• 1582
    büyük bir bunalım içindeyim sözlük. şehir boğuyor biraz beni. bunalıyorum. anneden babadan ayrı geçmiyor, olmuyor yani. ne kadar lise 3 olsan da, tabiri caizse eşek kadar olsan da olmuyor. ne kadar bir elin yağda, diğer elin balda olsa da olmuyor. özlüyorsun. şu yaşta gurbet güç biraz.

    seneye ygs ve lys derdi var. kendimi hiç hazır hissetmiyorum. ders çalışamıyorum, içimden gelmiyor. nasıl edinicem şu alışkanlığı bilmiyorum. aşırı kitap okuyorum ama dersin başına bir türlü oturamıyorum. hoş ygs ve lys beni pek ilgilendirmiyor. konservatuar okumak istiyorum ama kazanabilecek miyim, kazanamazsam elimde bir alternatifim olmadan ne yaparım, 1 yılımı çarçur ederim derdindeyim. açıkçası oyunculuktan başka bir bok da olmaz benden. çok iyi biliyorum kendimi.

    bir de galatasaray. lise 1'de buraya geldiğimde yine sıkıntı çekiyodum da, galatasaray o zaman ruhluydu sözlük. onlar oynayınca, onlar gerçek galatasaray gibi oynayınca, ne dert kalıyordu ne tasa. şimdi öyle mi? sahada ruhtan eser yok. içim parçalanıyor, içim eziliyor, içim kıyılıyor sözlük. inşallah karanlıklar çıkar aydınlığa da rahatlarım.
  • 1583
    beyler hepinize selam ederim.

    amına koduğum hayatı her gün yeni bir şey çıkarıyor bana artık sıkıldım. aylardır dışarı çıkamıyorum hayatımda 2. kez sevdim hatunla ayrıldık ecinlerim tepemde. onu da geçtim takımda kötü gitmeye başladı amk ona ayrıca sıkıldım hani kötü gitmekten kastım ruh yok adamlarda deliriyorum. velhasılı kelam hayatımda bu ara hiç bir şey düzgün gitmiyor.
    ha bir de şimdi savaş mevzusu patladı siktiğimin memleketinde olum 1. derece seferberliğim var benim lan savaş çıkarsa ilk bizi alacaklar amk. kim için ne için savaşacağımı bile kestiremiyorum.

    neyse kafanızı sikmeyeyim az içimi döktüm de kendime geldim.

    sizleri seviyorum beyler.

    vesselam!
  • 1590
    ben ağlamayayım da kim ağlasın sözlük?

    1. sevdiğim kız için üzülüyorum.

    ciddi ciddi çekip gitmeyi düşünüyorum artık. elimde bir fırsat var ve onu kullanmak için her şeyi yapacağım sözlük. her ne kadar o kız beni sevmese de ben onu köpekler gibi seviyorum. her seçimden sonra yazdığı tek cümle bile beni yaralamaya yetiyor. yine bir seçim bitti. yine yazdı bir şeyler. onu arkada bırakacağım için üzülüyorum sözlük. onun yanındayken belediye başkanı kim olursa olsun o şehirde seve seve yaşarım. ama o yok yanımda ve ben artık ciddi ciddi onu burada bırakıp, onu ilk kez gördüğüm yerde, o sınıfta, kalbimin tam ortasında bırakıp gitmeyi düşünüyorum bir elveda bile diyemeden. ben medeni bir ülkede yaşarken o bu ülkede bu zulmü çekmeye devam edecek diye üzülüyorum.

    2. mansur yavaş için üzülüyorum.

    ceketiyle kazanacağı seçimi, sandığı gösteren hükümetin resmi mafyalarıyla savaşarak kaybetti. ankara bir şansını daha kaybetti. disneyland diyip goril diken adamın boğaz vaatlerine kaybetti. metro yapacak para yok diyip inşaatları durdururken 50 milyon liraya kapı yapan adama kaybetti. 10 liralık su ve ulaşım bedava makarnaya kaybetti. akm'den kurtuluş parkına uzanacak park, avmlere kaybetti. siyasetteki en dürüst adamlardan birisi hileye, şaibeye, kul hakkı yemeye doymayan müslümanlara kaybetti. onun için de ayrı üzülüyorum sözlük.
  • 1593
    sözlük böyle dünyanın ben amk. ygs'ye deli gibi çalışmama rağmen 195000'nciyim. bunu 10000'e nasıl çekicem bilmiyorum. vicdan azabından gebericem galiba.

    sevdiğim ama unuttuğum kızı durmadan yine hatırlıyorum. vicdansız yüzünden alkol manyağı oldum, eski günlere dönmek istemiyorum sözlük. ama her şarkı, her türkü onu hatırlatıyor be. vicdansızın kızı sevemedi be sözlük. her şeyi yaptım sevmedi. 1.5 senem gitti, 1.5 senedir unutmuştum geri geliyor be. o isim her kimin ağzından çıkarsa çıksın canım yanıyor, kalbimin bir köşesi acıyor. napalım yine 70'liğe mi vuralım kendimizi sözlük ?
  • 1598
    akdeniz'de yapılan nato tatbikatına katılan 1. inönü ve dumlupınar denizaltı gemileri, manevraların ardından gölcük'e dönmek üzere yola çıktılar. 3 nisanı 4 nisana bağlayan gece çanakkale boğazı'na giriş yapan iki denizaltı gemisi, olacaklardan habersiz eve dönüyordu. sakin geçen yolculuk saat 02.10 sularında dumlupınar için son buldu.

    dumlupınar, naraburnu açıklarına yaklaşırken geminin güvertesinde süvari kıdemli yüzbaşı sabri çelebioğlu, üsteğmen kemal ünver, üsteğmen hüseyin yumuk, astsubay hüseyin akış ve astsubay hüseyin inkaya bulunuyordu.

    ancak çanakkale boğazı'nın sularında sessiz sedasız ilerleyen tek gemi dumlupınar değildi. istanbul yönünden gelen isveç bandıralı ‘‘naboland’’ şilebi de aynı dakikalarda naraburnu açıklarına gelmişti. kaptanlığını oscar lorentzon'un yaptığı naboland ile dumlupınar, birkaç dakika sonra korkunç bir gürültüyle çarpışacak ve bu çarpışma eceabat sahilinde dahi duyulacaktı.

    astsubay hüseyin inkaya, nöbetçi olmamasına karşın vardiya dışı görevine devam ediyordu. nara önlerine gelinirken rotada dikkatini çeken değişiklik üzerine köprü üstüne çıktı. tam bu sırada güvertede bulunan sekiz kişi, ne olduğunu anlayamadan suya yuvarlandı.

    naboland, dumlupınar'a tam baş tarafından bindirmişti. çarpışmanın gürültüsü eceabat limanı'nda demirlemiş olan gemilerce de duyuldu. darbenin şiddetine dayanamayan dumlupınar, birkaç saniye içinde çanakkale boğazı'nın karanlık ve soğuk sularına gömüldü.

    denizaltının tüm elektriği kesilmişti. gemilerinin baş taraftan itibaren su aldığını gören denizciler hızla kıç torpido dairesine doğru harekete geçti. kıç torpidoya varana kadar da arkadaşlarının birçoğunu kaybettiler. dumlupınar batarken sadece 22 denizci de kıç torpido dairesine ulaşmayı başarmıştı. dumlupınar ilk şehitlerini böylelikle vermiş oldu.

    aynı gece eceabat limanı'nda demirli bulunan gümrük motorundaki personel, acil olarak kaza mahaline çağırıldı. gümrük motoru, naboland'dan atılan tahlisiye sandallarına çıkmış ve can yeleklerine sarılmış dumlupınar mürettebatını görerek motora aldı ve çanakkale'de hastaneye ulaştırdı.

    gün ağarmıştı. balıkçı tekneleri, dumlupınar'ın batarken su yüzüne fırlattığı haberleşme şamandırasını gördü. gümrük motorunun ikinci çarkçısı selim yoludüz şamandıraya uzandı ve üzerindeki yazıyı okudu:

    ‘‘deniz kuvvetlerine bağlı dumlupınar denizaltısı burada battı. kapağı açın ve denizaltıyla irtibat kurun.’’

    yoludüz kapağı açtı, şamandıranın içindeki ahizeyi kaldırdı ve ümitle ‘‘alo’’ dedi.

    telefondaki ses, ‘‘buyrun, ben astsubay selami’’ dedi.

    beklediği karşılığı alan selim yoludüz, astsubay selami'ye ne durumda olduklarını sordu. astsubay selami, geminin 15 derece sancak yönünde yatık ve elektriğin kesik olduğunu, 22 kişi olarak kıç torpido dairesine girebildiklerini söyledi.

    selim yoludüz, ‘‘endişelenmeyin. kurtaran yolda. sizi oradan çıkaracağız’’ dedi. astsubay selami'nin cevabı, selim yoludüz'ün kulağına ve kalbine işledi:

    ‘‘ailelerimize selam söylüyoruz. bizi kurtaracağınızdan eminiz. vatan sağolsun...’’

    bu, astsubay selami'nin boğazın yüzeyindekilerle yaptığı ilk konuşma oldu. saat 11:00 sularında olay mahaline gelen kurtaran gemisinin tüm çabaları sonuçsuz kaldı. bir süre sonra bir konuşma daha yapmak için şamandıranın başına gidildi ve ahize kaldırıldı. ahizenin diğer ucundan sadece dualar, ezan sesleri ve iniltiler geliyordu. saat 15:00 sularında ise muhabere şamandırasını tutan telefon kablosu koptu. bir daha dumlupınar mürettebatından haber alınamadı.
    (kaynak: 4 nisan 2003, hurriyet gazetesi)

    edit: sezer bircan gönderdi.
    www.youtube.com/watch?v=01rAKQUb840
  • 1599
    uzun bir aradan sonra geldim sözlük ama hiç hoş gelmedim. ben sınava 1 ay kaldı diye derslere biraz daha ağırlık verdiğim için pek meşgul olamadım burasıyla ama emeğimin karşılığını da alamadım. puanım istediğim gibi gelmedi maalesef. 3 gün 3 gece ağladım. ayrıca takımın sınavdan bir kaç gün önceki chelsea mağlubiyeti moralimi sıfırlamıştı. anlayacağın lysde yardırmam gerek artık :(
  • 1600
    nerden başlayayım önce ne yazayım inan hiç bilmiyorum sözlük.. telefonu az önce kapadık gözlerimden yaşlar sicim sicim akmaya başladı daha kapatamadan..aylardır aramayan sormayan,özgürlüğüm diyip yapmadığını bırakmayan , en kötüsü de beni sırtımdan vuran kız ağlıyordu karşımda.. ağzından dökülenler kalbime gömdüğüm acıları tekrardan hortlattı;
    "sen beni gerçekten sildin mi hayatından?"
    "ben seni unutmak istemiyorum"
    "birgün evlenirsem yanımdaki adam sen olacaksın..." böylesine sözler duymayalı öyle çok zaman olmuştu ki, o kadar alıştırmıştım ki kendimi, onun beni sevmediğine..öylesine inanmıştım ki artık kendi kurduğum doğrularıma..
    gücüm olup olmadığını sordu yeniden başlayamaz mıyız dedi ve golü attı sözlük. boğazımda öyle şeyler düğümlendi ki konuşmak bir yana yutkanamadım bile.. bir yandan gözyaşlarımı silmeye çalışırken bir yandan cevap vermeye çalışıyordum ama iki lafı bi araya getiremiyordum. ama gözümün önüne geldi yaptıkları, bana çektirdiği onca acı geldi aklıma ona olan öfkem bi an üstün bastı ve başladım anlatmaya: "biz aynı gemideydik seninle, sen bunu unutmuştun son bir yılda ve rotamızdan dönüverdik bir anda, bir rüzgar bir fırtına.. bir baktık gemi alabora olmuş..ama ben nasıl becerdiysem seni o geminin en üst noktasına koymuşum bunu yaparken de kendimi hiç düşünmemişim. o yüzden gemi batarken sular önce beni içine çekti, çırpındım nefes almaya çalıştım beni görmedin, elini uzatıp beni suyun üstüne çekemedin,sen benim öldüğümü göremedin ...şimdi ise sular sana kadar ulaştı ayaklarının altına kadar geldi, sen ise daha yeni geriye dönüp yaptığın hatalara bakmaya başladın ama ben öldüm, senin umursamazlığın bencilliğin yüzünden ben öldüm, çok geç kaldın"

    doğruydu be sözlük. hakkaten öldürmüştü beni. ama ölen bendim, umutlarım ölmemişti içimde yanan aşkın ateşi sönmemişti sönmeyecekti de biliyordum ama eskisi gibi olmayacağını da biliyordum bu saatten sonra. istemeye istemeye yapmam gerekeni yaptım. bir daha açılmamak üzere kapanacak olan o telefonda son sözlerimi söyledim: "keşkeeeeee!..elveda büyük aşkım! hoş kal.."
App Store'dan indirin Google Play'den alın