• 3355
    suyu fokurdamaya devam eden yönetim. 1 ay oldu hala orta saha transferinden ses seda yok. hiç de umursamıyorlar o derece yüzsüzleşmiş durumdalar. ortaya çıkın ve konuşun, bir sıkıntınız derdiniz var ise anlatın, dürüstçe çıkın ve biz bu sene transfer yapamıyoruz deyin en azından bilelim. insanları uyuşturmaya, beklenti uyandırarak hayal kırıklığı yaratmaya hiç kimsenin hakkı yok ayrıca birilerini mamalayarak haber yaptırmayın. yapamıyorsanız, zorlanıyorsanız profesyonel birini getirin ya da o koltuğu boşuna doldurmayın, çekin gidin.

    kısacası dürüst olun, dürüst. mert olun yeter.
  • 3359
    gerçekten çok ayıp. 30 milyon insan var. 30 milyon. ülke nüfusunun üçte biri.
    bunun %1'i 300.000 insan yapıyor.
    sizce galatasaray taraftarının %1'i, oynanan hazırlık maçlarını takip etmek istiyor mudur?

    bu yönetimin bu kadar insana bilgi vermiyor olması gerçekten skandal, çok sinir bozucu bir durum.
    bir açıklama istiyor insanlar, yayın var mı yok mu? yoksa neden yok?
    kendi taraftarını bu kadar hiçe sayan kulüpler de zaten ancak kendi vatandaşını hiçe sayan bir ülkede olurdu, o açıdan şaşırtmadı.
    iletişim konusunda yakın dönemimizde gördüğüm en başarısız galatasaray yönetimidir.
  • 3360
    sunu duzeltmek gerekir ki orta saha transferi yapamadigi donem 1 ay 2 ay degildir. 1 yil, 2 transfer donemidir.

    soyle anlatalim. gecen sene eylul ayinda en son mario lemina da geldikten sonra, seri, nzonzi ve lemina'dan olusan orta saha uclumuzun tamaminin kiralik oldugunu gorduk.

    kiralik demek belirli bir sure icin senin olan urun demektir. yani senin degildir. kira sozlesmesi suresi boyunca kullanim hakki sendedir. kira sozlesmesi suresi sona erdiginde urun sahibi senin bunu tekrar kullanmana izin verip vermemekte tek tarafli soz sahibidir. bu nedenle, 1 sene boyunca kiralik urunlerin elinde oldugu bir yapiyi kullansan bile sonrasini dusunup, sahibi olmadigin urunlerin yerini doldurman gerekmektedir.

    iste tam da burada galatasaray'da transfer bitmez cumlesinin nasil dogru sekilde kullanilabilecegi karsina cikiyor. transfer bitmez cunku 1 sene sonunda senin olmayacagini bildigin urunlerin yerini, hazir yol yakinken doldurman gerekir. gerekir ki hocanin transferlerin kampa yetismesi ve onemli bir sezon oncesi hazirlik gecirme talebini karsilayabil.

    ne var ki, gorunen koye kilavuz aramayla mesgul transfer komitemiz, koca bir seneyi pasif sekilde gecirmis ve takimin eksiklerini goz gore gore tamamlamamistir.

    bu nedenle elestirilerimizi ne transfer hedeflerini yazdigi icin gazetecilere ne de son anda fiyat yukselten diger kuluplere yukleyemeyiz. sorumlu tektir.
  • 3362
    oyuncu satamamaları konusunda savunulan yönetim. nasıl satsınlar diye sözlüğe sorulmuş, tavsiye istenmiş.

    herkesin farklı yetkin olduğu alanlar vardır pek tabii ve bu konuda akıl verecek haddim olduğunu şahsen düşünmüyorum. kendileri seçilmiş yöneticilerdir, kendi işlerinde, özel sektörde çok fazla alım satım yapan, yatırımlar yapan iş insanlarıdır. yani satmak istedikleri bir mal/hizmet için ne yapılması gerektiğini herhalde buradaki pek çok insandan daha iyi bilirler, yani öyle olduğunu umuyorum.

    ne yapmamaları gerektiği ise bence çok basit, malını kötülemek ve onu - bir şekilde- elinden çıkarmak istediğini cümle aleme duyurmak. bizimkiler bu konuda destan yazıyorlar. öyle kötü algı oluşturuyorlar ki, senden bu oyuncuyu almak isteyen kulüp aptal değil, eline geçen bu müthiş kozu sonuna kadar kullanıyor. bedavaya bırak alayım diyor.

    basındaki paralı kalemlerine aylarca saçma sapan haberler yaptırıyorlar, mobbingi sonuna kadar zorluyorlar. sonra neden satamıyoruz? neden acaba?

    klopp liverpool taraftarının yaka silktiği, makara malzemesi olmuş lovren’i öyle güzel allayıp pullayıp paketledi ki, sanırsın takımın bel kemiği.zenit’e sattılar.12m.

    26 yaşına gelmiş, daha 3 4 sene öncesine kadar alt liglerde oynayan, herhangi bir devamlılığı olmayan, attığı gol sayısı belli muriç’i adamlar bir senedir o kadar güzel pazarlıyor ki gerçekten inanılmaz. hiç bir şey bilmiyorsanız oradan öğrenin. adamı satmak tek hedefleri ama bunu yangından mal kaçırır gibi değil, masaya tok satıcı olarak oturarak, sanki vedat dünyanın en nadide futbolcusuymuş gibi davranarak yapıyorlar. muhtemelen 20m civarı paraya satacaklar.

    geçen gün marcao transfer haberi sızdı. 20m dedikodusu yayıldı, bakıyorum yazılanlara , yok efendim 10a göndersek öpüp başımıza koymamız lazımmış, 20m imkansızmış, marcao o para etmezmiş. aptal, futboldan bihaber ya da hain olmak lazım bunu demek için. genç, solak, oyun kurabilen ve formunu sürekli artıran brezilyalı bir stoperin var, adam çağdaş futbolun en ihtiyacı olan futbol karakterine sahip, gel gelelim bizimkilere sorsan 10m çok bu adam için. gerçekten eğitilmez bir güruh var camiada ve taraftar içinde. çok da baskın olmaya başladılar.

    bütün sıkıntılarımız hemen hemen aynı noktaya dayanıyor. doymak bilmeyen tüketici taraftar profiline ve bunun etkisinden korunamayan düşük profilli yönetime.

    (bkz: #2961955) kendileri bir alttaki gönderide canhıraş savunulmaya devam edilmiş saçma sapan argümanlarla. bu ve buna benzer eleştirilere ve önerilere kendi meşrebince cevap vermeye çalışmış arkadaş.

    her gün oyuncu överek değil, oyuncunu yerin dibine sokmayarak daha rahat satarsın diyor yazıda. demagoji yapmak kolay tabi körü körüne bir şeyleri savunurken. tekrar oku.

    ingiltere’de kulüp teknik direktörleri/menajerleri takımın idari ve mali konularında ülkemizedekilere kıyasla daha fazla sorumludur. yapı daha farklı ve kompaktır. dolayısıyla klopp o organizasyon içinde oyuncu alımı ve satımında türkiye’deki mevkidaşına göre daha fazla işin içindedir. buna iletişim de dahil. burada o işler daha çok yönetim tarafında. gereksiz bir detay üzerinden irdelemiş bunu yazısında ama öğrenmiş olur en azından.

    vedat konusunda tabii ki oyuncunun aldığı maaş çok önemli. konu o değil. konu oyuncunun doğru bir pazarlama planıyla çok iyi bir fiyata satılması. kimse belhanda 20 milyona satılsın demiyor. eleştiri malını değersizleştirmene. algıyı yönetememene. gol rekortmeni santraforunu pazarlayamadın sen daha neden bahsediyorsun? adamlar 2. başkanını görüntülü arayıp dalga geçiyorlardı geçen yaz 10m çok diye.
  • 3363
    besiktas'in dusan tosic'i 35 yasinda 5 milyon euro'ya satabilmesi, ersan adem gulum'un yine 5 milyona satilmasi, domestik ligde yarim sezon oynamis elif elmas'in 18 milyon euro'ya satilmasi vs tamamen bu satislari yapan yonetimlerin bireysel iliskileri uzerinden yapilmis isler. hic bir normal akli basinda bir insan dusan tosic'in bonservisine 5 milyon euro vermez. bu tip oyuncu satislari icin uluslararasi baglantilariniz olmasi gerekiyor. bizim yonetimde de boyle bir sey maalesef yok. adamlar dibine kadar yerel.

    hal boyle olunca insan anamizin liginde bari sozumuz gecsin diye dusunuyor ancak ligdeki takimlardan da alis/veris yaparken ya kazik yiyoruz (misal diagne transferi) ya da oyuncuyu bize satmiyorlar (misal muriç).

    elimizde kaynak varken luyindama ve marcao gibi basarili transferler yapabiliyoruz ancak rakiplerimizin yarattigi kaynaklari maalesef bu yonetim yaratamadi ve bu yonetimdeki isimler degismedikce de yaratamayacak.

    cok acik ve net, mustafa cengiz baskan eger baskanliktan cekilmek gibi bir niyete sahip degilse mutlaka acilen yonetimde calistigi isimleri degistirmeli. eger baskanlikta devam etme niyeti yoksa da bu isi yapabilecek kisilere yol vermeli. su anki gidisat yol degil.
  • 3365
    galatasaray isminin ekmeğini dibine kadar yiyen, bu cesaret ve kapasite ile ortalama bir anadolu kulübünün başına geçse amatör kümeye düşürecek yönetimdir.

    hala bu yönetimin en etkisiz elemanını * ekrana çıkarıp satmadan alamıyoruz, 1.43 m euromuz var dedirttirebiliyorlar. kaç seferdir insanları salak yerine koyuyorlar ama kendilerinin ne kadar becereksiz olduklarını bilmeleri de bir açıdan olumlu. yani bugün 3m euroya bir oyuncu alsalar, açıkta kalan 1.57m euroyu 30 günde kapatamayacaklarına o kadar eminler ki elleri ayakları korkudan zangırdaya zangırdaya iş yapıyorlar. ben de eminim 30 oyuncudan 1.57m euro çıkaramayacaklarına. kaan ayhan kaçtı be kardeşim bu adamların özgüven problemleri yüzünden. 570bin euro riske giremediler. 60 günde biz 570bin euro buluruz diyemedi adamlar. gerçekten bu akıl tutulmasını şaşkınlıkla izliyorum.

    kendilerinin en çok övüldüğü nokta gereksiz yere para yedirmemeleri. ben hep bu para yedirme olaylarına getirisini götürüsünü hesaplayarak bakıyorum. atıyorum başka bir yönetim ceo atayıp 1m euro versin. o ceo futbol dünyasından gelen itibarlı bir isimse, transferin daha 1.günü bir telefon ile ahmet çalık ve jimmy durmaz'ı verip berat özdemir'i bağlayabiliyorsa, ne bileyim kaan ayhan'ı alıp stoperlerimizden birini yurtdışına pazarlayıp takır takır hocanın istediği moder'i, kamil'i, coulibaly'i getirebiliyorsa şimdi o aldığı 1m euro çok mu o ceoya? yusuf günay bedavaya çalışıyor, futbol dünyasında zerre kadar hükmü yok. 1m euro karda mıyız şimdi? hep diyorum abdürrahim albayrak elinde hiçbir plan, program olmadan 300bin euro için mert hakan'a rest çekti de son gün yana yakıla gezerken saçma sapan bir adama 10 katını bastığında biz şimdi para yedirmemiş mi olacağız? karda mı olacak kulüp?

    gerçekten çok üzülüyorum takımım adına. gerçekten tahammül edemiyorum bu vasıfsızlığa. atalanta, sarlzburg falan demeyeceğim, insan trabzonspor'a, hatayspor'a, alanyaspor'a bakıp utanmaz mı kendinden yahu. ben bu işi yapamıyorum demez mi?
  • 3366
    geçen seneye kadar gayet olumlu düşünceler içinde olan, şu anda ise beni bile çıldırtmayı başarabilmiş yönetim. ayrıca sanırım şimdiye kadar en fazla giriyi mustafa cengiz ve mustafa cengiz yönetimi adına girdim. okumak isterseniz geçen sezon çaylaklık döneminde başkanın kendisi için girdiğim kısacık entry'i buraya bırakıyorum (bkz: #2836152).
    fakat zaman içindeki pasiflikleri, siyasi emelleri, yusuf günay gibi siyasi bağlantıları zaten kesin olarak bilinen yöneticilerimiz yetmezmiş gibi tarafsız kalmasını istediğim kulübümü de buna alet etmeleri. doğalgaz için vs. saçma sapan paylaşımlar yapmaları (bunun kulüple ne ilgisi var çok merak ediyorum. hayır manchester united'in hiç petrol bulduk diye paylaşım yaptığını gördünüz mü, bu ne saçma bir hareket allah aşkına? ), fatih terimle o kadar da iyi geçinememeleri(hatta hoca istifa noktasına geldiğini açıklamıştı), basın sözcülerini yönetimin içinden değil de gazeteciler içinden seçmeleri, ultraslan denen gruba gösterdikleri gereksiz müsamaha, yapılamayan ya da kötü yapılan transferler, satılamayan ve kulübe yük olarak kalan oyuncular, ekonomik planlar hazırlamayıp sürekli taraftarımız çok büyük, biz çok büyüğüz gibi fenerbahçemsi, artık midemi bulandırmaya başlayan gazlamalar ve kampanyalar. gs store denilen kalitesiz mağazanın bir adım ileri gidememesi ve hala ürünlerin çoğunun ciddi kalitesizlikler barındırması, her ne kadar lisecileri sevmesem de kendilerine tek hak verdiğim konu olan o hafif despot yaklaşım, fatih hocayı sık sık yalnız bırakmaları(özellikle işler kötüye giderken) ve daha aklıma gelmeyen nice şey ciddi anlamda kendilerinden soğumama neden oldu.

    olumlu şeyler de var yaptıkları. uefa'nın men cezasını engellemeleri, kulübün maddi olarak seneyi artıda kapatması gibi(ekonomik anlamda ne durumdayız tam olarak bilmiyorum. geçen gün bir arkadaşın sayılarla oynandığıyla ilgili bir yazısını okumuştum ama emin olmadığım için o konuya girmeyeceğim, günahlarını almayayım. daha iyi bilen bir arkadaşımız varsa yazar.). fakat süreci değerlendirdiğimde işlerin iyiden çok kötüye gittiğini düşünüyorum. bence çizgimiz saptı ve yönetim için ayrılma zamanı geldi.

    koltuğa sevdalanmadan, ilk seçimde bırakmaları dileğiyle...
  • 3367
    hala çok sevdiğim ve koltuğa yakıştırdığım başkan mustafa cengiz’i de olduğundan kötü gösterdiğine inandığım yönetim.

    hatırlayacaksınız, mazbatayı 4 ay sonra seçim vaat ederek alan bu yönetim kurulu 4 ay sonraki seçimde de genel kuruldan 3 yıllık yönetme yetkisi almıştı. fakat görünen o ki mevcut kurullar ancak 4 aylık bir seçime götürme kabiliyetine sahip isimlerden kuruluymuş, bundan daha pasif ve iş bilmez isimlerden kurulu bir yönetim kurulunu sadece bir önceki beşiktaş taraftarı başkan döneminde hatırlıyorum fakat orada balık baştan kokar durumu vardı. başkana hala güvenen ve saygı duyan bir taraftar olarak yönetim kurulunun başkana da zarar verdiğini düşünüyorum.

    başkanın altında çalışan yönetim kurulunun ne kadar mühim olduğunu ünal aysal dönemindeki iki farklı kurulda çok net bir şekilde tecrübe etmiştik.
  • 3368
    transfer yapmak parayı sokağa atmak değil. hele planlanmış bir transfer süreci ise. eksik kısımlara gerekli takviyeler yapmayıp teknik heyetin oyuncu devşirmesini beklemek o sokağa atmadığın paranın kat ve kat senden çıkacağı ( şampiyonluğu kaçırma,
    şampiyonlar ligini kaçırma) manasına gelmektedir. bunun örneklerini kendileri de yaşadılar ama ne yaşadıklarının farkında değiller sanırım.

    bugüne kadar olan, olmakta olan ve ileri de de olacak süreç aşağıdaki gibidir.

    * basına açık antrenmanda hocadan sitem dolu açıklamalar

    * albayrak küser

    * başkan küser

    * diğeri transfer yoksa ortada yok zaten

    * son bir gayret menejerlerin kucağına geçilir.

    * 3 lük adama 5 verilip süreç tamamlanır.
  • 3371
    "tamam iyisiniz hoşsunuz ama lütfen transfer işini anlayan, becerebilen birisine yaptırın" dediğimde ağız eğerek "hee haldun üstünel, cenk ergün yapsın transferleri de bizi batırsın" gibi saçmasapan bir eleştiri almıştım zamanında. şimdi bakıyorum yavaş yavaş tüm sözlük o kıvamda.

    yahu bu yönetimin fiyaskosuz geçirdiği 1 tane bile transfer sezonu yok. gerçekten yok.

    *gizli transfer yapmayı beceremezler. ilgilendikleri her adam daha ilgilenmeye başladıkları saniye twitterda...

    *oyuncu satmayı asla beceremezler. diagne gibi türkiye liginin içinden geçmiş, juventus geçmişli futbolcuyu hiçbir yere pazarlayamadılar. maicon gibi, gittiği takımın vazgeçilmezi olmuş adamı bir hiç pahasına apar topar yolladılar. belhanda, feghouli gibi adamları asla satamıyorlar. tamam maaşları yüksek fakat bir kısmını karşılayıp bonservisi ile yollasanız zaten eliniz her türlü rahatlayacak...

    *bir transfer bitmeden bitmiş gibi hava atarlar. falcao'da, muriqi'de, mert hakan'da.. daha bir sürü isimde hep böyle oldu. sen o transferi yalakalarına "bitirdik" diye servis ediyorsan o imzalar atılmış, geri dönüşü olmamış bir konumda olmalısın.

    bunların yanında; zam isteyen futbolcuyla pazarlık etmeyip masadan kalkmaları ve fb, bjk ile görüşüp ortalığı kızıştırmaya çalışan menajerlere taviz vermemeleri büyük artıları.

    ancak gerçekten kısıtlı bir ağlarının olması, profesyonellikten uzak, duygusal bir tutumda olmaları galatasaray'a yakışmayacak türde şeyler.

    diğer konularda hiçbir zaman eleştirmem kendilerini. maddi ve idari konularda her türlü sonuna kadar kulübü yönetsinler, destekçisiyim. ama lütfen artık, allah rızası için şu transferleri abdürrahim albayrak'a falan bırakmayın. yeter. gerçekten yeter.
  • 3373
    cümlelerimi seçerek birkaç kelam edeceğim yönetim. çünkü öyle bir seviyeye geldik ki kutuplaşmaya başladık. dile getirilen yönetim hataları terimci, fatih hocamın hataları da cengizci yaptı taraftarı. öncelikli olgumuzun galatasaray olduğunu unuttuk.
    öncelikle hangi yönetim olursa olsun cebinden para verme işine oldum olası karşıyım. takım kendi gelir giderleri ile planlanmalı ve ona göre yönetilmeli.

    bu bağlamda yönetimin, ben en ince ayrıntısına kadar düşünüp ince eleyip sık dokuduğunu düşünüyorum. geleceğin çöpe atılmaması adına çok ince ayrıntılara girdiklerinden şüphem yok. ama transfer konusunda maalesef acemice davrandıkları gerçeğini değiştirmiyor bu. aslında işin bu kısmında da profesyonel bir ekip kurulup teknik heyetle değerlendirilip, alternatifleri de çıkarılarak bir transfer sürecine girmemiz gerektiğini düşünüyorum. a planı b planı c planı hepsi bu ekip tarafından yapılmalı en son aşamada maddi konular da yönetim devreye girmelidir.

    şimdi yukarıda ki durumlar da göz önüne alındığında tabi ki hataları vardır ama futboldan elini ayağını çekmiş futbolcuları da dalga geçer gibi yönetime sunuyormuş gibi veya başka sebeplerle sanki çocuğunu azarlıyormuş gibi entryler girmeyi de, çok başarılı bir süreç geçirerek geldiğinden beri ffp belasına bizi yem etmemiş bir yönetimin hak ettiğini düşünmüyorum. iyi niyetliler ve takımın bir kuruşunu bile çöpe atmayacak kadar da çalışmalar yapıyorlar. çözmeleri gereken en temel iki sorun; biri basına karşı açıklamalarında daha dikkatli olmaları, diğeri de bir an önce bir transfer komitesi kurmaları ve fatih hocamın da bir an önce forma girmesi ki geçen sene ki kadro ne bu sıralamayı ne de bu futbolu hakkediyordu. hakemi falan geçin evet etkendir ama kötü oynadığımız gerçeğini de değiştirmiyor.

    sözün özü koca çınarı içindeki görünmeyen kurtçuklar gibi yemeyi bırakalım. biraz destek olalım. şu mali yapı belki de kiralama hariç bir futbolcu almaya yeterli değil. evet futbolcu da satamıyoruz. bu konuda beceriksiz oldukları gerçeğini de değiştirmiyor. ama biraz daha sözlerimize dikkat. doğum sancılı olur, eğer ki şu anki sancımız bizi ileride çok iyi yerlere getirecekse ben bu sancıyı çekmeye razıyım. yoksa her sene yıllık göz boyamalarla belli bir yerlere gelemeyeceğiz. aksine mali yapımız şimdikinden daha da kötü olacaktır.
    son bir not: her yönetimin teknik ekibinden zor durumlarda alt yapıdan oyuncu çıkarmasını beklemesi de en doğal hakkıdır. bu konuda maalesef teknik ekibimiz de eleştiriyi sonuna kadar hak ediyor.
  • 3374
    bu entry'nin ne kadar ofsayt alacağını umursamadan yazıyorum bunları. 2017-18 sezonunda seçildiklerinde herkes gibi bende (bkz: dursun aydın özbek yönetimi)'nden sonra geldikleri için daha kötü olamaz diye düşünmüştüm ama daha kötü olmasa bile benzer seviyede iş bilmezliklerin yapıldığına şahit olduk maalesef.

    ilk hataları amatör şubelerde başladı aslında, diğer şubelerdeki beceriksizliklere girmiyorum bile ama sadece erkek basketten bahsedeceğim yeterli olacaktır. oktay mahmuti'nin sunduğu 'planlı hareket'in reddedilmesi ve kendisinin 1.2 milyon dolarlık tazminata rağmen gönderilmesi. (ki bu parayı ödemeyi bu yaz bitirdik, sırf bu sebepten beobasket' ten oyuncu alamıyorduk doğru düzgün)

    daha sonraki problem ise yalancılıkları oldu. ffp görüşmelerinin ozan korkut'un ekibinden olan ve yardım için gönderilen mete ikiz'in planları önderliğinde yapılmasının ardından kendisinin adının hiçbir yerde anılmayıp tüm başarıya özellikle abdurrahim albayrak'ın çökmesi en büyük ayıptı. zira buradaki herkes onun böyle bir görüşme yapacak kalibrede birisi olmadığının farkındadır ancak ne hikmetse o dönem herkes inandı buna.

    tabiki skandallar böyle bitmekle kalmadı. bunu anlatmaya gerek bile duymuyorum. (bkz: 2018 - 2019 sezonu transfer dönemi) önce forvetsiz geçen bir yaz transfer dönemi ve 6 ayın ardından 13 milyon euro'luk diagne rezaleti.

    erkek basketbol takımı'nda ise bütçe düşmesine rağmen bütçeye kıyasla iyi performans gösteren ertuğrul erdoğan ve takıma darbeyi ise yine her fırsatta bu yönetim vurdu. sponsor ayarlamayı becerecek vizyon ve yeteneğe zaten sahip olmadıklarını biliyoruz ama aylarca bu takımında maaşları ödenmedi.

    ki bu yönetimin rezaletleri saymakla bitmez. liseci zihniyeti herkesin ne kadar sevmediğini biliyorum, bende sevmiyorum. ama buna karşı kaliteli isimlere de bu kadar ön yargılı olup mustafa cengiz ve ekibini savunmak bu kulübe ihanettir. en yakın zamanda gitmelerini ve galatasaray'ın iyi bir yönetime kavuşmasını temenni ediyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın