• 59
    cnn türk kanalında limitsiz futbol adlı programda galatasaray fenerbahçe karması yapılıyor bu arkadaş da kaleye altay'ı koyarım diyor. sebebiyse ben olsam derbide herkesi şaşırtır altay'ı oynatırdım dedi. daha sonra sağ bek seçiminde en kötü sağ bek devşirme bir sağ bekten iyidir diyerek ozan tufan yerine mariano'yu tercih etti ve aradan 1 dakika geçtikten sonra en iyi stoper oylamasında marcao yerine jailson'dan yana oyunu kullandı. *
  • 61
    cnn türk.futbol yorumcusu mehmet arslan itici, ve allahsız bir kişidir. fatih terim’e saldıran şeytanların en sinsilerindendir. ne insafı vardır ne de izanı. fener fanatizmi nedeniyle hep algı ve çarpıtma yapmaktadır.

    fatih terim’e karşı “sicili bozuk” ithamını ilk kez dillendiren yorumcudur. ülkemizde o kadar şeytan var ki onları taşlamaktan ihlas okumaya vakit kalmıyor.

    ferudun niğdelioğlu, abdulkerim durmaz, ahmet ercanlar, emre bol, turgay demir, volkan demir ve daha birçok şeytandan sadece biridir. taşlamaya devam etmekten başka çaremiz yok.
  • 66
    galatasaray düşmanı kalıbını sevmem ama bu adam tescilli öyle.

    https://twitter.com/...884533941211138?s=19

    --- alıntı ---
    mehmet arslan: "kazanma uğruna melo gibi bir oyuncuyu takımda tuttu galatasaray. fatih terim’in açıklamalarına bakarsanız, bir özür ile marcao olayı da kapatılacak..."

    mehmet arslan: "peki o zaman ben başka bir soru sorayım; marcao tıpkı kerem’e saldırdığı gibi, sinirlenip terim’e saldırsaydı, yine bir özür ile geçiştirilecek miydi bu olay? ya başka bir maçta, bir başka oyuncu daha aynı şeyi yapsa yine özür mü dileyecek?"

    mehmet arslan: "dün bu konu ile ilgili küçük bir araştırma yaptım. bu olay burada kalmaz. kerem’in sessizliğinin ve efendiliğinin altında bir fırtına yatıyor. eğer gereken yapılmazsa ya marcao gider bu kulüpten ya da kerem..."

    --- alıntı ---
  • 76
    çok değişik bir kafa yapısına sahip abimiz.

    ntv'de; tff seçimlerini konuşurken şöyle bir yorum yaptı. "bu seçimin yıldızlarından biri başkanlığı kazanan ibrahim hacıosmanoğlu'dur. ikincisi ise yaptığı konuşmayla ali koç'tur."

    insan neresiyle, ne kadar güleceğine karar veremiyor.

    yıldız dediği ali koç, canı sıkıldıkça fırça kayıp istediğini yaptırdığı mehmet büyükekşi'yi kaybetti. yerine ise tam teşekküllü bir fenerbahçe düşmanını getirdi. yeni tff başkanı boş vakitlerinde kendisine züppe diye hitap etmektedir.
  • 57
    bu arkadaşın, istanbul'da düzenlenen ve olası fenerbahçe şampiyonluğu ile bitecek euroleague final four'u hakkında ne düşündüğünü merak etmekteyim. bir kişi çıksa da sorsa keşke. zira galatasaray tekerlekli basketbol takımı dünya şampiyonu olduğu zaman tv lere çıkıp, galatasaray'ın parayı bastırıp en iyi oyuncuları getirip kazandığı dünya şampiyonluğu benim için hiçbirşey ifade etmiyor demiştir. dünyadaki tüm şampiyonluğa oynayan takımların çoğu böyle yapmıyormuş gibi. bu akşam da fenerbahçe kadrosunda yüksek paralara transfer olan yabancı oyuncular oynayacak sadece. belki biraz melih. şampiyonluk gelirse bu arkadaşın neler diyeceğini az çok hepimiz biliyoruz sanırım.
  • 67
    sosyal medyada kopan fırtına yavaş yavaş marcao'nun gönderilmesinden ziyade kerem'i gazlayıp takımdan kopartıp fener'e götürmek üzere olmaya başladı. marcao gider gitmez satılır satılmaz ayrı bir konu kendi aralarında veya kulüp içinde halledilir. buna katlanamayız diyenleri anlamıyorum, bu ligde oyuncular kameralar karşısında birbirlerinin veya özellikle hakemlerin annelerini de içeren küfürlü sözler kullanırken bozulmayan ahlak itibar, saha içinde ne kadar yanlış bir hareket olsa da bir oyuncunun kendi takım arkadaşının bir hareketine sinirlenip saldırmaya kalkması itibar ve ahlakı bozuyor. ahlak ve itibar bekçisi taraftarlar ise oyuncunun eşine veya her maç sahadaki tüm unsurların ailesine sövüyor. sanırsın bizim ligimiz premier lig de bu tarz hareketler ortamı bozuyor. herkes biraz sakinleşsin ve kulübün aksiyonlarını izlesin. ne demişler keskin sirke küpüne zarar...
  • 29
    böyle bir rezilliğe imza atmış şahıstır. http://www.youtube.com/watch?v=dDiptXZukeY

    samimiyetsizlik, farkındalık..

    "baştan ifade edeyim galatasaray tekerlekli basketbol takımını kutluyorum ama*..." derken gözlerindeki samimiyetsizliği ve çekememezliği görebilmek mümkün, devam ediyor; "ben galatasaray tekerlekli basketbol takımından şampiyonluk beklemiyorum ve istemiyorum." gözlerini bürüyen hırs ile haddini aşarak devam ediyor; "dünya'nın en kolay şeyi tekerlekli sandalyede şampiyon olmaktır da ondan.." şimdi bir iki saniyeliğine kendinizi engelli arkadaşlarımızın yerine koyun. bu şahıs, binlerce, belki milyonlarca insanın bu şekilde farkındalık kazandığını, yaşama sevinci bulduğunu bilmiyor mu? vizyondan bahsediyor, evdeki sakatlar diyor, sen engelli insanların yaptığı başarıyı küçümseyerek evdeki o sakat çocuğu dışarı çıkamaz hale getiriyorsun, senin vizyonun bu mu!

    farkındalık zor bir şey değil. eğer farkında olsaydın, ekranda samimiyetsiz bir şekilde tebrik edip, ardından terini akıtan engelli arkadaşların yaptığı bu olağan üstü başarıyı küçümsemezdin ve biraz farkında olsaydın televizyon başında o başarıyı, mücadeleyi izleyen engelli bir çocuğun "bir gün ben de böyle olabilirim" düşüncesini yıkmazdın.

    bu yaşa gelmiş, televizyonlarda, gazetelerde çalışan insanların bunları söylemesi inanılmaz.

    bu olayla ilgili geçmişten kısa bir hikaye anlatayım. *

    sokakta ellerinden sakat bir arkadaşımız vardı, ilkokula 12 yaşında başlamak zorunda kalmıştı, aynı sınıftaydık. biz de 7 yaşındayız işte daha. okul çıkışları sokakta maç yaparken o arkadaşı hiçbir zaman dışarıda bırakmazdık her zaman bizimle oynamasını isterdik. koşmasında da bir problem vardı, bu yüzden kaleye koyardık. ona hızlı şut çekmez, her kurtardığı topta alkışlardık. daha 7 yaşındaydık ama farkındaydık, bizle olmasından ve bizden farkı olmadığını görmesinden o da biz de mutlu olurduk. geçenlerde tekerlekli basketbol takımımız şampiyon olunca facebook'tan tebrik mesajı yazmıştı. çünkü bu onun için, yaşama tutunma, ben de böyle olabilirim düşüncesini tetikliyor, ona güç veriyordu. şimdi o arkadaşımın bu konuşmayı dinlediğini düşünüyorum ve ben kendi adıma bu konuşmayı yapan insandan utanıyorum.

    evet, farkındalık. biraz farkında olursak o insanlarından da bizden farkı olmadığını görebiliriz.
  • 39
    tekerlekli sandalye takımımızın kupa kazanması hakkında saçmalamış zat. tekerlekli sandalye şampiyonu olmak dünyanın en kolay işi diyor. alırsın en iyi oyuncuları olursun şampiyon diyor. yorum yapmaya değmez. hadi bu kısmı asıl demek istediği bölüm için dikkat çekmeye yönelik hareket olarak değerlendirelim. diyor ki galatasaray'ın asıl misyonu, vizyonu evinden çıkamayan onbinlerce engelli insanı evinden çıkarmak.

    ne alaka lan?! galatasaray yardım kuruluşu değil, para toplayıp insanlara tekerlekli sandalye dağıtsın. ha büyük bir camiadır. gücünü ekstradan bu yönde kullanır ayrı konu. galatasaray bir spor kulübüdür. tekerlekli sandalye takımı kurarkenki misyonu o evine gömülmüş engelli insanları hayata bağlayacak, evlerinden çıkmaları için heves etmelerini sağlayacak bir yol/bir alternatif sunmak. o evinde oturup tekerlekli sandalye takımını ve başarılarını gören insanlardan birkaçında ümit yeşerse, bu yönde kendilerine bir uğraş, amaç edinse yeterlidir. bu takımın amacı budur. sportif açıdan ne kadar başarılı olursa o kadar etkili olur. çünkü o kadar fazla adı duyulur, o kadar çok tanınır ve o kadar çok eve ulaşır.
  • 65
    ekranların en mukaddes görevlerinden biri olan "hıncal abi'ye katılıyorum" vazifesini haşmet'ten devralmış ve bayrağı daha da yukarı taşımıştır. haşmet yalnızca "hıncal abi'ye katılıyorum" diyerek vazifesini çoğu zaman geçiştirirken bu arkadaş araya serpiştirdiği romantizm taneleriyle yamaklık seviyesini arşa çıkarmıştı. halefi haşmet bir üst seviyeye terfi etti, en son baktığımda türk dış politikasını dizayn etmekle meşguldü. mehmet arslan ise şerrini spor dünyasıyla sınırlı tutmayı tercih etti.

    fatih hoca'nın, tarihe geçen ayarlarından bence en güzelini rüştü'ye verdiği cevapla vermişti:

    "sevgili rüştü,

    bugün hürriyet gazetesi’nde engin futbol bilgin ile vizyonun, kıymetli tespit ve yorumlarınla süslediğin köşeni okudum.

    türkiye’nin amiral gemisi olan hürriyet’te köşe sahibi olmanın öncesinde seni yakinen tanıyan, özellikle futbolculuk ve sonrasındaki sürede gelişimini gayet iyi bilen biri olarak günlük hayatında kullandığın kelime sayısından fazlasını yazılarında kullanabiliyor olmana çok sevindim. sanırım bağlı olduğun yöneticilerin de bu akıcılıktan ve zengin ifade biçiminden memnundur."

    rüştü, hoca'nın deyimiyle 'günlük hayatta kullandığından daha fazla" kelime sayısıyla hoca'ya çemkirirken ağzına verilen kelimelerin, eline tutuşturulan kalemin de sahibi, hoca'nın 'bağlı olduğun yöneticilerin' vurgusundan da anlaşılacağı üzere bu herifti. hoca'nın milli takımdan ve de sistemden dışarı atılması için başlatılan kampanyanın bayrak tutanlarındandı. bence o kampanyanın en önemli amaçlarından bir tanesi, hoca'nın kurguladığı ve türk futbolunda devrim niteliğinde işlere imza atılmasını sağlayan yeni yabancı düzenlemesinin geri alınarak eski, köhne düzenin geri getirilmesiydi.

    şimdi artık yolun sonuna geldiler ve alacakları kararın gayriresmi açıklamasını yapma şerefini de bu arkadaşa bahşettiler.

    https://twitter.com/.../1266138217872588801

    düşmanın açık olanı insanda sadece öfke uyandırıyor. ama bunun gibi entelektüellik sosuna bulanarak düşmanlık eden cinsi insanda mide bulantısından başka bir şey uyandırmıyor.
  • 52
    normalde trt3, ntvspor falan izlemem ama poldi'nin geliş görüntülerini izlemek için açtım. bu nasıl bir yorumculuk anlamadım gitti. hani böyle yanınızda yakın bir arkadaşınız varken ortama sevmediğiniz ama sever gibi yaptığınız başkaları geldiğinde ıkınıp sıkılarak konuşursunuz ya, bu kişi yanındaki sunucu hanım ile birlikte podolski transferini aynen öyle sundu. yanına gelen sevmediği kişiler de galatasaray taraftarı oluyor tabi. hele bir de poldi'yle nani'yi kıyasladığı bölüm var ki sanırsın nani'yle beraber haftaya evlilik defterine imzayı atıyor. böyle bir rezillik olmaz. istanbul'a ayak basan insan galatasaray'ın transferi lukas podolski ama bu yorumcu ve sunucu olduğunu iddaa eden kişiler ekrana nani ve rvp görüntüsü getirmekten poldi'yi konuşamıyor. konuşurlarken de muhabbet hemen nani'ye dönüyor. bıktım artık bu medyadan.
  • 71
    14 nisan 2022 perşembe günü yazısında ilginç iddialar ortaya atmış spor yazarı.

    --- alıntı ---

    işte cüneyt abi gerçekleri

    futbol federasyonu’nda karadenizlilerin ağırlıkta olduğu grup, bazı hakemlerin, bazı takımların maçlarına ‘özellikle’ atandığını düşünüyor. bunun için de geçmişten örnekler veriyorlar. bir kısım hakemlerin aynı sezon içerisinde bir takımın maçına 6-7 kez çıktıklarını ve o takımların karşılaşmaları için özel görevlendirildiklerini iddia ediyorlar. sözleri son derece ilginç: bir hakem bir sezonda bir takımın 3’ten fazla maçına atanıyorsa bu masum bir atama değildir!

    1- türkiye, haftalardır merkez hakem kurulu’nun (mhk) ‘hakem operasyonu’nu konuşuyor. ve hakemler manşetlerden inmiyor. 13 süper lig hakeminin görevden el çektirilmesiyle birlikte özellikle cüneyt çakır hedef haline geldi.

    hürriyet’in dünkü manşetinde okuduğunuz gibi çakır’ın, hakemleri, mhk’ye karşı örgütlediği, mhk başkanı ferhat gündoğdu’yu protesto etmeye çağırdığı, hatta bunları yapmayanları, “cüneyt abiniz sizi takip ediyor” diyerek tehdit ettiği ileri sürüldü.

    · birinci soru şu: nedir bu cüneyt abi meselesi?

    · ikinci soru ise: nedir bu hakem operasyonu?

    2- aynı sezonda bir hakem bir tkaımın 6 maçına çıkar mı kardeşim

    · dilerseniz ikinci sorudan başlayalım... türkiye futbol federasyonu’nda (tff) ağırlıklı olarak karadenizlilerin içinde bulunduğu bir ekip, futbolda bir çeteleşme olduğuna ve bu çeteleşmenin başaktörünün hakemler olduğuna inanıyor. bazı hakemlerin ağırlıklı olarak bazı takımların maçlarına atandığını düşünüyorlar.

    bunun için de geçmiş sezonlardan görevlendirme örnekleri veriyorlar. bazı hakemlerin bir takımın maçına 6-7 kez çıktıklarını ve o takımların maçları için özel olarak görevlendirildiklerini iddia ediyorlar.

    sözleri ilginç: bir hakem bir sezonda bir takımın 3’den fazla maçına atanıyorsa, bu masum bir atama değildir.

    3- sadece hakemlerde değil, tff kurullarında da bazı yapılanmalar var

    bu düşünce ile operasyon başlıyor... mart ayında türkiye futbol federasyonu başkanı nihat özdemir’in de onayı alınarak düğmeye basılıyor. bu ekibin düşüncesine göre sadece hakemler değil, tff kurullarında da bazı yapılanmalar var. onların da dağıtılması gerekiyor. ama hakem operasyonu apar topar öne alınıyor. hazırlanan listede yaşlı ve geleceği olmayan hakemler var. ve elbette kullanıldıklarını düşündükleri hakemler de. ama cüneyt çakır ve fırat aydınus gibi çok önemli isimler de var.

    4- hayır belgemiz yok, bu işin belgesi mi olur

    · mhk, operasyonu öyle hızlı hayata geçiriyor ki, kamuoyu şaşkına dönüyor. herkes hakem operasyonunun arkasında bazı haklı gerekçeler arıyor. “bu hakemlerle ilgili olarak mhk’nın elinde bir belge ya da bilgi var mı?” sorusu gündeme oturuyor. operasyon merkezinin ‘off the record (kayıt dışı)’ yanıtı:

    · hayır belge yok. ama bu işin belgesi olur mu?

    · bizim bildiğimizi siz bilmiyor musunuz?

    · böyle olduğuna inanıyoruz... ama bu yanıtlar kamuoyunu ikna etmeyince operasyon bir anda hakemlerin mağduriyetine dönüşüyor. bu arada hakem camiasında da tepkiler yükselmeye başlıyor.

    5- whatsapp mesajları bile kontrole alındı

    · hakem operasyonu futbol camiasında büyük ses getirince, tahkim kurulu, disiplin kurulu ve gözlemciler kurulu gibi birtakım operasyonlar için beklemeye geçiliyor. ama diğer yandan da hakemler gözlem altına alınıyor. attıkları her adım takip ediliyor. hakemler arasındaki whatsapp mesajlaşmaları dahil tüm görüşmeler dikkatle takip ediliyor. ve hakemlerin liderliğini özellikle cüneyt çakır’ın yaptığı kayda geçiliyor. bu gelişmeleri de ikinci yazıda aktaralım...

    6- operasyon gerçekten temiz futbol için mi yapıldı

    · benim düşüncem...

    · özet 1: hakem operasyonu gerçekten temiz futbol adına yapılan bir operasyon mu? bu konuda benim ciddi kuşkularım var. hakemler içinde etki alanını kullanan, maç almak için bundan faydalanan isimler var elbette. ama bu operasyon için “biz buna inanıyoruz” açıklamasından daha çok kamuoyunun ikna edilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum.

    özet 2: hakem operasyonu bazı kulüpler tarafından da tepki ile karşılandı. korkarım ki, kulüpler ve tff içinde de bazı bölünmeler ve kavgalar yaşanacak. hakemlerle ilgili alınan karar tüm kulüplerin onayını taşımalıydı. şimdi birtakım kulüplerin operasyonu gibi algılanıyor ki, asıl tehlike bu.

    7- cüneyt abinin bu kadar büyük bir gücü var mı?

    · peki nedir bu cüneyt abi hikayesi? hakemleri takip edecek, onları tamamen etkisi altına alacak gücü var mı? varsa nereden alıyor? şimdi bu sorunun yanıtına gelelim... cüneyt çakır’ın babası serdar çakır eski bir hakem ve bülent yavuz mhk’sinin asbaşkanı idi. birçok hakemle konuştum. hakemliği bırakan isimlerden de görüş aldım. onların anlatımını aynen buraya aktarıyorum. tek bir satır bile benim değildir.... işte cüneyt abi...

    8- serdar çakır 'bizden olmayan ölsün' diyordu

    · serdar çakır’ın hakem ailesi içinde etkisi çok büyüktür. “gücü nereden geliyor?” derseniz, bülent yavuz döneminde inanılmaz bir yapılanma oluşturdu. gelecek vadeden hakemler kasten biçildi. pekçok hakem tek tek engellendi. onun döneminde, yan bakana bile maç vermediler. adeta, “bizden olmayan ölsün” dediler. serdar çakır, oğlu cüneyt çakır hakemlikte ilerlesin diye önünü açtı. ona rakip olanların önünü kesti. ve cüneyt’i koruma altına aldı.

    9- derneğin tesislerine gelmeyen hakem fişlenir, maç alamazdı

    · baba serdar çakır, oğlu cüneyt’i hiçbir zaman tartışmalara, hakem derneği çatışmalarına bulaştırmadı. gözlemci raporları da çok önemli rol oynadı bu dönemde. o dönemde 17 maça çıkan bir hakemi 2-3 gözlemci izlerdi. ve onların notu hep en yüksek olurdu.

    yani hakemlikte yükselmek istiyorsan ‘o taraftan’ olmak zorundaydın. derneğin sosyal tesislerine gelmeyen hakemler bile fişlenir, maç alamazdı. serdar çakır’ın etki alanı genişledikçe, cüneyt çakır’ın etki alanı ve büyümesi devam etti.

    10- o sözler bize değil genç hakemler söylendi

    · peki şimdi gelelim asıl soruya... cüneyt çakır, mhk başkanı ferhat gündoğdu’yu, 9 mart’ta hakemlerle yaptığı zoom toplantısında protesto ettirmek için hakemler üzerindeki etkisini kullandı mı? bunu hakemlere söyledi mi? yani cüneyt abi, onları izliyor mu? hakem camiasında bunu duymayan yok. verdikleri yanıt bunu açıklıyor:

    · bunu bizim gibi tecrübeli isimlere söyleyemezler. ama genç meslektaşlarımıza söylerler.

    11- benim düşüncem

    · özet: cüneyt çakır’ın hakemlikteki başarısına ve olağanüstü kariyerine büyük saygı duyuyorum. dünya kupası’nda final maçı yönetebilecek kabiliyette bir hakeminin adının bu tür bir operasyonun içinde olması gerçekten çok üzücü. ama bir yanım da diyor ki; “ciddi bir suçlama ile karşı karşıya kalsan sen ne yapardın?” buna da yanıt veremiyorum...

    12: hakemler: önce bizi astılar şimdi suç üretiyorlar! mhk: bu yapıyı kırmadan işler asla düzelmez

    · son bölüme geldik... burası oldukça üzücü. üzücü çünkü iki taraftan da yanıltıcı bilgiler geliyor. bunların içinden doğru olana ulaşmak gerçekten güç. ama biz iki tarafın düşüncelerini özetleyelim.

    hakem tarafı:

    · önce bizi astılar. şimdi ise suç üretmeye çalışıyorlar. “temizle kendini” diyorlar.

    · bir hakem çıkıp medyaya konuşsa disipline verecekler.

    · iki taraflı bir kıskaçla bizi köşeye sıkıştırıyorlar.

    · ‘cüneyt abi mektubu’ da bu operasyonunun bir parçası.

    · cüneyt çakır’ı, isviçre istiyor. eğer oraya giderse 2022 dünya kupası’nda maç yönetecek. mhk bunu istemiyor.

    · ‘cüneyt abi mektubu’ için neden 1 ay bekledi mhk? yeni suç üretiyorlar.

    mhk tarafı: · cüneyt çakır hakemleri mhk’ya karşı örgütlüyor.

    · bu yapıyı kırmadan hakem camiası düzelmeyecek

    · hakemlere, “bu mhk gidici, bizim ekip gelecek” mesajı veriyor.

    · isviçre’nin talebi doğrudan bir menajer aracılığı ile cüneyt çakır’ın organize ettiği bir istek.

    · bu talebe, bu sorunu çözmeden yanıt vermek mümkün değil.

    · sadece cüneyt çakır değil, diğer birkaç isim de bu yapının içinde.

    --- alıntı ---

    https://www.hurriyet.com.tr/...-gercekleri-42042943
  • 55
    an itibariyle güzel hanım ablayla romantik futbol yorumları yapan, masada gül yapraklarının ve kenarda kemancının eksik olduğunu düşündüğüm bir ortamda naif cümleler kuran spor yorumcusu.
    http://i.hizliresim.com/v8lJRr.png

    -geçenlerde bir arkadaşım bana bir soru sordu.
    -önce siyah mı vardı beyaz mı? beşiktaş ile ilgili değil renk olarak.
    -hakikaten bakıyorum siyah olmadan beyaz beyaz olmadan siyah olamaz.

    lan oğlum bana arkadaşlarım niye böyle sorular sormuyor. bakale pes atak mı felan diyor bana arkadaşlarım. :)
  • 6
    ntvspor'da hıncal uluç'la beraber kırmızı çizgi programında görebileceğiniz kişi. bir çok spor dalı hakkında görüş belirtir kendisi. ancak futbol konusunda hıncal uluç'a yaranmak için midir nedir ara sıra saçmalar. dün* yayınlanan programda neill ile gökhan zan'ın, jo ile nonda'nın farkı yok diyerek televizyonumu kapatmama sebep olmuştu ancak hıncal uluç'un tükenmez kredisi yüzünden izlemeye devam ettim.
  • 64
    zamaninda efsanevi bir teknik direktor, bir hoca, bir ustad bir biyikli * gazeteciye der ki "ulan ben senin bıyığını s...."

    bu ornegi biyiktan kel kafa ile degistirip, soylenmesi gerekiyor.

    cnn turk te devam eden limitsiz futbol adli $aklaban programa tesadufen bakiyorum ancak oturan bulent yildirim, 1 tane hanim efendi, spiker cem yilmaz bir de bu kel arkada$, cok ama cok bo$ konu$uyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın