651
2018-2019 sezonu yaz transfer dönemini yaptıkları pozitif işleri unutturacak kadar büyük bir fiyaskoyla kapamış mevcut yönetimimiz.
uzun uzun yazmayacağım, iyi gördüğümde kutladım yanlış gördüğümde eleştirdim bugüne kadar, doğruları hatalarından her zaman fazlaydı ve arkalarında durdum.
şimdi sözlükte biz türkler için çok yaygın olarak yine bir black white fallacy durumu yaşanıyor, mustafa cengizi eleştirenler yangıncı ve dursuncu eleştirmeyenler gerçek taraftar diye 2'ye bölünmüş durumda, bunun kendi adıma öyle olmadığını söylemek zorundayım, mustafa cengizi ve yönetimini hem eleştirip hem takdir etmek mümkün.
transfer döneminin son gününde panik halinde bir seleznov, love almamalarına memnunum(gerçi alamadılar) ama adama sorarlar 89 gün neredeydiniz diye, b, c planınız yokken as forvetinizi niye elden çıkardınız diye. bir taraftar olarak düşük beklentiyle başladığım transfer sezonunda, başlarda medyaya haber düşmemesi, bu duyumcuların türemesi, bir kaç transferin gerçekleşmesi ve en son da gomis'i satmamız ve modeste ile görüşmemizle son hafta iyice yükseldim, çünkü artık modeste olsun ya da olmasın bir forvet transferi kaçınılmazdı, dün bir de tarihin bizim adımıza en kolay cl kurasını çekince bünyemde büyük bir heyecan doğmuş adeta içimde kelebekler uçuşuyordu ancak an itibari ile büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorum.
kimsecikler kusura bakmasın, plansız, prgoramsız yönetilemeyen bir 3 aydı bizim için. nagatomo, ndiaye, emre transferlerinin %50'sini yönetime yazarsam, %50'sini de oyuncuların bizim takımda aşırı oynama isteğine yazarım, ben buna yönetimin şansı diyorum. bizimle adı geçen forvet adaylarına bakıyorum son 2 günü saymazsak aday sayısı 5'i geçmedi, dünya üzerinde 5 tane forvet oyuncusu varmış gibi kitlenip kaldık, keşke bakın keşke diyorum yönetim gomisi falan satmadan önce orta profilli genç potansiyelli bir oyuncuyu 1-2 neyse verip alsaydı deseydi ki kardeşler bizim kısa vadeli planımız bu, sarılır, ellerini sıkar tebrik ederdik, ama öyle olmadı. yüksek profilli isimler telaffuz edildi vazgeçildi, 10 günden fazla modeste için beklenildi vazgeçildi, yahu ne anlatıyorum beceremediler işte. bugüne kadar yaptıkları hatalar içinde en büyüğü bu oldu, umuyorum futbol takımı iyi gider, çünkü olası bir başarısızlıkta diğer defoları da eskisinden daha çok ortaya çıkacak.
ben artık galatasaraydaki kaos ortamından bıktım, kendimi bildim bileli kaosla sürükleniyoruz, tam diyorum huzurlu zamanlar geliyor bir başka kaotik ortamda buluyoruz kendimizi, şimdi yine taşlı yollarda hedefe doğru düzgün yürümeye çalışacağız ve bu hata sürekli ısıtılıp ısıtılıp önümüze koyulacak, ben iyi gün taraftarı olmamak adına şimdiden peşin peşin böylemek istiyorum bu sezon, en azından sezonun ilk yarısında gözümde bundan böyle başarı fatih terim'in başarısızlık yönetimindir.
uzun uzun yazmayacağım, iyi gördüğümde kutladım yanlış gördüğümde eleştirdim bugüne kadar, doğruları hatalarından her zaman fazlaydı ve arkalarında durdum.
şimdi sözlükte biz türkler için çok yaygın olarak yine bir black white fallacy durumu yaşanıyor, mustafa cengizi eleştirenler yangıncı ve dursuncu eleştirmeyenler gerçek taraftar diye 2'ye bölünmüş durumda, bunun kendi adıma öyle olmadığını söylemek zorundayım, mustafa cengizi ve yönetimini hem eleştirip hem takdir etmek mümkün.
transfer döneminin son gününde panik halinde bir seleznov, love almamalarına memnunum(gerçi alamadılar) ama adama sorarlar 89 gün neredeydiniz diye, b, c planınız yokken as forvetinizi niye elden çıkardınız diye. bir taraftar olarak düşük beklentiyle başladığım transfer sezonunda, başlarda medyaya haber düşmemesi, bu duyumcuların türemesi, bir kaç transferin gerçekleşmesi ve en son da gomis'i satmamız ve modeste ile görüşmemizle son hafta iyice yükseldim, çünkü artık modeste olsun ya da olmasın bir forvet transferi kaçınılmazdı, dün bir de tarihin bizim adımıza en kolay cl kurasını çekince bünyemde büyük bir heyecan doğmuş adeta içimde kelebekler uçuşuyordu ancak an itibari ile büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorum.
kimsecikler kusura bakmasın, plansız, prgoramsız yönetilemeyen bir 3 aydı bizim için. nagatomo, ndiaye, emre transferlerinin %50'sini yönetime yazarsam, %50'sini de oyuncuların bizim takımda aşırı oynama isteğine yazarım, ben buna yönetimin şansı diyorum. bizimle adı geçen forvet adaylarına bakıyorum son 2 günü saymazsak aday sayısı 5'i geçmedi, dünya üzerinde 5 tane forvet oyuncusu varmış gibi kitlenip kaldık, keşke bakın keşke diyorum yönetim gomisi falan satmadan önce orta profilli genç potansiyelli bir oyuncuyu 1-2 neyse verip alsaydı deseydi ki kardeşler bizim kısa vadeli planımız bu, sarılır, ellerini sıkar tebrik ederdik, ama öyle olmadı. yüksek profilli isimler telaffuz edildi vazgeçildi, 10 günden fazla modeste için beklenildi vazgeçildi, yahu ne anlatıyorum beceremediler işte. bugüne kadar yaptıkları hatalar içinde en büyüğü bu oldu, umuyorum futbol takımı iyi gider, çünkü olası bir başarısızlıkta diğer defoları da eskisinden daha çok ortaya çıkacak.
ben artık galatasaraydaki kaos ortamından bıktım, kendimi bildim bileli kaosla sürükleniyoruz, tam diyorum huzurlu zamanlar geliyor bir başka kaotik ortamda buluyoruz kendimizi, şimdi yine taşlı yollarda hedefe doğru düzgün yürümeye çalışacağız ve bu hata sürekli ısıtılıp ısıtılıp önümüze koyulacak, ben iyi gün taraftarı olmamak adına şimdiden peşin peşin böylemek istiyorum bu sezon, en azından sezonun ilk yarısında gözümde bundan böyle başarı fatih terim'in başarısızlık yönetimindir.