• 82
    (bkz: #915989) için çok teşekkürler. bana genel bir bilgilendirme için fırsat yarattı.
    - store personeli : ülkemizde ne yazık ki satış elemanlığı (daha kibar bir ifadeyle danışmanlığı) bir meslek olarak görülmemekte, bu nedenle de sıkça personel değişimi yaşanmakta. bu uzun bir konu, belki nedeni ve nasılını ayrıca başka bir zaman tartışırız. önemli olan biz ne yapacağız. öncelikle eğitim programlarına başlandı. gizli müşteri ziyaretleri -denetimleri- yapılıyor. mağaza personeline hedefler veriliyor ve bu hedeflere ulaşmaları prim sistemi ile destekleniyor. bunların etkisini kısa vadede olumlu olarak göreceğimize eminim.
    - kalite problemi : göreceli olmakla beraber, belli ürünler için hayır diyemeyeceğim bir konu. çalıştığımız ders; belirli ürünler için standart kumaş kalitelerini oturtmak, belirli anahtar üreticilerle daha derinliğine çalışmak. üretim sürecini daha geniş bir planlama dönemine yayarak, mecburcu durumlara düşmemek. alternatif üretici kaynaklar geliştirmek. kısa bir süre sonra böyle bir sorun gündemi işgal etmeyecek. tek tük hatalar her zaman olabilir, ama istisna sınırları içinde kalmalı, kalacak.
    - beden çeşitliliği : bu sorun artık yok. yaz sezonu ürünlerinde modellerin çoğunda, xs'ten başlayıp 2xl'e kadar seçenek var. bazı modellerde 3xl seçeneği de bulunuyor. ayrıca kadın özel modeller konacak ki, bunların beden dağılımı da yerine göre 2xl'e kadar uzanacak. yine de eksik bir şey olursa konuşuruz.
    - suadiye mağazası : bağdat caddesi ve beyoğlu mutlaka olmamız gereken yerlerdir. ama mağazacılıkta üç temel unsur, lokasyon, lokasyon, lokasyondur diye bir deyiş var. yanlış lokasyonlarda açılan mağazalar ne maddi ne manevi getiri sağlamazlar. bu cümleden hareketle, suadiye, zeytinburnu, yenisahra mağazalarını kapatmanın daha doğru olduğunu gördüm ve gereği yapıldı. doğru lokasyonlar bulununca, fizibilitesi bir anlam ifade ediyor ise yeniden açılırlar. not: ben de bağdat caddesinde oturmaktayım ve bölgeyi biraz tanırım yani...
    - çıta konusu : benim çıtam içerideki şu bu değil, dünya ölçeğinde en başarılı modeller ne ise onunla yarışmak (ali sami yen felsefesi). bizim müthiş bir potansiyelimiz var ve bunu harekete geçireceğiz. pazarlama politikası, proaktif, enerjik bir kimlik ile demografik ve matematiksel realiteler üzerine oturtulacak. yaz sezonu boyunca bunu hissedeceğinizi düşünüyorum. ilk örnek gerçek aslan giymez korsan kampanyası idi.
    - iletişim : beylik ifadeler ama olsun, bir geçelim yine de. tek taraflı iletişimden çift taraflı iletişime geçilmişti. şimdi çok taraflı, çok katmanlı iletişim çağındayız. hem anlayışımızı hem de teknolojilerimizi buna uydurmamız gerekiyor. ben kendi adıma olabildiğince aktif bir parçası olmaya çalışacağım bu ortamın. ekibim de aynı yaklaşımı paylaşacak. teknolojik altyapımızı da bu gelişmeler doğrultusunda re-organize edeceğiz, etmeye başladık.

    benim için, önce işimin parçası diye başladığım oku-yaz-oku döngüsü çok hızlı bir şekilde keyifli sohbetler haline dönüştü. aranızda bulunmaktan, sohbetlerinize katılmaktan büyük keyif alıyorum. bu vesile ile çok değerli dostluklar edindim. sorumluluğum gereği balıklama dalmak istediğim bazı konulara girmekten, en azından şimdilik, kendimi alıkoymak zorundayım. bunu da anlayışla karşılayacağınıza eminim. ama zaten çoğu sizce dile getirildiği için hah işte böyle demekle yetiniyorum. hepinize sevgiler.
  • 75
    hoşgelmiş, sefalar getirmiş. ilk önce hemen şunu söyleyerek konuya gireyim; sözlüğe dahil olmakla çok akıllı bir iş yapmış. kabaca söylersek başına geçtiği şirketin karlılığını çok daha yukarılara taşımak için orada. klübü ve şirketleri her açıdan çağdaş ve rasyonel bir şekilde örgütleyen ünal aysal ve ekibi gs store'un yapılanması -karlılığı vs gibi konularda bilançolara,mali analizlere,kendi potansiyelinin altında kalan rakamlara baktığında bu rakamları olması gereken yerlere taşıyabilecek , daha önceki işlerinde bu organizasyonu başarılı şekilde kurup -yönetmiş birini iş başına getirmesi takdire şayan.

    kendimce nurettin kantarelli'nin işine yarayabilecek öneriler/temenniler pakedi hazırladım.

    _ storelardan içeri girdiğimde kurumsallıktan uzak yapı(son 1 sene içinde değişmeye başladı) ilk dikkatimi çekenlerden biri olur hep.bir an önce anlayış değişikliğine gidilmeli bu konuda. içerdeki hava; ''sonuçta siz taraftarsınız(müşteri değil) ,arada duygusallık var -gönül bağı var bu yüzden biraz idare edin ,bizden boyner ya da mavi jeans mağazasındaki vs. size gösterilen ihtimamı beklemeyin''

    _ gs store'un kendi ürünlerinde genel bir kalite problemi var. yakın çevremde benimle aynı fikirde olan çok arkadaşım var . klube bir katkımız olsun diye ne zaman alışveriş yapmaya gitsek özellikle tekstil ürünleri için konuşuyorum ya alacak bir şey bulamıyoruz ya da içimize sinmeyen kötünün iyisi bir şeyler bulup almaya çalışıyoruz. açıkçası dolabımda 1-2 kere giyildikten sonra sünen,yıkandıktan sonra çeken ya da üzerimde düdük gibi duran onlarca t-shirt,polar,sweatshirtüm var.ayrıca günlük hayatta kullanılabilecek ürünlerin çeşitliliğini ve kalitesini artırmak gerektiğini de düşünüyorum.bunlar taraftar ne versen giyer-giymese de sadece klube katkı olsun diye alır mantığı genel satış grafiğini aşağı çektiğini düşünüyorum. kıyafetime özen gösteren biriyim marka takıntım yok fakat alışveriş yaparken genelde tanınmış markaların ürünlerini denediğinizde, üzerinizde daha biçimli-şık durduğunu görürüz bu da rastgele olan bir şey değil bu ürünlerin nispeten pahalı olmasının nedenlerinden biri de bu fakat mağamızın ürünlerini, vucut ölçülerine göre model kalıbını ( ürünün üzerimizde nasıl duracağını) kim ya da kimler tasarlıyor,dizayn ediyor? muhtemelen staj yapmaya gelen öğrenciler ya da piyasanın en ucuza çalışan elemanları mı diye düşünmemek elde değil.kimse dolce-gabanna tasarımı beklemiyor ama bunun kabul edilebilinir bir alt sınırı olmalı.

    _ hadi bir şeyler beğendik diyelim bu seferde beğendiğimiz ürünün bedenini bulabilmek büyük sorun. bedenini bulamadığımız için çok kere elimiz boş döndük. 1 ya da 2 kere olsa diyeceğiz ki şans-kısmet ama oran çok yüksek olunca bunun artık kemikleşmiş bir sorun olduğunu düşündüğüm için sizinle paylaşmak istedim.

    _ suadiye mağazası. orada oturduğum için genelde bu mağazanızdan alışveriş yaparım fakat ne zaman gitsem bir önceki yerinde bulamıyorum devamlı bir taşınma halindeler. o güzergah üzerinde taşınmadıkları dükkan kalmadı.son gittiğimde suadiye'den bostancı'ya kadar yürüdüm ama bu sefer hiçbir yerde bulamadım.

    _ diğer takımların mağazalarını da gezerim , bakarım, ürünlerin kalitesine,çeşitliliğine, fiyatlarına gs store ile kıyaslarım. bu yaptığım gözlemler sonucu üzülerek belirmek isterim fenerium ile aramızda onların lehine ciddi farklar var. bildiğim kadarı ile fenerium bu taraftar mağazaları içinde en çok kar elde edeni. bunu fenerbahçeli'lerin takımına bağlılıyla falan açıklayamayız çünkü en az bizlerde o kadar bağlıyız . ürünlerin kalitesinden,mağaza dizaynlerine, dükkanların genişliğinden,pazarlama stratejilerine kadar benim bile göreceğim farklar mevcut. bizde eksikliği hissedilen ama fenerbahçe'nin çoktan çözdüğü ve uyguladığı sistem şu ; takım tutmanın ,desteklemenin insanları cezbeden yanlarından biri de eşitsizlik üzerine inşaa edilmiş toplumsal yapıda kısa bir sürede olsa eşitliği sağlarmış gibi yapmasıdır.yan yana gelmesi imkansız insanları bir futbol müsabakası biraraya getirebilir.örneğin; toplumsal sınıf olarak sizden çok yukarıdaki patronunuzla futbol muhabbeti yaparak ortak kimlik yapıntısı kurabilirsiniz.fakat iş satış-pazarlamaya geldi mi bu anlattığımın pek geçerliliği kalmaz.herkesin maddi gücü farklı olduğundan patronla-işçiye aynı ürünleri sunmamanız gerekir.belki kazanılmış başarı ardından gelen günübirlik satışlar için bu geçerli olmayabilir ama genel satış grafiğine bakıldığında parası olanlara ilk yıkama sünecek t-shirt, ilk sürtünmede bozulacak kravatı satamazsın ya da en fazla 1 kere satabılırsınız.kısacası farklı gelir grupları için farklı ürünler olmalıdır diye düşünüyorum.

    _ yukarıda çok akıllı bir iş yaptığınıza değinmiştim şimdi biraz açmak isterim.sonuçta storelardan alışveriş yapan bizler ya da aşağı yukarı davranış kalıpları bizim gibi olanlar. o bakımdan burayla sıcak ilişkiler kurmak ,taraftarın yani potansiyel müşterinin ne istediğini,ne istemediğini, nelere dikkat ettiğini öğrenmeniz açısından bulunmaz nimet.beklenen performanstan uzak olmasının en buyuk nedenı de buydu bence .müşterının isteklerine -arzularını dıkkate almayıp bildiği yoldan gıtmek.bızlerle iletişim halınde olmanız satış rakamlarının zaman içinde koyduğunuz hedeflere yaklaşmanıza çok yardımcı olacağını düşünüyorum.

    _ayrıca burada olmanız, mağazalara girdiğimizde üzerimizde , ''buraların patronunu tanıyorum ki olm'' havası yaratacak bu sebeple de mağazalara girdiğimizde orayı daha bir sahiplenme,eksiklikleri görme vs. açısından da faydalı olacak dolayısıyla hem alışveriş yapacak hem de aynı zamanda ücret almadan gönüllülük esasına göre çalışacak ''gölge müşteri'' ler kazandığınızı söyleyebilirim.

    size tekrar yürekten başarılar diliyorum.
  • 1
    evet şaka değil gerçek, nurettin kantarelli'nin ta kendisi. kendisine ''abi yakından olsa da sadece takip etmek yerine sen de galatasaray sözlük ailesine dahil olmak ister misin ?'' diye sorduğumda ''ne demek, seve seve tabii ki de'' cevabını almıştım. sonuç itibariyle de sözlüğümüzün yeni 4. nesil yazarıdır kendileri. hoşgelmişler, sefalar getirmişlerdir. klavyenize kuvvet...

    edit: kantarelli familyasından galatasaray sözlük bünyesine kazandırdığımız bir başka değerli isim ise:
    (bkz: ekinoks)*
  • 79
    bir işletme öğrencisi olarak örnek aldığım yönetici profilini sergileyen , galatasaraylı oluşu ve sözlükte yazmaya başlamasıyla ayrı bir sevgi ve saygı duyduğum değerli yazarımız.

    twitter'dan da dikkat ettiğim kadarıyla taraftarla diyaloğu çok iyi , elinden geldiğince herkesin sorularını , sıkıntılarını dinliyor , ilgileniyor ve çözmeye çalışıyor. müşteri ilişkileri yönetimi konusunda çok başarılı.
  • 87
    forma alıp arkasında kantarelli yazabilirim, çok klas bir soyisim. dedemin babasının soyismi de istanbulluoğlu imiş, dedem değiştirmiş. değiştirmeseydi benimkisi de pekala güzel olabilirdi.

    taraftarın nabzını bu kadar iyi tutan, yaş farkı gözetmeksizin her taraftarın görüşünü dinleyen bir ceo'muz var. rahmetli steve jobs ceo'muymuş be. alem ceo görsün.

    herhangi bir çok önemli maçımızda, seneye cl maçlarından biri olabilir, tribünleri kıpkırmızı yapmak için turnikelerde kırmızı tişört dağıtılması fikrini bence hayata geçirebilecek güzel insan.
  • 37
    kendisinin sözlüğe yazar olması hem sözlük için hem de galatasarayımız ve ürünleri için çok iyi olacaktır kuşkusuz. sözlüğümüzde ailemizin içinden bir abimizin bulunması daha önce de belirtildiği gibi hem sözlük yazarlarımızın entrylerini dikkatle yazmalarına hem de sözlüğün bu değerli yazarla beraber büyük ilgi göreceğine inanıyorum.

    ayrıca olabildiğince taraftarla iç içe olmaya çalışan gsstore müdürümüzün galatasarayımızı nasıl ciddiye aldığını ve işinde neden bu kadar başarılı olduğunu kanıtlıyordur.

    kendisinin burada olmasından yararlanıp mutlaka provakatörlük yapmak isteyecekler olacaktır. bu şahısları kâle almamasını gerçek galatasaray taraftarının her daim saygılı olduğunu ve olacağını şimdiden söylemek istiyorum.

    biz sözlük yazarları da "aaa nurettin kantarelli burada hemen bişeyler isteyim" çabası ile kendisini çok sık boğaz etmememiz gerekiyor sanırım.*

    uzun lafın kısası hoş geldiniz.
  • 112
    sözlükte yazar olduğu 24 mart 2012 tarihinde yeni formalarımız da satışa çıkmıştı sanırım. o zamanlama da manidardı :(

    ayrıca store'dan yeni sezon forması dışında ürün alan çok fazla taraftar olduğunu düşünmüyorum. en büyük gelirin bu formalardan elde edildiğini düşünürsek, bu formalar hakkındaki problemlerin, en acil şekilde çözüme kavuşturulması gerektiğinden taratarlara yardımcı olmaktadır kendisi.

    bir kere de, osuruktan nem kapmayın arkadaş. bir kere de iyi niyetli düşünün. herkes mi kötü, herkes mi iki yüzlü. (devamı; allahım bu dünya neden böyle? olacakmış gibi oldu. ama değil. )

    söyleyeceğim o ki, çalışmalarını beğeniyle takip ediyoruz, çok teşekkür ederiz. bir dahaki seçimlerde oyum kendisine.
  • 106
    çok ince bir çizgi mevcut, böylesine büyük spor kulüplerini yönetirken..
    kar amacı güden bir çok farklı organizasyonda yakalanan başarıların, benzer bir şekilde realize edilmesi oldukça meşakkatlidir, böyle sporun içindeki birimlerde.
    zira insanları dahil etmeye çalışırken bu alışveriş döngüsünün içine, amatör ruhu içeride tuttuğunu gösterme mecburiyeti mevcuttur, devamlılığı yakalayabilmek adına..

    galatasaray store, artık rahatlıkla söylenebileceği üzere, sürdürülebilir bir kalkınma trendi içine girmiş durumda, bir süredir.
    şüphesiz ki, saha içinde yaşanan başarıların estirdiği olumlu hava, önemli bir etken,
    diğer taraftan ise bu rüzgarı doğru bir şekilde yöneten insanların mevcudiyeti de bir nevi şans olarak görülebilir.

    değişik bakış açılarına sahip insanların, farklı ürün yelpazelerinde tatmini bulabiliyor olması, ürün çeşitliliğine dair bir övgü gibi,
    kanımca muslera formasının ortaya çıkışı dahi, artık bazı şeylerin daha akli unsurlarla gerçekleştiğinin somut bir göstergesi..
    üstelik, galatasararay'ın elit avrupa kulüplerinden biri olduğuna dair süreklilik dahilinde vurgularda bulunan bir markayla çalışılması da akıllıca..

    bu noktada, özellikle 'tek adam' zihniyetini kültürel kodlarına işlemiş bir toplum için, en tepedeki ismi tebrik etmemek mümkün değil,
    nurettin bey, o koltuğa oturduğundan beri, gözle görülür bir evrim geçiren gsstore, artık galatasaray taraftarının gözbebeği..

    dileğim, kendi kariyeri için de, profesyonel kaygılarının yanında, amatör olarak da haz alması sebebiyle, buraları uzun soluklu benimsemesi,
    naçizane eleştirim ise, salon sporlarına yönelik farklı stratejilerin geliştirilmesi gerekliliği.

    teşekkürler..
App Store'dan indirin Google Play'den alın