• 152
    benim de yaptığım ve en çok zoruma giden şeydir bu. neden zoruma gittiğini örnek vererek açıklayayım;

    "feghouli, bonuslar hariç yılda en az 30 milyon lirayı cebine indiriyor. bu da ayda en az 2.5 milyon lira yapıyor. buna yılda 20 milyon lira versek, 10 milyon lira kâr elde ederiz. bu parayla da işte şunu yaparız, bunu yaparız falan filan diyoruz.

    5 dakika sonra bilgisayarın başından kalkıp kendi muhasebemizi yaptığımızda 100 liranın nasıl 1 haftadan fazla dayanacağının hesabını yapıyoruz.

    parayı idareli kullanmaya o kadar alıştık ki, artık elimizde olmadan koskoca takımların, şirketlerin muhasebesini yapar olduk. ve ayrıca şu da var; 20 liraya döner almak pahalıdır ama takımdaki dengeler için 500 bin euroyu, 750 bin euroya çıkarmak çok kolaydır.*

    edit: transferlazim uyardı: benimde sözcüğünün doğrusu benim de olacakmış.
  • 155
    çok şükür ki böyle taraftarımız var. böyle olmasak göreceğimiz muamele “rodrigues bedavaya alındı” gibi cümleleri duyup ardından ne kadar bonservis ödeyeceğimizi oyuncusunu satan takımlardan öğrenmek olabilirdi. tüm bunları yaşasak yine de mankurtlaşmışçasına “bedava işte bedava” der miydik bilmem. demeyeceğimiz için galatasaraylıyız sanırım.
  • 156
    falcao güncel kur bonuslarla beraber 6 milyon euro = 55 milyon lira
    belhanda güncel kur bonuslarla beraber 4 milyon euro = 37 milyon lira
    feghouli güncel kur bonuslarla beraber 5 milyon euro = 46 milyon lira
    babel güncel kur bonuslarla beraber 3.5 milyon euro = 32 milyon lira
    diagne güncel kur bonuslarla beraber 2.1 milyon euro =20 milyon lira
    emre akbaba güncel kur bonuslarla beraber 1.5 milyon euro = 14 milyon lira
    linnes güncel kur bonuslarla beraber 1.2 milyon euro = 11 milyon lira
    etebo güncel kur bonuslarla beraber 1.2 milyon euro = 11 milyon lira
    şener özbayraklı güncel kur bonuslarla beraber 750 bin euro = 7 milyon lira

    yukarıda saydığım isimler performans olarak tartışlan oyuncular.
    9 futbolcu = 25.2 milyon euro = 233 milyon tl + vergi, stopaj falan filan bu rakamlar 30 milyon euro civarını buluyordur.
    bence sezon sonu acil kendimize gelip bu kontratlardan bir şekilde çıkmalıyız çok acil.
    zaten emre akbaba, şener, etebo, belhanda, linnes sözleşmeleri bitiyor. falcao amerika dedikoduları var bir zahmet diagne, feghouli ve babel için yeni yönetim kim olacaksa bir formül bulsun.

    maaş bütçesi olarak bu paranın yarısına 15 kişilik yeni takım kurulur. sezon sonu yeni yapılanma şartoğlu şart.

    not: yukarıda belirttiğim ücretleri sezon başı indirimleri üzerinden hesaplamaya çalıştım.
  • 157
    kurtlar vadisi dizisinin efsane karakteri deli hikmet muhasebeci taraftara haddini bildiriyor. oynat bakalım ! ulan o zaman da taraftar paramız yok nasıl transfer yapalım diye ağlıyor bugünde. bu nasıl iş.

    https://www.youtube.com/...hannel=KurtlarVadisi

    yalnız senelerce önce dönen bir diziden alınan şu 2 dakikalık video bile galatasaray'ın hatta tüm türkiye'nin sorununu ayna gibi yansıtıyor.

    günü kurtarma çabası, taraftarın bitmek tükenmek bilmeyen namütenahi istekleri, sıfır yatırım. şu sahne çekildiğinden beri döviz kuru devalüasyon gördü, dijital çağ başladı, kripto paralar, otonom araçlar çıktı, medeniyet gitmeyen yerlere medeniyet gitti, serdar ortaç pokeri bıraktı ama hala galatasaray'ın parasızlık probleminde en ufak değişme yok. ulan şu dizi yayınlanırken silivri'den 100 dönüm tarla alsaydı kulüp şuan borç morç yoktu. hep imar geldi oralara.

    artık bu işin şakası yok. şu muhteris tavırdan sıyrılıp, sağlam adımlar atarak, gelecek için doğru yatırımlar yapmak şart. neyse umarım mustafa cengiz başkan irfan can kahveci ve visca'yı takımımıza biran önce kazandırır.
  • 158
    vallahi bu işi en çok yapan insanlardan biriyim ve bununla da gurur duyuyorum. 2016 yılında yazar değildim ve o dönem yapılan işlerin ceremesini çok çektik.
    2017 yazında totalde harcanan 120 milyon euro ile çok başka şeyler yapabilirdik ama kazanılan şampiyonluklar ve oyuncu satışlarından elde edilen gelirler yüzünden çok da eleştirmiyorum
    gelelim 2019 yazına... fırsat yine ayağmıza gelse de, 2017 yazında beşiktaş'ın kapıldığı popülizme kapıldık ve yapılanma yapmamız gerekirken saçma sapan işler yaptık.
    luyindama, marcao, belhanda ve fernando satışı ile yaklaşık 40 milyon euro üzeri bir bonservis geliri elde edebilirdik. elimiz rahatlayacağı için diagne konusunda da rahat olurduk. ve öte yandan babel, falcao gibi oyuncuları almak yerine gençlere yatırım yapabilirdik.
    bunları o gün rahat rahat söylediğim için şimdi yazabiliyorum. geldiğimiz noktada bugün en değerli iki oyuncumuzdan biri olan luyindama'ya teklif yok deniyor.
    halbuki o gün luyindama'yı 12'ye satsak, 5 opsiyon için kulübüne ödenir. kalan parayla da yerine birini rahat koyardık. belhanda bugün bedava gidecek noktaya geldi. fernando'dan gelen neredeyse seri, lemina ve andone'ye gitti.
    verilen saçma maaşları, bugün düştüğümüz durumu hiç anlatmaya gerek yok. sebebi o gün şampiyonlar liginde belki son 16 yaparız diye yapılan transferlerdir.
    yanlış anlamayın son 16 ve hatta çeyrek final görmek tabii ki mutlu eder ama sürdürülebilir olmadıktan sonra hiç bir anlamı yok.
    bugün tff limiti ayrı, ffp kısıtlaması ayrı boynumuzu büküyor. işte sebebi 2019 yapılan popülizmdir. oluşacak 500 milyon tl'lik zararı hiç söylemiyorum bile...
  • 162
    ay sonunu düşünen babaya benzeyen taraftardır.

    öncelikle kendilerine saygım sonsuzdur. çünkü galatasaray'ı ailesi gibi görüp yarınlarını düşünen, koruyup kollayan taraftardırlar. ama bazen fazla korumacı olabiliyorlar.

    fakat birkaç kelam etmek isterim.

    beklentiler nelerdir?
    sürdürülebilir başarı. mümkün olan en az harcamayla.

    bunun için önerilen nedir ? oyuncu maaşlarının ve bonservislerinin düşük olması. ilaveten oyuncular da kalifiye olacak. bir de genç olacaklar.

    eğer yaşadığımız yer türkiye olmasaydı; kurullar liyakat esasıyla adaletli yönetilseydi ve ekonomimiz iyi olsaydı kendilerine hak verebilirdim.

    ama gününüz şartları ortada. binlerce alıcının olduğu futbol dünyasında genç,oyununu olgunlaştırmış, maliyeti düşük oyuncu bulmak define bulmak kadar zor.

    tabiki oyuncuyu potansiyel vaat ederken alıp, sabır edip, geliştirip, satabilirsiniz. fakat bu sefer de başarı potansiyeliniz düşecektir.

    bunun sonucu olarak 10 üzerinden 8 ve üzerine puanlamaya sahip her oyuncu avrupa'yı tercih edecektir. yaşam standartları, oynanan futbol vs. gırla sebep sayabiliriz.

    oyuncuları burada oynamaya ikna etmenin 2 elzem şartı var:

    1- çok iyi bir planlama ve başarı vaadi.

    2- para.

    yazının başında değinildiği gibi zaten kalitesizliğin kol gezdiği ligimizde ikinci seçenek her zaman öne çıkıyor.

    en azından 4 büyükler dediğimiz kulüpler için geçerli.

    yine bir örnek vermek gerekirse trabzonspor'un her sene ya tutarsa diyerek ucuz maliyetli oyuncu tercih ettiklerine hepimiz şahit olduk. fakat başarılarına şahit olamadık. aksine yusuf gibi abdulkadir gibi gençlerin patlamasına şahit olduk. yarın bir gün uğurcan'ın satışına şahit olacağız.

    önemli olan neymiş ?

    altyapı imiş.

    yine değinmek isterim ki ne futbol piyasası eski futbol piyasası ne de biz.

    ronaldo zamanın da 94 milyon euro'ya transfer gerçekleştirdi. bugün olsa en az 200 milyon euro eder.

    tüm bunların dışında oyuncu piyasası artarken bizim ekonomiz geriye gitti diye oyuncuların gerçek eserlerinde bir değişiklik olmuyor. 5 milyon euro bizim için çok para başkası için değil.

    fakat yinelemek de fayda var. " düşük bütçe olsun başarı gelmese de kabulüm. böyle böyle borçlar bitecek ve düzlüğe çıkacağız." diyene saygım sonsuz.
  • 163
    sözlükte baya fazla olan taraftar çeşidi. 'muhasebe ve ekonomi birbirinden farklı dallardır' sözünü doğrular nitelikte entry giriyorlar.
    malum transfer dönemindeyiz ve hemen hemen her vasat/vasat altı oyuncunun altında 'x liraya gelecekse buyursun gelsin' 'bonservisi yoksa ok' ve bu gibi entryler görür olduk.
    bakın muhasebeci arkadaşlar; bu tarz transferlerle yıllık oyuncu maaşını 4-5 milyon € düşürüceğiz eyvallah da sportif başarı gelmeyince kaç milyon € zarar edeceğiz?
    emre mor, donk, allioski gibi futbolcuların başlığının altında 'x liraya ok' entryleri görmekten bıktım artık yeminle!
  • 164
    sportif başarı gelen yıllarda zarar yazan galatasaray'ı görmüş ve 5 sene sonra başında kayyum olan bir galatasaray görmek istemeyen taraftardır. finansal tabloları okuyan ve nasıl bir batakta olduğumuzu gören taraftardır. galatasaray'ın krediler için teminat gösterdiği binalar, rehin ettiği hisseleri gören kişilerdir. bundan 5 sene sonra galatasaray binaları kredi ödemeleri için alındığı zaman şok olmayacaktır.
    son 20 senede bir uefa kupası, bir süper kupa, 8 lig şampiyonluğu olup bu sürede 230 milyon euro net borç (borç-alacak) yapan+ riva arazisini satmak zorunda kalan bir takımın taraftarıdır.
    daha buna şampiyonlar ligi ve uefa başarıları dahil bile edilmedi.
  • 167
    arda-elano-kewell-baros-keita-lincoln zamanı yapmadığı muhasebe yüzünden, o muhasebenin rejenerasyonu için serdar özkan, mustafa sarp, barış, ayhan, pino izlemiş olabilir.

    orda muhasebeci olamayanlar için daha iyisi geldi, o da;

    sneijder-riera-eboue-melo-drogba-burak-selçuk-hamit zamanı hiç yapmadığı muhasebe yüzünden avrupadan men yemiş, ffp kıskacına girmiş, umut bulut-yekta-bilal-yasin-josue-nigel de jong-tolga-sinan-eren ve benzerlerine de maruz kalmış olması.

    psikolojik bir durum özünde. takımının geçmişine inmek lazım.
  • 169
    kulübünün geleceğini düşündüğü için ayıplanan taraftar. önerilen de şu he yanlış anlaşılmasın “abi boşversene sen öldükten sonra kulüp batmış batmamış ne önemi olacak”. işte tam olarak ortadoğu zihniyetine hoş geldiniz. bu yüzden batıda adamların 200yıldan fazladır devam eden gününümüze ulaşmış şirketleri varken ve bu yolla sermayenin birikmesini sağlamışlarken, biz bugün bile en fazla 2.nesilden sonra nalları diken küçük aile şirketlerinden ibaretiz. koy götüne ye paraları, nasıl olsa öleceğiz...

    yahu hadi bunları da geçtim, çok para harcamakla, fazla maaş vermekle başarı arasında kesin doğru bir ilişki yok ki, en yakını geçen sene işte, beşiktaş’ın 2 katı maaş bütçemiz vardı, adamlar bütün ligi önümüzde götürüp, son 2ayı forvetsiz oynayıp şampiyon oldular.
  • 170
    en doğrusunu yapan taraftar modeli. sanki biz galatasaray'ı düşündüğümüzden yapmıyoruz bunu. sanki paraları cebimizden ödediğimiz için karşı çıkıyoruz.

    hala anlayabilmiş değilim. 100 milyon € ödeme var deniliyor, bankalar birliği deniliyor ama transferde sanki durum tam tersiymiş gibi hareket ediyoruz.

    ghezzal (2.5 milyon maaş, 3 yıllık sözleşme, 5 milyon bonservis + bonus yaklaşık 13 milyon)
    stanciu (2 milyon maaş, 3 yıllık sözleşme, 7 milyon bonservis yaklaşık 13 milyon)

    ismi geçen sadece 2 oyuncu için toplam 26 milyon € maliyet konuşuluyor. bu maliyet marcao, taylan, mohamed ve kerem gibi en iyi oyuncularımızla kıyaslayınca bile fazla gelirken, geri dönüşü de olmayacak bir para. hatta şunu da hesaba katalım, artık şampiyon olduk cl gelirleriyle durumu toparlarız olayı da yok çünkü şampiyon olan direkt katılamıyor. elemeleri geçebilme ihtimalimiz de yok hayalperestleri uyaralım. olsa bile bu ihtimale bu kadar para yatırılmaz.

    kulüp ve ülke ekonomisi de sürekli geriye giderken bunları düşündüğümüz için suçlu oluyoruz.
  • 172
    hassasiyetlerinin onda biri yoneticilerde olmadigi icin varligi cok degerli olan taraftardir. kulup ceza yediyse, oyuncularina aylarca para odeyemediyse tarih boyunca hep de dogru duzgun muhasebe yapilmamasindandir. elinde hesap makinesi nakit akisi ve bilanco inceleyen taraftara da sarmayin lutfen. yoneticilerden daha cok dusunuyorlar kulubu. bu kulup sahiple degil dernek statusunde ve a.s. statusunde yonetiliyor unutmayalim.
  • 173
    şunun hakaret gibi yazılması çok komik geliyor.
    yok muhasebeci taraftara anlatmış, yok muhasebeci taraftar şöyle.
    vallaha ben de çok isterim ona buna para basalım yıldız şov izleyelim. harbiden taylan'ı felipe melo'ya ya da fernando'ya tercih ettiğimiz düşünen yoktur herhalde. ben de isterim herkese parayı basalım. ama şartlar bunu getiriyor.
    eğer kulüp batsın banane diyorsanız tabiki sneijder, drogba, eboue istemeye devam edebilirsiniz. ki bunu da isteyemezsiniz çünkü para yok. kredi veren yok, krediyi ödeyebilecek gelir yok. yani eskiden olmayan parayı harcayabiliyorduk artık buna izin vermeyecek bir halimiz var.
    ama yayıncı gelirinin geldiği hali görüp hala millete muhasebeci diye laf atan kişiler aslında geçmişe takılıp kalmış, bulunduğu durumu algılayamayan taraftarlar genelde. borç ile şampiyon olduk, borç ile avrupa'da başarı aldık. hepsinden sonra zarar ettik, kâr edemedik. eh yedik içtik şimdi ödeme zamanı geldi. bunu ne kadar çabuk algılarsanız alışmak o kadar kısa sürer.

    cebinde galatasaray'a hibe edecek bir 30-40 milyon eurosu olmayan adam kulübün finansal halini görenlere bir zahmet laf atmasın. biz takımı bu hâliyle de seviyoruz. biz de isteriz eski günlerine dönsün ama ülke bile eski haline dönemeyecekken galatasaray dönecek diye bekleyenler sabaha kadar da muhasebeci taraftar lafını hakaret için kullansa bir şey değişmeyecek.
  • 175
    bu sıkıcı görevi zaruriyetten üstlenmiş taraftar grubu. zira onlarca senedir popülist yönetimlerin, muhasebeci olmayan taraftarı tatmin etmek uğruna kulübün geleceğini yok edişini acıyla tecrübe etmiştir. emin olun onlar da ister arkalarına yaslanıp keyifle gelişmeleri takip etmeyi, ama bilirler ki her futbolcu değerlendirme kriteri “galatasaray seviyesinde değil, bu takımda drogbalar sneijderler oynadı be peh” olan taraftarların sayısı da etkisi de ne yazık ki çok fazla, ve bu bakış açısı kulübümüzü yıkıma götürüyor.

    sözün özü, normal taraftardır. bu devirde, bu mali durumda şaşılacak, ayıplanacak, dalga geçilecek taraftar grubu onlar değil, muhasebeci olmayanlar olmalıdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın