• 589
    güç geçtikçe devamlı olarak, sürekli olarak geriye giden organizasyon.

    dünyanın en büyük spor organizasyonu hiç değildir, dünyanın en iyi basketbol organizasyonu da değildir.

    en iyisi için (bkz: euroleague)

    vardiya sebebi ile açıp biraz olsun bir şeyler bakayım dedim; bir şeyler izlemeye çalıştım. izlemek kesinlikle zaman kaybı, kalite yerlerde... play-off iddiası olan bir takım evinde ilk yarı 20 sayı öndeyken sıradan bir takıma 8-10 sayı farkla kaybedebiliyor...

    ne bir savunma anlayışı var, ne de doğru düzgün bir set oyunları var: 8-10 saniye süren hücumlar filan... boyu 1.90-2.00 olan herkes basketbolcu değildir, olmamalı da. boyu uzun kalasları oyuncu bunlar diye takımlara doldurmuşlar..

    molalar gereğinden uzun abarttıkça abartıyorlar, araya gereksiz röportajları sıkıştırıyorlar. izleyene allah sabırlar versin diyelim.bir maça oturup izlemeye kalksanız en iyi ihtimalle 2-2.5 saat sürüyor. günde 3-4 maç izlediğinizi düşünsenize...

    euroleague kalitesi bize yeter...

    edit: açın michael jordan'ın belgeselini izleyin, oynanan maçların kalitesine bir bakın. aynı şekilde san antonio spursün 2014'te şampiyon olduğu döneme, takıma oyunculara bir bakın. bir de günümüzde oynanan sözde basketbola, oyunculara bakın, hangisi kaliteli 2 dakika da anlarsınız...
  • 590
    acilen normal sezondaki maç sayısı olan 82 maç adedini düşürmesi olan organizasyon. biliyorum basketbolda da gelenekleri ihtiva etmek çok önemli. birçok istatistik ve ödül bu maç adedinden çıkıyor ama normal sezon ciddiyet ve konsantrasyon bakımından tüm takımlar tarafından sabote ediliyor. yıldız oyuncular da senede 3-4 aylık formda olmanın başarı için yeterli olacağını biliyor. normal sezonda mvp olmayı kovalayan birkaç oyuncu dışında zaten istikrarlı performans göremiyoruz. bütün takımlar bu anormal maç takviminde oyuncuların sağlığını koruma peşinde. tedbiren oynatılmayan ve sürekli dinlendirilen yıldız oyuncular yüzünden maçlar sürekli potansiyelini yansıtmayan bir hazırlık maçı tadında. nba yönetimi de bunun farkında ama nedense düşünülen önlemleri hayata geçirme noktasında cesareti gösteremiyorlar ve çok geç kaldılar.

    ben oyunun ve oyuncunun kalitesinin geriye gittiği kanaatinde değilim. sadece organizasyon şekli günümüz dünyasına çok ters ve gerçek potansiyelinde oynanan maç sayısı çok az. çünkü rekabet az, adanmışlık az, konsantrasyon az. buna tedbir alınması lazım.
  • 591
    eurolig ile kalite olarak karşılaştırılabilecek bir organizasyon değildir. eurolig'in yeterlilik seviyesi ncaa kolej ligiyle falan kıyaslanabilir anca. eskiden tanking takımları oldukça kalitesizdi burası doğru ama şu an öyle bir durum da yok, geçmişten gelen bir algı bu tamamen. (play-in sisteminin gelmesinin bu konuda oldukça etkisi olduğunu düşünüyorum) bu sezon nba'de en kalitesiz ve dağınık gördüğüm takım detroit pistons'ı ayırıyorum onun dışındakilerden hangi takımı alıp eurolig'e koysanız rahatça şampiyon olur (bir de belki houston olamaz berbat bir koça sahip oldukları için :d). nba'yi kötülemek için yazılanlardan tek doğru olan şey maç molalarının gereksiz uzun olması ve tv başında izleyenlerin dikkatini dağıtması. ama bu da abd'nin kendine has kültüründen gelen bir şey. o reklamlardan gelen ciddi gelirleri bir kenara ayırıyorum, insanlar sadece basketbol maçı izlemek için gitmiyor o spor komplekslerine pek çok etkinliğe açık.

    nba'deki pivotları da "boyu uzun kalas oyuncu" diye nitelemek nba'nin takip edilmediğini zaten belli etmektir. tipik "kalas" uzun ile sahaya çıkan çok az takım kaldı artık. iyi pasör olma, dış şutu olma, geçiş hücumlarında ayakları hızlı olma da nba uzunlarında aranan özelliklerden bazıları.

    lig kalitesi olarak zaten kıyaslanamaz ayrı, oyuncu üretimi ve geliştirme olarak da eurolig takımları nba'nin oldukça aşağısında. son 2 sene eurolig şampiyonu efes'in kadrosunda kaç tane türk oyuncu var? nba'de boston'ın lüks vergisinden kaçmak için elden çıkarttığı larkin ve 3 senedir nba'ye ha gitti ha gidecek diyip sürekli yerinde sayan micic'le yürüdüler. hadi efes neyse genel türk takımı mantelitesinde oyuncu yetiştirmiyor. barcelona, real madrid gibi takımlarda da durum farksız. medet umdukları oyuncular nba'de çaptan düşmüş, gittikleri takımlardan waive edilmiş satoransky'ler, mirotic'ler, edwards'lar, kemba walker'lar falan.

    çıkıp biri mesaj kutuma "doncic de şöyle hede hödö yapıyor" diye gelecek olanlar da zahmet etmesin verebilecekleri örnek de sınırlı zaten. eurolig'de 1 maça bile çıkmadan nba'de rotasyon parçası olmuş avrupalı sayısı daha fazladır. onlar da genç yaşta neslinin en potansiyelli oyuncuları olup, nba'nin kendilerine kattıkları fiziki ve mental gelişim ile o seviyelere çıkıyorlar zaten.
App Store'dan indirin Google Play'den alın