tff'nin bursaspor'a saha kapatma cezası vermesi ile ilgili;
“özellikle taraftar bazında. şampiyonluk yaşamış bir kent takımıyız, semt takımı değiliz. taraftarı da olan bir takımken, hem bizden hem dışarıdan kaynaklanan sebeplerle taraftarı zorla sahaya getiriyoruz. zorla da elimizden alıyorlar. bunun nasıl çözeceğiz bilemiyorum. bu tepede olan patronların işi. türk futboluna seyirciyle hiçbir çalışma yapıldığını düşünmüyorum. ceza veriliyor o kadar. zaman zaman futbol sahasına gelip engelli arkadaşlarımız, bayanların, futbolu seven taraftarlarımızın bile mağdur olduğunu görüyoruz. teknolojinin bu kadar geliştiği bir dönemde cezaların adaletli olduğun düşünmüyorum. suçu kim yaptı ise ona ceza verin. buradaki maça gelen taraftarların kapanan sahalara yeni taraftar passolig alarak mı girecek, passolig alan arkadaşların günahı neydi o zaman. ceza alanların bir kısmı yeniden bir daha passolig alacak 20-30 bin kişi mi bulacağız. suçu anlıyorum, ceza verelim, hatta küme düşürelim, suçun karşılığı verilmeli. ama adaletli verilmeli.”
“ben her gün takımla beraberim, her gün kararlarımı sorguluyorum. bu tip kararlar verirken biraz daha dikkat etmek gerekiyor. balıkesirspor maçında ceza alan takımları gördükten sonra bu ülke futbolunda ceza anlayışına inanmıyorum. öylesine dostça geçen maçtan sonra konuşmak saçma olur. onun için susmak istiyorum. maçtan önce ve sonra konuşmaya hiç katılmıyorum, ben mecbur kalıyorum. mecbur kaldığım için konuşuyorum. ben niye konuşup para cezası ya da men cezası alayım. çağır etik kurala orada derdini dinle karabükspor antrenörü, gaziantepspor antrenörü, eskişehirspor'un hocası konuşuyor. hocalar konşuyor ki bir dertleri var demek ki. onları çağırıp dinledin mi? sadece ceza veriyorum. biz yaşlandık bari gençleri dinleyim. bizim söylediklerimizin bir anlamı yoksa maçtan önce ve maçtan sonra bizi niye konuşturuyorsunuz. gereğini mi söyleyeyim, gerçeğini mi söyleyeyim. ne söyleyeyim. ceza ağır olmalı, caydırıcı olmalı. adamına göre ceza. ben üç maç aldım erteleme olmadı, ondan sonra erteleme çıkardılar. spor dostluk sevgi saygı diyoruz ama hepsi burada var. böyle giderse türkiye'de futbol olmayacak. ya basketbol yada dizileri izleyecek insanlar.”
“taraftari olmayan takim en iyi takim olsun o zaman”
“gençlerbirliği'ne ödül verilmeli o zaman hiç taraftarı yok hiç de ceza almıyor. taraftarı olmayan takımı en iyi takım yapalım. bir yol bulalım o zaman. hangi şehirde olursa olsun iyi taraftarın kulübüne ödül verelim. ceza ile değil de ödül vererek çözelim bunu. futbol kulüpler birliği değil o işi yapanlar yönetmeli. hakemler, antrenörler, oyuncular ve kulüpler eş değerde genel kurul üyesi olup yaptırım hakkı olmalı. yöneticiler yapıp gidiyorlar. ama futbolcuların teknik adamların mesleği bu. bu işi iyiye gitmiyor. basketbol bizden daha önce giderek ilgi artıyor. futbolu geçti bana göre.''
şenol güneş