• 125
    merhaba, öncelikle mesaj atıp durumumu soran yazar arkadaşlara teşekkür ederim. biz iyiyiz.

    deprem gecesi amerika'da yaşayan en yakın arkadaşım mahmut: "praguerte antakya/odabaşı mahallesinde yaşayan 7 kişilik ailemden (annesi zeliha, nenesi fatma, abisi özer, yengesi sultan, 1 yaşında yeğeni atabey, 5 yaşında yeğeni öykü, engelli dayısı ali) haber alamıyorum." mesajını görür görmez sabah 6 gibi antakya'ya doğru yola çıktım. ama ben deprem sebebiyle hatların düşmediğini, endişelenecek durumun olmadığını sanıyorum. mahmut google earth'ten apartmanın ekran görüntüsünü alıp "praguerte abimlerin yaşadığı apartman bu apartman" demesiyle elimde fotoğraf insanlara soruyorum bu apartmanı biliyor musunuz diye. https://gss.gs/zoA.png

    saat 10 gibi antakya'ya vardık eşim ile birlikte. allahım nasıl bir şeydi öyle her yer yerle bir olmuş. insanlar kendini parçalıyor. ağlaya ağlaya enkazı arıyorum. internet yok hatlar çekmiyor. soruyorum insanlara bu apartmanı biliyor musunuz diye.

    neyse bir tane vatandaş ben biliyorum bu apartmanı deyip tarif etti. koştur koştur gittik eşim ile. gitmem ile birlikte gördüm ki 8 katlı apartman 2 kata inmiş ve enkaz halde. https://gss.gs/c8p.jpeg

    allahım hiç kimse yok etrafta. https://gss.gs/oGl.jpeg https://gss.gs/unS.mp4

    1-2 vatandaş kendi kendine bir şey yapmaya çalışıyor. yağmur sicim gibi yağıyor. artçılar devam ediyor. allahım sen bana güç kuvvet ver deyip bağırmaya başladım. bulduğum her delikten sesimi duyan var mı diye bağırıp dinliyorum. neyse bir tanesinden anlaşılmıyor ne dedikleri fakat en az 4-5 farklı kişinin sesi geliyordu. bir tane ses de bizim mahmut'un ailesinden olduğunu düşünüyorum ama emin de olamadım. lakin hiçbir ekipmanımız olmadığı için maalesef göçüğe giremiyorduk.

    ateşin başında toplanmış apartmanda yakını olan insanlara gidip "burada ellerinizi ısıtarak içerdekileri kurtaramayız. lütfen herkes demir kesme makası, şarjlı spiral, bulunabilirse jeneratör ve yetecek kadar yakıt, balyoz, hilti, kürek, kova, vs. arasın bulsun getirsin, enkazdan çok fazla ses geliyor nasıl bu kadar rahatsınız?" dedim. insanoğlu doğası gereği bencil kendi tanıdıklarının sesi olmadığı için kılını kıpırdatmadı insanlar maalesef. neyse allah affetsin yarı enkaz haldeki karşı evin bahçesine girip kürektir, kovadır, kazmadır bulup aldım. ama insanlar hala ellerini ısıtıyor. kurtarmak için bir şeyler yapan 5-6 kişiyiz ateşin başında en az 20 kişi mal mal bekliyor.

    neyse ara ara yine o deliğe gidip merak etmeyin sizi kurtaracağız, lütfen enerjinizi tasarruflu kullanın diye de bağırıyorum motive olsunlar diye. karınca misali ses duyduğum delikten başladım vurmaya. delik açıldıkça sesleri daha rahat duymaya başladım ve bizim mahmut'un abisi özer abinin sesini de net bir şekilde almaya başladım. sabret abi geliyoruz dedim. saat öğle 14:00 olmuştu.

    arkadaş bir tane mi yetkili olmaz. yok.

    neyse audiden bir tane tipinden kodoman olduğunu anladım birisi geldi. annesi yaşıyormuş apartmanda. gittim koştum yanına. dedim abi buraya jeneratör hilti lazım lütfen ayarla kurtaralım hepsini dedim. allah razı olsun 2 saat sonra buldu getirdi. saat 16:00 oldu. aradan 6 saat geçmiş 1 metre ilerleyemedik. zaman sanki su gibi akıp geçiyordu. https://gss.gs/YkB.jpeg https://gss.gs/fcK.jpeg https://gss.gs/i7S.jpeg

    saat 17:00 gibi mahmut'un dayıları geldi niğde'den 15-20 kişi. ekipmanlarını da getirmişler sağolsunlar. girdik göçüğün altına. dayıları duvarları kırıyor ben de kovaya doldurup molozları taşıyorum.

    uzatmayayım. saat 21:00 gibi ilk olarak öykü bebeği çıkardık. durumu çok iyi. hepinize selamı var el sallıyor. https://gss.gs/wUV.mp4

    1 saat sonra 1 yaşında atabey bebeğin cenazesi çıktı. bir umut kucağımda koşturdum hastaneye yaşıyor lütfen yardım edin diye girdim hastaneye. (yaşamadığını tahmin ediyordum fakat bir umut belki ilgilenirler diye öyle dedim). bu arada hastane de göçmüş bahçesine çadır kurmuşlar. 10 saniye sonra geri verdiler bebegi kucaguma basiniz sagolsun diyerek. dönüş yolunda yarım saat cenazesine bakarak geri geldim enkaza. yarım saat sanki bana 1 yıl gibi geldi. kucagimda tasidigim atabeyin kulagina egilip agzimdan su dizeler dokuldu:
    "ölüm bize ne uzak, bize ne yakin ölüm
    ölümsuzlugu tattin sana ne yapsin ölüm"

    atabey bebeği arabanın arka koltuğuna koyup tekrar enkaza gittim. gittiğimde sultan yengenin cenazesini çıkarmışlardı.

    saat 23:00 gibi de özer abiyi canlı olarak çıkarıp hastaneye götürdü polis arkadaşları. ampute olma riski var fakat durumu iyi. doktorlar da iyi olacak inşallah dedi. fakat dayı, nene ve anneye ulaşamadık bir türlü.

    artık çok afedersiniz donuma kadar ıslanmıştım ve tir tir titriyordum. rahatlıkla bırakıp gideceğim en az 20 kişi çalışıyordu. mahmut da dönüş biletini almıştı ve onu karşılayıp destek olmam gerekiyordu.

    anne, dayı ve neneyi de depremden 2 gün sonra cenazelerini çıkardılar ve dün defnettik.

    ülkecek başımız sağolsun arkadaşlar. bu hengame ile uğraştığım için maalesef sözlüğe girip yazamadım. merak edenlerden allah razı olsun. psikolojimi nasıl düzeltirim bilmiyorum ama mental olarak hiç iyi değilim.
  • 89
    ilk defa entry girmek icin 00.00'ı beklerken bi hevesle şu entryi (bkz: #2723107) girmiş, ama 23.59'da şarjı bittiği için gönder tuşuna basamayip hevesi kursağında kalmış yazar.

    bakınız efendiler! benim sözlüğün genelini ilgilendiren bazı tekliflerim var.

    bu sözlükte linnes eleştirenlere sıfır tolerans prensibi geçerli olmalıdır. amması, acıması yok bu işin. yav bu adam size ne etti kardeşim? ne gibi bi zararı olabilir şu insanın bi bakın hele. http://gss.gs/W0E.jpeg

    ulan bu adam buyuk ihtimalle sadece salatayla beslenen ve gece saat 3'e "belki gece çocugun üstü açılırsa örteyim" diye alarm kuran bi insan.

    yemekte falan önüne bi marul doğra iki ekşi sık yer onu, fazlasını istemez. ne masrafı olacak şimdi sana bu adamın.

    bu adama "kardeşim thy pahalı sen sunexpressle gel kampa" desen tamam der gıkını çıkarmaz. ne istiyorsunuz olm siz bu adamdan? kimsiniz ve kime hizmet ediyorsunuz bilmem ama ölüm pahasına sa olsa bu adamı sattirmayacagim.

    kimse kusura bakmasın kardeşim linnes kırmızı çizgimizdir.

    aq tüm gün ne güzel neşe saçıyordum etrafıma sevgi pıtırcığı gibi. hiç yapmam, mutluluktan döner yapan amcanın arkasinda kollarimla sarılıp "teşekkür ederim, çok güzeldi" dedim.

    bi de günü komboyla bitireyim bari diye uyumadan önce bi falcao gelmiş mi diye sözlüğe gireyim dedim, bi de ne göreyim? linnes'imi gömüyolar. falcao'sunun aq linnesciyiz kardeşim.

    bu baglamda başta hagi'nin onayı olmak suretiyle bundan sonra sözlüğe bazı yeni kurallar gelmesini istiyorum.

    1- fb'liler, tuvaletini yaptıktan sonra sifonu çekmeyenler, çaya 3 şekerden fazla atanlar, maç öncesi stat önünde karaborsa bilet satanlar, metrobuste arkada boş yer varken ısrarla ilerlemeyip yolu tikayanlar, izmirli 65 yaş üstü teyzeler, dursun özbek, sürekli çistak çistak elektronik müzik dinleyen hapci tayfa ve linnes düşmanları sözlüğe giremez.

    2- yazarlığı onaylanan her user sözelci dahi olsa fizik öğrenecek.

    3- yine hagi'nin başında olduğu bi bordo klavyeli dayak atma ekibi oluşturup, duyumculuk yapanların kimliğini tespit edilip sabah iş servislerini beklerken tekme tokat, krampon dişi geçirilerek dövülecek. eğer işe şahsi arabasıyla gidiyorsa evinden aldırılıp transfer sezonu bitene kadar pilot edilecek, elleri kolları bağlanıp sadece ekmek ve su verilecek.

    4- ideal 11 başlığında ekrana ilk linnes yazılacak takım onun etrafına kurulacak.

    5- linnes satılsın diye entry girenler, veya öyle bir şeyi ima edenler ilk başta ikaz edilecek ikincisinde kellesi alınacak

    6-diğer takımların başkanları ile galatasaray'ım sağ beki eşit sayılacak.

    7- bi de yeni transferlere şiir yazılsın, güzel oluyo öyle :(

    edit:mobilden yazdığım için bazı kusuralar vs. olabilir affola.

    edit2: saka bi yana ben işin biraz dalgasindayim. kendisiyle duygusal bi bağım var. hani bazı insanlar vardır ya hep yaninda olsun istersin. o yanında olunca kendini daha iyi hissedersin sana huzur verir. öyle benimkisi. o olmazsa bunalıma girecekmissin gibi sanki, ne bileyim sanki o gidince her şey boka saracak gibi...
  • 99
    2013 yılında fatih terim başlığına yazdığı entry ile sözlük-ü sultaniye giriş yapmış, şu sıralar aniden nükseden ve kendini birden içinde bulduğu stresli, mutsuz, üzücü olaylar silsilesinde sinerjiye falan da biraz inandığından ötürü bu güzel ortama negatif bi enerji yaymamak için iş bu entry ile sözlüğe veda eden yazar.

    sayısalcı olduğum için hayatımın hiçbir döneminde kalemim öyle kuvvetli olmadı. bu yüzden sözlüğe öyle aman aman çok bir şey katmadığımın farkındayım. bu yüzden sessiz sedasız gidecektim ama -sizin düşüncelerinizi bilmem- ben hepinizi ayrı ayrı çok sevdigim için bi veda entrysi girmek istedim.

    içinde bulunduğum bu 6 senelik süre zarfında galatasaray sözlük benim en sevdiğim, içinde bulunmaktan en çok mutluluk duyduğum yer oldu. bu vesile ile başta sözlük moderasyonu olmak üzere tüm yazarlara teşekkür ederim. kimseyle tartışmaya girmeden ayrldığım için de ayrıca mutluyum.

    ilerleyen zamanlarda her şeyi yoluna sokup başka bir nickle aranızdaki yerimi alacağımı biliyorum. ben bunun için biraz acele etmeye çalışacağım. kendinize iyi bakın, hakkınızı helal edin.

    (bkz: 2019-2020 sezonu şampiyonu galatasaray)
  • 84
    sezon * bitene kadar sözlüğe yazmama kararı alan yazar.

    gitmeden önce bi kaç tahmin yapacagim. aslinda tahmin değil de neyse.

    değerli galatasaray sözlük yazarları, göreceksiniz ki lig sonunda galatasarayımız 69 puanla şampiyon olacaktır. ikinci başakşehir ise 68 puanda kalacaktır.

    eğer benim adım praguerte ise 7 nisan 2019 başakşehir konyaspor maçı berabere bitecektir. göreceksiniz.

    bonus olarak o sene bu sene diye ekleyerek entrymi burada bitiriyorum.

    sezon sonu şampiyonluk kutlamalarında görüşmek üzere.

    edit: başakşehir yendi benim olay patladı. bi yerde yanılmışım galiba :(
  • 65
    (bkz: #2506120)

    evine müsait bir zamanda gelip seni gözaltına alacaklar. polis ifadeni almak isteyecek. polise ifade verip vermemek senin tercihine kalmış ancak bence asıl olay savcıya verilen ifadede. buradan sonra savcı senin gariban sade bir öğrenci(?) veya genç olduğunu düşünürse tutuklama kararı vermez, serbest bırakır. ancak hakkında cumhurbaşkanı'na hakaretten dava açılır. dava sonucunda ya beraat edersin -ki çok zor bir ihtimal cb'ye hakarette beraat emsal olur diye kimsenin vermeye gücü yetmiyor- ya da ceza alırsın 11 ay 20 gün tahminimce. hakim sana soracak ifadeni alırken hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istiyor musun? diye. ona istiyorum diye cevap ver. hagb sayesinde 5 yıl içinde hiçbir suç işlemezsen dava kaydın silinir.

    -oh be.
  • 112
    (bkz: #3334321)
    bir ömür boyu mutluluklar diliyorum. kendisi aracılığıyla tüm genç kardeslerime haddim olmadan bir öğüt vermek istiyorum. daha önce bana verilen bir öğüdü tekrar etmek istiyorum daha doğrusu.
    " evinin kapısı içinde kalanlar ailendir. dışında kalanlar canın kanın da olsa artık akrabalardir. senin anneannen veya senin babaannen veya dedelerin senin için ne ise çocukların içinde senin ve eşinin anne babası odur. bunu unutma. ve her daim aileni korumak için mücadele et."
    evlendigimde bunu çok idrak edememiştim ama çocuğum olunca idrak ettim.
  • 114
    (bkz: #3334321)

    fazla heyecanlı gördüğüm, eli ayağı birbirine dolaşmış yazar, tam hazır değil. bence bir sene kiraya verilip seneye evlenmeli.

    altyapı eğitimini yurt dışında alsaydı, mental açıdan hazır olurdu. malesef ülkemizde evliliğe hazırlayacak yeterli tesis yok. 38 yaşındaki veteranları 3-5 kez evlendiriyoruz ama pırıl pırıl çocukların önünü açamıyoruz.

    ulan gaassaray normal bir olaya yorum yapamayacak bir hale getirdin beni. beni niğde anadolu fk sözlüğe kiraya verin, gelişeyim seneye burada yazarlık yapayım olur mu?

    mutluluklar aslan kardeşim, herşey harika olacak.
  • 107
    linnes'e olan sevgisini bildiğim için ufak çaplı biraz uğraşırım diye düşünmüştüm ama sevgili dostumuz yaklaşık 1 hafta önce sözlüğümüze buruk bir veda mesajı bırakarak bizi bir kişi eksiltmiştir.

    "kalemi kuvvetli olmak ya da kalemi kuvvetli olmamak" meselesine vurarak harakiri olayına başvurduysa beni fazlasıyla üzmüştür. sonuçta burada kalemi kuvvetli olan fazla bir insan yok şahsi kanaatimce. hepimiz farklı şekilde faydalı olup buradaki mutluluğa pay katıyorsak kafidir diye düşünüyorum. daha bir hafta önce kendisinin açtığı galatasaray sözlük amme hizmeti başlığından aradığım bir akademik kitabı indirdim. beni fazlasıyla mutlu etmişti. yeri geldi mi maç sonlarında yeri geldi mi futbolcu başlıklarında paylaştığı kaliteli fotoğraflarla da güzel işler çıkarmıştı.

    umarım yaşadığı stresli, mutsuz günler geride kalır ve üzücü olaylar kendisinden ırak olur. tekrardan aramıza katılmasını ve burada var olmasını canı gönülden bekliyor ve diliyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın