*

  • 3101
    benim bu yönetime dair anlamadığım olay şu: her şey sızıyor be arkadaş. ali naci'ye ayrı, rodop'a ayrı haber yağıyor. sanki işi yapmadan önce olası kötü senaryo için kamuoyunu hazırlamakla meşguller sürekli. şimdi kaan'a ne para verdiğimizi, 2.5 m çıkış bedelini 31 temmuza kadar aradığımızı cümle alem biliyor. e senin doğrudan rakibin sen alama diye her şeyi biliyorken sırf iş bozulsun diye fiyat yükseltmez mi? kaç kez yaşandı bu.

    kaan'ı bu fiyata almak demek bu yabancı sınırına golü atmak demek. kaleci de türk olacakken seneye büyük ölçüde rahatlamak demek. biz gecenin bu saatinde buna dertlenirken orada biri su içse nasıl basına sızıyor.

    ama bunlar normal. şimdi transfer yatsa allah korusun, yönetim yine verecek haberleri. rodop diyecek yönetim prensipli davrandı kaan fiyat yükseltti, biz de onu taşlayacağız. olan galatasarayın bir yerli hakkına olacak.

    hoca da florya'dan her sey sızıyor diyor her seferinde ne diyecek. kırmızı pazartesi romanına döndı her sey. herkes her şeyi biliyor kimse bir şey yapmıyor...
  • 3103
    konu haber sızdırmaları değil, haberin kendileri istemeden sızması olan yönetim. haberi kendileri sızdırsa normal şartlarda kötü bir niyetleri yoksa bunun galatasaray'ın lehine olması lazım. ancak bu transfer haberleri bir şekilde bir yerden çıkıyor, eminim ki çıkaran kimse baya bir kazançlı çıkıyor bu işten, ayrıca fatih terim'e rağmen, sert açıklamalarına rağmen hala sızmaya devam ediyorsa arkası da epey bir sağlam demek ki bu arkadaşın...

    başkan bu sorunu çözmeye çalışacağına fatih terim'e karşı basın toplantısı düzenleyip "sanki s400 kodlarını verdik" gibi saçma sapan sözlerle kamuoyu yoklaması yapıyor. bu sızma işi çok büyük bir sorun ve malesef yönetimdekiler bunun farkında değil. en azından ben kötü niyetli olmadıklarını düşündüğüm için öyle kabul ediyorum. aksi durumda çok farklı şeyler yazarım çünkü... onyekuru transferini kim yapmışsa ona helal olsun adam imza attığında öğrendik transferi onun dışındaki transferler hep yılan hikayesi...
  • 3104
    transfer demek pazarlık demektir.
    pazarlıkta iki taraf vardır. kaan ayhan transferini de neticede çakal bir menejer yürütüyor.

    sürecin başından beri bakarsak kaan konuştu türkiye'ye soğuk değilim iyi bir teklif gelirse düşünürüm dedi,
    sonra adamın menejeri konuştu, kaan türkiye'ye gelir dedi,
    yetmedi kaan'ın babası da konuştu, kümede kalsalardı serbest kalma bedeli 4 milyon eu'ydu, şimdi 2,5 milyon eu dedi.
    herşeyi basına servis ettiler.

    en başından beri türk kulüplerinin ilgisini çekmeye çalışıyolar. süreleri de az. aceleleri var. çünkü serbest kalma süresi bitiyor. piyasa kızışıcaksa şimdi olmalı.

    ama transfer görüşmesini galatasaray yönetimi sızdırdı ha?

    kaan ayhan'ın menejeri çakal değil çünkü. transfer taktiklerini, bizim futbol piyasasını, yabancı sınırını bilmiyor. sanki pazarlık tek taraflı ve kaan tarafı alabileceği en yüksek parayı almaya çalışmıyor. bir sızıntı varsa illa galatasaray yönetimi olmak zorunda. başka ihtimal asla ama asla mümkün değil. çünkü fatih terim'in haklı olması lazım. çünkü terim'e mazeret, mağduriyet lazım.
  • 3105
    29 temmuz 2020 tarihinde tff'nin aldığı 2019-2020 sezonunda ligden düşmenin kaldırılması kararına diğer 17 takımla beraber destek vermış yönetimdir.
    pandemiden dolayı düşen takımların zarar gördüğünü fakat galatasaray'ın zarar görmediğini düşünen yönetimdir ayrıca.

    sadece bir kulübün karşı çıkmasıyla ne olacak diyecekler için, esas mevzu karınca misali safını belli etmektir. tff seçimlerinde olduğu gibi yine ateşe toprak taşımak yerine odun atmışlardır.

    ayrıca bu aldıkları kararlardan sonra 2020-2021 sezonunda fikstürden ve yapılan hatalardan dolayı konuşma hakları da yoktur. gerçi pardon, konuşmuyorlar zaten.
  • 3108
    bence de yabancı oyuncu kuralının ertelenmesi nedeniyle çıkıntılık yapmak istemediler. öbür türlü bu kurala da itiraz olurdu.

    ama bu durum şu anda pasif oldukları gerçeğini de değiştirmez. yeni yabancı sınırlandırmasının tamamen kaldırılması için var güçleriyle uğraşmalılar. gerekirse ülke dışındaki mahkemeler, uefa dahil mücadele etmeliler.
  • 3109
    bir kişinin ağzına bakılan ülkede, o kişi icazet vermeden tuvaletini bile yapamayacak insanların atanıp yönettikleri kurumlara karşı yapabileceği hiçbir şey olmayan insanlar. mustafa cengiz'in daha önce söylediği gibi "türk futbolunu yönettiği psikozunu etrafa yayan kişi" maalesef ki bu emelinde başarılı oldu ve maalesef devran sürdükçe devamı da gelecek ki eğer devran böyle devam ederse dert edeceğimiz son şey futbol olacak.
    yapmaları gereken tek şey kulübü maddi olarak düze çıkartıp, faydalı transferler yapmak. taraftar olarak bizim de yapabileceğimiz yegane şey seçimlerde bu yapılanları "hatırlamak" olacak.
  • 3110
    kendilerini daha çok yakın bir zamanda ofsaytlanma pahasına eleştirdim(bkz: #2930509) ancak 21 takımlı lig kararı alınırken itiraz etmediler diye hiç bir şekilde kızmıyorum kendilerine. karar zaten alınmış, formaliteden yapılan bir oylama bu, herşeyi geçtim 17 takım evet derken sen hayır desen ne olacak? galatasaray hayır dedi galatasaray'ın dediği olur deseler oylama yapmazlar zaten.

    her şey bir yana kimsenin hesaba katmadığı bir mevzu var. seneye ligde oynayacak bu takımlara hayır biz sizi ligde istemiyoruz ses çıkartan tek kişi siz olursanız size bilenirler. sizin maçı vur kır parçala oynar rakibinize yatarlar. dizayn ederler ligi kısaca. o yüzden böyle şeylere hiç gerek yok. biz 2019-2020 sezonu şampiyonluğunu ne başakşehir maçında ne de trabzonspor maçında kaybettik. biz o şampiyonluğu muslera'nın ayağının kırıldığı, andone'nin bağlarının koptuğu rize deplasmanında kaybettik. bazı şeyleri anlatabildim umarım.
  • 3111
    ahmet ağaoğlu'nun dün maç *sonu açıklamasında 21 takımlı lig kararına itiraz ediyordu. ama nihat özdemir bunun oy birliği ile alındığını söylüyordu. demek ki oy birliği değil oy çoğunluğu ile alınmış o yüzden bizim yönetimin ne söylediğini tam olarak bilmiyoruz. ben zannetmiyorum 21 takımlı ligi kabul etsinler. sağ olsun tff başkanı bile artık rahatça yalan söyleyebiliyor onu görmüş olduk.
  • 3112
    basta transfer vb. olmak üzere bazı icraatlarını ben de beğenmiyorum ama kendilerinden çok daha fazla oy ve güçle muhalefet koltuğuna oturan, ana işi de her kötü icraata muhalefet etmek olması gereken insanların sesi çıkmazken yukardan iletilen her emre zıpçıktılık yapmalarını beklemek abeste iştigaldir. hem istiyoruz ki her şeye karşı dursunlar, hem galatasaray'ın güç sahiplerinin karar mekanizmasında oturduğu yerlerdeki menfaatlerini koruyup kollasınlar. hem onların icraatlarına hayır desinler, hem de kemerburgaz ve ada işlerini bir an önce halletsinler. kendilerinin kulis yaparak filan bu kararları tek başlarına etkileme şansları yok. florya'yı mahkeme ile degil ilişkiler ve temaslar ile aldılar. muhtemelen de kararı en tepeden aldırarak yaptılar. boşa kürek sallamak yerine galatasaray için bir menfaat koparabilsinler yeter bu süreçlerde. yapabilecek olsalar küme düşmenin kaldırılması konusunda düşen takımlar illerinin milletvekili ve cumhurbaşkanına değil tff'ye teşekkür ederlerdi. bu tarz çapları aşan konular yerine, daha somut konularda eleştirmek faydalı olacaktır.
  • 3113
    yabancı sınırlamasının kaldırılması karşılığında 21 takıma onay verdiğini düşündüğüm yönetim.

    evet 21 takım uygulaması doğru bir uygulama değil ama 14 yabancının 4'ünün kulübede, 2'sinin trübünde oturtulması çok daha yanlış bir durum olurdu.
    özellikle bizim gibi bu duruma hazırlıklı olmayan takımlar için daha da vahim olabilirdi.

    buna göre karar vermiş olabilirler.
    bence bu eleştirilecek bir durum değil.

    evet özellikle süper lig'in 2019/2020 sezonu son döneminde yapılan haksızlıklara ve hakem hatalarına sessiz kalmaları kabul edilebilir değil. lakin bu yukarıda bahsettiğim açıdan bakılırsa haklı yanları var.
  • 3114
    galatasaray'da gördüğüm en mütevazı yönetim kadrosunu temsil ederken, günden güne değişen bir karaktere sahip olan yönetim ekibini oluşturmaktadır.

    bilindiği üzere dursun özbek başkan olduktan sonra 2.5 senede, hamza hamzaoğlu, mustafa denizli, riekerink ve igor tudor olmak üzere dört farklı hocayla çalıştı ve gitmeden bir adım önce de fatih terim'i getirdi. bu süreçte kulübü uğrattığı zarar neredeyse 150 milyon euro bandında ki manevi zararları saymıyorum bile. dolayısıyla özellikle 2 yıllık süreçte galatasaray zor dönemler geçirdi ve galatasaray taraftarı sürekli olarak dursun özbek'in gitmesini bekledi. böylesine başarısız bir başkanın, kulübü bu kadar zarara uğratması, riva ve florya arazilerinin yanlış değerlendirilmesine sebep olması sonucunda da galatasaray hem ekonomik olarak hem de başarı anlamında sürekli olarak geriye gitti.

    sonraki 2.5 yıllık dönemde ise mustafa cengiz yönetimi başa geldi. başlarda her şey güzeldi aslında, yıllar sonra her şeyi açık açık paylaşan, şeffaf ve tamamen galatasaray'ın çıkarlarını düşünen bir ekip vardı. abdürrahim albayrak ile de işin florya boyutu yönetiliyor, oyuncu-teknik heyet-yönetim arasındaki koordinasyon sağlanıyordu. ardından şampiyonluğu da aldık ve buraya kadar da her şey güzeldi.

    sonrasında sıkıntılar belirginleşmeye başladı :

    1. gomis krizi yönetilemedi. daha iyisini alıcaz diye fatih terim'den satış onayı alındı ancak daha kötüsü bile alınamadı.
    2. emre akbaba transferinde gereksiz bir yarışa girilip hem maaş hem de bonservis olarak yüksek bedeller ödendi.
    3. sezona forvetsiz girildi.

    aslında bu 3 madde birbiriyle direkt olarak ilişkili, biz gomis'ten gelen paranın yüksek bölümünü akbaba için harcadık, eldeki oyuncuları da satamadık ki en çok para eden badou zaten devre arasında gönderilmişti.

    forvetsiz girilen sezonda sürekli olarak bunun sıkıntısı yaşanıldı ki şampiyonlar ligi'nde zaten direkt olarak havlu atmamıza neden oldu. üstüne devre arası yaklaşık 25 milyon euroluk oyuncu satışı yapıldı ve gomis'in gidişinden 5 ay geçmesine rağmen eldeki alternatifler alan ve pato olmayınca bu paranın yarısı türkiye kariyeri dışında pek ışık vermeyen diagne'ye verildi. paranın kalanıyla alınan marcao ve luyindama'ya sözüm yok ikisi de çok iyi transferlerdi ancak diagne ve mitroglou transferleri kesinlikle fiyaskoydu.

    bakın bunların hepsi bizim üzerimizde travma yarattı, gomis önceki sezon neredeyse maç kaçırmamıştı, takımın en önemli kozuydu ve ondan sonra alınan diagne, mitroglou, falcao, andone ve adem yani 5 adamın performansı gomis'in yanına bile yaklaşamadı. harcanan bonservis 15 milyon euro, verilen maaşların toplamını ise hiç konuşmaya gerek yok.

    diagne ve mitroglou'da yapılan hatalardan ders almadığımız gibi, yaz boyu diagne'yi satmayı dahi beceremedik ve yerine gelecek adamları ise yine son gün açıkladık. kiralanan bir kaç tane orta saha olmasa ikinci yaz transfer dönemi de oldukça sönük geçti aslında.

    tabii bu sene üstüne gelen bir çok öngörülemeyecek aksiliği de katınca 6. olmamız çok da sürpriz olmadı. elde para varken iki sezon bu parayı çok da iyi değerlendiremedik ve şimdi ciddi şekilde bütçe daralması yaparak başarılı bir kadro kurmak zorundayız. dursun özbek'e lanetler okuyup ondan sonra yapılan transferlere verdiğimiz maaşlara bakınca arada çok da fark olmadığını düşünüyorum. mesela hala linnes'e yapılan % 50 zammın sebebini de anlamış değilim, kabul etmese nerede, kim verecekti 900 bin euro maaşı?

    üstüne falcao için aylarca hocayı ve takımı bekletmek, gelince de her türlü şovu yapmak, twitter hesabındaki her maç görüntülerinde özellikle yönetim triosunun vurgulanmaya çalışılması, medya önünde ve medya arkasında sürekli olarak hocayla çelişmek gibi faktörleri de düşününce sergiledikleri yönetimin fazlasıyla başarısız olduğunu düşünüyorum. tff veya her kim bize engel oluyorsa bu yapılanmalara hiç tepki koyamamak da cabası. bu şartlarda başka hoca olsa zaten çoktan istifa etmişti ve evet ismi fatih terim olmasa o hoca sezon ortası gönderilmiş ve sonuçların suçlusu olarak lanse edilmişti.

    başkanımıza acil şifalar diliyorum, özlerinde iyi niyetli olabilirler ama gelinen noktada göz ardı edilen çatlakların daha büyük etkilerinin olacağı bir döneme giriyoruz, transfer işinde hata yapma şansımız yok, geç kalma şansımız yok, bizi saha içinde veya saha dışında farklı oyunlarla indirmeye çalışanlara boyun eğme şansımız yok. güçlü durmak zorundayız, zirveden uzaklaşınca dibe battıysak aynı şekilde güçlenip bu çukurdan çıkmamız gerekiyor ve bu noktada da yönetimin güçlü bir duruş göstermesi gerekiyor.

    ha son olarak falcao süreci de baştan itibaren çok kötü yönetildi, adam geldi sakatlandı aylarca oynamadı ama yönetimden bir kişi de çıkıp gerekli açıklamaları yapmadı, sezon sonunda yine aynı şekilde sakatlandı, basit bir sakatlıkken sezon sonuna kadar oynamadı. 5,7 artık ne veriyorsak bu kadar maaş verdiğimiz oyuncunun ilk 11 oynadığı maç sayısı 13, zaten bunun üzerine söylenecek söz yok.
  • 3115
    değil mustafa cengiz yönetimi, gelmiş geçmiş bütün yönetimler tek çatıda toplansa yine de ağzını açıp tek laf edemezler. siz hangi ülkede yaşıyorsunuz abi? günümüzdeki konjonktürde yetki tek bir şahısta ve o ne derse o olur. ligden düşme kaldırıldığı için dünden beri herkes cumhurbaşkanına teşekkür ediyor, normal bir durum mu sizce bu? bu karara cumhurbaşkanı mı karar vermeliydi?

    çok yüksek noktadaki insanların kaybedecek de çok şeyleri vardır. arkasında nerdeyse sınırsız bir finansal gücü olan ali koç’u bile sindirdiler, şu anda kimsenin iktidara karşı çıkma, kavga etme şansı yok. hala bunun farkına varamamış olup yönetimi eleştirmek de naifliktir.
  • 3117
    2019-2020 sezonunda ligden düşmenin kaldırılması amacıyla yapılan toplantıya albayrak'ı göndermişler. bu adamın çok sevdiği reisinin aksine karar verebileceğine ya da itiraz edebileceğine inanan var mıdır? yav bu adam itiraz anlamına gelebilecek bir ima bile yapamaz bırak karşı çıkmayı* başkanımız sağlıklı olsaydı ve toplantıya katılsaydı eminim yine bir özlü söz ile lafı gediğine koyar, karara karşı olduğunu ima ederdi* ben kararın oy birliği ya da çokluğuyla alındığı kısmıyla ilgilenmiyorum. tek bir karar merciinin olduğu yerde başkasına söz hakkı düşer mi sümme haşa* ki toplantının bu amaçla yapılacağı da önceden söylendiğine göre bizimkiler albayrak'ı göndererek daha sonrası için imtiyaz koparmaya bile çalışmış olabilirler. sonuçta reisini çok seven bir adamı göndermişler. işimiz düşünce reisine yaptığı bu kolaylığı hatırlatıp işlerini ya da işlerimizi halledebilirler. bu kadar bozulmuş bir düzende de bunun düşünülmesini açıkça normal karşılayabiliyorum. nasıl ki hakemler hakkında konuşmadıkça sizi eziyorlarsa bura da böyle düşünülmesi olağan karşılanabilir.

    velhasıl sıradan vatandaşın bile eleştirip itiraz edemediği bir ülkede iş insanlarının çıkıp çok rahat bir şekilde tek kişiye karşı çıkmalarını beklemek bu adamlara da haksızlık. dolayısıyla alınan kararda en az sorumluluğu olan yönetimdir sn.mustafa cengiz yönetimidir. çünkü kendi hallerinde bırakılsaydı eminim bu kararı desteklemediklerini ve aksi karar çıkması içinde kulis yapacaklarına samimiyetimle inanıyorum.
  • 3121
    süleyman rodoplar, kadir çetinçalılar, ali naci küçükler üzerinden haberler servis etmekten vazgeçmesi gereken yönetim.

    yaptıkları pek çok şeyi başarılı buldum. yönetimine hem maddi hem de manevi pek çok destek de bulundum. yalnız kulüp ile ilgili her haberi birkaç gazeteciden duymaktan fena halde sıkıldım. bu konu ile ilgili daha önce de eleştiride bulunmuştum. devam ederlerse eleştirmeye ve uzaklaşmaya devam edeceğim.
  • 3125
    3 senedir aynı transfer yönetememezliğiyle nam salan yönetim. her transfer dönemi aynı şeyi yaşamak mecburiyetinde miyiz ya? pahalıya adam almayı ve elindeki değeri ucuza verip zarar ettikten sonra piyasaya sürdüğü yancılarıyla kollanmaya çalışmaları artık bıkkınlık verdi. yapamıyorsanız transfer işini, bir bilen adamı getirin ya da bırakın gidin ya yeter! her zaman karşı taraf suçlu yönetim kanatlı bir melek!
App Store'dan indirin Google Play'den alın