resim
Olcan Adın
Görev:Yardımcı Antrenör
Takım:Gaziantep FK
Yaş:39
Uyruk:Türkiye
  • 2251
    dava konusu daha önce de burada tartışıldı, ne olursa olsun hukuki haklarını kullanmıştır, haklı olan oyuncudur.

    buradan adama göbekli deriz, bu sebepten ötürü iş ahlakı yoksunu deriz, performansını eleştirebiliriz ama sözleşmede yazanı almasını eleştirmek gerçekten oldukça vasat bir davranış.

    (bkz: sözleşme nedir, neden yapılır)

    benim gözümde taraflar kim olursa olsun sözleşmeden kaynaklı haklarını bir taraf aldığında bunun eleştirilmesini ancak ve ancak hak hukuk tanımayan ve tanımayacak insanlar yapar. bu durumu eleştirmek hukuksuzluğu savunmaktır, bunu yapanların zihniyetinin gözümde "amirim bir şekilde halletsek yaa heh heh" diyenlerden ya da hakime savcıya "çöz şu işi be sayın savcım, hakimim" diyebilecek adamlardan farkı yok. hatta iyi bir galatasaray'lı yapılan sözleşmeleri bilmeli, varsa bir usulsüzlük veya yanlış değerlendirme eleştirmeli, ama her koşulda taraf kim olursa olsun bu durumlara düşmemek için kulübün sözleşmelerin gereğini yerine getirmesinin takipçisi olmalıdır.

    maicon ile ilgili durumun bugün ortaya çıkması gerçekten zamanlaması manidar diye eleştirilebilir, ki onda da sao paolo, iş bilen tüccarın ilk yapacağını yapmış borçlusunun durumunu takip etmişler, köşeye sıkıştırabilecekleri ilk fırsatta yakamıza yapışmışlar. yani aslında burada bile zamanlama manidar değil bence.

    bugün sözlükte gündemi oluşturan yazıdaki alıntıda da kapı gibi yazıyor zaten "30.11.2017" tarihli kap raporu diye, bugün mü çıkmış, bu hafta mı çıkmış? 3 ay önce resmi ağızdan söylenmiş zaten. hurmalar çoktan tırmalamış bitmiş zaten, ffp toplantısı gündemde olduğu için bu konu da "biz nasıl bu hallere düştük?" sorusunun cevaplarından biri olarak gündemdeki yerini almış.

    özet olarak bizim kurtuluşumuz akıllı olmakta, iş bilmekte, gerçek galatasaray'lıların kulübü sahiplenmesinde ve hak, hukuk tanımakta yine. hak ve hukuk benim galatasaray ile özdeşleştirmek istediğim kavramlar, canım kadar sevdiğim kulübüm bunun tersinde kendini konumlandırırsa ve gereklerini yerine getirmezse bir galatasaray'lı olarak kulübümü eleştirmek benim vazifemdir, kulübe beş kuruş faydası olmayan ama haklı olan tarafı eleştirmenin bize bir faydası yok. yukarıda da yazılmış, oyuncuyla bir protokol yapılsa bunların hiç biri yaşanmazdı.

    bir de sanki sokakta yürüyen adama çıkarıp tak diye 11 milyon verdik ya da sporcuların ne kazandığını bugün öğrenmişiz gibi bir halet-i ruhiyeye de bürünmeye gerek yok. olcan bu para etmez dersin dibine kadar haklısındır, ama "vay asgari ücret bu kadar, bu ne para" kafasına girersen bu popülistlikten başka bir şey değildir.

    olcan adın konusu özelinde hesap sorulacak çok şey var, çok kişi var, biz bu sebeplerden bu hallere düşüyoruz ama tek bir hesap sorulamayacak kişi var ise o da bu göbekli, vasat arkadaştır. ha biz kendimiz akıllanmayacaksak, bugün "boynuma dola" denilen adamlar da haklarını hukuk yolu ile aramaya başladıklarında çok daha acı bir şekilde akıllanacağız.

    iyi yönetimler ve bilinçli taraftarlar ile güzel günler göreceğimizden hiç şüphem yok, yeter ki hatalarımızdan ders alalım, sebepleri doğru idrak edelim.
  • 2254
    biz galatasaraylıyız diye diye işini yürüten, attığı goller sonrası arma öpüp sömürü yapan, iş ahlakı olmayan saygısız futbolcu. renktaşlarım hiç kusura bakmayın ama ben taraftarım. hak hukuk tanımamak değil tabi ki. galatasaraylıyım, ölürüm, biterim diye konuşan, ben evladınızım muhabbeti yapan adam oynamadığı yılların parasını dava açıp almanın peşine düşüyor ve alıyor. ben kimseye bakmam. ben o karaktersize bakarım. veremediği katkı yüzünden alamayacağı desteği taraftarın duygularını sömürerek alan bir adam ya. başlarım hakkına hukuğuna. ben taraftarım ve tepkimi de gösteririm. terbiyesizlik bu, başka birşey değil benim gözümde kim ne derse desin.
  • 2255
    sözleşmesinin feshi sonrası açtığı dava ile kazandığı tazminattan dolayı neden göbekli vs. diye eleştirildiğini anlamadığımız eski oyuncumuzdur. bu tür sonu belli fesihler nedeniyle oyuncu yerine bu işlemi yapan yönetimlere kızmaya başlamadığımız sürece daha böyle yüklü tazminatları ödemeye devam ederiz. adam hukuka uygun olmayan bir fesih yapıyor sonra oyuncu bu tazminatı hak etmiyor muamelesi çekiliyor, burada olcan'ın bir suçu yok arkadaşlar kendi iş hayatınızla kıyaslayarak bile bu feshin bir tazminat doğuracağını görebilirsiniz. bu tamamen yönetim hatasıdır başka bir şey değil, olan yine kulübe oluyor
  • 2257
    galatasaray'a karşı açtığı davayı kazanarak elde ettiği astronomik tazminatı hak kavramı üzerinden tartışılan futbolcudur.

    hukuki yönden haklıdır. taraflar arasında bir sözleşme akdedilmiş, bir taraf sözleşmeye uygun davranmamış, diğer taraf da hukuk kuralları çerçevesinde hakkını aramıştır.

    vicdani yönden haksızdır. galatasaray'a imza attığı andan, takımla ilişiğinin kesildiği ana kadar fazla kiloları konuşulmuş, sahada isteksiz ve savruk bir görüntü sergilemiştir. sözleşme gereğince taahhüt ettiği performansı ortaya koyacak fiziksel ve mental yeterliliğe hiçbir zaman sahip olmamıştır. galatasaray'a katkı sağlayabilecek yeteneğe sahip olmasına rağmen, iş ahlakı yoksunluğu nedeniyle verimi çok düşük kalmıştır.

    futbol sektöründeki milyonlarla ifade edilen ücretlere rağmen taraflardan birinin pişkin bir şekilde taahhüdünü yerine getirmemesi hukuka uygunluk çerçevesinde tartışılırken; işin ahlakı boyutu ıskalanarak kitleler hem futboldan, hem de hayattan soğutuluyor.
  • 2259
    trabzonspor’a 2011 yılının sonunda transfer olan olcan, ilk 2.5 sezonunda çok başarılı olmuştu (ligde 82 maç, 22 gol) ve takımının en önemli oyuncularından birisiydi. 2013-2014 sezonunda türk kanat oyuncuları arasında belki de en formda olan futbolcuydu. milli takım kadrosuna da girmiş ve 5 maçta oynamıştı. ligde yabancı sınırının da olması nedeniyle, 2014 yılında hem galatasaray’ın hem de beşiktaş’ın transfer listesine girdi. sözleşmesinin son sezonuna giren ve trabzonspor’dan yıllık 950,000 € kazanan olcan 28 yaşına gelmişti, performansı zirvedeydi ve menajeri de kariyerinin en önemli ve belki de son büyük sözleşmesini almak istiyordu.

    2014 yılının mayıs ayında, transfer sezonunun başlamasından hemen önce yıldırım demirören 5+0+3 olacan yabancı sınırının 5+3 olarak değiştirileceğinin ve gelecek sezonlarda da bu şekilde devam edeceğini açıklamıştı. galatasaray kadrosunda ise zaten 7 yabancı bulunuyordu (muslera, alex telles, chedjou, sneijder, melo + bruma, amrabat). kadrodaki kanat oyuncuları olarak bruma, amrabat, aydın yılmaz, yiğit gökoğlan ve kadro dışı bırakılıp rizespor’a kiralanan engin baytar vardı. ancak, ağır sakatlıktan yeni çıkan bruma ile amrabat’ın yabancı sınırı nedeniyle kulübede tutmamız gerekiyordu ve bu yüzden kanatlarda oynayabilecek en iyi türk oyuncuları transfer etmemiz şarttı. amrabat ise yabancı sınırı nedeniyle transfer sezonunun sonunda takımdan gönderilecekti. fenerbahçe’de kanatlarda kuyt, emenike, sow ve mehmet topuz vardı. beşiktaş’ın kadrosunda ise yalnızca olcay ve kerim frei bulunuyordu ve onların da en bir türk kanat oyuncusu daha transfer etmesi gerekiyordu.

    trabzonspor, yüksek bir bonservis ödeyerek satın aldığı olcan’ı piyasası yükselmişken iyi bir bonservis karşılığında üç büyüklere satacaktı ya da bir sonraki sene bedelsiz ayrılmaması için iyi bir sözleşme teklif edecekti. trabzonspor, olcan’a yeni sözleşme için 4 yıl için toplam 6,400,000 € ve 15,000 € maçbaşı ücret teklif etti. galatasaray ise olcan’a 4 yıl için toplam 7,000,000 € ve 15,000 € maçbaşı olarak daha iyi bir sözleşme teklif etti. galatasaray ayrıca olcan için 3,250,000 € bonservis ödemiş olan trabzonspor’a da 4,000,000 € bonservis teklif etti. beşiktaş’ın teklifini bilmiyoruz ama trabzonspor da olcan da galatasaray’ın tekliflerini kabul etti ve olcan galatasaray’a transfer oldu. olcan transferini gerçekleştiremeyen beşiktaş, daha sonra gökhan töre’yi benzer bir maliyetle 4,500,000 € bonservis ve 5 yıl için toplam 8,000,000 € ve 10,000 € maçbaşı ücret ile transfer etti. gökhan töre’yi transfer edemeyen galatasaray ise, transfer listesinde bir sonraki sırada olan bir diğer türk kanat oyuncusu yasin öztekin’i 2,500,000 € bonservis ve 4 yıllık toplam 4,300,000 € ve 10,000 € maçbaşı ücret ile transfer etti. trabzonspor ise, olcan’ın yerini serdar gürler’i 3 yıl için toplam 1,800,000 €, turgut doğan şahin’i ise 2 yıllık toplam 1,800,000 € ücret ile transfer ederek doldurmaya çalıştı. bu iki futbolcu yetersiz kalında devre arasında erkan zengin’i 2,250,000 € bonservis ile 2.5 yıllık toplam 4,200,000 € ücret ile transfer etti. 2013-2014 sezonunda transfer edilebilecek diğer türk kanat oyuncuları listesinde ise milli takımlar havuzlarında bulunan ahmet ilhan özek (karabükspor), jimmy durmaz (gençlerbirliği), volkan şen (bursaspor), emrah başsan (antalyaspor), aydın karabulut (sivasspor) ve sercan saraer (stuttgart) bulunuyordu.

    olcan’ın galatasaray’da oynadığı iki sezonun ilkinde şampiyon olduk, ikinci sezonda ise olcan’ın kadıköy deplasmanında 1-1 berabere kaldığımız maçta attığı golü hatırlıyoruz. ayrıca bu iki sezonda sol bek krizi yaşadığımız dönemlerde defansta oynayarak katkıda bulundu.

    2016-2017 sezonunda galatasaray’a uefa tarafından maaş sınırlaması getirilmişti. olcan da artık 30 yaşına gelmişti, formu gerilemiş ve artık kadroda yer bulması zordu. o sezon kadromuzda kanat oyuncusu olarak podolski, bruma, yasin ve sinan gümüş vardı. podolski’nin forvete geçmesi nedeniyle de devre arasında garry rodriguez transfer edildi. yabancı sınırının kalktığı bu sezonda, kadroda cavanda, de jong, josue gibi oyuncuların ücretlerine yer açabilmek amacıyla dursun özbek tarafından dany ile birlikte sözleşmesi feshedildi. eğer olcan kadromuzda kalsaydı, belki sol açık ve sol bek rotasyonunda bazı maçlarda görev alabilirdi ancak büyük ihtimalle ilerleyen yaşı ve gerileyen fiziksel durumu ile yüksek maaşı nedeniyle çok eleştirilecekti.

    kendisine ödenen tazminat büyük bir skandal gibi dursa da bence ne ünal aysal’ın ne de dursun özbek’in bir suçu yok. olcan adın transferi, ünal aysal’ın alkolik çakallar ve menajerlerin oyununa gelip yaptığı transferlerden farklıydı. türk kanat oyuncusuna ihtiyacımız vardı, en formda olan ve beşiktaş’ın da istediği olcan adın’ı, hem bonservis hem de yıllık ücret olarak o dönemdeki piyasa değerine göre transfer ettik. olcan, trabzonspor’da oynadığı futbol ve yükselen formu ile o sözleşmeyi hak etmişti, bizden olmasa da zaten ya trabzonspor’dan ya da beşiktaş’tan benzer bir ücret alacaktı. uefa tarafından getirilen maaş sınırlamasında sözleşmesinin feshedilmesi de o dönem yapılan transferlerin başarısından bağımsız olarak düşündüğümüzde makul bir karardı. bugün ödediğimiz 11 milyon tl tazminat ile aslında sözleşmesinde kalan alacağı (akhisarspor’dan kazandığı ücret düşüldükten sonra) ödendi. kadroda kalsaydı, oynasa da oynamasa da o ücret zaten ödenmek zorundaydı. olcan’ın sözleşmesinde aldığı ücret ve ödenmeyen kısmının tazminat olarak verilmesi tamamen o dönemin yabancı oyuncu sınırlamasının getirdiği piyasa koşulları ile uefa’dan gelen maaş sınırlaması nedeniyledir. bu sebeplerle, olcan’ı sözleşmesinde hak ettiği bu ücreti ya da tazminatı aldığı için eleştirmeyi de doğru bulmuyorum. kimse sözleşme ile anlaşılmış kazancından vazgeçmek zorunda değil, elbette herkes öncelikle kendi geleceğini düşünecek. ayrıca, sözleşmesi feshedildikten sonra 30 yaşında futbolu bıraksa da aynı parayı kazanacaktı ama olcan akhisarspor’a gitmeyi tercih etti ve iki sezon boyunca da çok iyi futbol oynadı. bu sayede akhisarspor’dan kazandığı para, galatasaray’ın tazminatından düşüldü. dolayısıyla, olcan ne futbola ne de galatasaray’a ihanet etmedi. bununla birlikte, galatasaray’dan ayrılıp ücretini tazminat olarak aldığı dönemde akhisarspor formasıyla bize attığı golde sevinmemesi ve galatasaray hakkında hiç olumsuz açıklama yapmamasıyla da takdir ediyorum.
  • 2261
    galatasaray futbol takımı'nın fenerbahçe futbol takımı'na attığı son golün sahibidir. entry tarihi 20 mart 2018 - sözkonusu golün tarihi ise 25 ekim 2015.
    ve 2017/18 sezonunda fenerbahçe ile kupa finaline kalmazsak büyük ihtimalle onun attığı golden sonra 3 sene fenerbahçe ağlarını sarsmamış olacağız.

    şu adamın tazminatı neyse verin arkadaş artık, nasıl bir beddua ettiyse artık kurtulalım.

    edit: ligde atılan son golün sahibiymiş. daha sonra mayıs 2016'da podolski kupa finalinde atmıştır. yani ligde 3 sene atmamış oluyoruz.
  • 2262
    “türkler çalışmıyor. ekstra antrenman yapmayı, salona girmeyi sevmeyiz. beslenme ve uyku düzenimize önem vermeyiz.

    fenerbahçe, trabzonspor ve galatasaray'dan sonra beşiktaş'ta forma giymek, koleksiyonumu tamamlamak isterdim. en büyük hayalim, selçuk inan ile birlikte aynı ekip içerisinde antrenör olmak.

    en çok galatasaray'dan ayrıldığımda üzülmüştüm. florya'ya ilk girdiğimde ağlamıştım. böyle ayrılık olmaz.”

    türkler çalışmıyor diyip 95 kiloyla futbol oynamaya çalışan, ayrıldığı için üzüldüğü kulübünü mahkemeye veren futbolcu.
  • 2265
    oyuncularımızın büyük kısmıyla gereğinden fazla sözleşme yaptığımız konusunda tartışmaya bile gerek yoktur herhalde. şu anda ve hatta son 4-5 senedir böyle diyebiliriz anlaşmalarda çok başarısız davranıyoruz ve bu da kulubün zaten sıkıntıda olan durumunu daha da kötü hale getiriyor.

    yalnız burada şu ayrımı yapmak konusunda genel olarak problem yaşadığımızı görüyorum. olcan örneğinde de olduğu gibi eğer ki sözleşmesi var ise her türlü o parayı talep edebilme hakkını elinde bulundurmaktadır oyuncu. oyuncudan ziyade daha doğrusu çalışan demek lazım. bunu derken de sözleşmenin hakkını vermek için çalışması gerektiğini gözardı etmemek lazım. o parayı hakedecek çabayı göstermeli. göbekli sporcu falan kabul edemem hiç bir şekilde. ama sözleşmesine bu tarz disiplin maddeleri koymadığın ve garanti para üzerinden sözleşme yaptığın takdirde o parayı ödemekle yükümlüdür kulüpler yani işverenler.

    sonuç olarak sporcuların işi de bu. bugün hangi birimiz işyerinden alacağımız olan miktarı bırakıp gidiyoruz. kimi az kimisi çok kazanıyor ama hiçbir şartta hakkımız olandan vazgeçmiyoruz. yaptırımlar konusu farklıdır. gerekli disiplin maddeleri gereği ama kesinti ama tamamen iptal tarzı uygulamalar olabilir. fakat bu tarz bir yaklaşımla yapmadık ki sözleşmeleri bugün hakkını talep etmesine kızıyoruz.

    aynısı tarık ve türevleri için de geçerli. 5 sene boyunca 1 maç bile oynamasa her sene 1.5 milyon euro civarında maaşı vermeyi garanti etti kulüp sonuç olarak. yeni yapılacak olan transfer ve sözleşmelerde bunları da dikkate almak lazım gerektiğinde sözleşmeden çıkış veya cezai yaptırımlar olmalı.

    "10 dönüm bostan yan gel yat osman" zihniyetine kötü alıştırdık oyuncularımızı kabul edelim. hangi birimiz çalıştığımız işimizde bu kadar rahat şartlar altında işimizi sürdürebiliyoruz ki.
  • 2266
    özellikle takımımızda geçmiş yıllarda kanayan bir yaraydı bu çalışmayan türk futbolcuları konusu. şu an yabancı serbestisinden dolayı çok şükür bu tarz şahıslarla fazla yüz göz olmak zorunda kalmıyoruz çok şükür ki. öte yandan bu arkadaşların da en azından öz eleştiri yapmaya başlamaları ve bazı gerçeklerin farkına varmaya başlamaları da hiç yoktan iyidir. doğru yola girmelerini ümit edeceğiz.
  • 2267
    galatasarayımızın eski futbolcusu.

    ben kendisini oldum olası pek sevemeyenlerdenim, bunda da en büyük etken şüphesiz kadroda bulunduğu sürece yaptığı sınırlı katkıdır, transferi de, ödenen bonservis de zaten başlı başına doğru gelmemişti bana, sonunda da sözleşme haklarını mahkeme eliyle tahsil ederek(veya edecek), ilk kuruşundan son kuruşuna zarar olmuştur. mahkemeye gitme hakkı mevcut ancak bana etik gelmiyor çünkü nicemiz belirsiz süreli iş sözleşmeleri ile çalışıp kurtarabilirsek 3-5 maaş tazminata tamam oluyoruz, bu şartlarda görev almadığı dönemlerin parasını tahsil etmek sözleşmeden doğan hakkıyken, bugün kulübü icraya veren menajerlerden pek de farkı yoktu o hareketin, ama olan oldu, hakkıdır dedik sustuk.

    bir şekilde bu noktaya kadar herşey tamam, ancak sebebini anlamadığım şekilde genelde bir şekilde yolu galatasaray ile kesişmiş ve galatasaraydan kazanç sağlamış kişilerin sonrasında bir boş boğazlık, saçmalama, atma tutma isteği doğuyor. varsayım üzerinden konuşmuş olacağım çünkü son ropörtajında kulüp değil kişiler adına atıp tutmuş(gerçi medya onu kulübe mal eder, etmiş) ama içimden bir ses gelecekte başka sözlerinin kulübü hedef alacağını söylüyor, küçük bir eleştri de çalışmayı sevmeyip galatasarayda çok şeyler yapcağına inanmak da enteresanmış.
  • 2268
    "türkler çalışmıyor. ekstra antrenman yapmayı, salona girmeyi sevmeyiz. beslenme ve uyku düzenimize önem vermeyiz." açıklamasıyla doğru söylemiş futbolcu. ancak özeleştiri yapması ikna edici, inandırıcı gelmiyor bana. özeleştiri ne zaman ikna edici olur, yaptığının gerçekten farkına varıp onları değiştirdiği zaman. ben bu futbolcuda da bunu göremiyorum.
  • 2269
    futbolcu sözleşmeleri kulüp ile futbolcu arasında imzalanan iş akdi benzeri sözleşmelerdir. iş akdine benzer edimler ve taraflar barındırır. iş akdinin tarafları işçi ve işverendir. futbolcu sözleşmesinin tarafları ise futbolcu ve kulüptür. işçi, iş akdi ile iş görme borcu(edimi) altına girer. işveren de yapılan iş karşılığında ücret ödemeyi taahhüt eder. benzer şekilde futbolcu, sözleşme ile futbol oynama, mevkiinden beklenen rollere göre değişebilecek gol atma, asist yapma, gol önleme gibi yükümlülükler altına girer. sonuç olarak takımına katkı sağlamayı, bu doğrultuda fiziğine, gücüne, kuvvetine özen göstermeyi taahhüt eder. karşılığında ise kulüp bir ücret ödeme taahhüdü altına girer.

    bir işçi*, iş akdine aykırı davranır, yaptığı işe özen ve önem göstermez, işverenine karşı sadakat yükümlülüğüne aykırı davranır ve yeteri kadar katkı sağlamazsa işveren, iş akdini iş kanunundan doğan haklı sebeplere dayanarak derhal feshedebilir. bu durumda işçi, benim sözleşmem vardı, garanti ücret taahhüt edilmişti, kıdem ve ihbar tazminatım vardı diyemez. zira iş akdinden doğan sorumluluklarını yerine getirmemiştir ve kanun işverene o zaman sen de yerine getirmeme hakkına sahipsin der. dikkatinizi şu noktaya çekmek istiyorum: kanun bunu asgari ücret karşılığında çalışan gariban işçiye der.

    peki futbolcuların ne gibi bir ayrıcalığı var da sözleşmede taahhüt edilen garanti ücrete her durumda hak kazanıyor? kulüpler de haklı sebeplerinin olduğunu düşünüyorlarsa futbolcunun sözleşmesini derhal ve tazminatsız olarak hayli hayli feshedebilmelidir. tabii ki bu feshin haklı mı haksız mı olduğuna mahkeme karar verecektir. ama rica ediyorum artık bırakın adamın sözleşmesi var, o parayı almaya hakkı var söylemlerini. zira kendinizi hukuk biliyor gibi gösterip komik duruma düşüyorsunuz.

    olcan adın maalesef galatasaray ile sözleşmesi devam ettiği mühletçe yeteri kadar çalışmamış ve götü göbeği salmış bir futbolcuydu. takıma yeteri kadar katkı sağlamamış, ücretin karşılığı olan iş görme edimini hakkıyla yerine getirmemişti. dolayısıyla kulüp, sözleşmeyi haklı nedenle feshetti. sen bana taahhüt ettiğin katkıyı sağlıyor musun ki benden taahhütlerimi yerine getirmemi istiyorsun, dedi. bu benim naçizane görüşüm. mahkeme farklı bir kanıya varabilir, varmış da olabilir. lakin vicdan yalan söylemez. bugüne değin iş hukuku alanında ne vicdansızca kararlara denk geldim, buna şaşıracak değilim. bildiğim tek şey, allah'ın adaletinin şaşmadığıdır.

    olcan mı? takımımıza ne kattığını hala bilemediğim bomboş ve göbekli bir futbolcu. bizden koparmaya çalıştığı para ise sanılanın aksine hak ettiği meblağlar değil. diyeceklerim bu kadar.
  • 2270
    futbolu bırakmasına az* kalmış, sadece bizden aldığı tazminatlarla bile tüm sülalesi doyurabilecek göbekli futbolcu. türklerin çalışmadığını, beslenmesine vs dikkat etmediğini nedense futbolunun son zamanlarında kabul ediyor. en verimli yaşlarında bunu söylemeyip son demlerinde söylemesi komik. bu adamın iş ahlakı yok. ben bile azıcık göbek yaptım diye karın kasına yükleniyorum futbolcu felanda değilim. sen galatasaray gibi bir kulüpte oynarken göbek yapıp bunu umursamıyorsan iş ahlakın yoktur. bence türk futbolunu boşver yemeğini ye seni aşar bu konular.
  • 2271
    geçtiğimiz senelerde galatasaray'da oynarken bir röportajını izlemiştim. gazeteci arkadaş ''yemek yapıyor musunuz nasıl besleniyorsunuz*'' diye sormuş, olcan adın da ''valla yapmaya vakit bulamıyoruz, genelde pizza söylüyoruz'' demişti. hala göbeği yüzünden eleştirildiği dönemlerdi ve ben şok olmuştum. elinde milyonlarca lira para geçiyorken nasıl olur da kendine diyetisten, aşçı, spor hocası tutmaz? mesleğine, kendine, taraftara hiç mi saygısı yok bu nasıl bi açıklama? diye düşünmüştüm. sonrasında da malum ''yabancı sınırı 3'e düşmeli'' açıklamasını yapmıştı.

    şunu söylemek lazım, olcanın yaptığı şey öz eleştiri değil. öz eleştiri, eğer eleştirdiğin özelliklerini törpülemeye çalışırsan öz eleştiri olur. olcan'ın öyle bi derdi yok. olcan'ın yaptığı şey gündem olma çabası.
  • 2272
    hakkını arayıp mahkemeye gittiği için eleştirilen futbolcu.

    arkadaşlar sen adama 4 yıllık kapı gibi sözleşme imzalarsan, sonra bu adam gitsin diye dua edip a2 takımı ile antrenmanlara çıkarsan. adam anadolu takımlarından kariyerinin sonuna kadar kazanamayacağı parayı 2 yılda yatarak almak varken niye gitsin takımdan? sözleşme ile kazanmış olduğu hakkını savunmak için neden mahkemeye gitmesin?

    şurada olcan örneği gibi 2-2,5 milyon eurolar değil, yıllık 100 bin dolara fenerbahçe'de çalışmayacak kaç adam var? insanları haklarını savunmaya çalıştıkları için eleştirmeyin, senin maaşından ekmeğinden ayırıp aldığın 200 liralık formanın, kombinenin gelirini çarçur eden adamlara kusun kininizi. olcan'ın da hakkıdır o parayı almak, eray'ın bile hakkıdır. kim olsa o şekilde davranır, bunun karakterle falan da bir alakası yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın