resim
Mustafa Sarp
Görev:Yardımcı Antrenör
Takım:-
Yaş:44
Uyruk:Türkiye
  • 505
    28 mart 2010 akşamı sıradan bir kahve de mehmet topal ile tavla oynarken görülmüştür.televizyona arada dönüp bakan ikili 28 mart 2010 galatasaray fenerbahce macinin 70. dakikasında mustafaya gelen düşeş sayesinde kendilerinden geçmişlerdir. mustafa mehmet topalı mars etmiştir, tavlayı kolunun altına verip, herkese topaldan bir çay diyerek üzüntülü kahve ahalisinin üzüntüsüne ilaç olmaya çalışmıştır.*
  • 507
    gerek sözlükte, gerek arkadaş ortamlarında en çok savunduğum oyuncu.

    ancak dünkü maçtan * maçından sonra gördüklerim, kendisi hakkında fikirlerimi tamamen değiştirmiştir.

    maçta kötü bir performans gösteren bu oyuncu, maçın bitiş düdüğünü duyar duymaz, gözümüzün önünde tünele doğru depar atmaya başlamıştır.

    bu oyuncu değil miydi, daha birkaç ay önce, sinirinden formasını yırtan ? hangi motivasyondur ey sarp, sana bu deparı attıran ?
  • 508
    hırslı olması, galatasaraylılığı iyi güzel, fakat mehmet topal ve barış özbek'le birlikte, galatasarayın şu anda lig 4.'sü olmasının en büyük sebebi. anadolu takımlarında bile bu üçlüden daha iyi ileriye top taşıyan orta saha oyuncularının varlığını gördükçe, böyle bir kadroya yazık olduğunu düşünerek hüzünleniyorum.

    edit: ayhan akman'ı da bu üçlemeye eklemek gerekir. her ne kadar son birkaç yıldır -son iki sezonu saymazsak- bu görevi başarıyla yerine getirse de, artık futbolu bırakmasının vakti gelmiştir.
  • 510
    2003-2004 sezonunda mersin idman yurdu'nda oynamış, takım 2. ligte 18 takım içerisinde ligi 15. tamamlamış.
    2004-2006 sezonları arasında ankaraspor'da oynamış, takım kümenin 3 puan önünde 15. olarak ligte kalmayı başarmış.
    2006-2007 sezonu kayseri erciyesspor'da oynamış, takım kümeye düşmüş.
    2007-2009 sezonları arası bursaspor'da oynamış, o gidince takım altın çağını yaşıyor.

    sene 2010, oynadığı takım galatasaray, sizce de ilginç değil mi?
  • 511
    hiçbir zaman arka arkaya çalımlar atıp mükemmel paslarla oyun açamayacaktır. zaten kendisinden böyle bir beklentimiz de yoktur açıkçası. ama en iyi yapabildiği şeyi bile yapamamaktadır son günlerde. pres yapmak ve rakibi yıpratmak... tek beklediğimiz bu özellikleri itibariyle. daha fazlasını yaparsa zaten kendisine xavi deriz, lampard deriz. ama en azından mustafa sarp olarak oynamasını bekliyoruz. o da memnun değildir halinden. kötü bir dönemden geçiyor diğer orta saha elemanlarımız gibi. en yakın zamanda eski savaşçı haline ulaşmasını beklediğim futbolcumuzdur. o forma sıtındayken biz arkanda oluruz. sen elinden geleni yap, yeter.
  • 512
    oynamış olduğu her takımda üstüne koyarak ilerlemiş ve bundan ötürü mersin idman yurdundan galatasaraya bileğinin hakkıyla transfer olmuştur.kendisi alındığında burun kıvıranları oynadığı futbolla utandırmıştır.ancak ne var ki son zamanlarda takımın genel düşüşüyle birlikte kendisinin de düşüşe geçmesi birilerini oldukça heveslendirmiş ve pusuda bekleyen düşman misali kurşunları üstüne saydırmışlardır.evet kaç zamandır kötü oynuyor takım da kötü.son dakikada yenilen golden sonra formasını yırtıp cinnet geçiren bi adamın galatasaraylılığından söz etmek aymazlıktır.ayrıca son fenerbahçe maçında abartıldığı kadar kötü oynadığını düşünmüyorum.mehmet topal çıktıktan sonra alexi tutmuş ve ona top göstermemiştir.ilk dakikadaki ve son dakikadaki keitanın pozisyonlarının ilkinde başrolünde ikincisinde hazırlayıcısı rolündedir.onu eleştirenlerin son bir ayı değil tüm sezonu gözden geçirip daha insaflı yorumlar yazmalarını beklediğim takımda galatasaraylılık ruhunu taşıyan nadir futbolculardandır.
  • 514
    formsuzdur, isteksizdir. arda turan'ın aylardır süren formsuzluğundan şikayetçi olmayanlar, neden bu adamın daha kısa süreli formsuzluğunda asıp keserler anlamıyorum.

    evet, sağa sola pas veriyor, sezon başındaki gibi vücut teması kurup rakibini sindirme yoluna gitmiyor fakat bu durum o'nun için sabretmeyeceğimiz, evladımızı asıp keseceğimiz anlamına gelmez. elinden geleni yaptığına adım kadar emin olduğum aslandır kendisi.
  • 515
    şu ana kadar, benim seyrettiğim, galatasaray'da oynamış en akıllı futbolcu. sıfır kabiliyetle, birilerinin basiret bağlanması veya benim kıllandığım sebeplerle kendini galatasaray'da oynuyor bulmuş. galatasaray'da olmasa kartalspor'da kadroya zor girebilecek bir lisanslı ayak tepicisi bu sene en çok oynayan futbolcu olmuş ve büyük aklı sayesinde takımı tek başına itin götüne sokmuştur. önce galatasaraylı olduğunu beyan ederek taraftarı kandırmış, sonra surinamlıyı. her maç, her futbolcunın her kareketi kayıt altında. en çok top kapan oyuncu olacaksın, akıllısın ne yaparsın? topun rakibe geçmesi için yırtınırsın. o zaman yapman gereken top bizdeyken araziye uyman, nasıl yapıyorsan cin olman, hayalet olman, seni arayıp bulamayan takım arkadaşın zaten sınırlı yeteneğiyle topu kaptırır nasıl olsa. o zaman sen devreye girersin, o kadar yemeye, ilaca, vitamine, antrenmana ben ankara'ya kadar koşarım. sen de koşacaksın it gibi, topu kapacaksın, en çok koşan futbolcu olup listeye gireceksin. kapınca ne yapacaksın peki? top kaptıranları da sayıyorlar, sen iyisimi geriye oyna, servet'e at o kaptırsın. ya da geçen sene lincoln'e yaptıkları gibi bu sene de elano'ya yapmalarına yardımcı olacaksın. eğer elano kötü kullanma ihtimali olan bir yerde ise, baskı altındaysa elano'ya atıp bir taşla iki kuş vuracaksın. birinci kuş isabetli pas atmış olacaksın, daha büyük kuş, elano topu kötü kullanıp, kaybedecek siz götünüzle güleceksiniz. her galatasaraylıyla bütün maçları tekrar izlemeye hazırım. bu sene açık ara şampiyon olmamışsak, dışardaki adnangillerden sonra içerdeki 16 numara yüzündendir. elano'nun kötü gözükmesinin, sabri'nin taçlarının rakibe gitmesinin, top kayıplarının, yediğimiz gollerin çoğunun tek başına sorumlusudur. gel gelelim galatasaray'ın gelmiş geçmiş en akıllı futbolcusudur. ben hariç, bütün camiayı uyutmuştur.
  • 517
    elanodaki ruhsuzluğu ve istikrarsızlığı sabrinin 50 orta yapıp bir tane bile tutturamayaşının hesabının kendisine bağlandığı ve başarısız geçen sezondan sonra en zayıf halka olarak görülüp saldırılan kapasitesi sınırlıda olsa yüreği sağlam olan gerçek galatasaraylıdır.kötü geçen sezonun en iyilerindendir.elano zor durumda kalsın diye takımı sabote etttiği iddiası ise en basitinden saçmalıktır.
  • 519
    4 hafta öncesine kadar inatla; iyi ve de yeterli olduğunu savunduğum futbolcuydu sarp. çok da iyi başlamıştı sezona. frank rijkaard'ın, leo franco'dan sonra en fazla süre verdiği isimdi hatta. yukarda allah var, bu yiğidi öldüreceğim ama hakkını da vereyim. uzunca bir dönem yapması gereken şeyleri yaptı, kimi zaman da fazlasını tabii. performansının düşüklüğü, kendisinin yerine oynayan takım arkadaşları ayhan akman ve karate kid barış'ın takıma yeterli katkıyı yapamaması sebebiyle fazlaca dikkatimizi çekti. o'nun kötü olduğu dönemde diğer futbolcular yeterli performansı gösterseydi kendini toparlama şansı da bulabilirdi, olmadı. belirli bir döneme kadar gösterdiği performansı sezonun tamamına yayabilseydi -ki bu söylediğim sebepten ötürü sarp'a kızamayız- şampiyonluğu şimdiden kutluyor olurduk. o'da takımdaki geleceğini garanti almış olurdu ve biz sevenlerini üzmezdi şimdi.

    ha şimdi sorabilirsiniz: hem şampiyonluğu kutluyor olurduk diyorsun hem de kızamayız diyorsun birader, ne iş? diye.

    şöyle bir şey derim: sarp, 4-3-3 ün kilit noktasında oynuyordu evet. performans düşüklüğü yaşamasaydı şayet, hücum hattının tamamından alabileceğimiz verimi en üst seviyede alacaktık sayesinde. şimdi sizler de burda, bu elano ne iş yeavvv demiyor olacaktınız. fakat adamın gücü yetmedi. bünyesi ''benden buraya kadar usta!? '' diye bağırdı son 5-6 haftadır. ben devam edebileceğini düşündüm fakat yanıldım. diğer saydığım isimler de sarp'ın yerini dolduramayınca şu an yaşadığımız vaziyet ortaya çıktı. neyse, zaten büyük ihtimalle önümüzde ki sezon olmayacak gibi görünüyor. belli olmaz tabii kalabilir de. kalan haftalarda hocamız görev verirse de yine elinden geleni yapar, benim kuşkum yok.

    asıl demek istediğimi yazamadım lan bir türlü. diyecektimki; ben bu adama maşallah dedim 40. günü göremedi. kimi kurban seçsem diye düşünüyorum şimdi. secan yıldırım mı, emre belözoğlu mu?

    şunu da ekleyeyim editi: eğer takımda kalırsa ballı lokma dağıtacağım mahalleye, 5 tepsi hem de arkadaşım. 16 numaralı formamın bununla bir ilgisi yok tabii. :)
  • 520
    sezon başından beri en çok eleştirdiğim, bizim takımda görmek istemediğim oyunculardan biriydi mustafa sarp.
    "bu adam bizde iş yapmaz abi, çok basit oyuncu hocam, al gülüm ver gülüm hacı, hiç kapasite yok hafız" gibi cümlelerle yerden yere vururdum kendisini.* taa ki 25 ekim 2009 fenerbahçe galatasaray maçına kadar..

    o maçta ne mi oldu? çok şeyler beklediğimiz, çok güvendiğimiz, gerçek galatasaraylı dediğimiz oyunculardan çok daha galatasaraylı gibi oynadı, yüreğini ortaya koydu mustafa sarp. tamam yetenek ve kapasite konusunda biraz sınırlı ama en azından sahada savaşan belki de tek oyuncumuzdu. işte o günden sonra ben de önyargılarımı kırdım ve mustafa sarp'a büyük bir saygı duymaya başladım.

    25 ekim 2009 fenerbahçe galatasaray maçından sonra oynanan çoğu maçta yine takımın en ruhlu oyuncularından biriydi. yeri geldi ciğerlerini yırttı, yeri geldi hırsından formasını..* o bizler için kutsal formayı yırtmasını kesinlikle tasvip etmiyorum yanlış anlaşılmasın, benim burda vurgulamak istediğim kazanma hırsı ve kaybetmeye olan tahammülsüzlüğüdür.

    arda gibi asistler veya kewell gibi harika vuruşlar yapamadı belki ama yine de orta sahanın en dirençli oyuncularından oldu her zaman. son bir kaç maçtır eski performansından uzak, lakin bu da takımın son dönemdeki düşüşü ve sezonun sonuna doğru oluşan fiziksel yorgunluktan kaynaklanıyor. siz de takdir edersiniz ki galatasaray'da bu sene en çok forma giyenlerden biri de mustafa sarp'tır, hatta dakika olarak sahada en çok kalandır belki de..*

    bir diğer beğendiğim özelliği ise maçlardan sonra yaptığı açıklamaları.. türkiye'de iki kelimeyi bir araya getiremeyen, getirdiği zaman mantıklı cümleler kuramayan bu kadar çok oyuncu varken aslen diyarbakırlı olan mustafa sarp, maç sonu konuşmalarında örnek gösterilebilecek bir isimdir bence. gayet mantıklı ve düzgün konuşur.
    örneğin "ben ingiltere premier ligi'ni izlerken futbolculuğumdan utanıyorum" diyebilecek kadar dobra bir adamdır. kaç futbolcu bu kadar dürüstçe ve açık bir özeleştiri yapabilir ki allah aşkına? bizdeki* futbolcuların çoğu hiç bir zaman özeleştiri yapmaz, hatayı hep başka yerlerde arar, başkalarının üzerine atarlar. bıktık artık bu futbolcu modellerinden..

    dediğim gibi yetenek ve kapasite bakımından galatasaray'ın oyuncusu olmayabilir mustafa sarp ama sahada bir mücadele ruhundan bahsediliyorsa bana göre bu sezon, bu ruhu en çok taşıyan oyuncumuzdur. ayrıca mantalite ve kafa olgunluğu bakımından takımda başı çeken oyunculardandır.

    işte ben bu sebeplerden dolayı seviyorum mustafa sarp'ı..
    şayet sezon sonu gönderilirse üzülürüm ama çok da eleştiremem bu kararı. sadece mücadele, hırs ve mantaliteyle olmuyo galatasaray'da ne yazık ki bazı şeyler.. yine de bence en azından iyi bir yedek olarak bulunabilir gelecek sezonki kadromuzda.
    gönderilirse de galatasaray'da formasının hakkını elinden geldiğince vermeye çalışan, iyi hatırlayacağım bir futbolcu olarak kalacaktır hep..
  • 524
    mutlaka birileri olacak. bu sene de beni canımdan bezdiren 16 numara oldu. adını anmak istemediğim, direk şampiyonluğumuza mal olduğunu ispatlayacağım. büyük surinamlı'nın vazgeçemediği iniestafa'dan bahsedeceğim. aslına bakarsak faal galatasaray futbolcusuna genelde kolay kolay kem söz söylemem. servet istisna oldu ve nihayet top kırıcısından kurtulduk. bakın göreceksiniz, servet bundan sonraki futbol hayatı boyunca 20 büyük maç oynamadan emekli olacaktır. gs televizyonunda, yavuz bingöl'e '' saz çalmasını bilsem bugün futbolu bırakırım''dedi. sanki saz çalmayı bilmek futbol oynamaya engelmiş gibi. işte bu akıldaki futbolcu bizlere futbolu sevdiğimize lanet ettirdi.

    bugünkü dersimiz 16 numara. 40 yılda 100 lerce futbolcu seyrettim. çok kötü futbolcular geldi geçti. inanın benim seyrettiğim galatasaray tarihi içersinde 16 numaradan daha akıllı bir futbolcu olmadı. bunu da göreceksiniz, futbolu bıraktığında en kral televizyonlarda yorumculuk yapacak. kendisini tanımıyorum, hiç bir fikrim yok, satranç bildiğine, briç oynadığına bahse girerim. aynştayn aklı, yusuf has hacip türkçesi var kendisinde. fiziği düzgün, reklam filmlerinde oynamayı en çok hak eden futbolcu. daha ne olsun. reykart'a bir türk yardımcı aranıyor, 16 numarayı yapsınlar benim itirirazım olmaz. gel gelelim sahada, hatta yedek kulübesinde bile görmeye dayanamıyorum. arşivimizde defalarca kayıt altında, dönüp dönüp yeniden okuyorum. servet, topal, 16 numara, gökhan zan'ın banko oynadığı bir takımın 3. olacağını liderken yazmışım.

    30 yaşına gelmiş, milli takımın en dandik maçına bile çağrılmamış. galatasaray'a transferini bülent korkmaz yaptığı için hiç tanımadan, seyretmeden bile görüşümü yazmışım. değil galatasaray, hıncal uluç'un çatladıkapıspor'unda bile oynayamaz. oynarsa da oynadığı takım asla üst düzey top oynayamaz, dolayısıyla turnuvaları en tepelerde bitiremez.

    şimdi ben futbolcu satıcısı olsam, elimde kapı gibi verilerle babamın takımına satarım iniestafa'yı. şu si vi ye bakın, varsa daha iyisi söyleyin.

    1-reykart'ın başında olduğu takımın orta sahasında en fazla maç oynamış adam.brezilya ulus takımının bankosunu kesmiş kaç maçta. ayhan'ı malülen emekliye ayırtmış. topal'a sövdürmüş, barış'ı dövdürmüş.
    2-takımda en fazla koşan adam.
    3-takımın en az top kaybı yapan adamı.
    4-takımın yediği gollerin vidyosu buyrun efendim iyi bakın, 16 numara hiç görünüyormu kadranda?
    5- en fazla top kapan adam.

    bulamadım, iddiaya girerim, istatistik bilgileri iniesta'dan daha iyi değilse ben bi bok bilmiyorum. şimdi elimde böyle bir futbolcu var ve sudan ucuz. dünya'nın en elit takımlarına kakalamazsam yine bi bok bilmiyorum.

    yediği yemekler, aldığı vitaminler, ilaçlar, yaptığı antrenmanlar kaplumbağaya yaptırılsa tavşana nal toplatır. çok koşmanın taraftarı kandırmaktan başka bir boka yaradığı görülmemiştir eğer başka meziyetleri sahaya yansıtamamışsan. misal final maçında okan bana göre en az 20 kilometre koşmuş olmalı. suat eğer hesap yapılsa koşa koşa dünya'yı turladığı ortaya yazılır.

    top kaybı hemen hemen imkansızdır. türkiye liginin uzak ara en kazma futbolcusu servet bile yanındaki adama 10 metre pas atabiliyorken bırakın 16 numara da, yana, geriye ya da kaptırmaya ramak kala elano'ya atabilsin. top kaybını elano yapsın, aman 16 numaranın istatistiğine zeval gelmesin. o oynayacak diye mehmet topal tir tir titresin, geçen yıllarda oynadığı oyunu oynayamasın.

    top bizdeyken bukelamun olsun, renk değiştirsin, araziye uysun görünmesin. top isteyip başını belaya sokmasın. başını belaya başkası soksun, küfürü elano yesin, sabri yesin hayırlısıyla şu top kaybedilsin. 16 numaranın görevi başlasın, ya allah, it gibi koşsun, başta dedik şu an liglerdeki en akıllı futbolcu, topun nereye gideceğini tahmin ediyor, bir şekilde topa dokunuyor, kapıyor ve 10 metre mesafedeki birine aktarıp hazır ola geçiyor. hafızaları yoklayın 60 metre bir pasını hatırlayan var mı? yoksa ben mi paranoyak oldum 16 numara yüzünden.

    aklını en çok bizim kalenin başı beladayken kullanıyor. eğer müdahele edebileceği bir pozisyonsa gözüküp, topa dokunarak iyi bir iş yapmış oluyor. yok eğer golü yiyeceksek, hesabı önceden yaptığı için o anda kazan mevcudunun dışında kalmayı başarıyor. haliylede gol, kazmaların, bok çuvalının başına patlıyor. bir de sabri uzaktaysa değme keyfine 16 numaranın. gol günah keçisi olarak sabri emrimizde. 16 numaranın suçu var mı?

    iyi galatasaraylı olduğunu ispatlayarak gelmiş aramıza. küçükken giydiği sarı kırmızı formalı resmini çıkarmış ortaya.bursa'da oynarken yedek kulübesine galatasaray maçı kaç kaç diye sormuş göye. bu doğru olamaz aslında, galatasaray!la bursa ancak birbirleriyel aynı saatte oynar çünkü. sülük medyasının medarı iftiharı, en kötü oynadığı maçta bile en iyi oynadı diye yazıyorlar, taraftarın kafasını karıştırıyorlar. biliyorlar ki 16 numaranın, servet'in, barış'ın oynadığı takımdan çekinecek hiç bir şey yok. oynamadığı maçlarda takımın isabetli pas yüzdesi tavan yaptı.

    kendisi hakkında bu son yazımdır. helal olsun ki surinamlı'nın başımızda olduğu bir takımdan bile beni soğutmayı başarmıştır. 40 tane takım yaptırsalar bir tanesinde limon taşıtmayacağım adama 1 senedir katlanıyorum. artık şu son kalan 4 maçta banko oynasın, umurumda bile değil. ben çok ağladım, bu adam şampiyonluğa mal olacak diye. sevenleri çokmuş tribünlerde, belki onlar haklı, reykart'da oynattığına göre bize görünenin dışında başka bir yeteneği var. bir türlü ben göremiyorum ya, lanet olsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın