• 28
    önümüzdeki senelere damga vurabilme potansiyeline sahip takım. hatta bu seneki draft'ın da ilk 3 sırasından seçim yapacakları düşünülürse minnesota'dan bile büyük bir yetenek havuzuna sahip olurlar.

    tabii önemli olan bu kadroyu iyi yönetmek. her şeyden önce iyi bir koç getirerek başlamalılar işe.

    muhtemel draft seçimleriyle beraber kadrolarına bir bakalım.

    sg-bledsoe-tyler ulis
    pg-devin booker-brandon knight
    sf-t.j. warren
    pf-josh jackson*-marquese chriss
    c-tyson chandler-alex len-alan williams

    bir iki parça daha var ama onları yazma gereği duymadım. dragan bender'den bir yol olmayacağı çok belli çünkü. geri kalan ufak tefek yan parça olabilecek gençler ve rolü çok ufak yaşlı isimler.

    bu kadroya iyi takviyeler yaparlar, bazı isimleri ise kârlı takaslarda kullanabilirse 2 seneye şampiyonluk adayı olurlar.

    devin booker: şuan ligdeki en büyük potansiyellerden. saf skorer. hareketli klay thompson adeta.

    eric bledsoe: inanılmaz atlet ve çok yönlü bir guard. fakir westbrook'u. ama genç sayılmaz. şuanda takas değerinin yüksek olduğunu düşünüyorum. ama kısa vadede başarı hedeflenecekse takımda kalmalı. 4-5 sene daha maksimum katkı sağlayacaktır.

    brandon knight: bence takasta kullanılma ihtimali bledsoe'dan daha yüksek. booker'ın arkasında kalamayacak kadar iyi bir isim. bu booker'ın potansiyeli ile ilgili. onun sürelerini kısamazlar. knight'ın da 15-20 dakikalar oynamayı isteyeceğini sanmam. takasta değerli denebilecek bir parça.

    tyler ulis: normal sezonun sonlarına doğru aldığı sürelerde potansiyelini yansıttı. uzun vadede kesinlikle çok değerli bir parça olacaktır.

    tj warren: çok yönlü ve hala genç bir isim. biraz daha tecrübeyle şampiyonluk hedefi olan bir takımda rahatlıkla yer bulur.

    josh jackson: 2. sıradan seçilmesi beklenen inanılmaz derecede atlet oyuncu. suns'ın 2. sıradan seçmesi durumunda takıma katılacak. sf aynı zamanda ama atletizmi ile 4. oynayabilir kısa 5'lerde. uzun 5'lerde 2 numara bile oynar. modern basketbola uygun bir isim yani. büyük potansiyel.

    marquese chriss: çaylak senesinde umut veren bir isim. en kötü ihtimalle kenardan gelip katkı veren iyi bir yan parça olacaktır. atletik ve blok tehditi yüksek. şutu da fena değil.

    uzunlar en sorunlu bölge.

    tyson chandler: iyi katkı veriyor ama artık yaşlandı. yanına brandon knight katılıp net bir 5 numara takasında kullanılması en ideal senaryo olur. zor tabii. dediğim gibi en iyi ihtimal bu

    alex len: potansiyeli olan ama ona ne kadar yaklaşacağı hakkında soru işaretleri olan oyuncu. iyi kullanılır ve potansiyeli açığa çıkarılırsa çok değerli bir parça olur ve uzun sorununu çözer.

    alan williams: normal sezonun sonuna doğru parlayan bir diğer isim. oldukca iyi bir ribaundcu. kenardan gelerek iyi katkı verir.

    iyi yönetilirse 2-3 sene içinde şampiyonluk adayına dönüşürler yani. birden fazla pozisyonda rahatlıkla oynayabilecek esnek, modern basketbola uygun, genç ve potansiyelli bir kadroları var.
  • 30
    rezil ötesi bir franchise'dır. son 8 senede 14 defa 1. tur draft seçim hakkına sahip olmuş ve bunlardan 4'ünde birisi ilk sıradan olmak üzere ilk 4 sıradan seçim yapmıştır. ama bu süreçte hala dipte olmaya devam etmektedir. ayrıca bu draft edilen oyunculardan devin booker dışında bir yıldız çıkaramamıştır. tabi ayton için hala çok erken ama gözlerinin önünde duran luka doncic'i almayarak çok büyük bir hata yapmıştır. üstelik onu çok yakından bilen bir teknik ekibi olmasına rağmen...
  • 31
    phoenix (feniks, simurg aka anka kuşu) denince aklıma ilk önce şu gelmiştir daima: https://gss.gs/7cg.jpg rahmetli dumbledore reyizin karizmatik dostu. zümrüdüanka yoldaşlığı'nda şöyle şekil bir kaçış anı da vardı: https://youtu.be/-cV-MCqEMF8 işte bu entaride tam olarak bundan bahsetmeyeceğim.

    asıl mevzuya gelelim.

    1968'de kurulan, müzesinde 2 batı şampiyonluğu bulunan arizona temsilcisinin günümüz basketboluna büyük bir etkisi oldu bundan 13-15 yıl kadar önce. şu an birçok basketbol severin ayıla bayıla izlediği golden state basketbolunun temeli suns'ın o dönem oynadığı basketbola dayanıyor aslında. hadi beni geçin, bunu dillendiren adam steve kerr'ün bizzat kendisi. suns'ın o dönemki koçu olan mike d'antoni'ye karşı duyduğu büyük saygıyı, onu koç idolü olarak benimsediğini her defasında söylüyor. nbc'deki bir makaleye göre kerr d'antoni hakkında şöyle konuşmuştu:

    "ligin oynanış şeklini değiştirme konusunda en fazla hakkı teslim edilmesi gereken adam mike d'antoni. pivot pozisyonunu ortadan kaldıran ve 'hadi kısa kadrolarla daha hızlı gidelim ve daha çok üçlük atalım' diyen adam o."

    mantalite olarak gregg popovich'in tam zıttı bir anlayış bu. hatta bundan birkaç ay önce pop reyiz, "basketbolun geldiği noktadan nefret ettiğini" söylemişti. açıkçası benim gibi tamer oyguç, nikola pekovic, mario kasun, kaspars kambala tipi pivot tarzını seven tiplerdenseniz siz de pop reyizle paralel düşünüyorsunuzdur. güzelim pivotları harcadılar lan! :(

    peki neydi d'antoni'nin suns'la basketbola soktuğu oyun anlayışı? amerikalılar bunu "seven seconds or less (yedi saniye ya da yedi saniyeden daha az)" olarak sadeleştirmiş(ti). hatta bir sports illustrated yazarı olan jack mccallum bunun hakkında kitap falan yazmış etmiş. tabirin özeti; maksimum 7 saniyede topu çembere göndermiş ol, basit. steve nash gibi bir gardın önderliğinde, amare stoudamire ve shawn marion gibi parçaların desteğiyle o yılların en akıcı oyununu oynamıştı suns. cidden farklı bir tattı.

    https://gss.gs/hc9.png

    bu şekil bir suns girizgahından sonra isim konusuna geldik.

    franchise kurulacağı zaman esasen bu fikre burun kıvıranların sayısı oldukça fazlaymış. arizona'da basketbol mu olurmuş, pazar küçükmüş vs. o zaman henüz 28 yaşında olan (28 yaşındasın ve bir nba organizasyonunun gm'isin, vay amk) genel menajer jerry colangelo franchise ismi için bir ad yarışması başlatmış phoenix'te. dudes, cactus giants, poobahs, rattlers, scorpions, sun lovers, thunderbirds ve white wing doves gibi seçeneklerin arasından sıyrılan suns organizasyonun ismi oluvermiş. sun ile yani güneşle phoenix'in bir ilgisi var mı? var; phoenix şehri arizona eyaletine bağlı bir şehir. arizona neyi ile meşhur? bakınız: http://gss.gs/1M3 arizona çölü. çöl ne demek? sıcak demek, güneş demek.

    bitti. :(

    kuru kuru bitireceğimi mi sandınız köftehorlar! alın lan alın, gözümüz gard görsün de gönlümüz açılsın: https://youtu.be/EHQkR8DTWRc

    tamam, şimdi the end.

    derleme kaynağı: https://seyler.eksisozluk.com/...inin-ilginc-oykuleri
  • 32
    2019-2020 nba sezonu yeniden başladığından beri "bubble"da devin booker önderliğinde fırtına gibi esen arizona temsilcisi. bu dönemde ilk bakışta favori oldukları tek maç wizards'laydı ancak onlar pata küte mavericks, clippers, heat, thunder, 76ers, pacers gibi ligin kalburüstü takımlarını da mağlup ederek 7/7 yaptılar ve kendilerine hiç şans verilmeyen bir ortamda aniden play-in potasına girdiler. "anormal normal sezon"daki son maçlarını da yeri 7. sıra olarak kesinleşip clippers ile eşleşen dallas mavericks ile oynayıp çok büyük bir mucize olmazsa bir diğer tarafta damian "dame dolla" lillard hükümdarlığında son maçını brooklyn nets ile oynayacak olan portland trailblazers ile play-off'un son bileti için play-in maçına çıkacaklar. bu play-in maçını acayip bir sabırsızlıkla bekliyorum. son yılların en hikayeli maçlarından biri olacak. benim tahminlerime göre bu saatten sonra aslan yürek damian lillard bu işi bırakmaz ve bir şekilde o maçı alarak la lakers karşısına çıkmaya hak kazanır. yine de genç, heyecan verici nüvesi ve yıllardır en büyük sorunu olarak gözüken isteksizlik, bezmişlik hali problemini aşmış -tam aksine de şu an aç aslanlar gibi savaşan- bir suns gelecek yıllar için heyecan vereceğini belli etti ve bubble'a en çok renk katan takım oldu. anormal durumlar olmazsa ve portland trailblazers ile play-in maçına çıkmaya hak kazanırlarsa o maçı hiçbir basketbolseverin kaçırmamasını tavsiye ediyorum.
  • 36
    2020-2021 sezonunda yaptıkları müthiş çıkışın yanında diğer takımların da durumu neticesinde finale çıkarak çok büyük bir fırsat yakalayan ama final serisini kaybederek büyük bir şansı kaçıran takım. her ne kadar genç ve gelişmekte olan bir kadroya sahip olsalar da batı konferansı çok güçlü takımların var olduğu ve giderek güçlenen takımların rekabete katıldığı bir konferans. doğuda olsalardı şu anki kadrolarıyla gelecek sene doğu finalinin önemli adaylarından birisi oldukları söylenebilirdi ama batı bu konuda gerçekten de çok farklı.

    takımın playoff yürüyüşünde en önemli yıldızı olan devin booker gerçek bir yıldız statüsüne kavuştu. takım kimyasının belki de mimarı olan general chris paul seneye 37 yaşında 44 milyon dolarlık kontratının son yılında olacak. belki de son atımlık kurşunu olacak. ama şu an sahip oldukları ile bile salary cap sıkıntısı içindeler. kaldı ki bu sene bedavaya oynayıp önemli katkı aldıkları cameron payne serbest kaldı. takıma bir yıldız daha eklemeleri neredeyse imkansız, yan parça eklemeleriyle bir şampiyonluk yürüyüşü olur mu, ona da emin değilim. belki chris paul oyuncu opsiyonu olan 44 milyonluk kontratından feragat eder ve bunun yarısına yeni bir anlaşma yapıp takıma bir süper yıldız olmasa da önemli bir oyuncu eklemesi yapma imkanı tanırsa işler çok farklı olabilir. takım için çok önemli bir yaz transfer dönemi olacağı kesin.
  • 38
    nba şampiyonluğu bulunmayan takım. çok yaklaştıkları ya da talihsizlikler yaşadıkları zamanlar oldu.

    şimdiye kadar birkaç defa en iyi oynayan takım olup başlarına talihsizlikler geldi ya da efsane takım kurduklarında daha efsane bir takıma tosladılar. barkley takımı olan suns 92-93 sezonu finallerinde jordanlı efsane bulls'a çarptı. 93-94 ve 94-95 sezonlarında ise hem barkley sakat sakat oynadı hem de hakeem'in prime yıllarına denk geldiler. hakeem en iyi iki sezonunu geçirdi. her iki yılda da konferans yarı finallerinde rockets tarafından, iki seride de 2-0 öne geçmelerine rağmen elendiler. o takım nba'in şampiyonluk kazanamayan en iyi takımlarından birisi olarak kabul edilir.

    sonra oyunda resmen devrim yapan,mike d'antoni'nin oluşturduğu, merkezinde nash olan, 7 seconds or less diye tabir edilen bir oyun oynayan, 10 sezon boyunca neredeyse her sezon favori olan takım suns'ın ise talihsizlikler peşini bırakmadı. bir sezon* konferans finalinde joe johnson sakattı. sonraki sezon* yine konferans finallerine çıkmalarına rağmen stoudemire tüm sezonu sakat geçirdi. 06-07 playofflarının spurs serisinde önce nash'in burnu kırıldı, sonra da çıkan arbedede stoudemire ceza aldığı için kazanamadılar. spurs ise finallerde cavs'i rahatça yenip şampiyon oldu, suns finale çıksa büyük ihtimal şampiyon onlar olacaktı. 09-10 konferans finallerinde ise lakers 5. maçı son saniyede kazandı ve o ivmeyle suns'ı eledi.

    geçen sezon* 30 yıl sonra ilk defa finale çıktılar, orada da bucks ve giannis antetokounmpo onlara engel oldu. giannis son maçta* takımının 105 sayısının neredeyse yarısını attı ve bir final serisinde 50 sayı atan 7 oyuncudan biri oldu. (öncekiler bob pettit, elgin baylor, rick barry, jerry west, michael jordan ve lebron james)

    bu sezon* kendileri harici bir takımın şampiyon olması sürpriz olacak. iyi değil, çok iyiler. %80 galibiyet yüzdeleri var, başka hiçbir takım %68'in üzerinde değil. maç başına 8 puan fark yapmayı başarmışlar, diğer takımlar maksimum 6'da kalmış. yetenek var, kadro derinliği var, savunma var, hücum var, içeri girebiliyorlar, üçlük tehdidi var. sorun yaşamamaları için öncelikle chris paul ne olursa olsun sakatlanmamalı.* her ne kadar kendisi ağır çirkef bir oyuncu olsa da en azından bir şampiyonluğu hak ediyor. ilk defa bu kadar yakın.
App Store'dan indirin Google Play'den alın