• 1
    1990-1992 yılları arası galatasaray forması giyen roman koseçki'nin oyun tarzını bilenler bilir. teknik, çok süratli golcü bir forvetti. kosecki galatasaray'dan ayrılınca moralim çok bozulmuştu. 1991 yılında da galatasaray'a zeytinburnu'ndan transfer ettiğimiz arif erdem yavaş yavaş forma şansı bulmaya başlamıştı. arif'in oyun tarzını ilk gördüğümde kosecki'ye benzetmiştim ama o an kafamda elbette kosecki daha ağır basıyordu. fazla zaman geçmeden arif benim için kosecki'yi sildi, geçti. sonuçta kosecki sonuçta golü düşünen ve doğal olarak bencil oynayan bir oyuncuydu ama arif'in sürati ve çalımlarının yanında asistçiliği de göze batıyordu; sık sık da gol atıyordu. zaman içinde özgüven kazandıkça arif'in golcü yönü de ortaya çıktı hatta ilhan mansız'la paylaştığı gol krallığı bile var. iyi futbolcu avrupa'da da başarılı olandır. arif erdem türkiye liginin yanında avrupa'da çok gol atıp, attıran efsane oyuncularımızdan biridir.

    hatta arif’i ilk izlerken topu hızla sürüp sağ yan çizgisinden ceza sahasına aniden dönerek bir girişi vardı. kardeşime, “bu kıvırcık çocuk felaket bir şey, sanki güvercin gibi kafasını koltuk altına alıp birden manevra yaparak ceza sahasına dalıyor” dediğimi hatırlıyorum.

    oynadığı kısa dönemde necati galatasaray'a faydalı olmuştur ama arif'in kefesi necati ateş ile versus olmayacak biçimde çok ağır basar.

    bu vesileyle, kosecki'yi bilmeyen genç arkadaşlar için 1990-1991 sezonunda fenerbahçe'yi 4-1 yendiğimiz maçta attığı ilk golünün videosunu da ekleyelim:

    https://www.youtube.com/watch?v=IDL9rE5-_bM

    ilave: pret arkadaşımız iyi farketmiş, özel iletiyle sordu ona verdiğim yanıtı burada da vereyim. kosecki'nin golü öncesi hatalı pasla topu kaptıran o zaman fener'in sağ beki olan 2 forma numarasıyla arap ismail'dir.
  • 2
    her iki oyuncu da kral hakan şükür'ü tamamlayan adamlar oldukları için bir kıyaslama yapılması mantıklı gibi duruyor. ancak futbol tarzları o kadar zıt ki, baktığınızda necati ve arif'i galatasaray'ın forvet ikilisi olarak görevlendirseniz birbirlerini bile tamamlayabilecek özelliklerdeydi. hatta belki de tarihe geçecek bir performans da sergileyebilirlerdi. elbette bu bir ütopya, çünkü necati ile arif bambaşka jenerasyonların futbolcularıydı.

    bir çok galatasaraylı için bu karşılaştırmanın galibi arif'tir. ancak necati için şunları söylemek istiyorum;

    necati ateş için biraz da galatasaray'ın karanlık döneminde oynaması onu geri planda tutuyor. necati, türkiye'de emsali çok az görülen yetenekte ve futbol görüşünde bir futbolcuydu, şu aralar da çaptan yaşı dolayısıyla bayağı düştü. galatasaray'da gerçekten bir çok önemli işlere imza attı, her ne kadar bu sezon sonunda somut bir şey vermese de en azından bireysel istatistiklerine yansıdı.

    hani derler ya, bir sezonda kimse senin ne kadar iyi ya da kötü bir futbol oynadığına bakmaz, sezon sonunda ligi nerede bitirdiğine bakar diye. işte artık buna talihsizlik mi dersiniz, bilemiyorum ancak bu noktada arif'ten geri planda. hani şimdilerde wesley sneijder için diyoruz ya, sneijder'in gol attığı hiçbir lig maçını es geçmemişiz diye, işte necati için de buna benzer bir istatistik vardı. peki o istatistiği kim hatırlıyor? aynı şekilde, arif'in de uefa finalinde seaman'la karşı karşıya kaçırdığı pozisyonu burada biz hasta galatasaraylı sözlük yazarları dışında kimler hatırlar? birisi uefa kupası şampiyonu kadronun, diğeri ribery'nin kaçtığı sezonun kahramanlarındandır.

    ikisi de galatasaray için çok şey vermiştir. ancak birisi galatasaray'da 2 şampiyonluk, 1 türkiye kupası, 1 de süper kupa kazanmışken, diğeri 4 sene üst üste şampiyonluğun, 2 türkiye kupası'nın yanına 1'er adet de uefa ve süper kupa eklemiştir.

    son olarak arif'in kaçırdığı pozisyon şuydu;

    https://www.youtube.com/watch?v=oMiCcvYQQm8
App Store'dan indirin Google Play'den alın