

    durum boyleyken sporda siddet yasasinda, yukarida bahsedilen turde bir degisiklik yapilmasi teklif edildiginde benim gozume iki sey carpiyor:

    --- alıntı ---

    twitter ve diğer mecralarca birilerine ve ya birbirine küfür ve hakaret edenler direkt 3 yıla kadar hapis cezası alacak

    --- alıntı ---

    nasil takip edilecek? bu tur bir sistemin isletilebilmesi icin kisilerin sosyal medya hesaplariyla kimlik bilgilerinin eslestirilmesi gerekiyor. bunu hangi kurum nasil yapacak? hadi diyelim ki hukumete guveniyoruz. veri guvenligini, bahsi gecen sosyal medya hesaplariyla ilgili her turlu verinin 3. kisilerin eline gecmeyecegini kim nasil garanti edecek? secmen veri tabaninin sizdirildigi/calindigi bir ulkede sadece maca gitmek icin neden "anonim kalma" ozgurlugunden feragat edecegiz?

    --- alıntı ---

    statlara girişte biyometrik kimlik uygulaması yapılacak

    --- alıntı ---

    bu cok sikintili bir alan. aslinda soylenen cok basit. parmak izi, retina ve hatta yuz tarama verisi uzerinden kimlik bilginizle eslestirme/fisleme yapilacagi. bundan 2 ay kadar once amerika'da bayagi kiyamet koptu havalimanlarindaki yuz tanima sistemlerinden oturu. insanlar kisisel verilerinin izin verilmeksizin kullaniliyor olmasindan ciddi sekilde sikayetciydi ve havayolu sirketleri soz konusu tepkinin sosyal medyadaki yansimalarindan dolayi geri adim atmak zorunda kaldilar.

    ---

    velhasil-i kelam, bahsi gecen degisiklikleri yapici ve iyilestirici olmaktan cok uyanikca/kurnazca goruyorum. mesale, deplasman otobusleri, farkli branslarin sisteme katilmasi gibi konularla sanki asil amac olan fisleme egilimi bulandirilmaya calisiliyor.

    orwell'in 1984'u gibi distopik bir gelecege mi gidiyoruz yoksa her sey bir isguzarliktan mi ibaret bilmiyorum ama kendi adima sadece maca girebilmek icin kimin nasil kullanacagi ve koruyacagindan emin olmadigim kisisel verilerimi paylasmanin bu sekilde ittirilmesini kabul edemiyorum.
  • 87
    yenilenmesi istenen yasa. açıkçası eski yasayı ne kadar uyguladınız da yetmedi? hakikatten soruyorum. sarkastik bir soru değil bu. ben bir birine devamlı olarak ağır küfürler eden insanları sıkıldım. spor üzerinden vandalizm yapanlardan sıkıldım. sevdiğim bu insan halini -yani spor- ve kültürü kirletmelerinden sıkıldım ancak eski yasa gerçekten son demine kadar uygulandı mı şüphelerim var. yoksa benim için hiç sorun değil yapılan değişikliklerdeki sayılar.

    benim paramı zorla almaya çalışan sistem bir zahmet bunun bedeli olarak lütfedip stada kelebek bıçakla, pompalı tüfekle girilmesini engellesin. ki toplanan şarj aletletlerini, bozuk paraları vs hangi hakla topladıklarını hiç bilmiyorum ve bana hiç ahlaki ve hukuki gelmiyor. hadi bunu kabul ettik diyelim -ki bir daha vurgulamak istiyorum kabul edilemez bence- nasıl 2 takımın da organize etmediği bir müsabakaya birisi bıçakla giriyor ve bundan suçsuz takımlar ceza alıyor. (beşiktaş ve konyaspor)

    beni ne suçluyu bulma konusunda becirikli ne de yasaları uygulama konusunda heveskar olduğuna bu devlet inandıramıyor.

    not: bir hukukçu arkadaş karaborsa konusunu bana açıklarsa çok müteşekkür olurum. karaborsa yanlış bilmiyorsam anglo-saksonlarda yasal. biz de niye yasak, mantığı nedir?
  • 89
    tüm futbol ailesi, yazılı/sözlü basını, başkanları, yöneticileri insanları galeyana getirip gündemi değiştirmek üzerine kurulu iken sadece taraftara; daha doğrusu birilerinin gücünün yettiği taraftara uygulanması haksızca olacak yasa.

    insanları mutlu eden herşeyi ellerinden alana kadar durmak yok yola devam...

    (bkz: teröristlere insan hakları taraftara sıkın gazları)
  • 49
    taraftar için çıkarılmış ancak şikecilerin şike yapma hakkının elinden alan yasa olarak bumerang etkisi ile türk futbolunun gerçek yöneticilerini ve medya sülüklerini vurmuştur.

    üzerinde değişiklik yapılarak ne kadar çok şike yaparsan yap tek ceza ve paraya çevrilebilecek düzeyde ceza (çok caydırıcı olurdu o kadar caydırıcı olurdu ki şikeciler bir daha şike yapmazdı) indirimi öngören yasa çankaya köşkünden geri dönmüştür.

    medya sülükleri cezaların fazlalığı konusunda yoğun kampanyaya aynı anda başladıklarından veto edilen cezaların yeniden tbmm'ne gelmesi an meselesidir. (bkz: 2010-2011 sezonu futbolda şike soruşturması iddianamesi/#833638)

    medya sülükleri avrupa ülkelerinde bu eylem ceza hukuku yönüyle suç bile değil yaygarası yapmaktadır.

    benimde zevkle okuduğum yılmaz özdil ;

    --- alıntı ---
    hrant dink’i öldürene 22 sene verdiler. münevver’in kafasını testereyle kesip, çöpe atana 24 sene...
    aziz yıldırım...
    138 sene isteniyor.
    ister misin, soykırım’ı da aziz yıldırım’a bağlasınlar...

    --- alıntı ---

    şeklinde yazısı ile aziz yıldırım hakkında henüz açıklanmayan iddianamedeki cezaların ağırlığını eleştirmiştir.

    aynı şekilde aynı gazete yazarı ahmet hakan ise aynı gün şunları yazmıştır;

    --- alıntı ---
    tamam, tamam da...
    veto ile birlikte ortaya çıkan ve vicdanlara sığmayan şu durumlar ne olacak:
    - mesela en baştan kötü, adaletsiz ve ölçüsüz hazırlanmış o yasa ne olacak?
    - mesela ölçüsüz cezalar meselesi ne olacak?
    - mesela “futbolda şike” gibi bazı batı ülkelerinde yargıya bile taşınmayan bir suça getirilen kabul edilemez ağırlıktaki cezalar ne olacak?
    - mesela her şike için ayrı ceza öngörülerek cezaların yüz yılı bulması meselesi ne olacak?
    - mesela suçlu oldukları henüz belli olmayan insanların aylardır tutuklu olması sorunu ne olacak?
    söyler misiniz? bu adaletsizlikler nereye toslayacak?
    --- alıntı ---

    güzel ülkemizin onlarca sorunu var örneğin ülkenin yarısındaki binaların o bölge de yaşanacak bir depremde yıkılacak olması gerçeği bir vakıadır. bu sorun dururken sporda şiddet yasasının cezaları ağırmı hafifmi tartışmasına girmek gerçek sorunların tartışılmasını ötelemek ve gündem kirliliği yaratmaktır.

    ancak madem konu açıldı sporda şiddet yasasının cezaları gerçekten ağır mı? sorusunu özetle inceleyelim.

    şikeye en yakın suç olarak rüşvet suçunun cezası tck madde 252 de şu şekilde düzenlenmiştir.

    madde 252 - (1) rüşvet alan kamu görevlisi, dört yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. rüşvet veren kişi de kamu görevlisi gibi cezalandırılır. rüşvet konusunda anlaşmaya varılması halinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.

    benzer bir suç olan zimmet suçu tck madde 247'de düzenlenmiştir.

    madde 247 - (1) görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

    6222 sayılı yasa da ise şike ve teşvik primi suç haline gelmiş bu suçu işleyen sanıklara beş yıldan on iki yıla kadar hapisve yirmibin güne kadar adli para cezası verilmesi öngörülmüştür.

    şike ile rüşvet veya zimmet çok yakın suç tipleri olduğu için şike rüşvetten 1 yıl fazla zimmet suçu ile aynı oranda cezalara sahiptir. adli para cezasının ise bir önemi yoktur ceza hakimi durumun özelliklerine göre bu yönü ile ceza vermeyebilirde.

    spor'u sadece bir oyun olarak gören anlayış sahipleri şike cezasının yüksekliğini eleştirmektedir. ancak ülkemizde şike rüşvetle eş değer önemde ve muhakkak önlenmesi gereken adi suç tiplerinden biridir. kaldıki günümüzde spor sadece bir oyun değil özellikle bahis ve müsabaka gelirleri sebebiyle milyarlarca doların döndüğü ciddi bir market haline gelmiştir.

    yani şike cezasının kesinlikle ağır bir cezayı içerdiği söylenemez. ancak teşvik suçunun burada ayrılmaması ve şike ile aynı cezayı içermesi ciddi anlamda eleştiri konusu olabilir.

    138 sene istenmesi ise (bunu iddianame ile öğrenebilecek durumdayız) aynı veya farklı suçları kaç kez işlediği ile ilgilidir. veto edilen yasada var olan "birden fazla suçta dahi aynı ceza verilir" ifadesi ise bu suçu işleyenlere özel yasa çıktığının en bariz örneğidir.

    bu sebeple özellikle yılmaz özdilin yazı içeriğine katılmak mümkün değildir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın