587
eurolig ile kalite olarak karşılaştırılabilecek bir organizasyon değildir. eurolig'in yeterlilik seviyesi ncaa kolej ligiyle falan kıyaslanabilir anca. eskiden tanking takımları oldukça kalitesizdi burası doğru ama şu an öyle bir durum da yok, geçmişten gelen bir algı bu tamamen. (play-in sisteminin gelmesinin bu konuda oldukça etkisi olduğunu düşünüyorum) bu sezon nba'de en kalitesiz ve dağınık gördüğüm takım detroit pistons'ı ayırıyorum onun dışındakilerden hangi takımı alıp eurolig'e koysanız rahatça şampiyon olur (bir de belki houston olamaz berbat bir koça sahip oldukları için :d). nba'yi kötülemek için yazılanlardan tek doğru olan şey maç molalarının gereksiz uzun olması ve tv başında izleyenlerin dikkatini dağıtması. ama bu da abd'nin kendine has kültüründen gelen bir şey. o reklamlardan gelen ciddi gelirleri bir kenara ayırıyorum, insanlar sadece basketbol maçı izlemek için gitmiyor o spor komplekslerine pek çok etkinliğe açık.
nba'deki pivotları da "boyu uzun kalas oyuncu" diye nitelemek nba'nin takip edilmediğini zaten belli etmektir. tipik "kalas" uzun ile sahaya çıkan çok az takım kaldı artık. iyi pasör olma, dış şutu olma, geçiş hücumlarında ayakları hızlı olma da nba uzunlarında aranan özelliklerden bazıları.
lig kalitesi olarak zaten kıyaslanamaz ayrı, oyuncu üretimi ve geliştirme olarak da eurolig takımları nba'nin oldukça aşağısında. son 2 sene eurolig şampiyonu efes'in kadrosunda kaç tane türk oyuncu var? nba'de boston'ın lüks vergisinden kaçmak için elden çıkarttığı larkin ve 3 senedir nba'ye ha gitti ha gidecek diyip sürekli yerinde sayan micic'le yürüdüler. hadi efes neyse genel türk takımı mantelitesinde oyuncu yetiştirmiyor. barcelona, real madrid gibi takımlarda da durum farksız. medet umdukları oyuncular nba'de çaptan düşmüş, gittikleri takımlardan waive edilmiş satoransky'ler, mirotic'ler, edwards'lar, kemba walker'lar falan.
çıkıp biri mesaj kutuma "doncic de şöyle hede hödö yapıyor" diye gelecek olanlar da zahmet etmesin verebilecekleri örnek de sınırlı zaten. eurolig'de 1 maça bile çıkmadan nba'de rotasyon parçası olmuş avrupalı sayısı daha fazladır. onlar da genç yaşta neslinin en potansiyelli oyuncuları olup, nba'nin kendilerine kattıkları fiziki ve mental gelişim ile o seviyelere çıkıyorlar zaten.
nba'deki pivotları da "boyu uzun kalas oyuncu" diye nitelemek nba'nin takip edilmediğini zaten belli etmektir. tipik "kalas" uzun ile sahaya çıkan çok az takım kaldı artık. iyi pasör olma, dış şutu olma, geçiş hücumlarında ayakları hızlı olma da nba uzunlarında aranan özelliklerden bazıları.
lig kalitesi olarak zaten kıyaslanamaz ayrı, oyuncu üretimi ve geliştirme olarak da eurolig takımları nba'nin oldukça aşağısında. son 2 sene eurolig şampiyonu efes'in kadrosunda kaç tane türk oyuncu var? nba'de boston'ın lüks vergisinden kaçmak için elden çıkarttığı larkin ve 3 senedir nba'ye ha gitti ha gidecek diyip sürekli yerinde sayan micic'le yürüdüler. hadi efes neyse genel türk takımı mantelitesinde oyuncu yetiştirmiyor. barcelona, real madrid gibi takımlarda da durum farksız. medet umdukları oyuncular nba'de çaptan düşmüş, gittikleri takımlardan waive edilmiş satoransky'ler, mirotic'ler, edwards'lar, kemba walker'lar falan.
çıkıp biri mesaj kutuma "doncic de şöyle hede hödö yapıyor" diye gelecek olanlar da zahmet etmesin verebilecekleri örnek de sınırlı zaten. eurolig'de 1 maça bile çıkmadan nba'de rotasyon parçası olmuş avrupalı sayısı daha fazladır. onlar da genç yaşta neslinin en potansiyelli oyuncuları olup, nba'nin kendilerine kattıkları fiziki ve mental gelişim ile o seviyelere çıkıyorlar zaten.

