futbolcuların demeçlerinin kalitesinin yükselmesi, oyuncu kalitesinin yükselmesiyle alakalı. giuliano, keman çalıp satranç oynuyor. giuliano'nun dediklerinden yola çıkarsak; galatasaray'ın harika bir orta sahası, pres gücü var. iyi bir pres oyunları var. oyun olarak fenerbahçe'nin önündeler. seyirci avantajı var. o yüzden fenerbahçe kazanabilir. derbi böyle bir şey.
fenerbahçe'nin problemleri olsa bile bunu biz defalarca kez gördük. beşiktaş'ın şampiyonlar ligi maçlarından önce skor tahmini yaptık ya, derbilerde bunu yapmak imkansız.
sadece şöyle bir çıkarım yapılabilir; gerçi fenerbahçe'nin kendi evinde üstünlüğü var 3 büyük rakibine. deplasmanlarda bunu söylemek biraz daha zor. topun oyunda kalma süresiyle maçın favorisinin kim olduğu arasında bir ilişki olacaktır. topun oyunda kalma süresi 50 dakikaları bulursa veya geçerse, galatasaray öne geçer. onun altına düşerse, oyun çok durursa fenerbahçe dengeyi sağlar.
eğer, maç gomis ile fenerbahçe savunma hattı arasında geçecekse galatasaray kazanır. fenerbahçe savunması, driplinglere karşı çok açık veriyor.
burada da bunu çok iyi değerlendirecek galatasaraylı oyuncular var, özellikle gomis. ligin şu anda yıldızı. fenerbahçe de oyunu oradan uzak tutmaya çalışacak. oyun biraz daha az durur, eğlenceli bir maç olur diye düşünüyorum.
hakem konusunda da bir tartışma çıktı. fenerbahçe, cüneyt çakır'a karşı çıkıyor diye. neresinden bakacağımı bilmiyorum. hakem üzerine önden bir müzakere mi oluyor, oralara mı vardı iş. bir yalanlama yok. mhk olsan ne karar verirsin? otomatik karar şudur, karşı çıkıyorsa onu atamak.
normalde mhk'lerin tavrı böyle olur. peki ya, bunu bilerek karşı çıkıyorsa karşı çıkan kulüp. bunlar akıl oyunları. konu şu ki, ben federasyon ve bağlı olduğu kurulların tamamında ne yaptığını bilmemek gibi bir problem var. planları yok. anı idare etmek üzerine her şey. bütün konu böyle dönüyor. maç başlamadan 4 gün önce, bu kadar da iyi oyuncular varken hakem konuşuyor durumuna düşüyoruz.
giuliano'nun, aykut kocaman'ın iletişime açık olduğunu söylemesi çok hoş. aykut kocaman'ın kapalı olduğunu alex hep iddia etmişti. yeni alex olarak adlandırılan giuliano'nun bunun tersini söylemesi iyi bir durum, fenerbahçe açısından.
giuliano'nun sürekli çerçevenin karşısında olması lazım. zorunluluktan onun kanatta oynadığını biliyoruz. maçların içinde de zaman, çizgiye yakın olduğu dakikalarda yok oldu. çerçevenin karşısına geçince de gördük nasıl olduğunu. bu adam böyle bir oyuncu.
giuliano, bunun için alındı zaten. fenerbahçe'de giuliano ve valbuena, üzerine oyunu kurabileceğin oyuncular. önce onları yerleştirip, sonra oyunu kurmak gerekiyor. görevlendirmelerin öyle olması lazım. fiziksel özellikleri çizgide oynamaya müsait değil.
aykut kocaman, 4-2-3-1 oynatıyor. zamanında deivid'in kullanıldığı gibi kullanmaya çalışıyor giuliano'yu. 4-4-1-1'de ise giuliano'nun daha iyi olduğunu görüyoruz. çizgiye yaklaştığı zaman sıradanlaşıyor, vasata iniyor.
galatasaray'ı zorlayan ekipler, savunma beklerini çıkartmayan takımlar. iki savunma kanadı, oyuna katılıp neredeyse hücumun bir parçası olduğu zaman zorlanıyor rakipler galatasaray'a karşı. geçen sezon bir zamanlar bunu söyleyeceğimi düşünmezdim ama bunu sağlayan da tolga.
hücumda yaptığı presle tüm takımı çok rahatlatıyor. ndiaye'nin yaptığı baskının da manalı olmasına yol açıyor, belhanda'nın eksiklerini kapatıyor, gomis'e katkı sağlıyor. arkasındaki beki rahatlatıyor. burada, fenerbahçe açısından bu oyuncuları çıkartmamak üzerine oyun planlayabilecek mi, olay bu.
fenerbahçe'nin hücum kanatları bunu yapabileceğe benzemiyor, o yüzden başka bir plan lazım. aykut hoca, bunun için göbeğe, savunma arkasına kaçacak bir plan arıyor olabilir. eğer, tolga ile oynarsa fenerbahçe için zor maç olur. o presi fenerbahçe nasıl aşar bilmiyorum.
galatasaray'ın duran top sıkıntısı, büyük oranda giderildi diye düşünüyorum.
bence aykut kocaman vincent janssen ile değil, roberto soldado ile oynayacak. soldado'nun oyun tarzının, galatasaray savunmasına daha ters geleceği kanaatindeyim. janssen, daha fizikli. fakat, fenerbahçe orada akışkan bir oyuna ihtiyaç duyuyor. soldado, akışkan oyunda daha değerli.
aykut kocaman, soldado ve janssen'i birlikte oynatmak istediği bir oyun düşlüyor. arkasında giuliano'nun oynadığı bir oyun. o zaman da valbuena'ya yer bulunamıyor. o zaman valbuena'yı merkeze koyamazsın. valbuena'yı yedek de bırakamazsın. ondan performans beklentisi çok yüksek. ilk valbuena'yı keserim dedim, ortalık yıkıldı. top kayıpları çok artıyor. transfer planlamasında tam oturtulamadı iş.
galatasaray'da bunun sorunlarını yaşayacak. feghouli çok iyi oyuncu. tolga ile oynandığında elde edilen pres gücü, rodriguez - belhanda - feghouli üçlüsüyle elde edilebilir değil. orada iş ndiaye'ye kalıyor. tek marco aurelio sendromu olarak adlandırılabileceğimiz duruma gidiyor. atiba da uzun süre böyleydi.
çünkü, tolga merkezde oynadığı zaman galatasaray standandırda oynamadı. çok çalıştığı için tolga'yı sağda oynattı. bir anda takımın vazgeçilmezi oldu. birçok gol attı. fenerbahçe'de valbuena'nın yerine oynatabileceğin bir oyuncu var mı dersen. zor bir karar. giualiano'nun sağ çizgide oynamasının tek sebebi, valbuena'nın varlığı.
galatasaray'daki 3 seçenek, 3 ayrı oyunu temsil ediyor. 1 oyuncu değişince tüm oyun değişiyor. galatasaray seyircisi ve hepimiz, en çok neyi beğendik. pres gücünü ve alınan topun hızla rakip kaleye gitmesini. bunu sağlayan adam tolga. fakat, sol önde oynadığı zaman. onun yerine selçuk'u koyunca bambaşka bir oyun ortaya çıkıyor. topla ilişkisi olan ama daha yavaş bir takım. rodrigues'i koyunca daha başka bir takım oluyor.
fatih altaylı diyor ki, galatasaray dökülüyor, nerede o pres. tolga yok da ondan. orada ekstra bir oyuncu var. defansif yönü olan bir hücum oyuncusu, korkunç bir pres yapıyor. bunun yanında da gol atıyor. tolga'nın tolga olduğunu unut. diyelim ki o thomas müller.
tolga, goller atıyor zaten. müller de atıyor. bir de böyle pres yapıyor, savunmacı gibi acayip. tolga'yı unut, diyelim ki yeni gelmiş bir brezilyalı, yeni gelmiş; tolginho. dersin ki bu adam, gomis momis tamam da bu adam nedir!
bir taraftan tolga var kafanda, bir yandan da performans var. işin psikoloji tarafı bu. geçen seneden geldiğimiz nokta inanılmaz. tolga'nın içinden gerrard çıktı! antrenman ve hazır olma işi ayrı. adam hazır değilse, oynamamalı zaten. ben hazırmış gibi düşünüyorum.
mehmet demirkol(bkz:
22 ekim 2017 galatasaray fenerbahçe maçı)