• 2
    ben hala entrysinde ne yanlış var anlayamadım, ciddi soruyorum ne var? çok güzel bir üslupla, harika örneklerle eğlenceli ve gerçekçi bir entryi yazmış adam. iyi insan kötü insan kavramı kişiden kişiye göre değişir. kimine göre rte bu ülkedeki en kötü insandır, kimine göre de en iyi insandır. iyi insan olmak da basit bir çıkar ilişkisidir özünde ve görecelidir.

    bir arkadaş: ''bkz: kızların efendi adam yerine piç tercihi)'' yazmış diye ben de ekşideki en beğenilen enrtylerimden birini kendisinin affına sığınarak başlığında paylaşıyorum;

    hatunların efendi adam yerine piç tercihi: https://eksisozluk.com/entry/36126455
  • 3
    (bkz: #1922593)

    tespitlerinde bir miktar haklı olan yazar. türk halkının çoğunluğu tercihini kendisine oy devşirmek için "açılım" süreci altında ölmüş terörü dirilten siyasi zihniyetten yana kullanmıştır ve de şu an bunun bedelini ödemektedir. ha tabi siz çizgi filmlerde olduğu gibi mutlu mesut halkın arasına fitne fesat sokan nereden geldiği belli olmayan siyah giyimli, kötü mü kötü adamların varlığına inanıyorsanız onu bilemem... bu benzetmeyi yaparken şundan ilham aldım;

    https://www.youtube.com/watch?v=xN4pE_bUq8Q :(

    tabi "o adamın orada ne işi var?" sorusunu sormak yerine kendisine lanet okuyup bıçağın artık kemiğe dayandığını belirtmek doğru cevap.

    iran örneği ise olmamış tabi, zira iran'da teröristlerin anasını sikiyorlar, vinçten aşağı sallandırıyorlar falan. bizde terörist lafıyla genelkurmay başkanı hapse tıkılıyor ;) böyle de küçük bir fark var ama olsun, güzel yazmış yine...
  • 6
    (bkz: #2012037)

    daha önce şöyle bir entry girmiştim. güldük, eğlendik fakat işler gittikçe garipleşiyor sözlük. dün akşam bir mesaj geldi. aaaa aşkım salyangoz, yazmış. herhalde salyangoz gördü falan diyorum. yine de çok anlam veremedim ama o yüzden bütün hödüklüğümle cevap olarak "ney" yazdım. galatasaray sözlük dedi, mod olmuş. güler misin, ağlar mısın şimdi sözlük? salyangoz entry'lerimi silmese haberim olmayacak. ama yengenizin benim bile yeni öğrendiğim şeyden haberi var. hatta chrome kısayollarına profilimin linkini falan eklemiş. kızı yanlışlıkla galatasaraylı yaptık sanırım. iddia ediyorum 2 haftaya takım savunmasını eleştirir, 3.hafta sabri'ye sövmeye başlar.

    http://i.hizliresim.com/3AgNqM.jpg
  • 7
    http://m.(bkz: #2163550)

    meseleyi yanlış hatırlamış yazar.

    yanılmıyorsam orta okul yıllarımdı. hergün spor gazetelerinden transfer takip ederdim. galatasaray fatih terim'in başa geçmesinden sonra sol kanada folha'yı, orta sahaya da detari'yi almaya çalışıyordu. o esnada hagi hikayesi ortaya çıktı. ve benim aklımda fatih terim'in istememesine rağmen transfer edildiği kalmış. hatayı mesai sonrası editlicem.

    fakat gelgelelim bu sözlükteki art niyet ve düşmanlığa. öyle 1-2 entry gördüm ki... ben her gün beni gömenlerinki de dahil bir sürü hatayı düzeltiyorum. kimseyi "şahsen" cehaletle suçladığımı, kimseye art niyetle yaklaştığımı hatırlamıyorum.

    ayrıca bana göre bilgi hatası entrynin anlamını sekteye uğratmıyor. sadece bir detay. insanları hatalarıyla kabul edip eksiklerini giderme gerekliliğinden bahsediyor. faruk süren'in hakkını verdim, fatih terim'i bir spor adamı olarak cruyyf'la bir tuttum ve evet ihanetini affetmiyorum. burada fatih terim düşmanlığı yok. galatasaray sevgisi ve kişilere değil ideallere bağlılık var.

    ben saatler sonra hatamı düzelticem. ama hayata karşı bu kin, bu saldırganlık... düzelecek gibi değil. böyle bir karakter zaafiyeti ile yaşmaya mahkum olduğunuz için gerçekten üzgünüm.
  • 8
    kendisine büyük saygım var. kadromun da içinde. yazdıklarını okurken, aklımda imaj olarak psych dizisinden "gus" karakteri canlanıyor. müthiş bir kendini adamışlık. gelgelelim, onun yanında çoğumuz ise aynı diziden "shawn" karakteri gibi kalıyoruz. fazla umursamıyoruz, ne olacaksa olsun kafasındayız.

    özellikle şu sahneyle: https://www.youtube.com/watch?v=KBS1VsygjZM

    daha kısa versiyonu da şudur: https://www.youtube.com/watch?v=OaKGfS7n2Ik

    yani olay şu:

    salyangoz: "you heard about riva? they messed up, right?"
    biz: "hıhhı..."
  • 11
    (bkz: #2342973)

    http://gss.gs/Itl.jpg

    referans gösterilen entryi kendisinin yerinde olsam ben de silerdim.

    böyle sacma sapan seyler icin nick altina yazmamdan dolayi kusura bakmasin ama kendisinin ve diger moderasyon üyelerinin kurallarin uygulanmasi konusundaki dik durusunu cok takdir ediyorum. bu vesileyle bunu da dile getireyim.

    tanim ve kayip zamanli entry uygulamalarinda kesinlikle taviz verilmemeli yoksa sözlük, sözlük olmaktan cikacak.
  • 12
    http://gss.gs/2426119 sözlüğün tek düze kalıptan çıkması, aynı görüşte olmasa bile farklı fikir ve yaklaşımlara da saygı gösterilmesi gerektiği konusunda çok güzel adımlar atan moderatör. yaşadığımız dünyada an itibariyle insanların birbirine tahammülsüzlüğü bir virüs gibi yayılırken, kendisinin bu konudaki öncü yaklaşımlarını sonuna kadar destekliyorum. yazadur.
  • 13
    bir insana terbiyesiz, kalitesiz, terbiye yoksunu sözleriyle niçin hitap edilemeyeceğini açıklamak üzere yazdığı mesaj şöyledir.

    --- alıntı ---

    "entry silme sebebi küfür veya hakaret içermesi. sen gerçekten burada hakaret olmadığına mı inanıyosun? inanıyorsan söyle, o zaman hakikaten hakaretin ne olduğunu açıklayayım ki sana bir daha bu tarz entryler girmeyesin. şu yazdığın suç. şikayet etse yargılanırsın. dava açsa senden tazminat alır. aynısını reisi cumhurumuza yazsan seni tutuklarlar.

    yani hadi onu geçtim de insanlar şu yazdıklarını özgürce birbirine yazabilmeliler mi? şunu yazıyosunuz, normalde ceza vermem gerek, bari çok normal bişeymiş gibi gelip sormayın neyini sildin bunun diye."

