leo franco

	Leonardo Neoren Franco
	Görev	:	Yardımcı Antrenör
	Takım	:	Atlético B
	Yaş	:	47
	Uyruk	:	Arjantin

• 1001

  hangi akla hizmet alındığına hâlâ anlam veremediğim top tutamayıcı.
• 1002

  doğru bir transferdi. tutmamış olabilir ama ispanya liginde 300' den fazla kez forma giymiş, arjantin milli takımına seçilmiş bir kaleci olarak bonservis bedeli ödenmeden gelmişti. tutmaması ayrı meseleydi ama ne gelişi ne gidişi sorun teşkil etmemişti. bir oyuncu almak her zaman risktir, her zaman tutmama ihtimali vardır ya da sakatlık olabilir vs. mesele o riskin doğru değerlendirilebilmesidir. bu bağlamda leo franco tutmamış bir hamle olsa da iyi bir transferdi. gel gelelim donk çok yararlı bile oynasaydı 6 ay kontratı kalmış adama o bonservisin ödenmesi sebebiyle bence kötü bir transferdi.
  
  edit: hala daha galatasaray' dan 4 gol yemişti bla bla.. e peki başka? başka kaç maçını izledin? ya da tüm ispanya salak mı ki her maç aşırtma gol yiyen bir kaleciyi 300' den fazla kez oynatmışlar. ne ben ne de başkası leo franco süper kaleciydi, iyi ki geldi falan demiyor. diyoruz ki; 300' den fazla kez ispanya liginde oynamış, günümüzün popüler futbol sitesine göre 8 milyon euro değeri görünen ve arjantin milli takım havuzunda yer alan bir kaleciyi bonservissiz olarak takıma katmak kötü bir transfer olarak adlandırılamaz. size göre linderoth da kötü transferdi o zaman. o da hiç katkı vermedi çünkü.
• 1003

  galatasaray ile çıktığı 26 lig maçında 28 gol yemiş. 7 maçta da kalesini gole kapatmış. yani 19 maçta gol yemiş ve bu 19 maçta 28 golü kalesinde görmüş.
  ben maç başına 1 golün altında gol yiyen takımların savunma performansını sıklıkla başarılı bulurum. real madrid gibi 1 golden fazla yiyorsanız ama sezonu 100 küsür gol ile kapatıyorsanız sorun olmaz. ama genellikle örneğin 34 maçta 30-32 gol falan yemiş, 70 veya çok gol atmış takım, sıklıkla başarılı olur.
  
  kalecilerde şu da önemli, kaleni gole kapattığın maç. çünkü kaleni gole kaparsan, o maç 1 puan için gol atmana bile gerek kalmaz. 1 gol atarsan hele, 3 puanı alırsın. ancak gol yersen, takımın puan için gol veya gollere ihtiyaç duyar. leo, sadece 7 maçta takımına avantaj sağlamış. 19 maçta ise maç başına 1'den fazla gol de yemiş. düşük bir ortalama değil.
  
  mesela muslera'yı çok beğenirim. neden? hem iyi kalecidir, hem de iyi bir takım savunması, ortalama bir savunma hattında bile o takımı ve savunmayı çok iyi gösterebilir. dany-semih, semih-ujfalusi tandemlerini hatırlayın. dany-semih minik kalp krizleri, semih-ujfalusi iyi uyumdu. ujfa gidince semih de geriledi. bunlar mükemmel savunmalar değildi. ne kendileri, ne yanlarındaki parçalar. ama uyumlu oldular, takımın belirli bir oyunu vardı, arkada da çoğu maçta gol yemeyen bir kaleci olunca, bazen 1 gol bile seni 3 puana götürüyordu.
  
  şu da var, leo franco kariyeri berbat bir kaleci değildi. benim kendisini ilk hatırladığım, bizim kendisine 4 gol attığımız maç. unutulmaz maçlar belgeselinde de geçer. o zamanlar da hep oyunculara tembih edilmiş, leo çok önde durur diye. nitekim, attığımız goller de aşırtmaydı. ancak leo, berbat bir kaleci değildi. 300 küsür la liga maçı, epey ispanya 2. lig maçı vardı kariyerinde. şampiyonlar ligi ve o dönemki ismiyle uefa kupasında da maçları vardı. çok değildi tabi, ama vardı.
  hele 2004-2007 arası yani 2004-2005, 2005-2006, 2006-2007 arası ispanya'nın kalburüstü kalecilerindendi. kalesini gole kapattığı maçlar az buz değildi.
  
  kariyerindeki tek kupayı da, iyi olmadığı sezonlardan birinde kaldırmıştı leo. turlardan birinde real madrid'i geçmişti mallorca. mallorca'nın kalesinde de leo vardı. çok yanlış bir transfer değildi ancak bizde tutmadı. selçuk'tan yediği golle birlikte de iyice karikatürize edildi.
  
  mesela morgan de sanctis de bizde tutmadı. maç başı 1 golden fazla yiyordu yine ortalamaya bakılınca. ama yine yanlış hatırlamıyorsam, leo'nun selçuk'tan yediği gol gibi bir golü yemedi önemli maçlarda. çok karikatürize edildiğini hatırlamıyorum kendisinin. kaldı ki bizden sonra epey başarılı oldu. italya milli takımı 2. kalecisi de oldu, avrupa'nın kalburüstü takımlarında da top oynadı ve bence saygın bir şekilde kariyerini sonlandırdı.
• 1004

  bok çuvalıydı. 4-3'lük bir trabzonspor maçı vardı. o maçta yediği iki golle ben bu adamın puanını daha sezon başında vermiştim. millet kalecilik nedir bilmediği için bu adamın yediği goller için kör noktaya gitti, yapacak bir şeyi yoktu diye savunma geliştirdi. halbuki o yediği gollerin hepsinde yanlış yerde duruyordu. devre arası elimizde fırsat varken yollayalım hem de yabancı kontenjanı açılır diye yazabildiğim tüm platformlarda yazmama rağmen haldun üstünel sezon ortasında bunun yerine nonda'yı yollayıp bizi jo denen sarhoşa mahkum etmişti ve atletico eşleşmesinde de oynayamamıştı statü gereği. leo franco denen mal ise ta ki selçuk'tan yediği saçma gole kadar savunuldu sürekli. o golü yedikten sonra kadro dışı kaldı. böyle de saçmaydı haldun abinin futbol aklı.
  
  hatta hiç unutmam bizden sonra gittiği zaragoza'da bir devrede 5 gol yeyince siktir etmişlerdi bu öküzü.
  
  edit: aha maç da bu http://www.mackolik.com/...fault.aspx?id=423918
  
  ama kovmamışlar oynamaya devam etmiş.
• 1005

  (bkz: leo franco gene öndeee) (bkz: galatasaray 4-1 öne geçiyor) (bkz: 16 mart 2000 real mallorca galatasaray maçı)
  
  ispanya'da 1-4 kazandığımız efsane maçta. yediği 4 golden 3'ünde önde yakalanan ve 3 aşırtma gol yiyen. son golde ise gene önce çıkıp bu kez çalım yiyen ve 4lük olan kaleciydi. galatasaraya transferi başlı başına bir hataydı..
• 1006

  bizde bok gibi kalecilik yaptı; işin ilginci ispanya'da oynarken daha genç ama yine bok gibi bir kaleciydi. milli olmuş mudur bilmiyorum ama eğer olmuşsa oynadığı maçları açıp izlerseniz muhtemelen milli forma altında da bok gibi bir kaleci olduğunu görebilirsiniz.
  
  diyeceğim şu ki; kendisinin tutmaması diye bir şey yoktu; tutmuş halini izledik. tutmaması yerine derman olmaması derseniz, bunun da sebebi kimya falan değil, kendisinin bok gibi bir kaleci olmasıydı.
• 1007

  eski kalecimiz. bende kendisinin bok gibi bir kaleci olduğunu düşünüyorum. tabiki bunda aslan payını selçuk şahin'den yediği gole vermek lazım. o golden sonra taraftarın leo'ya olan bakış açısı inanılmaz değişmişti. karşılaştırmak gerekirse mondi'de genelde fenerbahçe'den bok gibi goller yerdi. hatta tarihin en farklı fb yenilgilerinde kalede mondragon vardı. ama kimse ondan bok gibiydi diye bahsetmedi çünkü hepimiz biliyorduk ki mondragon çok iyi bir kaleciydi. leo selçuk'dan o golü yesede yemesede benim gözümde hep çok kötü bir kaleci olarak kalacaktı. he tabi ki bir robinson zapata değildi.*
• 1008

  içimde zapata'nin bile lan acaba bu maç iyi oynar mı gol yemez mi diye düşüncesi olusmusken bu kovada ise kalemizde karşılaşacağımız ilk net pozisyonda golu yiyeceğiz düşüncesi hakimdi.
• 1009

  2006 dünya kupasında bu eleman arjantin kalesini koruyordu.
  
  almanya ile oynadıkları penaltı atışlarına giden maçta daha alman futbolcular topa vurmadan kendisini bok çuvalı gibi yere atıp almanların güle oynaya tüm penaltıları ters köşeye atarak maçı kazanmasını sağlamıştı.
  
  aynı haltı kadıköydeki derbide alex'in penaltısında da yapmıştı.
  
  (bkz: 25 ekim 2009 fenerbahçe galatasaray maçı)
  
  kendisini 2000 uefa kupası mallorca maçlarımızdan tanıdığım için bize geldiği gün "aha şimdi sıçtık işte" diye düşünmüştüm.
  keşke yanılsaydım, ama maalesef haklı çıktım.
  
  bok gibi kalecidir, ayrıca kendisi klasik bir adnan sezgin eseridir.
• 1010

  galatasaray kariyerindenakılda kalan selçuk şahin den yediği talihsiz goldür. iyi kaleci olmasına rağmen türkiye'de tutmamıştır. bu sebepten kariyeride türkiye de kısa sürmüştür. gelişine alışamadan gidişini gördüğümüz oyuncular kervanına katılmıştır.
• 1011

  la liga'ya yükselen huesca'nın yeni teknik direktörü olmuş eski kalecimiz.
• 1012

  son lens bükücü. selçuk şahin'den yediği golün travması hala geçmedi bende. teknik direktörlük kariyerini merak ediyorum.
• 1013

  16 mart 2000 real mallorca galatasaray maçında yediği üç aşırtma golle aklımda kalmış olan kaleci.
  
  bizdeki kariyeri öyle kabus gibiydi ki hatırlamak dahi istemiyorum. rezil selçuk şahin'i vezir yapabilecek tek insandı kendisi malum.
• 1014

  mağlubiyet sonrası muhtemelen lenslerini takmayı unuttuğunu söyleyecek teknik direktör. *
  
  şaka bir yana allah bizi yıllarca sınamış beyler. kendisi gibi kalecileri gördükçe muslera’ya duacıyım.
• 1015

  la liga takımlarından huesca'nın teknik direktörü olmuş bu sezon. daha önce yazılmış ama ben yeni fark ettim. ispanya ligi maçlarına bakarken fark ettim. isim benzerliği sandım ama değilmiş.
  
  sezona bir galibiyet ve bir beraberlik ile başlayıp, daha sonraki 4 maçı kaybetmişler. 4 puan ve -10 averaj ile lig sonuncusu durumundalar. bugün girona karşısında puan ya da puanlar almaları durumunda biraz yukarı çıkacaklar.
• 1016

  huesca'daki görevine son verilmiş. kulübedeyken de lenslerini unuttu herhalde, iyi süzememiş maçları.
• 1017

  morgan de sanctis ile birlikte durduk yere aklıma gelen eski kalecimiz. bir ara o kadar büyük bir kaleci sorunu yaşadık ki tamamen mükemmel bir takım kursak dahi kaleci olmadığı için yenileceğimize inanıyordum. tanrı muslera'yı korusun!
• 1018

  bir zamanlar kalemizi korumuş kova. muslera sakatlanınca kötü anılarımız kafamda canlanıyor resmen. nando gibi bir kaleci bulamayacağımıza eminim. ama lütfen selçuk şahin gibi topçulardan jeneriklik gol yemeyen, tercihen lens kullanmayan bir kaleci olsun. böylesi bir travmayı artık kaldıramaz bünyem..
• 1019

  https://www.instagram.com/...utm_medium=copy_link
  
  zamanında rene higuita'dan gol yemiş olan kaleci.
• 1020

  ne zaman aklıma gelse sami yen’de selçuk şahin gibi birinden orta sahadan gol yiyen anı aklıma gelen kalecimsi. sürekli elinden top kaydırarak gol yemesiyle aklımda kalmış nedense. hatta şu an bunu yazarken bile elimden telefon kaydı öyle düşünün.
  
  muslera’nın tek maç üzerinden performansını eleştiren yeni yetmelere hatırlatmak lazım böyle oyuncuları. hele 2010-2011 sezonunda zapata denen bir eleman vardı ki aman aman, hiç girmemek lazım o meseleye.
  
  bak yine stres yaptım şimdi.
• 1021

  muslera öncesi karanlık çağın öznelerinden olan kaleci.
  
  leo franco kaleye gelen topları gol yiyerek savuştururdu. rakibin her atağında "ulan bu sefer nasıl saçmalayacak" diye parmaklarımızı yiye yiye izlerdik kendisini. yalan yok arada iyi maçlar çıkardığı olurdu az gol yiyerek. zaten bahsedilmiş ama 28 mart 2010 galatasaray fenerbahçe maçında selçuk şahin'den yediği gol gözümün önüne geldi yine. tadım kaçtı. adını bile anmak istemiyorum. yine de bir ismail çipe değil tabi.
  
  https://youtube.com/...mnvbik?feature=share
  
  biz nelerle sınanmışız ya rabbi. allah muslera'ya sakatlık kaza bela vermesin.
• 1022

  altyapıdan çıkan eray ve ismail çipe'yi kıyaslamaya dahil etmezsem zapata ile birlikte galatasaray tarihinin en kötü kalecisidir fakat zapata birinciliği kimseye kaptırmaz.
• 1023

  sabaha karşı aniden merak edip 2009-10 sezonu uel grup aşamasında dinamo bükreş ile oynadığımız maçları izlemek istediğimde özet vidyosunda beliren ve küfür hazine sandığımın kilidini açmama vesile olan vasat oğlu vasat eski kaleci.
  "senin ben gelmişini geçmişini geleceğini ve tabii ki o malum lenslerini seveyim" diye geçirdim içimden.
  selçuk şahin'den yediği golü asla unutamıyorum.
• 1024

  bu kadar kötü kaleci olup bu kadar kariyeri nasıl yaptığını hiç bir zaman anlayamadığım isim. baya baya kötü kaleci idi. alınması baştan hata idi.
• 1025

  galatasaray açısından bir adnan sezgin eseridir.
  
  2008-2009'da sezonun sonlarına doğru de sanctis'i yeniden kiralamamaya karar veren adnan sezgin gidip sezon sonunda boşa çıkacak leo franco ile anlaşır. yani bonservissiz olması nasıl bir kaleci olduğunun önüne geçmiştir.
  
  yönetim kendisini dünyanın en iyi kalecisi şeklinde pazarlamış, galatasaray abartma timiyle bu arşa çıkarak hayal kırıklığının taşları döşenmiştir. takke düşüp kel görününce de artık fenerbahçe derbisiyle üstü çizilmiş, takımdan gönderilmiştir. ufuk-aykut bizi idare eder sürecine geçilmiş, o da felaket olunca zapata denenmiş, o daha da bir felaket olunca nihayet muslera tünelin ucundaki ışık gibi görünmüştür.