• 102
    son günlerde iyice sinir bozmaya başlayan topluluk. dün trabzon ceza yediğinde direkt sörloth ve ekuban muhabbeti yapılmaya başlandı. hayır hadi bu adamları bir mallık edip aldık nerede nasıl oynatacağız o da belli değil. böyle olunca trabzonspor taraftarı küfür etmeye başladı tabi.

    yanlış yapıyorsunuz. ''herkese karşı biz tek'' mantığı doğru bir mantık değildir. 2002-2010 arasında fenerbahçe taraftarı gibi oldunuz iyice. adamlar bu süre içinde tüm derbileri kazanıp şampiyonluğu kaybediyordu. sebebi ise anadoluda bunlara duyulan nefret. kimse direnmese taraftarlar direniyordu. buna hiç gerek yok...
  • 103
    alexander sörloth başlığında da değindim bu konuya(bkz: #2904490), yanlış yolda ilerliyoruz.

    muhtemelen bu şımarık taraftarın ciddi bir kısmının yaşı çok genç, biz abilerinin 2002-2010 yılları arasında ne tür ızdıraplar yaşadığını bilmiyorlar. ben fenerbahçenin şampiyon olduğu akşam saat 10 da yatağa girip kafama battaniyeyi çekiyordum korna seslerini duymamak, televizyonda kutlamalarını görmemek için. o gün fenerbahçe hem yönetimi hem de taraftarıyla tam bir kibir abidesiydi. türkiye liginin yalnız adamıydı. çünkü biz güçlüyüz, biz çok zenginiz, bizim satın alamayacağımız oyuncu yok tarzındaki kibirli yaklaşımları yüzünden anadolu'nun tamamı onlara düşmandı.

    o fenerbahçe'deki kibir olmasaydı siz zannediyor musunuz ki fenerbahçe bize şampiyonluk kaptıracaktı. adamlar zaten saha içinde de saha dışında da çok güçlülerdi. ama o kibir, anadolu üzerinde yarattıkları o nefret bütün rakiplerinin onlara bilenmesine sebep oluyordu. adamlar beşiktaş'ı bizi pas pas edip gidip anadolu takımlarına olmayacak puanlar kaybediyorlardı bu yüzden. denizlispor taraftarı mesela kümede kalmayı garantilediklerinde neden bırakmadı maçı? çünkü ligde kalmak yetmez bir de şu kibirli yavşaklara ders verelim istiyorlardı.

    taraftar olarak şu her düşene parasını basar şu oyuncuyu alırız tarzı dalga geçmelerimize acilen son vermeliyiz. bu yaklaşım insanların galatasaray nefretini körüklemekten başka hiç bir işe yaramıyor. ondan sonra uefa içinde ne şenes erzik ne de servet yardımcı gibi etkin bir adamın olmamasına rağmen, başkanının uefaya çeşitli sponsorluklarla para akıtmamasına rağmen avrupadan edilmelerini onların değil senin lobi yapmana bağlıyorlar.

    sonra seneye çıkıp ağlarsınız biz bunlara ne yaptık, muslera'ya neden saldırdılar, bilmem kime neden yabancı madde attılar. sahaya neden kavga etmek için çıkmışlardı diye. yapmayın güzel kardeşim, yapmayın. her şeyi geçtim biz bu ligin bayern münih'i falan değiliz. bizim de ekonomimiz pamuk ipliğine bağlı zaten.
  • 104
    ben bu hayatta her zaman hak edene hak ettiği gibi davranılması gerektiğini düşünen bir insan oldum.
    burada yazıldığı gibi 2002 haziran- 14 mayıs 2011 tarihleri arasında yaşadığımız tramvalar çok üzücüydü cidden. lise ve ünide en deli çağlarımızda cidden hep bir eksiktik.
    fenerbahçe hegamonyası, başarısız yönetimler, yanlış transferler, derbi hezimetleri vs.

    bu dönemde de sosyal medyada kibirli davranan, burada şımarık diye adledilen taraftarlarımız var.
    buna katılıyorum.

    ama aklıma da şu geliyor.
    elin götü boklu trabzonsporlusundan, loser fenerbahçelisine;
    madde bağımlısı tinerci taraftarından, normal bir anadolu takımı taraftarına kadar tüm camiaların taraftları bize fetöcüdiyor gökmenin gazetesi.
    her başarının dualarla, fetöyle, şikeyle geldiğini söylüyorlar.
    fatih terimin taktik bilmemesi, abdürrahimin kroluğunu söylüyorlar, cengizin ölmesini istiyorlar.*
    geçen bir twit okudum, adamın biri yıldıray bu dönem oynasa acaba değeri ne olurdu yazmış.
    altına biri, 2000-2005 arası fetö ve galatasarayın başını yediği bir yıldız daha yazmış.
    ozan tufandan bir vecize ile geleceğim;

    böyle bir şey olabilir mi ya?

    hadi diyelim bunları sadece troll sosyal medya taraftarı yapıyor.
    ee peki loser tinerci kulübün başkanı, 33 yıl önceki şampiyonluğu neden istiyor semra özal sezonu sanki yaşanmamış gibi, at şikesi hiç yapmamışlar gibi?
    fenerbahçe neden 29 şampiyonluk masalı anlatıyor?
    niye bizi dolduruyorlar, niye başarılarımızı küçümseye çalışıyorlar?

    o yüzden sizden ricam, bizim taraftarımızın şımarıklığından dem vururken, neden bu sonuçların yaşandığını; hangi neden ve tahriklerin şımarıklık sahfasını bu seviyeye getirdiğini de unutmayın.

    siz hocayı, yönetimi sonuna kadar desteklemeye devam edin.
    inan edin hepsini üstüste koyacağız.

    lütfen, bizim taraftarımıza şımarık derken, diğer taraftarların nasıl dürrüklük yaptığını da unutmayın.
    zira hak edene, hak ettiği gibi davranılır.

    edit: imla ve dürrük kelimesi gbkz ile yazıldı.
  • 107
    şımarık galatasaray taraftarının serzenişleri;

    okan kocuk ayağında sektirdi topu bundan kaleci falan olmaz.
    ozan muhammed kabak sürekli penaltı yaptırıyor. oynamaması gerekiyor.
    emin bayram yarın birgün büyük hata yapacak. sonra tukaka ilan edilecek.
    marcelo josemir saracchi pintos aklı yok, hemen yarın gönderilmeli hatta floryaya gelmesine dâhi gerek yok.
    emre akbaba rezalet zaten ne gücü var ne tekniği.
    martin linnes gereksiz abartılan balon futbolcu.
    jean michael seri pas atmaktan başka bir işe yaramayan, sıskanın teki.
    adem büyük kim, neden transfer edildi? kesinlikle galatasaray seviyesinde değil.

    bu liste uzar gider.
  • 108
    her sene şampiyon olmayı bekleyen insan kitlesi. her şerde bir hayır var. bunlar elenir aramızdan bu sezon kaçan şampiyonlukla. ligin liderini madara ettiğimizde bile herkese ağzına geleni söylüyorlar. yenilince puan kaybından çok hocayı nasıl içimizdeki irlandalılar yıpratacak diye geriliyoruz. bu senede böyle. messi de her sene şampiyom yapamıyor, ferguson da yapamıyor, klopp en iyi halinde cl'den eleniyor. seneye daha iyi geliriz, ama bu arkadaşlardan kurtulmak şart.
  • 109
    var böyle bir kitle ama, sanıldığı kadar geniş bir kitle değil.. çünkü, başarısız geçen bir sezonun ardından yapılması gereken hamleleri tartışmak ayrı bir konudur. sezonun başarısız geçip geçmediğinin tespitinin yapılması ise ayrı bir konu.
    en tehlikelisi ise başarısızlığı normalleştirmeye çalışmaktır. elbette her sezon işler istenildiği gibi gitmeyebilir, bunun sebeplerini irdelemek, başarısızlığın faturasını sorumluların önüne koymak olması gerekendir. bunu yapmak şımarıklık olmadığı gibi, tersine yapmamak sorumsuzluk ve boşvermişliktir.
  • 112
    sezon* fiilen olmasa da kafa olarak bitmesine rağmen ortalarda göremediğim taraftardır, en azından sözlükte. ben etrafta akıllı mantıklı şekilde nelerin yanlış yapıldığını ve gelecek sezon nelerin yapılması gerektiğini düşünen taraftarlar görüyorum. bu tavır gelecek için umut verici. bu tür sağduyulu taraftarların sayısı artarsa bir dahaki sene falcao gibi pahalı zevklerle vakit kaybetmek yerine isimsiz ama verimli oyuncuların transferine odaklanabiliriz. bence en büyük problemimiz, türkiye'deki tüm büyük kulüp taraftarlarında olan yıldız futbolcu transferi sevdamız. bu, bizim suçumuz da değil, buna alıştırılmışız. dara düşen yönetim basmış parayı almış yıldızı susturmuş taraftarı. bu yıllarca böyle gitmiş. o yıldızların ışığının sönmeye yüz tuttuğunu anladığımızda da çok geç olmuş.

    falcao da bir yıldız ama sönmekte olan bir yıldız. bize bir getirisi olmayacak bu saatten sonra, umarız götürüsü çok olmaz, ama olacak gibi duruyor. bizim tek çıkar yolumuz, hele hele şu berbat ekonomik durumda, patlama yapmaya aday yıldız adayları bulup onları parlatmak. onun için de şımarık galatasaray taraftarının sesini bastırmalı, sağduyuyu elden bırakmamalıyız.
  • 114
    ilk başarısızlıkta ortaya çıkmış taraftardır. çok bilir "onla yola çıkılmaz, buna güvenilmez, aaa o mu hiç olmaz" demeyi. peki size güvenerek yola çıkılır mı?

    futbolcu beğenmez, forma beğenmez, sponsorluk beğenmez, yönetici beğenmez. beğenmez oğlu beğenmez. sizin o bitmek tükenmek bilmeyen, eşsiz bilgi dağarcığınızın yarattığı beklentiyi ancak manchester city karşılar arkadaşlar. şu taraftan alalım.
  • 115
    olası bir marcos do nascimento teixeira marcao transferinde hemen kendini belli etmiş, biz de buradayız demiş taraftar profili. şimdi neden böyle düşünüyorum biraz ondan bahsedelim. düşünüyorum çünkü daha ortada ciddi bir adım yokken kapılar 15 milyon euro'dan açıldı ve aşağısına satılması başarısızlık atfedildi. daha neler oluyor yav demeden dakikalar içinde bu kıstas 20 milyon euro'ya çıktı ve aşağısı başarısızlık olarak nitelendirilmeye başlandı.
    ya hu arkadaşlar, size bir şey diyeyim mi? ben çok güzel football manager oynarım, anlarım bu oyundan, işten; ama hani siz böyle fuzuli fuzuli sallayıp uçuyorsunuz ya sonra bize etiket yapıştırıyorlar futbol fm'den mi öğrenilirmiş diye. futbol çok da güzel fm'den öğrenilir aslında. fm futbol bilgisini geliştirmek isteyenler için güzel bir kaynak ve rehber ama tamamen gerçek hayata indirgeyemezsiniz, indirdiğinizde böyle eleştirilere maruz kalırsınız, arada bizim gibiler de kaynar.
    şimdi tekrar gerçeklere dönelim. güzel kardeşim marcao'yu 12'ye de satsan 15'e de satsan 15 üstüne de satsan burada bir başarısızlık falan olmaz. bak tek haneye giderse o zaman beraber kaynatalım kazanı.*
    evet, yönetim transfer konusunda pek tatmin edici değil, bunda hem fikiriz; ama bazı transfer başarısızlıklarının yanında iyi yaptığı işler de var. özellikle satış konusunda ndiaye ve ozan'ı elden iyi çıkardık. 7,5 milyon euro'ya çıkış maddesi olan oyuncuyu 11'e sattılar. şimdi diyeceksin ki neden sözleşme yenilenmedi, ben de diyeceğim ki çocuğa zorla mı imzalatıyoruz sözleşmeyi? kendisi kariyer planlamasını çoktan yapmış. böyle mesnetsiz eleştirilere de gerek yok yani onu demeye çalışıyorum bazı konularda. dediğim gibi yönetimin transfer konusunda sıkıntısı aşikar ama ben iyimser yaklaşmaya çalışıyorum.
    neden 12,15 ve 15+ başarısızlık olmaz biraz da ondan bahsedeyim. öncelikle ben de isterim tabi ki ligimizin marka değeri artsın, oyuncu ihraç eden bir lig konuma gelsin, ihraç etmesinin yanında cazibe merkezi olsun, oyuncular tereddütsüz tercih etsin, ligin kalitesi ve oynanan oyundan haz alsın, tribünler çakılı olsun... ama bunların kaçını karşılıyoruz sizce? ben de isterim minimum 20 milyon euro'dan gitsin ama bunu sağlayacak doneler var mı elimizde? bunların yanında biraz da oyuncunun özeline inersek, tamam marcao genç sayılabilecek bir yaşta, potansiyelli, sol ayaklı, işlenebilir ve öğrenmeye açık bir durumda ama bu oyuncu geçen sene ne verdi? takım 6. bitirdi sezonu farkında mısınız? pandemi dönüşü sakatlığı ve takım için öneminden bahsediliyordu da ilk yarıda kendisi sahadaydı ve maalesef birçok puan kaybettik. yani öyle bir bahsediliyor ki sanki varane'ı satıyoruz haberimiz yok. ilk geldiği yarım sezonluk performans ve pandemi sonrası gösterdiği performans daha öyle kapıyı 20 milyondan açtıracak cinsten değil. şimdi diyeceksin ki benfica'da oynasa minimum 20'ydi, ben de sana diyeceğim ki yukarıda saydıklarımdan kaç tanesini sağladın da kapıyı 20'den açıyorsun. anca ozan gibi yusuf gibi mehmet zeki çelik gibi transferler artar, o zaman sen de hafiften beklentini yükseltirsin. kaldı ki tüm bunların yanında şampiyonlar ligi ve avrupa ligi maçlarında da pek iyi oynadığını söyleyemeyiz.
    artık toparlarsak saydığım gerçeklerle yüzleşmeli, tüm değişkenleri hesaba katmalı ve gerçeğin farkına varmalıyız. sonra içi boş, huzursuz ve negatif girdilerden başka bir şey çıkmıyor karşımıza.
  • 119
    çok şükür 2003-2010 arası sosyal medya bu kadar yaygın ya da bugünkü kadar etkili bir güç değildi de o dönemlerin travmasını yaşamıyoruz. akıl yaşta değildir elbette ama kaç doğumlu olduklarını merak ettiğim, iki kelimeyi bir araya getiremeyip, on binlerce takipçili saçma sapan hesaplardan niteliksiz bir bilgi, yorum akışı var. neyi mi kastediyorum? kardeşim senin diagne diye bir futbolcun var. bu adamın bonservisi senin elinde. satacak ya da faydalanacaksın. performansını mı beğenmedik, bir saldırı furyası başlıyor. derdin ne aslanım? bu adamlar çok büyük paralar kazanıyor diye senin tacizine maruz kalacak ama etkilenmeyecek mi? senin o sosyal medya ağzında kalıplaşmış, argo ifadelerinden sonra motive olup mu sahaya çıkacak? taraftarın itici gücünden anladığın bu mu? böyle dallamaların önünde klavye olsaydı fatih terim 8 eylül 1996'da istifa etmişti.

    kendimden örnek vereyim. 19-20 sezonunda trabzonspor maçında gördüğü kırmızı kart ile soso benim için bitmiştir. bu sezon asla takımda olmamalıydı. fakat takımda tutuldu ve sürekli on bir başlıyor. taylan'ı, emre'yi övüyorum ama kendi adıma soso yok gibi davranıyorum. ne yapayım? her olumsuz hareketinden sonra zaten böyleydi deyip başlığında taciz edip, bu tarz davranışların yaygınlaşması ile de soluğu instagram sayfasının yorumlarında yer alan ergenleri yönlendirmiş mi olalım?

    yukarıda bahsettiklerim aslında sorunun ufak kısmı. asıl problem içteki fatih terim düşmanlarında. daha önceden de kullandığım bir ifadedir; ben herkesi eleştiririm mantığıyla narsist benliklerini tatmin etmek isteyen bir grup dallama, fatih terim hazımsızlığı yaşıyor. işte bunu idrak edemiyorum. bir insan zorla sevilmez. fatih terim galatasaraylı olmasaydı benim de asla seveceğim bir figür olamazdı. sevmiyorsan da susmayı bileceksin kardeşim. misal ben hakan şükür'e şaban diyen bir adamdım. galatasaray futbolcusuna saygıyı, tribüne gitmeye başladığımda öğrendim. ne yazık ki o kültür de kalmış vaziyette değil. fatih terim galatasaray'ın, galatasaraylı'nın kırmızı çizgisidir. hakkında on kez düşünüp, bir kez konuşacaksın. her konuştuğunda fatih terim'i eleştirebilirsin. fakat acaba kurduğum cümlelerde bir saygısızlık var mı diye bir kez daha okuyacaksın. bu kadar net.
  • 120
    27 eylül 2020 galatasaray fenerbahçe maçıyla birlikte yine, yeniden ortalığı yangına vermeye başlamış olan taraftardır.

    biraz ayaklarımız yere bassın arkadaşlar. kötü oynadığımız zamanlar olacak. çok daha kötü oynadığımız zamanlar da olacak. o kötü, bu berbat, şunu yolla bilmem ne. hemen başlanmış emre kılınç ve etebo'yu leş ilan etmeler.

    sahadaki oyun sadece size bağlı değildir. oyununuz, sizin rakibinize de bağlıdır. fener bu maçta inanılmaz ciddi bir defans yaptı. açık söylemek gerekirse fener'in hatayspor maçında kaybettiği gibi puan kaybettik desek yanlış olmaz.
  • 121
    galibiyetten sonra şuraya gelme zahmeti bile göstermeyip, bir olası puan kaybı sonrası gelerek ortalığı deyim yerinde ise yangın yerine çeviren taraftar tipidir.

    bazıları klasik premier league hayrandır ve sanar ki galatasaray milyonlar içinde yüzüyor.
    3. sol bek yedeği emre taşdemiri beğenmez mesela, sanarsın manu, liverpool gibi o bölgeye milyon eurolar harcayabiliyoruz.

    kimisi falcaoyu kimisi daha sezon başından sıkışık fikstür ve rotasyon nedeni ile her 3 günde bir maç yapan taylan antalyalıya laf eder.

    arkadaşlar kimseyi kırmak istemem ama şu biraz bıkkınlık vermeye başladınız, keşke uyanıp gerçekleri görebilseniz...
  • 122
    27 eylül 2020 galatasaray fenerbahçe maçı sonucu fatih terim'in açıklamalarını önemsiyorum.

    --- alıntı ---
    açıkçası maç öncesi heyecanı ile maçın gidişatı aynı olmadı, gönül isterdi ki daha güzel bir oyun olsun ama olmadı. oyun istikrarı çok önemli ama oyuncu istikrarı da önemli. bazen böyle oynarsınız ama bu taktikle de golü bulabilirsiniz.kazanabilirdik ama olmadı.

    sarı kartlarda çok bonkör davranıldığını düşünüyorum. sarıyı severiz ama yalnızca galatasaray armasında.

    maalesef bugün birkaç oyuncumuzda istediğim enerjiyi bulamadım. bazı pozisyonları değerlendirebilirdik ama olmadı

    --- alıntı ---

    hocanın dediği gibi 'oyun istikrarı çok önemli ama oyuncu istikrarı da önemli. bazen böyle oynarsınız ama bu taktikle de golü bulabilirsiniz.kazanabilirdik ama olmadı' dediğini biz maçı takip ederken de mırıldanıp durduk. kazanan kadroyu hoca bozmak istemedi ve bu yönüyle çok iyi kapanan fenerbahçe' ye karşı yine de fenerbahçe'nin bize karşı bulduğu pozisyonlardan daha net pozisyonlar bulduk.

    bakıyorum, taylan tü kaka, falcao yedeğe, arda neredeyse ölü, luyindama kırmızı isteyen vida benzetmelerine denk gelecek yorumlar..

    strese lüzum yok. önümüzde önemli bir rangers maçı var. tüm eksiklere rağmen yenilmeden, önümüze bakmalıyız. olmadı bugün, derbide fenerbahçe'yi yenemedik. yıllarca böyle maçlar izledik. bu maç yok hocaya yazar, oyunculara yazar.. diyebiliriz, ikide bir aynı şeyleri tekrar edebiliriz de ama bu takım şunu bize sunmuyor: 'ya bu takım hücum bile yapamıyor. defans çok berbat. golcümüz yok.' aksine bugün fenerbahçe aşırı motiveyle oynadığı için bize karşı daha diri gözüktü. bizim eksiğimiz gerekli motivasyon konusunda birkaç tık eksik kalmamız idi.
  • 123
    kadromuzu bayern münih ayarında sandığı için taylan antalyalı'yı yetersiz gören taraftardır. her maçımızda 50'li dakikalarda oley çekmeye başlamayı isteyen taraftardır.

    kusursuz değiliz, eksiklerimiz var ve hep bir şekilde olacak. mesele "gerçekçilik" ise tüm koşullara bakarak değerlendirmek lazım. bir fikstüre bakalım, oynadıklarımıza, oynayacaklarımıza... bugün* çok iyi oynamadık diye hemen seviye tespitine başlamak, takımı gömmek gerçekçilik değildir. kurtulamadığımız bir kaç adam dışında aslan gibi mücadele eden bir ekibimiz var.
  • 124
    şımarık taraftarın içinde var mıyım bilmiyorum ama benim kızdığım tek bir konu var. neden fener maçlarını rezil bir şekilde oynuyoruz? neden methiyeler dizdiğimiz futbolcular bir anda anlamsız bir şekilde değişiyor bu maçlarda? bir değil iki değil hep aynı süper oynayan bir galatasaray fener maçında süt dökmüş kediye dönüyor ve bu benim sinirlerimi hoplatıyor.
    (bkz: 27 eylül 2020 galatasaray fenerbahçe maçı)
  • 125
    27 eylül 2020 galatasaray fenerbahçe maçı'nda kalecisi yere yatmamasına rağmen ezilmiş gibi bir oyun oynadığımızı sanan taraftarlardır. evet fener bizi iyi bozdu zaman zaman baskı yaptı ama ben fatih'in kurtarışını hatırlamıyorum ama altay'ın topu sektirerek yaptığı kurtarışları hatırlıyorum. seyirci olsaydı taraftarın desteğiyle kazanacağımız maçı kazanamadık diye karalar bağlamam. uçup kaçmayacağız ama 2020-2021 sezonununda güzel bir oyun planımız var. bu oyun planını çeşitlendirirsek ligi rahat forse ederiz. yıkıcı değil yapıcı eleştiri yapması gereken topluluk.
App Store'dan indirin Google Play'den alın