• 352
    taraftarımızın kendilerine yaptığı eleştirileri gülerek takip ediyorum. sanırım arkadaşların uefa yaptırımlarından haberi yok veya bu yaptırımın içeriğinden. belhanda satılsın diyene kızarlar, garry satılsın diyene kızarlar, gomis,feghouli... kızıyorsunuz sonra da transfer niye yok. napcan carole'ü 10m€'ya mı satacaksın. uefa açık net söylüyor arkadaşım gelirin yoksa transfer de yapmayacaksın. ama anlaşılamıyor galiba halbuki türkçe açıklamasını da yayınladılar.
  • 353
    o-yun-cu sat-ma-dan ye-ni o-yun-cu a-la-mı-yo-ruz.
    anlamayanlar için heceledim.
    mis gibi başkandır. kredi çekip kulübü tonlarca borca sokan adamları özlediniz galiba. öyle olsaydı değil 1 sene, sittin sene şampiyonlar ligine katılamazdık.
    gereken transferleri elinden geldiğince yapacaktır, fatih hoca'nın isteklerini yerine getirmek için gece gündüz çalıştığına eminim.
  • 355
    sattığın kadar al maddesi olduğu için acilen kiralık takviyeler yapılmalı takıma. aynı kuralı beşiktaş bu şekilde aştı ve kısmen de başarılı oldular(aboubakar, talisca vs). evet bu formül orta ve uzun vadede çok başarılı bir formül değil belki evet senin takımında parlasalar bile bonservislerini alamayıp göndermek durumunda kalıyorsun ama bizim acilen günü kurtarmamız lazım yoksa şampiyonlar liginde madara olacağız.
  • 358
    hazırlık maçları ile 1,5 - 2 milyon türk lirası kazanım sağlayan yönetimimizdir. sanırım 350 - 400.000 € arası bir maç geliri elde edildi.

    seneye japonya yı da içeren bir turne düzenlenirse rakamları euro olarak düşünebilirsiniz, merchandise - resmi ürünler hariç.

    bunun haricinde çatıya avrupa kalkınma bankası (olmalı, onay alınmıştı projeye) kredi alarak güneş enerji santrali kurulma projesini hayata geçirecek olan yönetimdir. (son durum nedir bilmiyorum ama senelik elektrik masrafımız değil 1 milyon tl gelirimiz olacağı söyleniyordu, maç günleri kullanımları vs herşey dahil kullanılan kwh düştükten sonra)

    erol özmandıraci ile espor alanında atılım yaparak amd, intel, sun microsystems(oracle) gibi markaların ileride sponsorumuz olmasını sağlayacak yönetimdir. bir ara uber sponsorumuzdu anımsarsanız. unicorn olan startupları potansiyel sponsora çevirebilecek bir kadroya var arkadaşlar.(biraz iyimserim kabul)

    malesef bir zaafımız var hep karamsar konuları öne ata ata eldeki sağlam doneleri unutuyoruz. renktaşlarıma önerim alın kağıt kalem müsvette bir kağıdı (devir tasarruf devri) veya excell den bir sayfayı ikiye bölün basit bir kolon çizgisi ile > sol tarafa + , sağ tarafa - < koyun ve biraz düşünün neler olmuş yazın; listeleyin.

    en sonunda üşenen veya algı çalışması deneyen sosyal medya uzmanlarına inat yapacağım böyle birşeyi.

    bir de spor yapın renktaşlarım, ciddi spor disiplininiz olsa formuladaki gibi %0,01 lik kazanımlarınızı göre göre ilerler motive olursunuz. az sabır kazanırsınız. (paradox oyunlarını oynayan renktaşlarıma selam ederim. eu, ck, victoria :)

    fitness göğüs benchte bir anda 40kg - 40kg + halter çubuğu ile 85 kg~ basmaya çalışan rocky spor klübü üyesi gibisiniz, kollar püre iken basın bakalım ne oluyor.

    en sonunda ıslak hortumla kovalayacağım olası bir zirvede gamlı baykuşlarımızı ^-^
  • 359
    transfer gerceklestirmesi gerekiyor yonetimin. paralari yoksa kiralayacaklar. ikili, uclu, dortlu iliskilerini kullanacaklar. yonetim mazaret degil icraat icin vardir. eldeki oyunculari satmanin veya kiralamanin bir yolunu bulmak yonetim icinde bulunanlarin isi biz taraftarin degil. mevcut kadronun sampiyonlar ligi ve turkiye ligi icin yeterli olmadiginin fatih terim de farkindadir. bu yuzden umutsuz degilim illa takviye yapilacaktir.

    yonetimden bekledigim asil sey transfer veya sampiyonluk degil. taraftarin kulube sadece musteri olarak degil sahibi olarak katilimini saglamalaridir. borc muhabbetini bitirecek en onemli gelir kaynagi taraftarin kulube uyeligidir. 20-30 bin ucretle uyelik islemleri gerceklestirilebilir. uygun bir yillik ucretle de sureklilik saglanabilir dusuncesindeyim.
  • 360
    taraftar tarafından denklem bellidir. yönetim=ortaya para koyma+futbol takımına transfer.

    bu denklem baz alınarak şu sıralar hayli eleştiriliyor. ali koç 50 koydu, öteki transferin mıhına vurdu, yönetim uyuma diyerekten. ben anlamam kurdan, eurodan, ekonomik krizden, bulan nasıl buluyor; diyen mi dersin. oraya başkan olduysan bahane olmaz diyen mi...

    ama tartışma ekseni hep aynı; futbol takımına transfer. ben yönetimi bu sebeple eleştirmeyeceğim çünkü yönetimin bu anlama geldiğini hiç zannetmiyorum. kulübün değerini ortaya koyacak, gereken para akışını sağlayacak projeler neler onlarla ilgileniyorum.

    örneğin sosyal medya gücümüzün avrupa'da ilk 5'te olduğunu düşünürsek (kaynak: http://m.t24.com.tr/...upada-ilk-5te,671468 ) , bunu değerlendirecek hangi projelerimiz mevcut?
    yıllardır türkiye'nin dünyada en bilinen markalarından olduğumuz bilinen bir gerçek. bunu nasıl değerlendirdik, değerlendireceğiz?
    futbolda bu sezon şampiyonlar ligine gideceğiz. hangi vizyonu ortaya koyuyor takımımız?
    diğer branşlarda halimiz necedir?
    hazırlık maçından kaç para alacağımızı dahi açıklayan şeffaf bir yönetime sahip olduğumuz için soruyorum. bu tür projeler yürüyor da hakikaten biz mi bilmiyoruz?
    yoksa sadece abdurrahim albayrak'ın ve fatih terim'in önderliğinde futbol kayığına bindik, gidiyoruz durumu mu mevcut?

    ben bu yönetimin tavrını, tutumunu sevimli buluyorum. ancak daha kurumsal adımlar atılması gerektiğini de çok ciddi düşünüyorum. muhakkak ki şartlar çok ağır. her şeyden önce kimse adını koy(a)mıyor ama ekonomik krizle boğuşuyor ülkemiz. bunların hepsinin farkında olarak, düşünmek adına bir soru işareti koyuyorum. yönetim birimlerinin üzerine eğilmesi gereken çok konu olduğu gerçeğiyle yüzleşmemiz gerekir diye de ekliyorum.

    her şey galatasaray için...
  • 361
    borçlanmadan hibe yapmadan euro bazında borçları azaltmıştır. bu sırada gerekli finansman ihtiyaçlarına da kefil olmuştur daha ne yapsın bu adamlar anlamıyorum ki? bu kulübün kimsenin sadakasına ihtiyacı yok. gelirleriyle dönebilecek dönmeyi becerebilecek bir kulüp. ali 50 versin veli 20 versin sonra kulüp onların oyuncağı mı olsun? sürdürülebilir ekonomik yönetimdir önemli olan. ondan bundan gelen 3-5 kuruşla günü kurtarmak değil. günü kurtarmaktan bu hale geldi bu kulüpler zaten.

    genel konuşmak gerekirse bazı galatasaray taraftarını cidden laftan anlamayan çocuklara benzetiyorum. öyle yorumlar okuyorum ki hayatında iki kuruşun sorumluluğunu almış olamaz bunu söyleyen diyorum kendi kendime. benim bu yönetimden gördüğüm borçlarını gerçekten ödemek isteyen ve bütçesine göre yaşamaya çalışan bir yönetim. yıllardır görülmemiş bir şey bu. son derece gerçekçiler ve sırf taraftarın keyfine iş yapmıyorlar ama taraftarı da görmezden gelmiyorlar. iyi bir dengedeler hiç bozmazlar umarım.
  • 363
    kulübün amatör şubelerini yönetimsel zaafiyetleri sebebiyle başıboş, organizasyondan uzak ve çiftlikvari birimler haline dönüştürmüş olan yönetim. amatör şubeler konusunda malesef "çok zarar ediyoruz küçülmeye gideceğiz" noktasından öteye gidemediler. dursun aydın özbek'ten canı yanan taraftar da haklı sayılabilecek bir refleksle uefa kriterleri gereği bütçe küçültmemiz gerektiği noktasında sonsuz bir destek verirken bu konuları dert eden kimselere de aynı şekilde karşı çıkıyor. hatta bizim milletçe olmayan tartışma kültürümüz sebebiyle "gizli dursuncular" diye kendince yafta vurmaktan tut "sizin üç kuruşluk keyfiniz için kulübü mü batırsın"a uzanan çizgide geniş bir repertuarla saldırılıyor.

    burda gözden kaçırılan, "şubeye yatırım yapamayız" diyerek vicdan rahatlatırken gözardı edilen ya da umursanmayan bir konu var. dokuz tane vasat oyuncuya birer lira vermekle üç tane sezonu götürecek oyuncuya üçer lira vermenin maliyeti aynıdır. rakipleri atıyorum 20 lira bütçe yaratabilirken 9 lira yaratabilmeye temelde kimse karşı çıkamaz ama 9 tane vasat oyuncuyla sezon boyu korkulu rüya görmek ve sahaya çıkmış olmak için çıkmak da bir israf. şubeyi batırmışlar diye taraftara dert yanan bir yönetimin batıranları koltuğunda oturtup maaşını ödemeye devam ederken aylarca elinden gelenin fazlasını yapıp parasını alamayan sporcu ve hocalardan bu işin hıncını çıkartmaya çalışmasının da savunulacak bir tarafı yok.

    bir yandan "hiç gelirimiz yok" derken bir yandan da bu şubeleri kapatmayarak bile bile zarar yazıyor olacağını ilan etme paradoksu var bir de. sırf kurmuş olmak için bile olsa kadro ve teknik ekipler kurulacak, onların maaşları ödenecek. voleybolda taçspor olsa da basketbolda en az bir tane salona sezonluk kira ödenecek. türkiye ligi ve avrupa kupalarında onca deplasman maçı var. düz bakkal hesabıyla 20 kişilik bir kafilenin 2 gece konaklama +gidiş-dönüş uçak bileti kaç para eder? bu deplasmanlardan her takımın 15-20 tane yapacağını düşünün. futbolcusundan basketbolcusuna voleybolcusuna kadar her oyuncusunun aldığı maaşa laf edip indirim isteyen tayfa neden bu konuyu gözden kaçırır o da ayrı bir merak konusu...

    önümüzdeki sezon bazı idarecilerimiz şubelerde kalan üç beş kuruşu da indirip servetine servet katmaya devam edip keyif çatarken bizler dört takıma birden kümede kalma mücadelesi vereceğiz, sezon sonunda çok gözyaşı dökeceğiz. üç beş paralı menejerin bir araya gelip kurduğu takımlara karşı maç kaybederken fırsatını bulunca ağzını doldura doldura "spor kulübü" diye haykıran yöneticileri hayretle izelyeceğiz...
  • 365
    mustafa cengiz özelinde futbolcu satışı yapamamakla eleştirilen yönetim ki bu eleştirilerin haklılık payı var bana göre de. yalnız bunun şöyle bir sebebi olabilir, dillendirmek istiyorum;

    2 - 3 gün kadar önce bir televizyon kanalında yorumcunun biri (galatasaraylı) galatasaray'ın bazı futbolcuları elden çıkaramamasındaki sorunun menajerlerle çalışamıyor oluşundan kaynaklandığını söyledi. farklı farklı menajerlere olan yoğun borç sebebiyle yönetim bu menajerlerle iş birliği yapamıyormuş, dolayısıyla bu durum yönetimin oyuncuları elden çıkarabilmesini zorlaştırıyormuş. eğer yönetim x futbolcusu için y takımıyla anlaşma yoluna gitse bile z menajeri devreye girip anlaşmaya müdahale edebiliyormuş. bir nevi "bana olan borcunuzu ödeyin yoksa işlerinize çomak sokarım" diyor z kişisi.

    ne kadar doğrudur bilemiyorum fakat mevcut yönetimin oyuncu kontratlarından bağımsız olarak futbolcu satışı konusunda sıkıntı yaşaması bir noktada menajer savaşlarıyla ilişkilendirilebilir.
  • 366
    3.35 milyon € alan gomis'i ve belhanda'yı, 3.85 milyon € alan feghouli'yi satamadığo için eleştiriliyor. biraz vicadanlı olun. hangis salak takım şu belhanda feghouli iklisine bu maaşları verir acaba?

    yok öyle eleştiriliyor ki yönetim gören de oyuncu sat düğmesi var da yöbetim basmıyor zannedecek. fatih hoca da satmayı çok istiyordur bence. e satmadan transfer yapamıyoruz, ne yapmalı peki yönetim? biri çıkıp tek tek saysın şunları yapsın diye de biz de görelim.

    öyle yarım sayfa yazıp da alâkasız argümanlarla eleştiri olmuyor. kafanıza göre bir şeyler kurgulayıp eleştirmeyin.
  • 367
    oyuncu satmadan oyuncu alamadıkları, üstüne bir de döviz kurlarının fırlaması ile iyice elleri kolları bağlanan yönetim. ancak bir şekilde bu kulübü yönetmek, gerektiğinde zor ve riskli kararları almak zorundalar. bugün itibariyle erkek basketbol takımımızdaki transfer yasağı 5'e çıktı. kadın takımımızda ise 1 adet yasak bulunuyor. geçmişten gelen konular nedeniyle bu yasaklarla ve futboldaki kısıtlamalarla boğuşmak zorunda olduklarının farkındayım. ama bunlar hiç bir çözüm üretememek normal gelmiyor.

    futbol takımımızın sadece 3 transfer ile çok farklı bir noktaya gelme şansı var. bu transferler kiralama yolu ile düşük bonservislere de çözülebilir. belki ingiltere liginde transferin kapanmasını bekliyorlar bilemiyorum. yine de süratle aksiyon alıp fatih hocanın elini kolaylaştırmaları lazım. gerekeni yapamazlarsa yönetime sallamak için hazırda bekleyenlere fırsat vermiş olacaklar. bir kaç kötü sonuç ile kulüp içinde iyice olayları kaosa çevirmek isteyen fırsatçılar olduğuna adım gibi eminim.

    amatör şubeler için ise önümüzdeki hafta güzel haberler geleceğini belirtti bir yöneticimiz. umarım gerçek olur. kulübümüzün bir bütün olarak başarılı ve hak ettiği yerlerde olmasını istiyorum.

    giydikleri ateşten gömlek olduğu muhakkak ama bunu bilerek geldikleri de muhakkak. buna göre bir yol haritası belirleyip ona göre hareket ediyor olmalarını bekliyoruz.
  • 369
    oyuncu satamıyor değildir. uefa tarafından aldığı ceza ve mali durumu kabak gibi ortada olduğu için oyuncularına gelen tekliflerde pazarlık gücü yoktur.

    ne yapmaları bekleniyor? "yerim uefa'sını, yapıyorum len transfer" mi desinler? nasıl bir çözüm üretsinler mesela? uefa'nın kriteri çok net: sattığın ve aldığın sezon sonunda eşit olacak. yani işin içinde "buna sponsorlar da dahil" ya da "sattığın forma miktarı kadar" filan olsa anlayacağım. net şekilde ne kadar satarsan o kadar alırsın diyorlar.

    bununla da kalmıyor iş. kalsa, basıp imza parasını filan getirsinler bonservissiz futbolcuları. ama bunun yanında sezon sonu 20 milyon €'dan fazla zarar açıklamama mecburiyeti var. bu durumda zaten yüksek ücretli oyunculardan kurulu takıma yine yüksek ücretli oyuncu transfer edemiyoruz. işin kötüsü "ya tutarsa" diye düşük ücretli oyuncu almak da aynı risk.
  • 370
    kendileri çok zor bir dönemde. bunu kesinlikle anlıyorum, ama bir şekilde transfer yapılması gerekiyor. yönetim buna çare bulmalı. para akışını sağlayabilecekleri en iyi platform olan şampiyonlar ligi'nde oynayacağız. ama kadromuz orası için çok kötü. en azından 1 futbolcu satıp, kiralık olarak gerekli bölgelere takviye yapmak gerek. ben bile burada stresliysem, eminim onlar benim 5 katım daha streslidir. kimse göz göre göre başarısız olmak istemez.
  • 373
    (bkz: dolar kuru).
    (bkz: euro kuru).
    (bkz: onyekuru).

    veleddalin, amin dedikten sonra yönetim eleştirilerine karşı ufak bir benzetmeyle devam edeceğim. hükümet senin emeklilik haklarını elinden alır ve bunun devlet tarafından yapıldığı düşünülür. devlet diyince de muhatap olarak devlet dairelerinde çalışan tüm memurlar alınabilir. sen emeklilik hakkın elinden alındı diye gider sgk memuruna sayıp söversin.

    hükümet ekonomiyi iyi yönetemez, ülke ekonomik krize girer. mahallende bir tane bakkal vardır. kriz sebebiyle kepenkleri kapatmak zorunda kalır. sen ekmek almak için taa aşağı mahalleye inmek zorunda kalırsın. gider kepenk indiren bakkala söversin.

    demem o ki; bizim için görünen gerçek ile arkasında yatan sebep ayrımı önemli olmalı. kötü hazırlık maçları performansı sonrası gelen süper kupa yenilgisi ile yönetime yüklenebilmek, birilerine kızma ihtiyacı hissetmek, karşı konulamaz bir dürtü olabilir. ancak şimdi terim'e veyahut albayrak'a kızamıyorsunuz (zamanla o da olur). kendinizce taraftar nezdinde en zayıf halkaya yüklenmeye başlıyorsunuz. feghouli, belhanda, maicon, donk, selçuk, gomis ilk ziyaret duraklarınız idi. hırsınızı alamıyorsunuz ve "ulan transfer yapamadık" diye bir anlık düşünce ile yönetimi de yeme gayreti gösteriyorsunuz.

    yani gidip kepenk indirdiği için bakkala -dursun baggala değil- küfür ediyorsunuz . bir sorumlu arıyorsanız komple ülke gerçeklerini gözden geçirin. ilk olarak da neden bu kadar fevriyim diye kendinizden başlayın. siz değişin, dünya değişsin.

    benim yönetime olan naçizane eleştirim, doğru projeler yapılıp yapılmadığı yönündedir. sorularım saklıdır.

    --- alıntı ---
    ... örneğin sosyal medya gücümüzün avrupa'da ilk 5'te olduğunu düşünürsek (kaynak: http://m.t24.com.tr/...upada-ilk-5te,671468 ) , bunu değerlendirecek hangi projelerimiz mevcut?
    yıllardır türkiye'nin dünyada en bilinen markalarından olduğumuz bilinen bir gerçek. bunu nasıl değerlendirdik, değerlendireceğiz?
    futbolda bu sezon şampiyonlar ligine gideceğiz. hangi vizyonu ortaya koyuyor takımımız?
    diğer branşlarda halimiz necedir?
    hazırlık maçından kaç para alacağımızı dahi açıklayan şeffaf bir yönetime sahip olduğumuz için soruyorum. bu tür projeler yürüyor da hakikaten biz mi bilmiyoruz?
    yoksa sadece abdurrahim albayrak'ın ve fatih terim'in önderliğinde futbol kayığına bindik, gidiyoruz durumu mu mevcut?
    --- alıntı ---

    doğru zeminde eleştiri yapamadığımız için yünetim de doğru sorularla muhatap olamıyor. hakikaten de para bulup buluşturup onyekurular alarak taraftarın gazını alabilirlermiş izlenimi doğuyor. sonra gelen yönetimlere neden galatasaray'ın geleceğini düşünmedi diye kızıyoruz. e halinize bir bakın...

    geçen sene yapılan transferlerle dursun özbek'e bile yanladığınızı unutmayın sevgili galatasaraylılar. değişimi kendinizden başlatın diye boşuna demiyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın