• 1076
    yönetimin şu anki durumunu anlatan bir kızılderili atasözü: “bir ayağı kanoda, bir ayağı kayıkta olan nehre düşer”
    düzenleme: ertesi sezon başına geldik, hala bu atasözüne uygun hareket ediyorlar. futboldan sorumlu yöneticinin 3 gün arayla önce “bizim birinci önceliğimiz diagne’yi satmak”, sonra da “satmak için acele etmiyoruz” demesini başka nasıl tarif edeyim ki?
  • 1077
    dursun özbek illetinden kurtardığı için arkasında durduğumuz başkandır.
    hatta içerdeki hainler tarafından da uefaya şikayet edilmiştik arkasında durmuştuk.
    ama şu ana kadar hiç bir alanda bir başarısı yok yönetimin.
    (cl, lig, transfer, kulübün haklarını savunma koruma) (diğer branşlar)

    fatih terim takımı bırakıp aday olmalı artık. bunlardan da kurtulmalıyız.
  • 1080
    https://www.galatasaray.org/...laket-hakkinda/42993

    şeklinde garip bir bildiri yayımlamış yönetim.

    hayır ben saygı kısmını anladım. ne olursa olsun biz geleneği uygularız kısmını da anladım.

    da, ne demek "bu zihniyet?" rize başkanı işi gücü bırakıp galatasaray'a sallayacak ama siz plaket verirken ağzınız kulaklarınızda, tepki gösterirken kuyruğunuz kıstırılmış mı olacak? buna gelen eleştirileri de iç mihrak diye yaftalayacaksınız.

    lafa bak, rize başkanı tepki almış. ne tepkisi verdiniz? sn msqlsn qlb bn ytrm mu yazdınız anlamadım?
  • 1082
    sözlükteki inanılmaz savunucuları sayesinde kendisine yaptığınız eleştiriler hemen en ofsaytlara girer çünkü kendileri mükemmel ve hatasız insanlar tarafından oluşturulan bir yönetimdir.senin aleyhinde açıklamaya imza atan adama plaket verirsin eleştirirsen ofsayt,forvet almazsın ama eleştirirsen ofsayt gerçekten insanlar şahısları galatasarayın üstünde görmeye bayılıyor.
  • 1083
    artık misyonunu tamamlayan yönetim...
    şu bir gerçek ki dursun aydın özbek ve yönetiminden galatasaray'ın kurtulması için yaptıkları ve kulübün uefa'dan men cezası almadan yoluna devam edebilmesini sağlamaları takdir edilmesi ve unutulmaması gereken -görevlerinden dolayı- en önemli hizmetleridir. ancak, gerek sezon öncesi transfer döneminde oyuncu alma ve satma kosundaki başarısızlıkları ve bunun takıma yansımaları gerekse de teknik heyet üzerinde gerekli yönetim ve denetim görevlerini yerine getirememeleri nedeniyle ve aynı zamanda kulübü dış çevrelerin tehditlerine açık hale getirmeleri ve temsil edememeleri nedeniyle artık kulübe verebilecekleri bir yönetimsel değer olmadığıklarını düşündüğümden misyonlarını tamamladıklarını düşündüğüm yönetimdir. baktığınızda her biri iş dünyasında kariyerli başarılı insanlar ancak galatasaray farklı bir ölçek elbette. başkan mustafa cengiz faruk süren seviyesinde başarılı bir başkanın yönetiminde değerli bir yönetim kurulu üyesi olabilir -ki öyle olacağına inancım tam- ancak başkanlık seviyesinde kararlar alabilecek ve galatasaray'a can suyu verilirken konan hedeflere götürebilecek kabiliyette olduğu konsunda görünen bir eksiklik var. aynı şey ikinci başkan ve diğer yönetim kurulu üyeleri için de geçerli; yetenekleri ve yetkinlikleri ölçüsünde görevler aldıkları takdirde galatasaray'a faydalı olacaklardır şüphesiz ancak bu örgütlenme ve planlama ile değil.
  • 1085
    ruslarla uefa avrupa ligi için çekişiyorsunuz ama ne hikmetse maçınıza beyaz rusya'dan hakem atanıyor ve siz uyuyorsunuz. yetmiyor bu hakem alenen maçta şike yapıp, bariz penaltı ve kırmızı kartınızı veremeyip, hayali ofsayt uyduruyor. son olarak da iki tane komedi penaltı çalıp ilk yarıyı bitiriyor. gerçekten sizin tek göreviniz devlet büyüklerini ziyaret etmek midir?

    (bkz: 11 aralık 2018 galatasaray porto maçı)
  • 1086
    galatasaray'a tarihinin en büyük avrupa hezimetini yaşatmış olan yönetimdir. sezon başında kasımpaşalara 4, alanyalara 6 atarken spor programlarına çıkıp atasözleri söylerken herşey güzeldi tabi. yöneticilerinden bazıları işler az kötü gittiğinde gomis'i bile düşman ilan etti, hedef göstertti. yönetici olarak görev sorumluluklarını yerine getiremeyen, futbol takımını sakat bırakan hamlelere imza attılar.

    ağızları ile kuş tutsalar en büyük muhalifleri benim, sıradan bir vatandaş olarak istifalarını talep ediyorum. 3 ayda dibi gösterdiler bize. şu saatten sonra ronaldo'yu alsan kaç yazar. türk spor tarihinde bir daha nereye bu kurayı çekebilirsin?

    bu yönetimin başkanı böyle deyimleri, vecizeleri, atasözlerini iyi bilir, çok kullanır. bizde kullanalım o zaman, çok bilinir bu söz:

    istifa da bir hizmettir!
  • 1091
    geçenlerde bir yazar arkadaşımız yazmıştı. yönetim hata yapmıştır, elbette eleştirilir, eleştirilmelidir; ama muhtemel bir yönetim değişikliği sonrası muktedir konuma gelecek liseci tayfanın ilk yiyeceği adam da fatih terim olacaktır muhtemelen. işin içinde fatih hoca olunca rasyoneliteden uzaklaşarak eleştiriyi asla bölüştürmeyen, tüm okları fatih hoca dışındaki unsurlara yönelten arkadaşlar bunu da bi' göz önünde bulundurmalı bence.
  • 1092
    kolay olarak gördükleri şampiyonlar ligi kura çekimi sırasında başkanı ve asbaşkanı şu görüntüyü vermiştir:

    https://hizliresim.com/nQ72Ng

    gerek kümülatif vizyonu ve maddi olanakları, gerek ise türkçe bilgileri, adı galatasaray olmayan herhangi bir takımı kümede tutmaya yetmeyecek “demek istemiyorum ama” bu az yukarıda bahsettiğim iki kişi, aynı zamanda kulübün başkanı, asbaşkanı, futbol şube sorumlusu, sportif direktör ve transfer komitesi başkanı sıfatlarını da kendilerinde tuttuklarından, “maaş ödeyemiyorlar” denmemesi için, - çünkü, beklendiği üzere ilave kaynak yaratamadılar - sıcak para getirebilecek tek adam olan gomis’i satma yoluna gittiler.

    bu süreçte asbaşkan ve aynı zamanda futboldan sorumlu yönetici olan şahıs çıkarak taraftara “içı forfet alazaaz” diyerek yalan söyledi. bu yalan, aynı şekilde futbol takımının hocasına da söylendi ki fatih terim 10.12.2018 tarihli basın toplantısında “bana iki forvet alınacağı sözü verilmese forvetimizin satılmasına onay vermezdim” diyerek, kendisine de aynı yalanın söylendiğini beyan etti.

    şimdi “kimse galatasaray asbaşkına yalancı diyemez” diyenler olacaktır. beyanat, almaya çalışıyoruz olsa haklısınız; ancak alacağız dendi. ha aynı şahıs çok değil 2-3 hafta önce gece söylediği şeyi, sabah söylemediğini de iddia etti ama bu durum ülkemizde popüler biliyorsunuz.

    genel kurulda kürsüye çıkarak “bir kuruşa bile ihtiyacımız var” diyerek kulübe yeni üye olacakların giriş aidatını iki katına çıkartan bu yönetimin, aynı zamanda baya şık ve tanesi tahminim 500 liraya mal olan plaketleri, kulüpler birliği çatısı altında yayınladıkları deklerasyon ile ağzımıza sıçmaya çalışan çapsız kulüp başkanlarına dağıttığı da ortaya çıktı. umuyorum bu plaketler kulüp kasasından değil de asbaşkanın cebinden çıkan para ile yaptırılmıştır; aksi doğrudan maddi ibrasızlık gerektirir.

    neyse; bizleri içeride ve dışarıda başarısızlığa mahkum ederek (bugünü öngörmeyeniniz var mı?) sezona başlatan kişiler topluluğu adına konuşan aynı yönetici, “ocak ayında dunya bizu konusacak, sabirli olun lutfen” “beyannatı” (kendi ifadesi) verdi.

    aralık ayının ortasına geldiğimiz şu dönemde haftasonu yenilirsek, neredeyse lige havlu atıyoruz, şampiyonlar ligi gitti, uefa’da da çıtır takımlar yok.

    zamanında dursun özbek için söylediğimi kendileri için de söylemek istiyorum:

    “sayın mustafa cengiz ve yönetimi; istifa da bir hizmettir, ve istifa, sizin bu kulübe yapabileceğiniz en büyük hizmettir”
  • 1093
    bu yönetim dışında kim seçilirse seçilsin genel kurul üyeleri haindir diyordu buradaki ahali. hatta benim yaptığım anketin sonucunda da %89 mustafa cengiz çıkmıştı. kendisi seçildi nitekim, şimdi de senesi dolmadan istifa deniyor. acaba taraftarların da biraz şapkayı önüne koyup düşünmesi, kendine pay çıkarması gerekmez mi? kulüpte gel dediğin gelsin git dediğin gitsin ama hiç sorumluluk almayan sen ol, oh ne ala. *

    kaldı ki bu kulübün şu an birinci önceliği mali disiplini sağlayıp borç yükünü eritmek. sonra da futbolda lig şampiyonluğu. devede kulak şeylerin peşinden gidip dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmanın manası yok.
  • 1094
    2018-2019 sezonu şampiyonlar ligi grup aşamasında 4 puan ile elenmemiz kendilerine yazar.

    12-13 puanla gruptan çıkmamız zor değildi. bir tek iyi santrfora bakardı. gerçekten bu kadar basitti. prestij kaybettik. klüpler sıralamasında sıçrama yapma sezonuydu. yapamadık. yaklaşık 15-20 m eur gelirden olduk.

    arkalarında mıyız? evet. ancak bu gerçeği de unutmayacağız. önemli olan kendilerinin unutmaması ve ders çıkarması.
  • 1096
    seçildiğinden beri tek özelliğinin 'dursun özbek olmaması' oldugunu söyleyip durduk bu adamların.

    galatasaray başkanlıgına sanki kendi reklamını yapmak, siyasi baglantılarını güclendirmek icin secilmis gibi herifler. bir gün o bakanı ziyaret, sonraki gün bu belediye baskanını. paso ziyaret.

    bu yönetime hiç ısınamadım geldiğinden beri. yalan yok, yağlı surattan kurtulunca ben de deliler gibi sevindim de keske daha becerikli birileri kurtarsaydı bizi.

    şimdi devre arası geliyorrr. ben bu beceriksizlerin ne oyuncu satabilecegini, ne de alabilecegini düsünüyorum. umarım ben yanılırım, yoksa bu taraftar sizi yer. hakettiginiz yerleri boylarsınız.
  • 1097
    fatih hocanın "bazı arkadaşlarla yollarımızı ayıracağız. bu alışverişlerde galatasaray'ın kaybetmemesini istiyoruz. eğer mümkünse 0 ya da çok küçük rakamlarla bazı oyuncuları değerlendireceğiz devre arası." ve "iki aşamalı düşünüyoruz: ocak ve temmuz. bu aşamalarda çok transfer yapabiliriz. çok derin, herkesin alternatifi olan derin bir kadro yapacağız inşallah." şeklindeki açıklamalarından yola çıkarak devam edilmesi gerektiğini düşündüğüm yönetim. bu nedenlerden sadece birisi bu arada.

    hoca geleceğe dair plan yaptıysa yönetim bunun garantisini vermiş demektir. yarın bi gün yeni bir yönetm gelip "olmaz hoca bu dediklerini yapamayız" derse hoca tüm motivasyonunu kaybeder ve çökeriz.
  • 1099
    su ana kadar hic bir basarisi olmayan yonetim. sampiyonlugu onlara yazmiyorum kusura bakmasinlar. sportif olarak rezaletler, transferde rezalet otesiler, yontsel olarak, albayrakin galatasarayi rezil eden aciklamalari ve takimin hakkini savunma zamani gelince karsida agalari olunca kediye donen tavriyla rezalet otesiler. devre arasi kendilerinden olumlu bir is beklemek polyanna icin bile iyimser olur. belki kotu niyetli degillerdir ama basiretsiz olduklari net.
  • 1100
    benim bu yönetimden 2 beklentim var.

    birincisi galatasaray'ın tek bir kuruşunu dahi çarçur etmemeleri ve aynı zamanda bu paralara sahip çıkıp ekonomik anlamda rahatlamamızı sağlamaları. çünkü kulübe önümüzdeki 1-2 yılda çok yüksek miktarda para girdisi olacak. bu girdilerin başında riva'dan gelecek minimum 900 milyon tl var. sezon sonu yenilenecek olan stad isim hakkı anlaşması da cabası. gördüğüm kadarıyla da mustafa cengiz ve yönetimi geldikleri günden beri galatasaray'ın tek bir kuruşunu heba etmediler, en önemlisi de ettirmediler.

    ikinci olarak transfer. her ne kadar birinci beklentimi doğru şekilde gerçekleştiriyor olsalar da sportif başarı gelmezse kimse ekonomiyi düzeltiyora bakmaz. (bu durumun bariz örneğini ali koç ve fener taraftarı ekseninde görebiliyoruz.) ve sportif başarı bana göre de her şeyin önünde gelir. bu yönetim 2 transfer dönemi geçirdi. ilkinde inter'den nagatomo gibi bir futbolcuyu aldılar, bence bu başarıdır. lakin ikinci transfer dönemleri fiyasko ile sonuçlandı. (bu fiyaskonun sonuçlarına girmiyorum zaten herkesin bildiği şeyler) sonuç olarak bir transfer dönemini daha fiyasko ile geçirirlerse ömürleri çok uzun sürmez.
App Store'dan indirin Google Play'den alın