    --- alıntı ---

    zira ilgili kanun maddesi şöyle;
    bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.

    henüz bilmeyenler varsa yazayım.
    bir insana terbiyesiz demek onun onur, şeref ve saygınlığına saldırıdır.
    bir insana kalitesiz demek onun onur, şeref ve saygınlığına saldırıdır.
    bir insana terbiye yoksunu demek onun onur, şeref ve saygınlığına saldırıdır.

    cümlelerimin arasından kimi ifadeleri cımbızla seçerek demogoji yapılması bu gerçeği değiştirmeyecektir. ancak kötü niyetinizi ortaya çıkaracaktır.

    bir örnek vermek gerekirse ilgili sayfanın sonundaki kararı okuyabilirsiniz.
    http://www.fibhaber.com/...islemler-h36527.html
    terbiyesiz ifadesinin suç sayıldığı bir olay. https://www.haberturk.com/...esiz-hakaret-sayildi
    bir de uzun bir yargıtay ceza genel kurulu kararı var isteyen okuyabilir. 26.06.2012 tarihli 2012/ 419 e - 2012/ 247 k sayılı karar. http://www.savasbaytok.av.tr/index.asp?sayfa=4568

    galatasaray sözlüğün kuralları var. kendinize küfür edildiği iddiası bu kuralları çiğneme hakkını size vermeyecektir. dahası biz sözlükte ne görüyorsak onu değerlendiririz. özel mesajlaşmanızda ne konuştuğunuzu bilemeyiz, içeriğine dair söyledikleriniz ise sadece sizin iddianızdır. doğruluğunu denetleyebilme şansımız yok. bu arada yeri gelmişken söyleyeyim özel mesajlaşmaları açıklamak da ayrı bir suç.

    son olarak şunu eklemeliyim. galatasaray sözlüğün amacı galatasaraylıların birbirini tahkir edici entryler girdiği bir ortam yaratmak değil. bir sözlük yazarına, tahkir edici ifadeler kullanarak saldırdığınızda, sebebi ne olursa olsun o entry; hiç bir kurala aykırı olmasa bile "diğer" başlığı adı altında tanımlanmış, kullanması takdir yetkimize bağlı sebeple silinecektir. zira herkesin uymakla yükümlü olduğu bir sözlük adabı var. geneli ilgilendiren bu davranış tarzını bizi ilgilendirmeyen özel mesajlaşmalarınız nedeniyle yok sayamazsınız.
  • 14
    (bkz: #2556436)

    sözlüğümüzün iyi niyet timsali moderatörü. sözlüğün 2018 fair play ödülü kendisine verilmeli.

    https://pbs.twimg.com/media/Dt9qvgiW4AAz45H.jpg

    yukarıdaki haberden yola çıkarak amk gazetesi terbiyesizlik yaptığını belirtmiş. ne var yukarıdaki haberde yalan yanlış bir şey mi yazıyor? düşme potasını ilgilendiren bir maçın manşetini atmışlar. neden bu kadar gocundu , aynı durumda biz de olsak bizim için de bu geçerli olacaktı.
  • 17
    adam dogru yerde, dogru noktaya parmak basmis. herkesin noktalama isareti olarak kullandigi seyi, ortamlarda kimsenin takdir etmemesini de yadirgayacak degiliz.*

    gecen sene konustuk da ne fenerliligimiz ne baska birseyimiz kaldi, sanki babamizin hayrina elestirdik sezon boyu. simdi millet neden elestirmiyorsunuz triplerine girmis, daha elestirinin dogasi geregi olumlu bir öge oldugunun farkinda olmayan insanlarla, cok da tartismaya girmenin, dil dokmenin, kendini yormanin alemi yok. sekil a, bu sene yuzde doksan okuyorum sozlugu, bu tepkilerle yazsam ne yazmasam ne ? herkes ayni sekilde davnacak degil tabi ki.

    son olarak, üslup diyor herkes de, birisi o noktaya geldikten sonra cok da onemi kalmiyor.

    https://youtu.be/_jaW4nO2C4s
  • 21
    http://gss.gs/3059312

    dünyadaki tek forvet, orta saha falan bu futbolcular olduğu için fatih terim'in istekleri sözüm ona saçma sapan istekler oluyor.

    bu adamların görevi ne arkadaşım? bu yönetimin görev tanımını bi yapar mısınız bana? fatih terim futbolcu göndermeyeceğim mi diyor? adam diyor ki birilerini almadan takımdan kimseden vazgeçmek istemiyorum, değişim lazım diyor. ki satılmasını istediği adamlar son 3 sezonun 2'sinin şampiyon takımının adamları.

    ee? suyun öte tarafı vedat muriqi için, eljif elmas için milyonlarca euro kazanırken, sen burda transfer yapamamanın sebebini "ağbi ama ffp var, elimiz kolumuz bağlı" diye mi açıklıyosun? her transfer haberini saçma sapan tipler üzerinden basına sızdırıp sonra gelip burda "ama fiyatı yükseldi yeeaaa" diye ağlayan bu yönetim değil mi? temmuz ayında gomis'i satıp, aradan geçen 6 ayda hiçbir çalışma yapmayıp gidip transfer döneminin son günü diagne'ye 13 milyon gömen bu yönetim değil mi?

    fatih terim'e bi yerden çakalım diye bokunu çıkardınız. göz var izan var, ayıptır. hoca sanki illa ki bu adamları istiyorum diyor. 3 senedir takıma eli yüzü düzgün bir transfer yok. hala dursun özbek'in kurduğu omurgayla iş yapmaya çalışıyoruz. tek kelimeyle ayıptır.

    not: dün (bkz: 12 ocak 2021 yeni malatyaspor galatasaray maçı) vardı, duran toptan gol attık.
  • 22
    eleştirilmesinin neden bu kadar tepki çektiğini anlayamadığım yazar. kendisi fatih terim'i belli kurallar çerçevesinde eleştiriyorsa bir başkası da kendisini belli kurallar çerçevesinde eleştirebilir.

    ayrıca adamın kendisi bile "hedef tahtasına konulmak gerçekten umrumda değil." diyor. hal böyleyken kendisinin eleştirilmesini sorgulamak bana "kraldan çok kralcı"lıkmış gibi geliyor.

    kendisinin eleştirildiği konu hakkında benim tespitlerim ve görüşüm şu,

    (bkz: fatih terim)

    üçüncü fatih terim dönemi'nde kendisi sağlam bir terimistmiş*. fatih terim başlığına bu dönemde en son 26 temmuz 2013 tarihinde yazmış.

    üçüncü fatih terim dönemi'nin bitişinde kendisi de hocayı kafasında bitirmiş ve bu sefer "ah" dolu entry'ler yazmaya başlamış. 3'üncü ve 4'üncü fatih terim dönemleri arasında adeta ateş püskürmüş terim'e.

    dördüncü fatih terim dönemi'nde ise aynı şekilde ateş püskürmemiş ama ahı olduğunu dönemin başında söylemiş ve hocaya karşı birçok konuda eleştirel yaklaşmış, bazı konularda da kuralların el verdiği ölçüde en ağır şekilde eleştirmiş hocayı.

    benim naçizane düşüncem şu, kendisinin fatih hoca hakkındaki görüşlerinde ağustos-ekim 2013 arasında yaşananlar hala çok etkili. o dönem hocanın yaptıklarını hala affedemediğini zaten kendisi de söylüyor. ben bu affedememenin şu anki entry'lerine yansıdığını ve kendisinin hocaya birçok konuda büyük haksızlıklar ettiğini düşünüyorum. hatta mustafa cengiz yönetimi'ne gösterdiği teveccühün de fatih terim'e karşı olan tutumundan dolayı olduğunu, teknik direktörümüz fatih terim olmasa mustafa cengiz yönetimi'ni de çok daha ağır eleştireceğini düşünüyorum.

    (bkz: #3059312)

    mesela bu entry'sine halen inanamıyorum. bana çok tuhaf geliyor argümanları. özellikle zamalek sc hakkındaki argümanları. kendi sebeplerimi de o gün yazmıştım zaten (bkz: #3059368).

    ama ne olursa olsun kendisi de bu sözlüğün bir rengi. fatih terim'i hiç sevmemesi galatasaraylı'lığına kesinlikle halel getirmez. bunu da 2013-2017 arası dahil kesintisiz bir şekilde hocanın arkasında durmuş, hocaya en ağır eleştiriler getirildiğinde bile hocayı savunmuş, ünal aysal ile olan kavgalarında %100 hocanın haklı olduğunu düşünen biri olarak söylüyorum.

    umarım ne son paragraftaki sözlerim kendisine yalakalık olarak algılanır, ne de diğer paragraflardaki sözlerim kendisine düşmanlık olarak algılanır.
  • 23
    galatasaray sözlük yazarlarına söyleyecek şeyleri olan kullanıcı. hop format gereği bir kere daha kendimden 3. tekil şahıs olarak bahsetmek zorunda kaldım. sevmiyorum bunu ama lanet olsun hagi mecbur bırakıyor. bu arada bana göre bu sözlükte bu güne kadar yazdığım en önemli şey olacak. çünkü bir çok tez ve antitez çarpışmasından ulaştığım sentezi paylaşıcam. özetle benim hayatıma yön veren bir şey, günümüz türkiyesindeki kalkanlarımdan... okursanız belki faydası olur. belki de zaten çok daha iyisine sahipsinizdir bu sentezin, bilemiyorum. ya da eksik ufak bi parçayı tamamlar.

    aslında söyleyeceğim şeye şu entryde ucundan değinmişim: (bkz: #3063829)

    discovery'de mi, nat geo'da mı denk gelmiştim hatırlamıyorum; amerika'da yapılan bir deneyde kendini liberal olarak tanımlayan deneklerle muhafazakar olarak tanımlayan deneklerin zihin yapısının işleyişinde çok ciddi farklar tespit edilmiş. aynı problemle karşılaşan bir muhafazakarın karar alırken beynin en aktif kullandığı bölgesi amigdala olurken liberal birey frontal korteksini aktif olarak kullanmaktadır. amigdalanın görevlerinden biri de insanın karşısındaki olayın tehlike olup olmadığına karar vermesi, tehlikeyse saldırarak mı yoksa kaçarak mı ya da bir başka yolla mı bu tehlike ile başa çıkacağını ve içgüdesel diyebileceğimiz duygusal tepkilerden hangisinin kullanılacağını seçmesidir. yani muhafazakar zihin, problem karşısında ne yapacağını seçerken problemi tehlike olarak algılayıp; kaçma, saldırı ekseninde karar vermektedir. oysa liberal bireyler aynı problemle frontal korkteksin yönlendirmesi ile başa çıkmaktadırlar. frontal korteksin işlevlerinden biri de problem karşısında analitik değerlendirme yapıp çözüm yolları aradığımız beyin bölgesi olmasıdır. özetle durumu en iyi şekilde değerlendirip en efektif çözüm yoluna ulaşmaya çabalar. aslında bu deney çok ilginç ve derin sonuçları olan bir deney ama ben sadece konuyla ilgili kısmına odaklanıyorum... yoksa işin ucu homo sapiensin yeni bir türleşme yaşamasına kadar gidiyor...

    buraya geri dönecem ama önce bahsetmek istediğim bir şey daha var. 2. dünya savaşı sonrası insanlar alman halkının nasıl külliyen bir soykırımın parçası olmayı kabul ettiklerini araştırdılar. bunla ilgili yine çok sayıda deney yaptılar ama iki tanesi gerçekten önemli. biri milgram deneyi, diğeri de stanford hapishane deneyidir. bu gün toplum psikolojisini yönlendirmenin temeli bu iki deneyden yola çıkar. kitle kontrolünü nasıl sağlayacağızı araştırıp bulmuş adamlar... internette bu deneylerle ilgili çok sayıda kaynak ve belgesel var. arzu eden araştırır.

    yapılan şey şu, adamlar senin amigdalana oynuyolar. bildiğin amigdalanı gıdıklıyolar. dış güçler, türbanlı bacılarımız, bir takım marjinal gruplar... son 18 yılın özeti aslında. bu gün amerika da aynı amigdala gıdıklanmasını yaşıyor. kitlesel bir amigdala gıdıklanması, tehlike altında hissettirerek yığına arzu edilen tepkiyi verdiriyor. sorgulama yeteneğini ortadan kaldırıyor. savunma refleksine sürü psikolojisini de eklediğinde arzu edilen sonuca ulaşmak kaçınılmaz oluyor.

    velhasıl dün yani 14 ocak 2021 mustafa cengiz basın açıklaması öncesi yaşananlar da bu amigdala gıdıklanmasıydı. görebildiğim kadarıyla bir çok yazar "fatih terim gidecek" korkusuyla toplantıyı tehlike olarak algıladı ve savunma psikolojisi çalıştı, saldırgan bir tutum sergilemeye başladı.

    bakın bu sözlükte uykusu kaçanlar falan olmuş fatih terim kovulacak diye :) niye? çünkü frontal korteks devre dışı kaldı ve insanlar okuduğunu anlamaz hale geldi. yahu basın açıklaması kulüp resmi hesabından duyuruldu ve konusu "gündeme dair" olarak ilan edildi. bu açıklamanın yapıldığı tarihte fatih terim'in kovulması diye bir gündem var mıydı? hayır yoktu. gündem neydi? transfer, oğulcan, fatih terim'in maç sonu röpörtajlarının içerikleri... zaten konu da bu oldu. 3 tane uyanığın ortaya yem atması yetti. aslında ne kadar kolay manipule ediliyoruz. amigdalamızı ne kadar kolay harekete geçiriyorlar. sonra whatsapp benim bilgilerimi napacak yeaaa dersin. birey olarak hiç önemin yok aslında. adam seni merak etmiyor. yığını inceliyor. yığını yönlendirince seni zaten yönlendiriyor. yoksa merak etme sevgilinle yaptığın sexting kimsenin umrunda değil. neyse konu dağılmasın.

    nacizane tavsiyem amigdalanızın gıdıklanmasına izin vermeyin. malesef buradaki amaç sizi ilkelleştirmek. sürekli bu oyuna geliyoruz. mesela futbolcularımızı bu şekilde değersizleştirtiyorlar. bu şekilde futbolcularımıza sosyal medya hesapları üzerinden saldırıyoruz. neden? çünkü adamın yaptığı şeyi tehlike olarak algılıyoruz ve amigdalamız gıdıklanıyor. bizi bize de bu şekilde kırdırıyolar. sen teröristsin, sen fatih terim fanboyusun, hala aramızda mustafa cengiz'i savunanlar var.... birbirimizi etiketleyip duruyoruz.

    dediğim gibi "istediğiniz kadar akıllı olun, duygularınıza teslim olduğunuz anda sizi diğerlerinden ayıran zekanızın avantajını kaybedersiniz." sonuç, dün gece uykusuz kaldınız. daha ciddi sonuçları da olabilir. ben sık sık amigdalasına teslim olmuş ve ceza evinde yatan insanlarla karşılaşıyorum.

    cem yılmaz'ın sevdiğim bir skeci var. serbest çağrışım yaptı. çocuk olmuş mu?
    https://www.youtube.com/watch?v=euupky6zsss

    onun dışında kendimi savunmak için de bir şeyler yazayım... dursun özbek'e ağır eleştirilerde bulundum. bu gün olsa o eleştirileri çok daha üstüruplu yazarım zira sözlük adabı diye bir kural eklendi. ama fatih terim'den yönetime duymasını beklediğim saygı ile dursun özbek'e eleştirilerim arasında çelişkili bir tutum olduğu iddiası var. aslında mesele elmayla armudu ayırmak kadar basit. tabi frontal kortekse izin verirsek. ben taraftarım. fatih terim ise kulübün hiyerarşik yapı ile başkana bağlı sözleşmeli çalışanı. ben eleştiririm. işim ve hatta görevim sorgulamak, eleştirmek. mustafa cengiz'i eleştiririm, fatih terim'i eleştiririm, messi benim futbolcum olsa messi'yi eleştiririm. ha eleştirim ne kadar yapıcıysa o kadar kaliteli eleştiriyorum demektir, bu ayrı. benim kalitemle alakalı bir şey. divan üyesi, genel kurul üyesi... onlar da eleştirir. çünkü onlar da galatasaray'ı denetleyen yapının parçaları olarak bunu yapmak için oradalar. ama imzayı atıp hiyerarşi içine girdiğin anda basın önünde başkanı eleştirmemelisin. ama başkanı taraftara şikayet etmek, başkanın saygınlığını zedelemek yanlıştır. yanlışa yanlış demek de önemlidir. bir insanın her hareketini onaylama ya da her hareketini eleştirme zorunluluğu hissediyorsak amigdalamız gıdıklanıyor olabilir diye düşünmekten ve kendimizi gözden geçirmekten bir zarar gelmez. kapalı kapılar ardında zaten başkan ne zaman alo desen sana söyle fatihim, söyle aslanım diyor, ilişkini istediğin gibi belirlersin. fatih terim başkan'dan memnun değil mi? basın önünde çok mu eleştirmek istiyor? divan üyesi yahu. basar istifayı, kurtulur hiyerarşik yapıdan... ondan sonra eleştirir. ha tabi galatasaray disiplin talimatnamesi doğrultusunda. zaten ben de burada sözlük kuralları çerçevesinde getiriyorum eleştirimi. yani yine herkesi bağlayan bir şeyler olacak. fatih terim'in efsane olması onu bu bağlardan muaf tutmaz ve hatta bana göre çok daha itidalli davranma yükümlülüğü getirir.

    edit: sen ne söylersen söyle, söylediğin karşıdakinin anladığı kadardır. muhtemelen öyle anlamak işine geldiğinden bazı yazarlar, insanları muhafazakar ve liberal diye ikiye ayırdığımı iddia etmiş. insan okuduğunu anca bu kadar anlamaz. ben diyorum ki kendisini muhafazakar ve liberal olarak tanımlayan insanların beyin dalgaları üzerinde deney yapılıp bir sonuca ulaşılmış. bu deneyle milgram ve stanford üniversitesi deneyleri arasında korelasyon kurulmuş. böylece kitle kontrol methodları geliştirilmiş. amigdala denen beyin kısmı hayatı boyunca insanı defalarca hayatta tutan çok önemli bir bölgedir. her insanda bulunur. liberal, muhafazakar ayırdetmez. keza frontal korteks de... yani muhafazarlar amigdalasıyla yaşıyor, liberaller frontal korteksiyle yaşıyor gibi bir laf etmiyorum. diyorum ki kitle kontrolünü sağlamak amacıyla insanların amigdalasını harekete geçiriyorlar. sürü psikolojisiyle de birleşince kitleyi kontrol ediyorlar. milgram deneyinde dünyanın en önemli üniversitelerinden birinin öğrencilerini canavaara dönüştürüp insanları öldürecek elektriği bile verdirebilecek yöntem bu... yeterli tempoyu kazandığında insan ayırdetmeksizin aynı nazi almanyası gibi canavarlar ortaya çıkarıyor. 3-5 uyanığın amigdalanızla oynamasına izin vermeyin yazıyorum, adam diyor ki insanları liberal, muhafazakar diye ayırdetmiş. aynı partiye oy veriyoruz. oha amk, ne alaka? neyse yazının bir yerlerinde belirtmiştim... peki çocuk olmuş mu? hakikaten koca yazıdan bunu çıkarmak müthiş.
App Store'dan indirin Google Play'den alın