resim
Mustafa Denizli
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:75
Uyruk:Türkiye
  • 1576
    ilk günden bu yana kendisine ve geçmişine karşı saygılı, anlayışlı ve de sabırlı olmaya çalıştım, keza eski yazılarım da orada, zaten iyi kötü takip eden yazarlar da hatırlayacaklardır...

    akıl sır erdirilemeyen semih kaya ısrarı, stoperde ikinci baharını yaşayan hakan balta'yı sol beke kaydırıp performansını düşürmesi, martin linnes yerine sabri sarıoğlu'nu tercih etmesi falan iyiye yorulabilecek şeyler değil. şurada galatasaray'ı iki gözüyle adam akıllı takip eden herkes bunlardaki saçmalığı değil sahada görmek, önceden kestirip denemezdi bile...

    23 ocak 2016 osmanlıspor galatasaray maçında jason denayer sakatlanıp çıkınca yerine giren bilal kısa orta sahaya dahil olduğunda, orta sahadaki ryan donk da stopere geçti ama hakan balta sağ stoper, donk sol stoper oynadı. böyle aptalca bir şey olamaz. sol stoper için şu an kadromuzda hakan balta'ya alternatif olabilecek bir adam bile yokken beyimiz kendisini sağa koyup yerine kel alaka birini oynatıyor.

    lionel carole ile olcan adın arasındaki dengeyi tutturamaması da bir başka saçmalık. sol bek olcan, sol açık carole şeklinde ilginç bir saplantısı var, sebebi belli olmadığı gibi değişme eğilimi de göstermiyor. hadi burak yılmaz ve umut bulut bir nevi zorunluluktur, hele lukas podolski de sakatken; hani öyle kolay kolay "hoca koy altyapıdan birini" vs. denmez fakat yukarıda saydıklarım tamamen kendi keyfinden yaptığı saçmalıklardır.

    osmanlıspor denen belki de ligin en antipatik takımına iki maçta da yenildik. yeni 2010-2011 sezonumuz hayırlı olsun arkadaşlar, ben gemiyi terk ediyorum :(
  • 1579
    evet kendisi hakkında ilk yorumum olacak. bu adamın gelişine sıcak bakmamıştım çünkü şampiyon yaptığı takımları iyi oynatarak şampiyon yapmadı. kendisi skor hocasıdır.

    şimdi hh gittikten sonra denizli geldi türkiye'nin en iyi tandemini bozdu. goller ve asistler yapan geriden oyun kuran tandem ikisilini. kim bunlar tabi ki h.balta ve chedjou.

    2 yıldır hamza hamzaoğlu'nun oynatmadığı semih'i tandem e yerleştirdi ve yıllardır bek oynamayan adamı sol beke koydu. ki bu adam stoper oynamayı seviyorum oyun kurmayı seviyorum diyen adam.

    yani semih'i kazanmaya çalıştı. boyunun ölçüsünü aldı. sonra tarık'ı kazanmaya çalıştı. ondan da bi halt olmayacağını gördü. sol bekte iyi performans sergileyen tekrar kendini bulan olcan adın'ı gitti sol açığa koydu.

    kimse bana hamza diyemez diye iyi oynayan bilal'i kesti. jose'den de nasibini aldı.

    ligin bilmem kaçıncı haftasında takıma kondisyon yüklemeye çalıştı. sizde gördünüz adele ve kas sakatlıklarını. ligin ortasında oyuncuya kondisyon yüklenmez. devre arası da zaten olmadı. madem kadron kısıtlı sezon öncesi fazla çalışmayan kadroya abanmanın lüzumu yok.

    şimdi elinde kimse kalmadı. kendisine yardımcı antrenör almayan hoca. kendisini mükemmel kurtarıcı olarak görüyor sanırım.

    barcelona maçlarını izleyenler bilir luis enrique'nin yanında kot pantolonlu bir yardımcı vardır. maç boyu enriquenin kafasını siker kenarda şunu yapalım bunu yap vs. diye oyunculara taktiği o verir mesela.

    bizim hoca rakip analizlerini kimden alıyor. scout ekibinden. scout ekibi senin yardımcılığını mı yapacak yoksa kendi görevlerini mi. e sen rakibi de analiz ettiremiyorsun takımı da potaya sokamıyorsun ne diye geldin bu takıma?

    oyuncuları tehdit ediyorsun kötü oynayanları budarız. diye dikkat et sezon sonu onlar seni budar. sezon ortası böyle laflar denmez oyuncu grubuna. hemde 5-6 hoca yiyen takımda ki topçulara ekonomik durum ortadayken hiç denmez.

    e sen geldin geleli ne değişti. takım daha geriye gitti ve şampiyonluktan düştü. hangi oyuncu seninle beraber şaha kalktı veya performansını artırdı. en azından hh geldiğinde takımda siyahla beyaz kadar fark vardı.

    bir sinan gümüşü oynattın o da poldi yok diye mecburiyetten. nerede yardımcı hocaların? nerede 5 transferin? nerede biz galatasaray'ı onlar bizim nefesimizi hissedecek havaların?

    mancini gs'a ilk geldiğin de şunu demişti hatırlarsınız. bu takımın 3 öğün defans çalışması lazım diye. düşünün bu adam italyan ve allahbilir hiç bir gs maçını izlemeden geldi. hemen olaya el koydu ve gs italyanlar sayesinde takım savunması yapmayı öğrendi ekmeğini hh yedi.

    e be mustafa denizli sen bu takımı bilen adamsın yorumcuydun dışarıdan en iyi gözlemleyen ligi en iyi bilen sendin hani kurt hocaydın. görmüyor muydun gs'ın çok gol yediğini. gs'ın osmanlı'dan yediği goller şaka gibi. takım gibi oynatmayı göstereceğine gittin adamları body salonuna soktun. yemek programını değiştirdin. böyle mi şampiyon olmayı düşünüyordun.

    gerçekten bu adamın kafası geride kalmış ve futbola uzak en son azerbeycanın sıradan bir takımı çalıştıran hocayı gelsin de takımı kurtarsın diyen yönetim de tabi ki utanmadı.

    gs'ı yöneten herkes utanmalı. ve çıkıp yalanlar sıkacaklarına özür dilemelidir.

    son sözüm denizli bu kafayla bu yapıyla bu oyuncu grubu ve yönetimiyle sezonu zor bitirir ve önümüzde ki sezonu da göremez.

    hakan chedjou'yu bozan kurt hoca. olcanı sol açığa yerleştiren müthiş gözlemci
  • 1580
    takımın en yetenekli 3-4 futbolcusundan birini çıkarıp, kainatın en yeteneksiz mahlukunu oyuna alırken ne düşündüğünü merak ettiğim hoca.

    kafamda maçın bittiği andı o değişiklik. kenarda umut'u görünce kardeşime de dedim "kesin sinan çıkacak" diye. öyle de oldu. ağrıma gidiyor lan. vallahi ağrıma gidiyor. böyle büyük saçmalıkların bu kadar açık tahmin edilebilmesi.

    dün kamajikaciyanın maçtan önce paylaştığı tahmini bir 11 vardı ya. aha şu (bkz: #1887709), aslında hepimiz bal gibi biliyorduk sahaya çıkacak 11'in o 11 olduğunu. hepimiz biliyorduk lan. ama kendimize itiraf etmekten korktuk. "yok ya" dedik. "bu adam tecrübelidir. böyle saçma 11'le başlamaz" diye düşündük. saçma bir 11'di çünkü. futboldan nasibini almamış bir sabri'yle, böyle bir zeminde üflesen uçacak bir semih'le başlanmazdı çünkü.

    ama başladı. ve aslında o başlama her şeyin bittiği andı.

    mustafa denizli'ye şu sözlerle sitemimi belirtip entry'imi noktalayayım; https://www.youtube.com/watch?v=bNA0j_IzPaI
  • 1582
    yazık çok yaşlandı.
    oyuncu değiştirmeye karar verene kadar maç bitiyor.
    burak'ın, umut bulut'un satılmasına karar verene kadar da transfer sezonu bitecek.
    korkuyorum istifa etmeye karar verene kadar ömrümüz bitmesin.

    hadi çok zor olmayan bir kehanette bulunalım. bundan sonra yaşanan her puan kaybında istifası daha yüksek sesle dillendirilir.
    denizli hatalarında inat etmeyi seven de bir teknik adam. yaşanan hiç bir puan kaybı bir sonrası için ders çıkarmasına neden olmaz. zaten dedik ya, ders çıkarana kadar 15/16 sezonu bitecek diye.

    belki veteran teknik adamları ve futbolcuları kalkındırma gayesi güden kurumumuz denizli için bir kolaylık sağlar da, istifasını sunmaya dair kararını beklemeden onun yerine görevine son verirler.
  • 1584
    en vasat takimlarda dahi teknik direktor degisince bir reaksiyon olur, kalici olmasa da 1-2 mac takim performans gosterir. kabul edelim, denizli geleli beri takim hamzaoglu donemindekinin 2-3 gomlek gerisinde. ligde 5 puan gerideyken 15 puan geriye dustuk, sampiyonlar liginde madrid macina neredeyse cikilmadi, astana maci fiyaskoydu. defans problemlerinde zerre ilerleme yok, aksine hucum da tamamen tikanmis durumda. takim tam gaz geriye gidiyor.

    teshislere bakiyorum. selcuk-bilal en azindan etkili bir ofans takimi saglamisken onu bozdu. sonra oturmus chedjou-balta tandemini bozdu. bastan colak'i, jose'yi denedi, vakit kaybetti. hakan balta'da sol bek israrina kimse anlam veremiyor. haftasonu linnes'in oynamamasini anlayamiyoruz, donk transferine bu paralara ragmen onay verilmesini, umut gibi galatasaray'in ilk firsatta elden cikarmasi gereken bir oyuncunun takasta kullanilmasina izin vermemesini anlamlandiramiyoruz. martin benitez gibi kapali kutu bir isimde bu denli israr edilmesini de ayni sekilde.

    malesef buyuk bir hayal kirikligi. bu sezondan sonra ne bu yonetimle ne de denizli'yle bir gelecek olmadigi malesef ortada. gecmisteki katkilari ve bu zorlu donemde elini tasin altina koydugu icin tesekkur ediyoruz, ancak bir gelecek olmadigi cok bariz.
  • 1585
    kendisini daha gelmeden eleştirerek ofsaytlara bir entry daha katmış biri olarak net konuşayım; kendisi ile en az hamza kadar kötü top oynuyoruz.

    yaptığı açıklamalar, özellikle transfer ve budama ile kaçınılmaz başarısızlığı hakkında yazdığım yazıya binaen "acaba" dedirtse de, yorumculuk adeti midir bilinmez dedikleri hep lafta kaldı. aslında basit gerçekleri kabul edebilse, biraz da yüreği olsa bir şeyler yapabilir ama bugüne kadar lafları ile eylemleri tutmadığından, "yapacağım" dediği şeyleri yapma fırsatı elindeyken yapmayan veya yapamayan denizli'ye nasıl güvenelim bilemiyorum.

    a) florya'nın yeniçerilerden geri alınması lazımdı. yeniçeriler kim? selçuk ve burak önderliğinde takım abileri. burak'ı west ham, kanserojen madde sınıfında tanımladığımız umut'u donk transferinde kasımpaşa'nın resmen istediği biliniyor. şu adamları göndermiş olsa selçuk'un bile performansı artacak. ha diyeceksin "takımda forvet yok" diye. koy podolski volkan pala ikilisini yerine. zaten attığımız 60 küsür golün sadece 13'ünü atmış forvet, 3 tanesi penaltı. demek ki zaten verim alamıyorum adamlardan ben, ya da minimum verim alıyorum. poldi-volkan daha iyi olmayabilir ama ne kadar daha kötü olabilirler ki?

    b) budama dendi, adam aldık kimseyi göndermedik. budama yok yani.

    c) takımda revizyon lazım diyor denizli; 1. çıktığımız garantilenmesine rağmen sikko kupa maçına a takım ağırlıklı kadroyla çıkıyoruz. madem yapılanma lazım, bir el at bakalım belki altyapıda paslanmış, unutulmuş bir cevher vardır? yok. sağ bek alıyoruz sabri oynuyor. bu şekilde mi yeniden yapılanacağız?

    d) oyuncu değiştirmeye de mi para veriyoruz da 80 den önce adam almıyoruz biz sahaya?

    e) mustafa denizli'nin hoca olarak takıma tek müdahalesi, carole'ü keserek, sol bekte oynayamıyor diye üzerine 3 adam transfer ettiğimiz bir de riera devşirdiğimiz hakan balta'dan yeniden sol bek yaratmaya çalışması ile sınırlı. adam stoperde prime'ında oynuyor ama mustafa'nın kafasında hep sol bek kalacak.

    kendisi hakkında tez elden takımdan gitsin diyorum. 2-3 sene yakmak, yeniden yapılanmak gerçekten benim için sorun değil. 22-23 yaş ortalamalı takımla oynamak sorun olmak bir kenara hoşuma dahi gider. ama bunun için güven verecek, kenarda çaresizce bekleyen değil, alev alev yanacak bir hoca lazım. bu hoca mustafa değil.
  • 1586
    kendisi galatasaray'ın başına ilk olarak 1987 yılında getirilmiştir. türk futbol tarihini değiştiren adam jupp derwall, yıllar boyunca üstüne koya koya geliştirdiği galatasaray kadrosunu 1987 yılında yani 14 yılın sonunda şampiyon yaptıktan sonra misyonunu tamamladığını söyleyip denizli'ye bırakmıştır. hazır ve yıllarca derwall tarafından eğitilmiş bir kadroyla sonraki yıl da şampiyon olan denizli, avrupa kupalarında bir ilke imza atarak kulübe şampiyon kulüpler kupasında ilk kez yarı final oynatarak tarihe geçmiştir. bunda mustafa denizli'nin mi yoksa derwall'in mi daha büyük payı vardır? elini vicdanına götüren herkesten sorunun net cevabını duyar gibiyim.

    1989'da şampiyonluğu fenerbahçe'ye kaptıran denizli, türk futbol tarihindeki ilginç hikayelerden birine imza atıp sanırım tarihte bir ilk olan iki takım arasındaki teknik direktör takasının parçası olarak almanya'da alemannia aechen'in başına geçmiştir. 1 sene çalıştırdığı alemannia aechen'i küme düşüren denizli, sigi held'den ziyadesiyle mutsuz olan galatasaray'ın başına tekrar geçmiştir. aynı zamanda beşiktaş'ın şampiyonluk üçlemesinin 2'nci yılına denk gelen bu tarihte denizli, güçlü rakibine 2 sene boyunca engel olamamış ve yerini feldkamp'a bırakmıştır. feldkamp dedemiz denizli korkağının yapamadığını yapıp, kadroyu misyonunu tamamlanmış oyunculardan arındırarak gençlere emanet etmiş ve türk futbol tarihinin en büyük başarılarını kazanan takımın iskeletini kurmuştur.

    derwall'den kalan mirası bir güzel yiyerek ismini piyasaya yazdıran denizli, şikeyle kazanılmış 1 fenerbahçe şampiyonluğu (ankaragücü, ersun yanal, okan buruk, emre belözoğlu olayları, 3-0'dan 4-3'e gelen antep maçı, 'aziz tarafından imalı imalı sorulan 'sen mi şampiyon yaptın takımı mustafa hoca?' sorusu, vb) ve galatasaray'la fenerbahçe'nin yarıştan haftalar evvel koptuğu bir sezonda kazandığı 1 beşiktaş şampiyonluğuyla şanına şan katmıştır. zira aynı hoca sonraki sene hem de başından aldığı beşiktaş'ı 5'nci yapmıştır!

    fenerbahçe'nin başına geçebilmek için 90'lı yılların sonunda başında bulunduğu türk milli futbol takımı'nda genel olarak fenerbahçe'li oyuncuları tercih etmesiyle tanınır. zira bildiğiniz üzere 1996-2002 arası türk futbolunda tam bir galatasaray dominasyonu varken ve o takımın en önemli oyuncularından birkaçı suat kaya, ümit davala, hakan ünsal, ergün penbe gibi oyuncularken, kendisi fenerbahçe'de oynayan ümit özat, tayfun korkut, abdullah ercan ve ogün temizkanoğlu gibi oyuncu tercihleriyle o zamanları bilenlerin hatırlayacağı üzere türk futbol severleri çıldırtmıştır. bu çıldırtmaların en büyüğü ise 2000 avrupa şampiyonasında gelmiş ve kendisi türk futbolunun o zamanki en büyük genç yıldızı ve galatasaray'ın uefa kupası'nı almasında önemli pay sahiplerinden emre belözoğlu'nu hiç oynatmayıp yerine yine ümit özat'ı tercih ederek fenerbahçe yalakalığının nirvasını gerçekleştirmiştir.

    anlayacağınız mustafa denizli, asla ve asla aradığımız ve bu takıma devrimi getirecek adam değildir. zira bir insanın yaptıkları yapacaklarının garantisidir ve kendisi kariyerinin hiçbir döneminde böyle bir atılımda bulunmamıştır. aksine 4 sene üstüste şampiyon olup uefa'yı almış galatasaray'ın karşısına yeni kurulmuş fenerbahçe kadrosuyla çıkmaktan korkup tsyd kupasını aziz yıldırım'la birlikte tedavülden kaldırtan adamdır. aynı şekilde yeni nesillerin de bileceği üzere kendisi 3'üncü galatsaray macerasının başında atletico madrid deplasmanına çıkmaya korkup bir yandan da kapalı kapılar ardında kadroyu taffarel'e vererek ödlekliğine bir yenisini eklemiştir. zira 1,5 yıl sonunda hakan balta ilk kez o maçta sol bek oynatılmıştır ve kendisi şu an takımın başındayken hakan'ın ilk tercih olarak nerede oynadığını görüyoruz.

    tüm bunların ortalamasını aldığımızda; biraz ağır ve amiyane olacak ama biz kendisinin sıçtığı bokun kaç oktav olduğunu biliyoruz. boş yere taraftara jaz yapıp, yapamayacağı şeylerin sözünü vermesin ve tez zamanda istifa edip bu kulübün önünü bir nebze de olsa açsın. kendisi bunu yapamıyorsa da bir zahmet iyi bir galatasaraylı çıkıp bu adamı kovsun. zira kendisinden bize bir yol olmaz, olamaz...
  • 1587
    14 ocak perşembe günü antalya kampında ''önümüzdeki hafta birlikte çalışacağım arkadaşı sizinle paylaşacağım'' diyen ancak tarih 26 ocak olmasına rağmen hala yardımcısı olmayan hocamız. ya ben bugüne kadar -amatör küme takımları dahil- yardımcısı olmayan hoca görmedim. ulan takımda santrafor yok, kanat yok, ruh yok, hiçbir şey yok da yardımcı antrenör niye yok anlamıyorum. bir hocanın 28 futbolcunun her biri ile aynı seviyede ilgilenebilmesi, sorunlarını çözebilmesi mümkün müdür? neden bu adama yardımcı olan kimse yok ya. adamın kulübede en büyük yardımcısı tercüman mert çetin. kendisi haricinde kulübede hoca diploması olan diğer kişi de kaleci antrenörü taffarel. fatih hocanın mesela -ekibin geri planda kalan isimleri bir yana- iki tane, mancini'nin, prandelli'nin, hamza hocanın yanlış hatırlamıyorsam en az 3-4 tane yardımcısı vardı. ama mustafa hoca takıma geleli iki ay olmasına rağmen bütün problemlerle tek başına uğraşmaya çalışıyor. gerçekten çok enteresan bir durum bu.

    mustafa hoca'yı da savunduğum, formsuzluğunu görmezden geldiğim düşünülmesin lütfen. geldiği günden bu yana bana göre -basın ile iletişimi hariç- koca bir hayal kırıklığı durumunda.
  • 1589
    geleli 3 ay oldu sanırım ama tek olumlu hareketi yok. 100 tane olumsuz hamlesini yazabiliriz. benim galatasaray'a inancım sonsuz ama hocaya değil. denizli ile bir arpa yol ilerleyemeyiz. kendisi hala doksanların başında. tez vakitte emekli olur umarım. artık kalbini mi bahane eder, psikolojik sorunlarını mı bilemiyorum. bir an önce takıma en az zararla gitmesini bekliyorum. özbek'i de yanında alsın bir zahmet. semih'i de alabilir.
  • 1593
    artık galatasaraylı olmadığına inandığım adam. malesef. bakın şu yaptıklarını en azılı fenerbahçeliler-beşiktaşlılar yapmaz mıydı?

    1- donk transferinde umut bulut ile takas imkanımız doğuyor, ancak kendisi izin vermiyor. umut bulut kalıyor. umut'tan kurtulamadığımız gibi donk'a daha fazla para verip lose-lose oluyoruz.
    2- burak yılmaz'a teklifler var. bence satılabileceği ve para edeceği son senesi. mustafa denizli izin vermiyor ve kalmasını istiyor.
    3- alınan sağ bek linnes, 3. maçına çıkarken birinde yedek, diğer ikisinde sağ açık. ilginç...
    4- en iddiasız kupa maçında oyuncu kazanmak, genç forvet oynatmak varken umut bulut aşkı buna izin vermiyor. umut bulut yine ilk 11.
    5- defans ortasında iyi oynayan hakan balta'yı, berbat oynadığı ve uzun süredir oynamadığı sol beke koyuyor. carole oynayıp gelişecekken, hakan balta gibi berbat bir sol bek ile oynuyoruz. yine lose-lose durumu. bir hamle ile iki zarar vermiş oluyor.

    eee ama. ligde futbol oynamıyoruz. puan farkı gittikçe açılıyor. geldiğinde umutluydum ama şu an benim için yaptıkları ile bitmiştir. umudum yok.
  • 1598
    ya demiyim demiyim diyorum da bence kendisi medyayla iletişimi dışındaki tüm konularda hamza hamzaoğlu'ndan daha kötü. tamam, bu kadroyu kurmadı ama gelecek adına bir ışık göremiyorum ki. türkiye kupası gruplarından çıkmayı garantilemisiz, 2.lig takimina karsi* oynuyoruz ama forvetimizde umut bulut var, üstüne yedeklerde 1 tane bile 20 yaş altı futbolcu yok. bu bence başlı başına bir sorun. geçmişine saygı olmasa çoktan istifaya cagirilmisti bence.
App Store'dan indirin Google Play'den alın