resim
Sabri Sarıoğlu
Görev:Teknik Direktör
Takım:Türkiye U19
Yaş:40
Uyruk:Türkiye
  • 10428
    geri dönüş alamayacağı insanlara dünyalar kadar para yatıran sevgili kulübümün dönem yöneticileri ayıp etmiş kendisine. biz seninle sözleşme yenilemeyeceğiz ama başka yerde de oynamanı istemiyoruz gel bizde jübile yap bu sene denilse büyük ihtimalle kabul ederdi.

    https://youtu.be/qv78_F9NqA0

    yeri gelmişken selçuk’u, sayın denizli’yi kaptan bülent’i ümit karan’ı ve ayhan akman’ı konuk eden ve merak ettiğim bir çok şeyi öğrenmeme vesile olan kırılma anı ’nın yapımcılarına ve sevgili emek ege ’ye teşekkür ederim.
  • 10429
    kırılma anı programında yaptığı çok önemli açıklamalar bir yana, şu kısmı özellikle beğendim:

    https://twitter.com/.../1459868531474976769

    profesyonel hayatı taraftarlardan tepki, hatta haksız derecede alay görmekle geçmiş bir futbolcunun, şunun farkına varması çok önemli. darısı sözlükteki kraldan çok kralcı arkadaşlarımızın başına.
  • 10430
    şimdi yazılanlara bakıyorum herkes güzelleme yapıyor ancak fatih terim ben olsam sabri'nin ayrılmasına müsaade etmezdim dediğinde hoca evlatçılık üzerinden yerden yere vurulmuştu. iki sezon önce kulüp içinden yetişen oyuncu kalmayınca kulübün evladı stilinde adamlara ihtiyaç olduğunu tattık.

    sabri'nin futbolculuk kariyerine gelecek olursam eğer bir mevkii üzerine yoğunlaşılsaydı çok yetenekli bir futbolcuydu. sağ bek orjinli olmamasına rağmen eboue'yi bile kesti. en önemlisi kariyerinin en formda döneminde 2013-14 sezonu sonu anlamsızca kadro dışı bırakıldı. üçüncü terim döneminde herkesin dalga geçtiği ortalarını düzeltmiş hatta 2014'te en çok isabetli orta açan futbolcumuzdu.

    sabri'nin en büyük hatası alçakgönüllü ve insanları kıramayan yapısıydı. meşhur sabri reis fotoğrafı gereksiz şekilde yerden yere vuruldu bana kalırsa yıllar sonra bakınca gülerek hatırlanacak eğlenceli bir fotoğraftı.
  • 10431
    kendiyle barışık, bir o kadar alçakgönüllü olması sebebiyle futboldaki entrikaları dibine kadar yaşamıştır. burak, selçuk takıma gelip buraları biz parselledik modunda takılıp istediğini elde etmiş görüldüğü üzere. aynı ikili arda ya da başka ağır bir ismi böyle yemeye kesinlikle cüret edemezdi. neyse en azından geçen röportajında yuttuğu şeylerin birkaçının ne olduğunu öğrenmiş olduk. emek ege de nokta atışı yapıp ağzından aldı lafı, tebrikler. ne pazubandını çıkarmış, ne de formasını antrenöre vermiştir sabri sarıoğlu. tarihimizde ismi daima yer bulacaktır. ben senden razıyım sabri sarıoğlu.
  • 10433
    galatasaray’ın veda etmesini bilmediği efsanelerinden yalnızca bir tanesi. evet, sabri her ne kadar kaptan bülent, hagi, turgay, suat, metin kadar olmasa da bir galatasaray değeridir.

    fakat yolların ayrılması geç gerçekleşmiştir. efsanelere veda için illa futbolu kulübünde bırakmasına gerek yok. raul gonzalez de real madrid efsanesi, tüm madridistalar el matador’u iyi yad eder, ancak raul da futbol hayatının son birkaç senesini başka takımlarda geçirmişti. fakat real madrid harika bir veda ve ahde vefa sergiledi. onu onore etti, plaket verdi, efsanelerinin arasına tartışmasız şekilde yerleştirdi.

    biz de böyle yapabilirdik. bir veda maçı ve taraftarlara güzel bir sunum ile dostça ayrılık çok zor olmamalı. hadi veda maçını da geçtim, statta beş dakika ayırıp bir şilt takdim etmek, bari bunu yapsaydık. sabri galatasaray’da futbolu bırakıncaya kadar oynamamalıydı, burası doğru. fakat illa yaka paça kovarak defeder gibi yapılmasına ne lüzum vardı?

    hatırlıyorum benzer zamanlarda takımdan ayrıldığı bir başka galatasaray değeri sneijder ile birlikte gönderilmişti. sneijder de itibarsızlaştırıldı, sabri de. öncesine gidersek hasan şaş da, hakan şükür de, bülent korkmaz da öyle. 20 küsür sene galatasaray’da forma giymiş, başka bir takım formasını kiralık bile olsa giymemiş kaptan bülent’le bile doğru düzgün ayrılamadık. muhtemelen hagi rumen olmasa ona da düzgün veda edemezdik.
  • 10434
    geleceğin emre belözoğlusu olarak lanse edilerek galatasaray kariyerine başlamış oyuncumuz. zamanla sağ beke evrildi. güzel hizmetler verdi. performans olarak zaman zaman eleştirdik dalga konusu oldu. sabri reyiz markası oluştu. kulüp maddi olarak zor durumda kaldığında genç oyunculara maddi olarak destek oldu. ama gittiği dönemi unutuyoruz sanırım kaldığı sene dahil bu kadar maaş verilir mi diye yer yerinden oynatıyorduk. galatasaray' dan ayrıldığında 33 yaşındaydı. ayrılması doğru karardı. hata daha güzel bir şekilde veda edilmemesidir.
  • 10435
    galatasaray tarihinin en overrated futbolcusu olabilir. ardadan bile fazla o derece. yeteneği ve futbol aklı olmayan bir topçu idi kendisi. bunlar kendi suçu değil tabi. kapasitesi bu kadar. buna rağmen 33 yaşına kadar galatasarayın ekmeğini yedi. çok da güzel paralar kazandı. helali hoş olsun. ama kimse vefasızlık yapıldı falan demesin. kendisi yeniçeridir, adnan polat döneminin kayıp olmasına sebep olan yeniçerilerden. mükafat gibi kaptan yapılmıştır. galatasaraya çok zararları olmuştur. hele kaptan iken fenerle beraber kaldı diye sevinçten çektirdiği üçlüyü unutamıyorum.
  • 10436
    kendisinin kırılma anı programında verdiği bilgilerin çoğu yanlış veya manipülatif. insanları zan altında bırakmak işte bu kadar kolay. zaten kimse sorgulamıyor, insanlara cevap hakkı tanıyan bir program da değil, at çamuru gitsin.

    eski defterleri durup dururken açarak gündem olmaya çalışan eski futbolcularımızdan bir tanesi, bana göre tarihimizde kaptanlığın en yakışmadığı futbolcu. yabancı sınırları ve galatasaray'ın o dönemki ekonomik problemleri olmasa onca yıl oynaması asla mümkün olmazdı.
  • 10437
    kırılma anı programında galatasaray'ı vefasızlıkla suçladığını düşünmüyorum.
    özellikle gündem olmak için eski defterleri açtığını hiç sanmıyorum.

    programın formatı gereği, hayatındaki kırılma anları, unutamadığı olaylar, hatıralar, hisler soruluyor.
    volkan demirel ile nasıl barıştığını, emre belözoğlu ile aralarının düzelip düzelmediği bile soruldu.
    emek ege haliyle en üzüldüğü anları, kadro dışı kaldığı zamanlarda neler hissettiğini de sordu. sabri de içtenlikle cevaplamaya çalıştı. yani durup dururken bu defterleri açmadı kendisi.
    ayrıca, bu konuları sıcağı sıcağına konuşsa, selçuk futbolcuyken konuşsa, takıma ve selçuğa zarar verdi derim. ama sabri futbolu bırakmış, selçuk bırakmış. aradan yıllar geçmiş, gelen soru üzerine de o dönemki kırgınlığından bahsetmiş. şimdi konuşmayacak da ne zaman konuşacak?

    bu adam 300. maçına çıkıyorsa, herkese nasıl plaket veriliyorsa ona da öyle verilmesi gerekiyordu. adam burada bir ayrıcalık istemiyor, adalet istiyor.
    3 ay kadro dışı kaldığında, arkadaşı arayıp sormuyor diye kırılması kadar doğal ne var?
    arda turan bile 8 yıl sonra döndüğünde takımda kaptan olarak karşılanmış, kendisi kaptanlığı muslera'nın hakkı olduğunu söylemiş, muslera da teşekkür etmişti.
    e sabri 3 ay sonra döndüğü ortamda kaptanlığı alınıyorsa, en azından ufak bir konuşma bekler.

    bence de yetenekleri kısıtlıydı, hiçbir zaman kaptan olmamalıydı.
    fakat kendisi yerine daha iyi sağbek vardı da sabri silah zoruyla mı formayı aldı? hadi galatasaray'da yabancı kısıtlaması sayesinde oynuyor diyelim, milli takımda da mı zorla oynattırdı kendisini? yerli bir alternatifinin olmaması onun suçu mu?

    kısıtlı yetenekleriyle elinden geleni yapmış, sahada cassio lincoln gibi volkan'dan kaçmamış, emre'ye eyvallah etmemiş, taraftarın üçlü isteğini hiçbir zaman geri çevirmemiştir.
    en büyük kusuru da buydu zaten, tribünleri çok fazla dinlemiştir. lakin taraftara hiçbir zaman karşılık vermemiş, trip atmamış, küfür etmemiş, formasını hiçbir zaman fırlatmamıştır.

    galatasaray efsanelerini anıyor kapsamında (çok efsane olmasa da), bir gün tekrar ali sami yen'e gelip, tribünlerin önünde plaket verilip, taraftara da üçlü çektirmesini isterim*
  • 10438
    altyapımızdan çıkan ve yıllarca fayda mı zarar mı verdiği çok tartışılan futbolcumuz. aslında ne kadar zarar verdiğini oynadığı dönemde hakkında yazılanlara bakarak güzel anlayabilirsiniz ama sonradan bir kıymete bindi nedense. altyapıdan çıktı diye vefa borcumuz olması gerekmiyor. yıllarca yabancı sınırının ekmeğini yiyen, kendini geliştirme ihtiyacı duymayan sayısız türk futbolcudan biri de sabri. gönderilmemiş veya mecburiyetten gönderilememiş olması ona vefa göstermemizi gerektirmiyor. ayrıca yerine daha iyisi bulunamadı değil, daha iyi türk sağ bek bulunamadı desek daha doğru olur. zira yabancı sınırı dediğim gibi elimizi kolumuzu çok bağlayan bir sorun oldu sabrinin oynadığı dönemde. hem de türk futbolcuların bu sınıra güvenerek yayması da daha iyisinin olmamasında etkiliydi. bu dönemlerin geri gelip tekrar sabriler çıkmamasını diliyorum sadece. umarım bu saçma sapan dönemlere geri dönülmez.
  • 10439
    kendisinin galatasaray’a daha fazla vefa borcu bulunan futbolcudur. sahip olduğu çoğu şeyi bu camia sayesinde elde etmiştir.

    hiçbir zaman bir dani alves olmasını ben kendi adıma beklemedim ama kulübümüzden daha erken yaşlarda ayrılsaydı muhtemelen otuzlarına gelmeden futbol sahnesinden ismi silinirdi. olduğu dönemde de her seferinde mevkine isabetsiz transferler yapılması vasat altı performansı ile formayı geri almasını sağlamıştır. karakterine laf etmek bana düşmez, edilecek bir tarafı da yoktur. ama götü başı dağıtmadı, yapması gerekeni yaptı diye de göklere çıkarılmasını çok anlamsız buluyorum. futbol anlamında yapması gerekenin ne kadarını yaptı?
  • 10440
    sosyal medyanın yeni yeni palazlandığı yıllarda internet ergenlerinin eğlencesi konumuna düşmüş, bu konumu da hiç yadırgamayarak ve öz saygısına dair en ufak bir duruş göstermeyerek kendi kariyerine ihanet etmiş eski futbolcumuz.

    selçuk şahin de o yıllarda benzer trollüklere maruz kalmıştı mesela, o da kendisinden istenilenleri sahaya yansıtma anlamında başarılı olan, akmasa da damlayan türden yeterince iyi bir topçuydu.

    sabri öyle gömüldüğü kadar kötü bir topçu hiç bir zaman olmadı, ama bugün böyle bir görüntü üstüne yapıştıysa, bu algı bu şekilde yaratıldıysa en büyük suçlu yine kendisidir.
  • 10442
    bazı taraftarımızın izlemeye tenezzül dahi etmediği bir video üzerinden eleştirdiği eski futbolcumuz. sabri'nin taraftara vefasız dediği iddia ediliyor oysa sabri'nin böyle bir açıklaması yok. taraftar ıslıklamakta haklıdır gibi bir ifade de kullanıyor üstelik. vefasızlıktan bahsederken teknik direktör getirirken bunu kesinlikle oynatmayacaksın falan diyen, galatasaray'ın parasını sağa sola saçan ya da saçtıran adamlardan bahsediyor, taraftardan değil.

    sabri'nin en büyük suçu bizi ucuza alıştırmış olmasıydı. alt yapıdan çıkmış, senelerce çok ucuza oynamış, zaman zaman teklifler gelmiş ama satılmamış. sonra ne zaman avrupa'daki emsalleri için absürd olsa da galatasaray'ın o yılki maaş politikasında çok da absürd olmayan 1.8 milyon euro maaşı verdik o zaman ortalık karıştı. 1.8 çok para mıydı? evet çok paraydı. ama biz o parayı tarık çamdal'a da veriyorduk zaten, bazı futbolcularımıza o paranın 2 katından fazlasını veriyorduk üstelik. diğer topçulara bol kepçe maaş dağıtılırken sesi çıkmayan taraftar iş sabriye gelince ayaklandı. e dedim ya ucuza alıştırdı bizi diye. ilk çıkışını yaptığı zamanlar menajeri ile kulübü köşeye sıkıştırsa yüksek kontratı kapsa kim eleştirirdi 1.8 maaşı? hiç kimse eleştirmezdi. ben sabri olsam senelerce hizmet ettiğim, lig tvnin 20 efsane sağ bek golü listesine 3-4 golle girdiğim ve ucuz paraya oynadığım bir ortamda 1 sene tarık çamdal ile aynı maaşı aldım diye taraftar böyle mevzu çıkartsa zoruma giderdi şahsen. ona rağmen adam çıkıp taraftara tek kelime etmedi. hala maçlarımızı da tribünden takip ediyor. senin benim gibi galatasaraylı adam. senin benim gibi galatasaraylı olmasa bu muameleye katlanır mı zaten?

    alt yapıdan çıkmış bir topçu için ucuza oynamanın en kötü yanı da kolay dokunulabilir olmak. mesela sabri yüksek kontrata oynayan yabancı bir futbolcu olsaydı başlığında hala speedy gonzales güzellemeleri olurdu. biri çıkıp sabri bu takıma artık as sağ bek olmaz dediğinde linç yerdi. eski golleri es asistleri gösterilirdi. sonra bak gördün mü orta yaptı başka sağ bek olsa orta yapmazdı bu yüzden sabri bu takımın as beki gibi önermeler görürdük. şimdi hiç kimse çıkıp da yok mok demesin. sabri'nin %20'si kadar bile futbolcu olmayan linnes'e neler yazıldığını gördü bu gözler.
  • 10444
    kendisinin kadro dışı bırakılmasının sorumluları cenk ergün, emre utkucan ve cesare prandelli üçlüsüdür.
    bunun sebebi ise o dönem scout ekibi ve cenk ergün sayesinde transfer edilen sağ bek tarık çamdal'a kadroda yer açılması isteğidir.

    hatta emre utkucan'ın nargile mekanı olan tophane'de "kardeşim ile nargile keyfi" başlıklı tarım çamdal ile nargile içtikleri fotoğrafı twitter'da paylaşmasıydı. fakat bu twitter apar topar silinip, tarihe karışmıştı aynı mancini ve muslera hakkında söyledikleri gibi.

    o dönem cenk ergün ve emre utkucan ikilisinin cesare prandelli üzerinde çok büyük bir etkisi vardı çünkü kendileri galatasaray'a teknik direktör yapmışlardı kendisini.
    sabri'nin de kırılma anı programında bahsettiği gibi kadro hakkında yeterli bilgisi olmayan prandelli'ye liste verilip, bu oyuncuların kadro dışı bırakılması istenmişti.
  • 10445
    galatasaray'dan ayrılma sürecini a spor'a açıklamış olan eski kaptanımız.

    --- alıntı ---

    yeni sezon toplantısı yapıldı, ilk antrenmana çıkacağız öncesinde sağlık kontrolüne gittik, sonra antrenman yaptık akşam yemeğe çıkacağız hamit altıntop falan birlikte. bana bir telefon geldi dediler ki 'yarın sabah 9'da cenk ergün ile toplantı yapılacak' ben de merak ettim telefon ettim birisine. o da bana 'kadroda düşünülmeyen isimlerle toplantı yapacaklar' dedi. ben de direk cenk ergün'ü arayıp o zaman benim toplantıya gelmeme gerek olmadığını söyledim.

    sebep sunmadılar bana. mancini döneminde problemim yoktu mancini ile de aram çok iyiydi. 'mancini ayrılırken rapor yazmış prandelli böyle bir karar almış' dediler ben de iletişime geçtim mancini öyle bir rapor sunmamış.

    ben altyapıda antrenmanlara çıkarken duygun başkan geldi, abdurrahim albayrak beni aradı 'biz geliyoruz dedi bir yere ayrılma' dedi. tamam dedim. antrenmana çağırdılar 11'de antrenman var biraz erken gel dediler. gittim prandelli'nin yanına. sonra bana 'bu verilen kararda benim müdahilim yoktu, sportif direktör vermişti isimleri' dedi. ben de 'hocam geçmişe takılıp kalan biri değilim' dedim. ayrılığımla alakalı ben daha önce 'bazı oyuncuların kaptanlık sevdası, benim galatasaray'dan ayrılmama sebep oldu' demiştim.

    geri döndüm antrenmanlara başladım. takımı toparlamaya yardımcı oldum. hamza hamzaoğlu geldi takıma iyi bir hava geldi şampiyon olduk. sözleşmem bitmişti uzatılacaktı. ben sözleşmeye tek gittim menajer götürmedim. dursun başkan, mehmet özbek, cüneyt tanman ve ben. 'şu kadar ücret düşünüyoruz 1+1' dediler. ben de rakama hiç laf söylemedim ama neden 'kısa süre' diye sordum ffp dediler. ben de tamam dedim.

    sezon bitti, mustafa denizli hoca geldi bana 'mehmet özbek seni çağırıyor' dedi. gittik. mehmet özbek bana '1 maça daha çıkarsan sözleşmenin opsiyonu uzatılacak, ffp sıkıntısı var, şu opsiyonun iptali için imza atarsan devam edeceğiz' dedi ben de sorgusuz sualsiz imzaladım. sezon bitince yenileyeceklerine dahil söz verdiler, sezon bitti, cenk ergün aradı beni. tabi bunlar olana kadar cenk ergün benim ayrılmam için, kötülemek için, yönetimle neler konuşmuş neler. bana telefon açtı 'seninle sözleşme uzatmayı düşünmüyoruz' dedi. ben tabi şaşkınlık içerisindeydim. ayrılma sürecim bu şekilde.

    --- alıntı ---
  • 10446
    altyapıdan çıkacak futbolcuların illa bir arda güler veya arda turan olması gerekmediğinin kanıtı olan futbolcu.
    neyi kastettiğimi şöyle özetleyeyim. vatskenayduu sağ olsun 9 nisan 2013 galatasaray real madrid maçı'nın özetini paylaşmış. anılar tazelenmiş oldu ve bu özette sabri sarıoğlu'nun bu maça nasıl damga vurduğunu bir kere daha anladım. adam oyuna ikinci yarı girmesiyle birlikte orta sahadaki pas trafiğinin liderliğini yapmış. attığımız gollerde illa bir şekilde yerini almış.
    işin ilginç yanı pas trafiğine liderlik yaptığı sıralarda sahada felipe melo, selçuk inan ve wesley sneijder gibi isimler de vardı. fatih hoca'nınki de ilginç bir strateji gerçekten.

    futbolculuk hayatı boyunca taraftar tarafından en çok yenmeye çalışılan kişi olmuştur belki de ama kendisi öyle veya böyle katkı verebilen biriydi.

    diyeceğim odur ki altyapıda aradığımız şey illa bir süperstar olmamalı. gerekirse bir yedek olmalı, gerekirse yediği laflara rağmen formasına bağlı kalıp çalışan, katkı vermeye çalışan biri olmalı. anadolu kulüplerinde bir sezonluk parlayan futbolculara o kadar para verip, her seferinde aynı şeyi yaşayıp yedeğe çekmektense bunu kendimiz çıkarmalıyız.

    entryde bahsi geçen özet: https://twitter.com/.../1522290056257495040
  • 10449
    galatasaray'da geçen toplam 15 sezonda, toplam aldığı süreyi, 90'a böldüğümüzde, her sezonda tamı tamına 26.5 maça çıktığını gördüğümüz eski futbolcumuzdur.
    bu dönemlerde galatasaray'ı:
    mircea lucescu
    fatih terim
    gheorghe hagi
    eric gerets
    kalli
    cevat güler
    michael skibbe
    bülent korkmaz
    frank rijkaard
    bülent ünder
    roberto mancini
    cesare prandelli
    hamza hamzaoğlu
    mustafa denizli
    jan olde riekering
    gibi teknik direktörler çalıştırmıştır.

    15 sezonda, 15 ayrı teknik direktörle 26.5 maç ortalamasını yakalamasına, toplamda 43 kere milli olmasına ve bu 15 sezonda galatasaray 6 türkiye ligi, 4 türkiye kupası, 5 tane de türkiye süper kupası kazanmasına rağmen, hala daha kendisine aydın yılmaz muamelesi yapılması gerçekten çok ilginç.
  • 10450
    kendisinin eğlenceli ve hafif dalga geçilebilecek durumları vardı ve bu durumları mizahi yönden çokça kullanıldı ancak takıma verdiği katkısı ve profesyonelliği açısından kendisine laf edilmesi her zaman garibime gitmiştir.

    yoksa ben de formasına "sarbi" yazıldığında yada taca giden top için attığı vücut çalımı gibi durumlarına gülmüşüm eğlenmişimdir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın