resim
Sabri Sarıoğlu
Görev:Teknik Direktör
Takım:Türkiye U19
Yaş:40
Uyruk:Türkiye
  • 10403
    galatasaraylı eski bir futbolcu, kaptan.

    kendisini yollama kararını kim vermiş bilmem etmem de kendisinin verdiği 15 yıllık hizmete değer bir karardır. gönderen büyük bir hizmet vermiş kulübe.

    kendisini hep şu haliyle hatırlarım;

    https://i4.hurimg.com/...cb49eb10bb1be4024262

    şimdilerde kendisini aratmayan ve masalarda atlayıp zıplayan bir başka kaptana(!) sahibiz.
  • 10404
    kendisine haksızlık yapıldı mı? kısmen evet. çok büyük haksızlık yapıldı mı? hayır. haketmediği halde çok uzun süre kulüpte kaldı tarzı söylemleri abartılı buluyorum. yabancı sınırı, kulübün kötü transfer politikaları gibi sebebler yüzünden galatasaray kariyerinin uzamasında sabri birincil derecede sorumlu değildi.

    galatasaray kariyerini kabaca şöyle özetleyebiliriz.

    2002 - 2007: altyapıdan genç yetenek olarak çıkış yapıp, zamanla takımın ana rotasyonuna dahil olduğu dönem. hiçbir zaman kağıt üstünde ilk 11 oyuncusu olmasa da sık sık oynayan bir oyuncu haline geldi.

    2007 - 2008: uğur uçar'ın as sağbek olarak başladığı sezonda geçirdiği talihsiz ve ağır sakatlık sonrası sabri tam anlamıyla sağbek mevkisine geçti. o sezon sağbek olarak tamamlaması ve takımın şampiyon olmasıyla artık iyiden iyiye sağbek oyuncusu olmuştu.

    2008 - 2011: takımın kötü gittiği ve bütün yerli oyuncularla birlikte sabri'nin de aşırı kötülendiği ve yıprandığı bir dönem. sabri takımın aksayan parçalarından biri olmakla birlikte, ana sorunu değildi. ancak o dönemin atmosferi sebebiyle sabri sanki takımın en büyük sorunlarından biriymiş gibi gözükmeye başladı.

    bu döneme bir dipnot daha düşelim; 2008-2011 sosyal medyanın yeni yeni yükseldiği dönem. facebook, inci sözlük, caps kültürünün yaygınlaşmasıyla sabri'nin karikatür olmaya başlaması bu döneme denk geliyor. bu kadar karikatür olmasında kısmen katkısı olmakla beraber temel sebebi ismi, kısa boylu ve agresif tarzı, tipi gibi sebepler daha ön plandaydı. adamın olduğu 4-5 tane komik olay sürekli kullanılıyordu. her yerde dağa taşa orta yaptığı, kötü şut attığı tarzı capsler geziyordu.

    2011 - 2014: ideal sabri sarıoğlu dönemi. eboue'nin gelişiyle olması gerektiği yedek sağbek haline geldi. yedek olarak takımda kalması normaldi çünkü yabancı sınırı ve altyapıdan yetişmiş oyuncu kuralı gibi geçerli sebepler vardı. ''sabri süper ligin en kötü sağbeki'' algısı bu dönemde biraz kırılmıştı. tam manasıyla yedek olunca, ayarında/dozunda kullanılınca takımda iyi gittiği için insanlara batmadı. fatih terim'den sonra mancini'de başlarda pek sabri'yi oynatmamış olsa da sezon sonuna doğru sık sık kullanmıştı.

    2014 - 2015: sabri'nin sezon başı yönetim kararıyla kadro dışı kaldığı sezon. ünal aysal yönetimi ayrılınca tekrar takıma dönmüş, o dönem prandelli'de veysel, tarık çamdal gibi oyuncuların berbatlığı yüzünden sabri'yi oynatmaya başlamış, hatta sabri konusunda hata yaptıklarını söylemişti. sonrasında hamzaoğlu'da kendisini düzenli olarak oynatmış ve takım sezonu şampiyon bitirmişti.

    2015 - 2016: bu sezon başı zamlı kontrat almasıyla başlayan kaoslarla birlikte tekrar aşırı yıpranma sürecine girdi. gerçekten zam yapıldı mı, geçen seneki alacakları mı eklendi bilemiyorum. yönetim/cüneyt tanman/hamzaoğlu bu konuyla ilgili abuk sabuk demeçler verip olayı daha da büyüttüler. yok sabri'den iyi sağbek mi var, ondan iyi şundan iyi vs gibi. nitekim o sezona as sağbek olarak başlamış ancak ağzıyla kuş tutsa yaranamayacak noktaya gelmişti. bu konularda birinci sorumlu olduğunu düşünmüyorum. kulüp sağbek transfer yapmıyorsa, kötü iletişim hatalarıyla kamuoyunda hedef tahtası haline geliyorsa sabri asli suçlu değildir. asli suçu yönetim ve teknik direktördü. bu sezon takımda sallantılı gidince işler artık sabri için geri dönülmez bir noktaydı. sanki yine takımın bir numaralı sorunuymuş gibi bir ton eksik varken bu sezonun devre arası yerine linnes alındı ancak linnes'in galatasaray kariyerine pek iyi başlayamamasıyla sabri yine sık sık oynar duruma gelmişti.

    2016 - 2017: riekerink ile başlanan sezonda yine baya oynadı. linnes ve yeni transfer cavanda sabri'den pek de iyi performans veremeyince sabri yine formayı almaya başlamıştı.

    2017 - 2018 sezonunun başında ise tudor - cenk ergün ikilisinin yeni yapılanması çerçevesinde yollar ayrıldı ve göztepe'ye imza atıp 1 sezon oynadıktan sonra futbolu bıraktı.

    kendisiyle yolların ayrılmasına karşı çıkmadım. çünkü belli bir mantığa oturuyordu. sıfırdan bir takım kurmak, yeni bir heyecan yaratılmak isteniyordu ve sabri yüzü çok eskimiş, çokça yıpranmış bir oyuncuydu. ayrıca eskisi gibi yabancı sınırı yoktu. sayı 14'e yükselmişti. sabri'de 33 yaşına gelmişti. zaten büyük oranda tempo ve dinamizm üzerinden oynayan bir oyuncu olduğu için yolların ayrılmasına çok muhalefet edilecek bir şey yoktu. kalabilir miydi? belki ama yolların ayrılmasında büyük bir haksızlık olduğunu düşünmedim ve hala düşünmüyorum.

    son olarak; yazının genelinde belirttiğim gibi; galatasaray'ın kötü gittiği her dönem takımın birincil sorunu gibi davranılması haksızlıktı. galatasaray sabri'nin ilk 11 oynadığı dönemlerde ligi 8. 6. da bitirdi, şampiyon da oldu. öyle büyük bir olumlu/olumsuz değişken değildi. zaten 15-16 sezonuna kadar yabancı sınırı vardı ve yerli sağbek havuzu da sınırlıydı. takımda kalması gayet normaldi.

    kulübün kötü transferleri yüzünden formayı kapıp oynamaya başlaması sabri'nin suçu değildi. eboue gibi iyi bir oyuncu transfer edildiğinde sabri doğal olarak yedek kalmıştı zaten. sonrasında veysel, tarık, linnes, cavanda gibi berbat/vasat oyuncular transfer edip de sabri tekrar formayı kapıyorsa bu sabri'nin değil yönetim ve teknik heyetlerin suçu. iyi adam alsaydınız zaten oynamazdı.

    kulüp kendisinin sosyal medyada doğum gününü kutlamalı. kutlasan ne değişecek kutlamasan ne değişecek? istiyorlarsa bu son dönemki oyuncular için bir jubile maçı da düzenlenebilir. taş attın da kolun mu yoruldu derler adama. altı üstü bir gün maç tertip edeceksin. 20 tane adam çağıracaksın, plaket vereceksin. gayet de ilgi olur öyle bir maça sanki çok ekstra bir özveri, önem arzeden, maliyet gerektiren bir şeymiş gibi davranılması bana anlamsız geliyor. ben olsam bu 2010 sonrası gruba kesin bir özel maç düzenlerdim. sabri, hakan balta, selçuk, yabancılardan gelirse; sneijder, elmander, falan kaleye aykut geçer, latovlevici falan da gelsin futbolu bıraktıysa maskesini takıp bir iki orta açsın reis izleyelim *
  • 10406
    tipik türk topçusu. istikrarsız ve vurdumduymaz. bir sporcu eksik bir noktası varsa o noktanın üzerine gider. doğal yeteneği gelişmiyorsa, başka noktalara çalışır.

    bu hayattaki harcadığımız enerjinin %80 i para için. özellikle lise yıllarınız başlıyorsa, lisede seçeceğiniz bölüm hayal ettiğiniz mesleğin temelidir. üniversiteye geçtiğinizde mesleğinizin dalını seçersiniz ve mezun olunca iş telaşınız başlar. koştur anam koştur hayata atılırsınız. normal şartlarda günde 8 saat çalışan adam aslında daha fazla mesai harcar. sabah işe geç kalmamak için gece erken yatarsınız. kim istemez ki 1 saat daha fazladan televizyon izlemeyi. ama iş ahlakı bunu gerektirir ve hiç bir işveren çalışanının işyerinde uykusuz gezmesini istemez. ve ülke geneline baktığında mühendiste olsan, muhasebecide olsan, sanat yönetmenide olsan, tasarımcıda olsan, meslek hayatının ilk 10 senesi ya da tamamı sadece hayatta kalmana yetecek seviyede sana para kazandırır. hasta olamazsın çünkü hasta olursan ve işgörmez raporu alırsan maaşını ssk öder ve kesinti yapar. yani hangi meslek dalında olursan ol sağlığına dikkat etmelisin.

    gelelim spora ya da başlığın konusu olan futbolcuya. bu sözlükte beni sabrinin akrabası sananlar falan vardı. "ne diye bu adamı bu kadar savunuyorsun" şeklinde pek çok tepki aldım zamanında. şimdi anlıyorumki körü körüne savunarak hata yapmışım.

    bir takımdan milyonlar kazanıyorsan en azından bir sporcuya benzemen gerek. bedeninle, vücudunla, duruşunla. altyapı antremanlarına florya dolmuşuyla gelirken bu kulüpten kazandığı paralarla ferrari çekti altına. maddi manevi bu desteği veren camianın bir temsilcisi olarak futbolun bir mizah unsuru olması ve bunu düzeltmek için hiç çalışmaması, bu kulüpte en çok forma giyen 4. oyuncu olmasına rağmen kulübün efsane topçuları arasına girmemesi galatasarayın ya da galatasaraylıların suçu değil.

    -oynadın kazandın,
    -oynamadın kazandın,
    -mecidiyeköyde vurduğun şut eski açığın üzerinden şişli vergi dairesinin otoparkına kaçtı kazandın,
    -yağlı göbeğinle oyuna girdin kazandın
    -sakatlandın kazandın,
    -hastalandın kazandın.

    ve bu taraftar ne olursa olsun sabriyi bağrına bastı. tribünlerde en azından hasan şaş gibi yuhalanmadın. bence bu basit bir tweet kutlamasından daha değerli.

    benim için metin oktay, hagi, felipe melo, bülent korkmaz, fernando muslera, mondragon, taffarel, prekazi dışında "efsanem" diyebileceğim bir futbolcu yok.
  • 10409
    üst düzey bir oyuncu olmasa da kendi kendini karikatürize ederek gerçekte olduğundan daha kötü bir futbolcuymuş algısının yerleşmesine sebep olan eski futbolcumuz. gençliğinde üstüne yapışan "sabri reis" imajı bir türlü peşini bırakmadı. ne olursa olsun yıllarca formamızı giydiği, taraftarın kendisine yaptığı kimi haksızlıklara sessiz kaldığı, kulüpte olanları dışarı yansıtmadığı için saygı duyduğum bir futbolcuydu. keşke kariyerinin sonu tudor ve dursun çapsızlarına denk gelmeseydi de futbolu galatasaray formasıyla bırakabilseydi.
  • 10411
    milli takım'da çıktığı maçlarda gökhan gönül'den daha iyi bir performans ortaya koyuyordu. euro 2008 öncesi gökhan gönül sakatlandı ancak bugün kimse o takımda gökhan olsaydı demiyor. eboue gibi bir bek oyuncusunu bile kesti. özellikle 2012-13 sezonunda oyunu mental anlamda gelişti. hatta 2013-14 sezonunda galatasaray adına en fazla isabetli orta açan oyuncu sabri sarıoğluydu. o sezonun maçlarına bakarsanız mariano, linnes, yedlin, boey'e sabri'nin açtığı ortaları izletmemiz gerekirdi.

    2014-15 sezon başı kadro dışı bırakılması hem onun hemde bizim adımıza çok kötü oldu. bence mental olarak zaten çok geç kendini bulan bir adamı tamamen kaybettik.o sezon sabri takıma dönene kadar sağ bekte çok büyük sorunlar yaşadık. ayrıca göztepe kariyerine de fena başlamadı. 2017-18 sezonunu göztepe üst sıralarda bitirirken payı çoktur. ertesi sezon takımdan ayrılmasıyla göztepe sağ bekte çok sorun yaşadı ve az kalsın küme düşüyorlardı. bence gönderilmesi doğruydu.

    son olarak eğer kariyerine sağ bek olarak ağırlık verilseydi çok farklı bir kariyeri olurdu. 2007-08 sezonunda uğur uçar'ın sakatlığı ile sağ bek oynatılmaya başlandı. çok uzun süre takımda neresi eksik sabri'yi koyalım fiziksel özellikleri ile sırıtmaz denilerek kariyeri mahvedildi. mental olarak gelişmesini sağlayamadık.
  • 10412
    hakkındaki olumsuzluklar kendisinin garip garip davranışları, söylemleri ile başlamıştır. sabri çok iyi bir oyuncu değildi ama bence iyi oyuncuydu. hücuma destek verirdi, her pozisyonda verirdi ve kariyerinin sonları hariç çalışkan da bir oyuncuydu. ileri geri koşardı. ortaları iyi değildi de hangi bek çok iyi orta kesiyor ki sanki bu ligde?

    ancak sabri saha dışında verdiği garip demeçler ve pozlarla kendisine biçilen rolü benimsedi, onu reddetmedi. sen omuzunda ceket, elinde maskot(efe tespih de denir) tespihle çimlerin üzerinde gazeteye poz verip ''kendimi reyiz olarak görüyorum'' dersen insanlar da en ufak bir olumsuzlukta bununla gelirler karşına. yine de bunu eleştiremem. şahsen ben sabri yerinde olsam sesim kötü olduğu için mikrofonlara şarkı söylemem, benden sırtımda ceketle poz istediklerinde o pozu vermem, basına daha az demeç verir, daha az göz önünde olmayı seçerdim. ama sabri'nin seçimlerine ben karışamam, benim söylemek istediğim şey bu seçimleri yaparsan sonrasındaki yorumlara da maruz kalırsın demekten ibaret sadece.
  • 10413
    ciğersiz olması dışında hiçbir ekstra özelliği olmayan, sürekli saç baş yolduran vasat bir futbolcu idi. üstüne futbol zekası ve oyun görüşü yok denebilecek kadar azdı. yüksek enerjisi sayesinde toplara sert vursa da hemen her şutu isabetsizdi. kademe işlerinden çok anlamaz, çok koşarak bu açığını kapatırdı. galatasaray kariyerinin sadece son 2-3 senesinde bile kısacık boyuyla üstüne vazife olmadığı halde ceza sahası içinde hava topu mücadelesine girerek 8-10 gol yedirmiş, asistlere vesile olmuştur. (bunu oyun zekasının düşüklüğüne örnek olarak verdim, beceriksizliğine değil.)

    iyi niyetli (hatta saf), çalışkan, bir buçuk kişilik oynayabilecek kadar enerjili ama bir kişilik verimi zar zor sağlayacak kadar yeteneksiz ve futbol zekasından/bilgisinden yoksundu. her "çok satan kitap" çok iyi olmadığı gibi her "çok forma giyen oyuncu" da çok iyi olmayabilir. sabri bu duruma bir örnektir nazarımca. "kör ölür, badem gözlü olur" misali arada övenleri oluyor artık ama oynadığı süreçte övenleri, sövenlerinin yanında yok denecek kadar azdı. bazı oyuncular nedense "oynamadığı" zaman daha çok övgü alıyor, bu bile bir gösterge.
  • 10414
    koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler atasözündeki keçi yerine geçebilecek futbolcu. insanoğlu böyle abartmayı sever işte. tek bir dişe dokunur faydasını bırak sayılamayacak kadar çok zarar vermiştir takıma maçlarda. şimdi yedlin'i görünce sabri aslında iyiydi demeye başlandı. yarın da yedlin aslında iyiydi denecek biri gelmez umarım. atletik olması, hızlı koşması, dribbling yeteneği olması bir futbolcuyu iyi yapmaz. sabri için başka diyecek söz bulamıyorum. bulanlara kolay gelsin.
  • 10415
    mevlâna celâleddin-i rûmî zat-ı muhtereme olan sevgisini şu dizelerde dile getirmiştir:

    --- alıntı ---

    duydum ki, kaleciye geri pas vermeye azmediyorsun.
    etme...
    ey top tekniği var ile yok arasında olan,
    yarı sahamızı terkediyorsun.
    etme...
    sen şut çekecek olsan, ay kapkara olur gamdan.
    sen ayı tepemize indirmeye kastediyorsun.
    etme...
    son çizgiden ortalasan, dokunmaz bizden kimseye.
    sen ortayı şut, şutu orta ediyorsun.
    etme!

    --- alıntı ---
  • 10416
    burada bir zamanlar laf edenin dgm'de yargılandığı, yok şöyle süratli, yok şöyle uçuyor, böyle kaçıyor, premier league oyuncusu boru değil denen yedlin'i ayaklarının arasına alıp top diye oynayacak kadar kaliteli topçudur. sabri'nin kötü futbolcu olduğunu iddia eden ya futboldan anlamıyordur ya da sabri'yi izlemeyip kaşar medyanın kendisiyle ilgili yarattığı negatif algının etkisiyle konuşuyordur. a takıma, paf takımın en yetenekli ve gelecek vaat eden oyuncularından biri olarak çıktı. bildiğin frikik atan, ara pası veren, şut çeken dinamik bir ofansif orta saha oyuncusuydu. yoluna bir şekilde sağ bek olarak devam etti. bence kariyerinin son dönemi hariç iyi de bir performans sergiledi.
  • 10418
    belli ki kendisinin ne olduğu unutulmuş. bakın böyle düşük futbol zekasına sahip yetenek fakiri bir adamdı kendisi;

    https://www.youtube.com/watch?v=b1mOVcXV_wM

    https://www.youtube.com/watch?v=ld1zKMYoim0

    hadi saha içini geç, sen saha dışında böyle şeyler yaparsan herkes de seninle dalga geçer tabii ki;

    https://www.youtube.com/watch?v=Abzt5wXSsbM
  • 10419
    galatasaray'a kendisinden daha kötü veya formsuz sağ beklerin gelmesi (tarık, veysel, yedlin vs); sabri'yi iyi futbolcu yapmaz.

    son derece yetersiz bir bekti son dönemlerinde. gönderilmesi de olağanüstü doğru bir karardı ki tudor - dursun özbek yönetiminin en doğru işi bile olabilir. o dönemde fatih terim, hamza hamzaoğlu gibi bir hoca olmaması sabri'nin sonunu getirdi. yoksa o kötü performansına rağmen en az 3 yıl daha bizle oynar, bırakırdı. yardımcı hoca bile olabilirdi.

    dalga geçme konusuna gelirsek; orada taraftarın suçu birse sabri'nin on. adam kendisini "troll" olarak gösterdi, o havalarda takıldı. galatasaray kaptanı olmasına rağmen, bu konuda en ufak bir rahatsızlığı olmadı. saçma sapan videolara konu olup, reklamlara çıktı. biz neden rahatsız olalım?
  • 10420
    bugün ömer bayram'a yapılan muamelenin geçmişte kendisine yapıldığı isim.

    sabri altyapımızdan yetişmiş önemli bir figürdü. oyna dediler oynadı, paranı al dediler aldı, para yok dediler eyvallah dedi, git dediler gitti. bence galatasaray kurtulmak istiyorsa rotasyonuna daha çok fazla sabri gibi katkı verecek ve sorun çıkarmayacak oyunun temel gereksinimlerini bilen rotasyon oyuncusu yetiştirmeli.

    sabri'nin dezavantajı yabancı sınırının ortasında takımlarda oynamasıydı. sınırın olmadığı geniş bir kadroda sağ açık sağ bek için müthiş bir rotasyon oyuncusuydu.
  • 10422
    https://twitter.com/...TPVWxecz0xA&s=19

    arada unutuyoruz da daö yönetiminin ne biçim bir bela olduğunu hatırlatması bakımından önemli bir röportaj vermiş. selçuk inan'ı itham etmiş, cenk ergün'ü itham etmiş. daö yönetimi yalan söyledi demiş.

    demiş de demiş.

    hata sabri'de. senin muadillerin iki seneden sonra yeniçerilik yapıp 90 yaşında tahtırevanla dönüyor. sen de top oynamaya çalışacağına yeniçerilik yapsaydın ya?
  • 10425
    geri dönüş alamayacağı insanlara dünyalar kadar para yatıran sevgili kulübümün dönem yöneticileri ayıp etmiş kendisine. biz seninle sözleşme yenilemeyeceğiz ama başka yerde de oynamanı istemiyoruz gel bizde jübile yap bu sene denilse büyük ihtimalle kabul ederdi.

    https://youtu.be/qv78_F9NqA0

    yeri gelmişken selçuk’u, sayın denizli’yi kaptan bülent’i ümit karan’ı ve ayhan akman’ı konuk eden ve merak ettiğim bir çok şeyi öğrenmeme vesile olan kırılma anı ’nın yapımcılarına ve sevgili emek ege ’ye teşekkür ederim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın