resim
Sabri Sarıoğlu
Görev:Teknik Direktör
Takım:Türkiye U18
Yaş:39
Uyruk:Türkiye
  • 5405
    gider, kalır. normal birşeydir bu.

    galatasaray kimsenin babasının mülkü değildir. yetersiz isen, sisteme uymuyorsan gitmelisinde zaten.

    ancak 15 senedir formanı giyen, alt yapından yetişen, kaptanın olan, kutsal dediğin formayı 250'den fazla defa emanet ettiğin adamı, hele ki galatasaraylılığından hiç şüphe etmeyeceğin bir adamı göndereceksen, bu işi adabıyla yaparsın.

    iki tane kancığın tvitiyle öğrenmez taraftar bu işi. takımda 6 ay kalıp bir sike yaramayan adamlara plaket veren bu kulüp sabri sarıoğlu'nu onere ederek göndermelidir. göndermek zorundadır.

    doğrusu da budur!
  • 5406
    geçen sezon türkiye kupasındaki ilk maçımız olan g.antep bbs maçında, umarsız bir şekilde penaltı kullanmasını ve kaçırdığı o penaltı atışından sonra salak salak sırıtmasını unutmayacağım futbolcu. sadece o kareler bile sabri'nin galatasaray'ı ve galatasaray taraftarını şeyine bile takmadığını göstermektedir.

    kadro dışı kalmasına çok çok sevindim! 12 senedir hiçbir teknik direktörün yapamadığını prandelli gelir gelmez yapmıştır. helal olsun!
  • 5407
    koskoca galatasaray futbol takımının kendisine gebe kalmasını gerektirmeyen faydasız.

    1 doğrusunu yaptığı 5 yanlış götürüyor zaten. ayrıca "mancini'yi biz gönderdik" tarzı dedikodular çıkmıştı geçenlerde. mancini de rapor verdiyse ki, prandelli 2 günde zaten bu kararı veremez. bu çıbanbaşı durumunu baştan koparmak istemiştir. ben hocanın, yönetimle de görüştüğünü ve yönetimin de bu durumdan haberi olduğunu düşünüyorum. dolayısıyla artık çok ta uzatmaya gerek yok. hasbelkader kulüpte kalmış kısıtlı yetenekleri olan, futbol zekası olmayan ama hırslı, süratli bir oyuncu. olmaması bize birşey kaybettirmez.
  • 5410
    galatasaray'dan tahminimce şişkin bir banka hesabı, lüks otomobiller, ultra lüks bir ev, mal, mülk, çocuklarını en iyi okullarda okutacak imkanlar kazanmış futbolcudur. taraftardan gördüğü ilgi de cabası. sabri'yi seviyorum ama bu kazandıkları karşısında bunca yıl klübe ne verdi orası çok büyük bir muamma. takımda kalabilmek için alt yapıdan çıkmış olmanın bile yetmeyeceği günler gelecekti, o gün gelmiş görünüyor.

    makul bir süre içersinde kendisini geliştiremeyen, aşama kaydedemeyen tüm topçulara aynı prosedür uygulanmaya devam edilmeli. klüp, futbolcularının önüne her imkanı sunuyor, her maliyete katlanıyor, sporcu bunun değerini bilmeli. umarım sabri'nin bu durumu diğerlerinin kulağına küpe olur.
  • 5413
    sabah uyandım, kendisinin kadro dışı kaldığı haberini gördüm, dedim her halde tam uyanamadım , ya da rüya. mükemmel bir karar lan. arkadaşlar dalga mı geçiyorsunuz? bu mu sizin bayrak adam dediğiniz, bu mu büyük kaptan ? 10 yıldır sizi kanser eden adam bu değil mi, skibbe'nin kovulduğu maçta burnunu karıştırırken gol yediren bu adam değil mi, gaziantep belediye maçında penaltıyı kaçırıp üstüne gülen bu adam değil mi? arkadaşlar bu adam ne zaman kendini geliştirmiş, ne zaman formanın hakkını vermiş? bir de çıkmışlar prandelli akıllı olsun ayakları çekiyorlar, lan yürüyün gidin, devrim, devrim diyorsun, hocamıza güvenelim diyorsun, o zaman bu kalitesizler ayıklanacak, destek çıkacaksın.
  • 5419
    hakkındaki tek düşüncem ' bana sabri'den başka oyuna girdiğinde dinamizm kazandıran futbolcu söyleyin, gönderilmesini kabul edeyim '

    bakın sabri'den daha iyi demedim. sabri'den başka sıkışan maçlarda dakika 70de oyuna girip dinamizm kazandıracak oyuncumuz yok. saha içi olarak neden bu kadar itin götüne sokuluyor anlamış değilim. sabri'nin sıkışan maçlara sonradan girip de oyuna etki etmediği maç yok. kimse bu takımın as sağ beki olsun demiyor. ama yedek kulübesinde sabri gibi dinamik bir kanat oyuncusuna ihtiyacımız var. amk yerinde bütün futbolcuları ilk 11 olarak değerlendirmeyin. her takım sabri gibi oyuncu bulundurur. biz ise 5 yabancı sınırının olduğu yerde en iyi 2-3 türk'ten birini gönderiyoruz. sonra yıllardır aynı dert. yedek futbolcular oyuna etki edemiyor. tabi edemez amk yedeklere bak umut, aydın, emre. bunların kendine hayrı yok ki oyuna hayrı dokunsun.

    saha dışı konulara hiç değinmedim dikkat ederseniz yok galatasaraylıymış yok kaptanmış falan. çünkü saha içi nedenleri bunlardan çok daha önemli.

    alır karşına oturtturursun dersin senin hakkındaki teknik düşüncelerimiz bunlar. yıllık 1m sabit maç başı 20k dan 1+1+1 sözleşme öneriyoruz. saha dışı nedenleri bundan sonra devreye girer. kabul etmezse yıllık 500k fazla para için düşer anadolu yollarına.

    takımla antremana çıkmayan hocanın ise birden sabri'yi kadro dışı bırakması anormal bir durum. işin içinde başka bir şeyler var yönetimin aylardır sözleşme önermemesi gibi.

    edit: yazamadan edemedim. sabri'nin futbolunu beğenenlerin galatasaraylılığında neden bir sorun olsun ? siz kafayımı yediniz ? olsa olsa futbol bilgimiz yetersiz yada farklıdır. adamlar çıkmış futbolunu beğenen galatasaraylı değildir demeye getiriyor.
  • 5420
    öncelikle kapasite anlamında gerçekten galatasaray kapasitesinde bir futbolcu değil. baktığınız zaman galatasaray futbol takımı ciddi anlamda şampiyonlar ligi takımı olmaya başlamıştır. bu sezon 3 olacak ard arda şampiyonlar ligine katıldığımız ünal başgan dan beri. hadi ligde belki oynar diyorsunda şampiyonlar liginde kesinlikle oynayabilecek bir futbolcu değil.

    sonra diyorsunuz ki bilmem kaç senedir galatasaray'da.
    1- galatasaray'dan başka hangi takımda oynayabilir bir say bana, ligde kaç tane takım almak ister sabriyi ?
    2- her şeyin elbet bi sonu vardır. 4 sene üst üste şampiyon olduk sonra ne oldu ? bam lar zapatalara kaldık. bu adamda gelmiş zaten 30 yaşında mı ne. adamın oynadığı futbol belli oynayabilceği kapasite belli.
    o yedi ekmeğini belki galatasaray da belki sabriden kazanmıştır birşeyler, bordeux maçı geldi bi anda aklıma. ha tamam yeter işte daha ne zorluyoruz ki herkes kendi yoluna işte. 2 tarafta kazanmış, artık ilişkimizin devam etmesi 2 tarafa da zarar verecekti zaten *

    beyler sabrinin futbol oyunu nedir ki kalsın diyosunuz ? gitsede bir faydası olmaycak kalsada olmayacak nötr bir adam işte.
    bırakın sempatikliği. galatasaray futbol kulübünün fransız elit bir üyesi olarak sizlere bunu yakıştıramıyorum.
  • 5421
    hakkında kafamda birçok soru olan futbolcu.

    birincisi eğer bahsedildiği kadar çalışkan biri olsaydı feldkamp tarafından o kısıtlı kadroda kadro dışı kalmazdı diye düşünüyorum. feldkamp barış özbek'in kendini beğenmiş tavırlarına karşın bile verim almayı başarmış bir teknik adamdı. eğer cidden bahsedildiği kadar çalışkan biriyse neden feldkamp tarafından silindi/silinmeye çalışıldı merak ediyorum.

    ikincisi duran top ve orta açmak bildiğim kadarıyla çalışarak öğrenilebilen şeyler. bu sene caner'in ortalarını nasıl geliştirdiğini hepimiz gördük. hadi caner doğuştan yetenekliydi ama kariyerinin başlarında biraz salmıştı, şimdi ise profesyonelce çalışmaya başladı da ortalarını geliştirdi diyelim. peki diğer futbolcular? neden sabri bu kadar çalışmasına rağmen türkiye ligi ortalamasını bile yakalayamadı orta açmak üzerine? bu durum da sabri'nin yeteri kadar çalışmadığını düşünmeme sebep oluyor.

    bir diğer durum ise şutlarındaki gelişim. ilk yıllarında bazuka gibi şutlarıyla tanınmıştı. daha sonraları dağlara taşlara giden şutlarıyla tanınır oldu ama sanırım rijkaard döneminden bu yana şutlarında bir gelişme var. artık kaleyi tutturabiliyor, tutturamasa da az farkla dışarı çıkıyor şutları. bu durumun çalışmasıyla alakalı olduğunu düşünüyorum. e bunu fark edince aklıma gelen ilk soru yine "neden ortaları ve duran topları bu kadar kötü" oluyor. madem isteyince kendini geliştirebiliyordu neden ilk günden bu yana ortaları dağlara taşları gidiyor? yine akla gelen ilk şey yeteri kadar çalışmadığı oluyor.

    bunları düşününce de sabri'nin neden çalışkan bir oyuncu olduğunu savunan insanlar olduğunu merak ediyorum.

    bir diğer soru işareti ise saha içindeki tavırları. ya gayrı ciddi davranıyor, olur olmadık yerde saçmalıyor - ki bu durumu yaşını aldıkça azaltmıştı- ya da tartışmaların aranan adamı kıvamında her hıyara tuzluk elinde koşuyor. taraftarın bu kadar gerilmesinde, hakemlere cephe almasında her şeye itiraz eden, hırçın oyuncuların tavırlarının payının büyük olduğunu düşünüyorum. sabri'nin yaptığı itirazlar belki hakemi baskı altına alıyor ama taraftar ve izleyici için de fitil ateşliyor. sonra taraftar zıvanadan çıkıyor, sabri zıvanadan çıkıyor. yerleri yumrukluyor, her pozisyonda hakemin yanına koşuyor. bu sefer de taraftar artan heyecanla kendini kaybediyor. ne zaman maçlarda sinirlensem eve gidip sakinleşince dolduruşa geldiğimi anlıyorum örneğin. çok normal pozisyonlar da bile itiraz eden futbolcular benim de hakeme sinirlenmeme gerçekleri görememe sebep oluyor, hepsini evde sakinleşince fark ediyorum. kaldı ki ben tv karşısındayım, tribünde olsam kim bilir neler olacak o an. bu durumun oluşmasında da gözüme en batan isimlerden biri sabri. mesela eskiden baros vardı ama sonradan anladık ki gerçekten kendini atıyormuş. hatta barosun sonu da hakeme itirazları sonucu kırmızı kart yemesiyle gelmişti. baros'u taraftar da terim de silmişti o zaman. peki sabri'nin saha içindeki tavrı nasıl dikkat çekmiyor bunu da çok merak ediyorum.

    hepsinden öte kaptan olmasını içime sindiremiyorum. iyi biri olduğuna inanıyorum ama bence bu kaptanlık için yeterli değil.

    sonuç olarak taraftarda üzerine düşünülmeden sadece acıma duygusuyla bu kadar savunulduğunu düşünüyorum. üzerinde dönen esprilerin çoğu gerçekten kırıcı ve küstahça. bunlara karşı tabi ki de sabri'nin yanında olunması gerekiyor. ama nasıl sabri üzerinde dönen bazı seviyeli espriler komikse bu destekte de o seviye korunmalıdır.

    kıssadan hisse sabri'nin nasıl bu kadar korunduğu konusunda hala şaşkınım. bence oyunu ve takım içindeki tavrı üzerine kimse oturup düşünmüyor. tüm yorumlar ezbere geliyor. neden herkes ezbere yorum yapıyor, koruyor, kolluyor anlamıyorum. ayrıca kadro dışı kalmasını "kancıkların" bir iki tivitiyle öğrendiğini sanmıyorum.

    gelişmeleri merakla takip ediyorum, umarım savunanlar ya da gitmesini isteyenler fikirlerine -sebepleri duygusal da olsa- birbirlerinden "farklı ve ezberlenmemiş" açıklamalar getirebilirler.
  • 5422
    keşke 15 yıllık profesyonel futbolculuk kariyerinde orta kesmeyi öğrenebilseydi ve fiziğini geliştirebilseydi. şu an kadro dışı kalmazdı. hürörörö diyenlerde boşu boşuna konuşmasın bu adamın gs kalibresinde topçu olmadığını ilk kurt hoca kalli görmüştür. fazla söze gerek yok.

    galatasaraylılığı tartışılmaz ama derler ya iş başka arkadaşlık başka. bu yüzden aşırı tepkiler anlamsız.
  • 5425
    neredeyse koca galatasaray kariyeri boyunca -hadi tamam ilk 1-2 senesini genç yetenek kontenjanından hariç tutalım- galatasaray'a zerre yakışmamış, hiçbir zaman yakıştıramadığım gerek sınırlı yeteneği gerekse çirkef karakteriyle takımda görmek istemediğim oyuncular listesine her zaman ilk sıraya koyduğum kişi.

    prandelli geldiğinde ilk yargılarım olumsuzdu. bir nebze de olsa olumluya çevirdi görüşümü. bakalım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın