• 526
    hiçbir maddi pazarlıkla olmaması gereken ortaklık.
    arena'nın yollarının yapılmayacağı söylense dahi.
    zira öyle ya da böyle o yollar yapılacak. sadece galatasaraylılar değil diğer organizasyonlarda herkes çekiyor zahmetini.

    eğer siyasi baskıyla gerçekleşirse bu ortaklık; yönetim bunu saklamamalı, açığa vurmalı.
    hiç öyle spor dostluk kardeşiliktir demesinler.

    bizim için tek sorun statın devir teslim işlemlerinin henüz tamamlanmamış olması. devretmeyeceğiz tehdidiyle istediklerini yaptırabilirler ama artık bir yere kadar.

    zaten burnumuzdan getirdiler statı, bundan sonra ne olursa olsun.
  • 527
    merak ettigim bir sey var.. hadi diyelim bir sekilde bjk geldi oynamaya basladı.. buna izin veren (baskı yapan) yetkililer o stadın zarar gormemesini nasıl saglayacaklar?

    daha da onemlisi diyelim ki izin verdiler sezon icinde yapılacak bjk-gs derbisinde ev sahibi takım olan bjk taraftarlarının olası bir maglubiyet durumunda cıkaracakları olaylara karsı nasıl onlem alacaklar? gsstore'yi nasıl koruyacaklar? stadı nasıl koruyacaklar? hele de bu sene gibi kotu sonuclar ile zamanla sabırları tasmıs ve play-offtaki inonude oynanan mac gibi cinnet seviyesine geldikleri bir durumda ne gibi bir cozum bulabilecekler?

    bu sebeplerle bile su olayın gerceklesmesi cok buyuk hata olacaktır..
  • 528
    olamaz olması imkansızdır. ünal aysal'ın tabiriyle kültür bakımından çağ atlamış galatasaray taraftarıyla eboue'ye ırkçı sözler söyleyen , ali sami bey'e küfür eden , samet aybaba konusunda tükürdüğünü yalayan , inönü'de sahaya girerek rakip oyuncuya saldıran , şampiyon olduklarında beşiktaşın çocuğu dedikleri ergin ataman'a galatasaray geldiği için bir gün de yaptıklarını düşünmeden düşman gibi saldıran , türkiye'de bir şehre resmen girmesi yasaklanmış* olan bu düşüncesiz insanların o statta nefes alması bile imkansızdır. onlara alkol kokusu gereklidir ali samiyendeki oksijen gerekli değildir.
  • 530
    http://www.radikal.com.tr/...05&CategoryID=84

    bu olay iyice çirkinleşmeye başladı. yahu şu stad inşası sürecinde takındığımız tavırlar yüzünden başbakan karar verme hakkı görüyor kendisinde. sanki biz karşılığında alisamiyen arazisini vermemişiz de devlet hayrına yapmış havasına kendi yöneticilerimiz soktuğu için bugün bu durumlardayız. açıkçası nasıl bir anlaşma imzaladık devletle, stadla ilgili haklarımızın sınırları nereye kadardır çok bilgim yok ama bu güne kadarki süreçte söylenilen sözlere bakıldığında sanki öyle bir durum var ki ileride maçımızın olduğu bir gün bir bakan gelecek diyecek ki "bizim oğlanın akşama düğünü var, siz maçınızı gidin başka yerde oynayın bugün", biz de tıpış tıpış gitcez.

    ünal aysal çıkıp "galatasaray gücünü sadece kendinden alır" dese de arena üzerindeki gücümüzün başbakanın bikaç kelimesine bağlı olması çok tuhaf bir durum.
  • 533
    stat yapmanın, arazi satmanın o kadar kolay olduğu sanmıyorum. monopoly oyunuyla karıştırılmaması gerekir bu durumların. florya'yı satıp stad yapmak o kadar kolay olsa niye daha önceden düşünülmedi dedirtiyor insana. bu kulübü ticari anlamda küçültmekten başka bir şey değildir.

    ali sami yen arazisini vermişiz. bunun karşılığında toki arenayı yapmış ve 49 yıllığına üst kullanım hakkını almışız.
    şimdi düşünün ki sıfır içinde hiç oturulmamış üç yüz metrekare bir eve kiraya çıktınız. ev sahibi bir ay sonra diyor ki ''yeni biri var evi yok oda sizle kalacak üç beş kuruş verir o da sana yazıktır.'' olacak şey mi bu? karşı çıkılmaz mı bu olaya? ayıptır yahu. kalamaz,olamaz,çok zor zarar görürüz diyoruz dinletemiyoruz.

    son olarak üç temmuzdan bu yana futboldan soğuduk galatasaray'ımız aşkına maçları takip ettik ve sonunda hakketiğimiz şekilde şampiyon olduk. ama lütfen daha fazla futboldan soğutmayın artık şu siyaseti bizim takımımıza bulaşırmayın ve pis şike işlerini artık bize yamamaya çalışmayın bizim büyük hedeflerimiz var.
  • 534
    istanbul'a uzak bir şehirde yaşayıp & okumakta olup, bütçem elverdiğince maçlara gelip giden bir öğrenci olan şahsımı, bir daha o stada adım atmamaya karar verdiren olaydır *. sıradan bir taraftar olarak ortak kullanım sona erene kadar kendi adıma böyle protesto edeceğim.

    ben adnan polat'ın geçmiş dönemde iktidara karşı koy(a)mamış olmasını anlayışla karşılayanlardan biriyim *. gönül ister ki o romantik cümlelerdeki gibi tozpembe olsun herşey, taraftarlığımızı gönlümüzce yaşayalım, stadımızı elimizden alsalar gidip kaldırımda izleriz vs. cümleleriyle coşalım. bunu kim istemez ki? ama günümüz gerçekleri buna 'maalesef' izin vermiyor, vermez. kulüp yönetmek sadece taraftara karşı değil, yönetim kuruluna, kamuoyuna karşı da belirli dengeleri gözetmek zorundasın. bunların içinde en önemli unsur tabi ki taraftar. fakat en önemli unsur bile olsa, tek unsur değil. hele de ülkede böyle siyasi bir güç hakimken bunu yok saymaya çalışmak sadece saçmalıktır. (konudan sapmayalım ama fikir vermek açısından, şu anda iktidardaki parti ile tamamen zıt görüşlere sahip bir bireyim.) aynı fikirleri paylaşmıyoruz diye onu yok sayamayız. bu ülkede işler böyle yürüyor. bunu benden yaşça büyük veya küçük herkes başka tip somut örneklerle yaşayıp öğrenmiştir diye düşünüyorum.

    tüm bu etkenler bir araya getirildiğinde, adnan polat'ın o günkü tavırlarını anlayışla karşılıyordum. fakat bunu anlayışla karşılarken, iktidara eyvallah çekince ileride başka türlü tavizler vermek zorunda bırakılacağımızın da bilincindeydim. ama ne yalan söyleyeyim, ezeli rakip ile ortak stad kullanımı konusu aklımın ucundan bile geçmezdi. yolları kolay kolay yaptırmayacaklarını düşünüyordum, gerçekleşti. çatı için ihale düzenlesek, çomak sokacaklarını düşünüyordum, veya çatı kendi yükümlülükleri ise, hiç yaptırmayacaklarını düşünüyordum. çeşitli konularda bürokratik olarak karşımıza tonla engel çıkaracaklarını düşünüyordum, bu da tabi ki gerçekleşti ve gerçekleşiyor. tüm bu ihtimalleri sineye çekip sorunları geç de olsa hallederiz modunda takılıyordum. çünkü taviz versen taraftardan tepki çekecekti *, taviz vermesen bahsettiğim şekilde sorunlarla karşılaşacaktık *. tam iki uçlu değnek vakası. burada yaşanan problem taviz verdiğimiz halde yollar yapılmayıp, başka sorunlarımız çözülmemesi oldu. çözülse belki adnan polat bu denli tepki toplamayacaktı. az bile olsa bir kesim teşekkür edecekti. etmese bile en azından kötü anmayacaktı onu.

    tüm bu ihtimallere eyvallah diyordum ama koltukların renginden çevre düzenlemesine kadar sarı-kırmızı olan * bir stadı ezeli rakibe altın tepside sunacaklarını aklımın ucundan bile geçirmezdim.

    bu yüzdendir ki eğer bu stad ortak kullanılmaya başlarsa, bir taraftar olarak o gün adnan polat'a koymakta geç kaldığım tepkimi bugünkü yönetime koyarım. umarım böyle büyük bir hataya düşmezler. kaldı ki iktidarla arayı açmamak için adnan polat'ın yaptıklarına böyle büyük çapta tepki gösteren bir taraftar topluluğumuz varken, stadın bjk'ye açılması halinde olacakları tahmin bile edemiyorum açıkçası.
  • 538
    bu stad olayı konusunda sağda solda o kadar çok şey yazdım ki (1), ama yazdıklarım anlatmak istediklerimin, duygu ve düşüncelerimin yarısını ifade eder mi diye sorsanız pek emin değilim, hatta hiç değilim, çeyreğini ifade edebilmişsem bu da bi'şeydir. bundan sonra artık ne desek boş. bi'şeyler söylemenin ya da yazmanın hiç bir anlamı yok çünkü. artık bazı şeyler yapılması gerekiyor ve ne yazık ki bizler -en azından ben şahsi olarak- elinden hiçbir şey gelmeyen taraftarlarız. elimizden gelen tek şey yazmaktı ama ne yazarsan yaz aslında bu sadece, yapılan haksızlıkara, kahpeliklere ve şerefsizliklere karşı, insan sabrının dayanamadağı durumlarda haklı olarak yaşadığımız öfke patlamalarından kaynaklanan doğal reflekslerdi. bir nebze de olsa kendimizi rahatlatmaktan öte gidemeyeceğini bildiğimiz halde, yine de bir taraftar olarak kulübüne yapılan bunca haksızlık karşısında elinden geleni yapmaya çalışan herkes gibi ben de bunları yaptım. davut, kendini avut moduna geçip, "neyse en azında tarihe not düşmüş olduk" diyerek kendimi mi avutsam acaba, evet en güzeli öyle yapmak. dediğim gibi, elim(iz)den gelen başka bir şey yoktu. artık van münüt aga, daha da yazmam ben boşa (!)
    (1) : yazdıklarımı tekrar etmeye gerek yok. arayıp bulmaya da mecalim yok, arzu edenler arar, olmadı aslan arar ya da funda arar * bulur.

    netice itibarı ile bu saatten sonrada; "açıkça söylüyorum" resmen kandırılıp ve kazıklanarak yapılan bu operasyon (mecidiyeköy'ü verip seyrantepe'ye gidiş) sonucunda, üstelik bir de bize ulufe gibi sunulan, her fırsatta başımıza kakılan ve ne yazık ki diyetini kolu kesip atmadığımız sürece ömr-ü billah ödeyemeyeceğimiz bu stad için psikopata bağlayıp, gidip stadın tepesine çıktıktan sonra, üstüme benzin döküp, bir elimdeki döner bıçağını yanımda götürdüğüm küçük bir bebenin (çocuğum yok, olsa onu götürürdüm zaar) gırtlağına dayadıktan sonra, diğer elimdeki çakmakla "yaklaşmayın, yaklaşmayın hüleeaayn, çocuğumu keserim, kendimi de alayınızı da yakarım a* m* k *" gibi bir eylemde bulunma fikri bile ancak böyle kötü bir espri malzemesi olmaktan başka bir şey ifade etmez.

    bu stadın ortak kullanılmasına filan gerek yok, nasıl ki kendisine fenerbahçe ile ilgili olarak, "siz de bir fenerbahçe taraftarısınız, x konuda ne düşünüyorsunuz veya hafta sonu fener'in maçı var, ne olur sonuç?" gibi sorulara bir milisaniyeden kısa sürede tepki vererek (bu arada ibm dünyanın en hızlı bilgisayarını geliştirdi ve dünyada bu alandaki liderliği geri aldı. rakipleri ise japonya ve çin, tabi yarış devam ediyor ama şu an lider ibm dolayısıyla usa, bu alakasız bir bilgiydi tabii ama okuyucuyu sıkmamak, aynı konuda bunaltmamak, daraltmamak lazım demişti bizim mahalledeki kahvenin çaycısı suat, namı-ı diğer kılıç suat, zira çok iyi kılıç oynar ki zaten müşterinin kerizi kahveciyle kumar oynayandır diyen de oydu bana, sağolsun baya zarardan kurtardı beni, o nedenle) nerede kalmıştık, hah kendisine siz de bir fenerbahçe taraftarısınız cümlesiyle soru sorma girişiminde bulunan gazetecilere; "ben sadece taraftar değilim, aynı zamanda kongre üyesiyim" şeklinde uyarıcı nitelikte cevaplar veren, şehir içinde stadyum istemeyen, ama kaçak yapana da ses etmeyen ülkemizin adil ve vicdanlı ve de fenerli (sadece taraftar değil ama kongre üyesi) kralı her şeye karar veriyor ve kararı da vermiş bu konuda. hal böyleyken; dostluk, centilmenlik, spor, sevgi, barış, ezeli rekabet, ebedi hedede hödödö geyikleri gibi senelerdir milete yedirilen dolmaları güzel birer argüman olarak kullanıp stadın komple beşiktaş'a verilmesini talep eden bir yönetici çıksa gider elini öperim, omuzlarda taşırım kendisini.

    mecidiyeköy'deki eski stadımızın yerinde şu an derin bir çukur kazılmış halde, aynen bu şekli ile ülkenin en yeni ve modern stadı arena'yı beşiktaşlı dostlarımıza verip mecidiyeköy'deki boş alanı bu çukur haliyle geri verin desin yönetim, "biz gider olimpiyat stadında'da oynarız, üstelik ezeli rakibimiz, ebedi dostumuz...(!) -öeeeeh biliyosunuz işte gerisini-, beşiktaş maddi anlamda zor günler geçiriyor, hem de bir stad arıyorlar dolayısıyla onların bu stada bizden daha çok ihtiyaçları olduğunu düşünerek galatasaray kulübü olarak bu büyük fedakarlığı göstermeyi, ülkemize ve ülke sporuna olan borcumuzmuş gibi telakki ediyor ve arena stadı'nı, tabii çok kıymetli (!) devlet büyüklerimizin de takdiri ile (yine geliyor) ezeli rakibimiz, edebi dostumuz, falan, filan, şöyle de böyle... (gerisi malum) beşiktaş'a hediye etmek istiyoruz, bize mecidiyeköy'deki yeri geri verin biz oraya derme çatma, gerekirse portatif tribünden filan bir saha yapar, orada kendi aramızda oynarız, hadi çüüs, görüşücüüüz" diyecek başkan, yönetici veya yönetim benim gözümde efsanelerin de efsanesi, kendilerine laf edene de öfkem büyük olur.

    artık birileri, şairin de dediği gibi demiyorum ama en azından centilmenlere yakışır bir şekilde "al atını, buyur kardeş bu da tımarın (!)" demedikçe bu iş bitmez, bu diyet ödenmez. ödenmeyeceğini de gördük.

    bunlar yüzünden futboldan soğumayı geç, nefret eder hale geldim, kötü mü oldu peki? elbette hayır. sanat, edebiyat, fikriyat, düşünce dünyası gibi güzelliklere ayıracak daha çok zamanım oldu sayenizde.

    ve tabii ki neyzen tevfik çok kral adam aga;

    --- alıntı ---

    ağlamam ben, ben erkeğim erkek,
    hayli güçtür bana cefâ etmek,
    minnet etmem bu ömre de felek,
    atını al, tımarını ...eyim!

    --- alıntı ---

    http://gss.gs/8X1
  • 539
    akp hükümeti ve recep tayyip erdoğan'ın herşeyi ben yarattım havalarına,

    suat kılıç'ın kendini tanrı yerine koyup "biz emredersek olur" şeklindeki egosuna,

    fikret orman önderliğindeki beşiktaş yönetiminin ayak oyunlarına

    özetle güce, baskıya ve diretmeye karşı galatasaray yönetiminin ne kadar dik duracağını bizlere gösterecek olan hadisedir.

    artık olay basit bir stad paylaşımı olmaktan çıkıp, galatasaray üzerinde devlet/hükümet tahakkümü kurulması noktasına gelmiştir. ya bu tahakküme boyun eğeceğiz, ya da bu diktaya karşı dimdik duracağız.
  • 541
    bu konuyla ilgili beni en çok şaşırtan, "beşiktaş'ta beşiktaş'tan başka kimse şampiyonluğu kutlayamaz" diye yol kesen, semti kendilerine ait sanacak kadar bağlılık nedir bilen bir kitlenin, söz konusu galatasaray'ın stad olunca "stad devletin" moduna girmesi. o kesilen yollar da süleyman seba'ya ait idi. iki yüzlü olmayan taraftar %5 bile değil ulusumuzda. galatasaray taraftarı da dahil tabii ki.
  • 542
    dilenci beşiktaş ın dilene dilene bir hal olduğu istek.

    devlet galatasaray a bedava stad yaptı diye ağlamaktan bitap düşmüşlerdi, şimdi o stada yancı olmaya çalışıyorlar.

    eee yavrum başbakan orada, toki orada gidin çalın kapısını deyin ki dolmabahçe de ki üst kullanım hakkından vazgeçip bayrampaşa da, çekmeköy de oynamaya razıyız, bak 2 senede devlet sana stadın en kralını yapmıyor mu ? hem o zamana kadar inönü yü tepe tepe kullanmaya devam edersiniz.

    ha ne dedin, duyamadım?? sevmediniz mi bu fikri, uymadı mı ? o zaman siktirip giderek kasımpaşa stadı mı , vefa stadında mı oynarsınız bilemem, hadi bakayım "feda" biraz ...
  • 546
    eğer böyle bir durum olursa giderim kombinemi florya metin oktay tesisleri önünde yakarım. bırak stada gitmeyi maçları televizyonda bile seyretmem açarım radyoyu dinlerim misler gibi.

    yeter amına koyayim ya. yönetimden bir allah'ın kulu da çıkıp adam gibi bir şey söylesin "biz yönetim olarak bu karara tamamen karşıyız beşiktaş istediği kadar tırmalasın bu statta bizden başkası oynayamaz bu kararı verme yetkisi de bizdedir" deyip içlerinde patlatsın şu aç köpeklerin biz de rahatlayalım.

    yeter arkadaş şerefsizlerin diline düştük saçma sapan konuşuyorlar yok o stat devletin, yok devlet isterse biz de oynarız diye sabahtan akşama kadar kafa siktiler.
  • 549
    bu işle hükumetin bu kadar uğraşması, bana inönü stadının rantının birkaç sene içinde birilerine çok fena peşkeş çekileceğini hissettiriyor nedense...

    neden mi? çünkü tt arena'da birlikte oynayacağız, daha sonrasında efendim ne var milan-inter diyecekler, o stad arazisi bir şekilde başka türlü değerlendirilip beşiktaş'a yine şehir dışında bir proje sunacaklardır. bu da nereden baksanız 3-4 sezon aynı stadı kullanacağımız anlamına gelir...
  • 550
    bir kac acidan incelenmesi gereken olay.

    besiktas acisindan:
    -besiktas kulubu kendi stadini yaptiramaz. 600 milyon borcu olan, uefa tarafindan ekonomik durumu sebebiyle organizasyon disi birakilmis bir kulup 200-300 milyon lira cikarip bir stad yap-ti-ra-maz.
    -hadi diyelim ki nevzat demir tesislerinin altinda gomu varmis, daha ortada bir plan veya proje yokken bizden stadimizi gecici sure kullanmak istemeleri epey sacma.
    -besiktas'in izleyebilecegi tek yol galatasaray'in da yapmis oldugu gibi eldeki araziden vazgecip devletin daha ucra bir arazide yapacagi bir stada yerlesmek olabilir.
    -su anda boyle bile bir planlari da yokken bizden stadimizi gecici kullanmak istemeleri sacmadan da sacma.

    galatasaray acisindan:
    -stadin devri henuz yapilmis degil. su durumda kanunen durum nedir belli degil, her kafadan bir ses cikiyor.
    -devir yapilmamisken hafriyati yapilmamis ali sami yen arazisini geri almamiz mumkun mu, buraya kendi imkanlarimizla bir stad yapabilir miyiz bunlari konusmaliyiz sanirim.
    -eger kendi imkanlarimizla mecidiyekoy arazisine bir stad yapmak bizim icin kanunlarca mumkunse su sartlar altinda hic dusunmeden buna baslamaliyiz.
    -bu mumkun degilse su an maclarimizi oynadigimiz stadyum hakkindaki durum baskan yardimcisi veya yoneticiler degil, bizzat baskanimiz tarafindan taraftara bildirilmelidir. bu taraftar bu kadar basiretsizligi haketmiyor.

    serefli devlet acisindan:
    -eger stadlar devletin maliysa ve besiktas bizim stadimizda oynayacaksa biz de kendi stadimizdan vazgecip inonu'ye gecebilir miyiz? nitekim inonu denize nazir bir stad, hem de orayi yeniden yaptirma gibi bir izin varsa biz belesci besiktas'in aksine kendi imkanlarimizla bu kez orayi yaptirabiliriz. hem onlar yeni stad sahibi olur hem de bizim deniz manzarali stadimiz olur.
    -basbakan'in stad ustunde nasil bir karar hakki vardir ki besiktas tt arena'da oynayacak seklinde bir fetva seklinde aciklama yapar.
    -peki ya suat kilic kimdir, bu kisiler kendilerini ne sanmaktadir ki 30 milyon destekcisi olan, ulkeye avrupa sampiyonluklari kazandirmis tek futbol kulubunu, 107 yasindaki devasa bir camiayi emir kulu olarak gorur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın