koşu mesafesi olarak adlandırılması işin illüzyonudur. burada anlatılmak istenen kat edilen mesafedir. bu konuyla ilgili bir entry girmek istiyordum. fakat öncesinde bu başlığa bir bakayım dedim. aşağı yukarı aynı şeyleri tekrarlamanın pek bir anlamı yok açıkçası. dolayısıyla paredros'un kendisini çok güzel ifade ettiği şu entry'yi paylaşmak istiyorum: (bkz:
#1584329)
aslında koşu mesafesi şeklinde adlandırılması tam olarak bu kavramın karşılığı olmadığından dolayı sözlükte de başlığın adının değişmesi gerektiğini düşünüyorum. çünkü insanlarda yanlış bir izlenim bırakıyor. koşu mesafesi denince insanlar "ooo ne koşmuş, ne mücadele etmiş, ne basmış adam yaa" gibisinden cümleler kuruyor. örnekse selçuk inan. selçuk aşağı yukarı her müsabakada maçın en çok 'mesafe kat eden' galatasaraylısı oluyor. peki bunu nasıl yapıyor? sahanın her yerine gidip, sürekli yer değiştirip, arkadaşlarına pas opsiyonu mu yaratıyor? aksine sorumluluk almaktan kaçıyor sıklıkla. ya stoperlerimizin dibine gelip onlardan alıp onlara geri veriyor. ya da top stoperlerdeyken boş alanlara hareketlenip top alıp oyun kurmak yerine rakiplerin arasına saklanıyor. galatasaray'ın stoperi chedjou'nun driblingle yahut uzun topla ileri top taşıması hariç ortasahayı geçememesi bir tesadüf olabilir mi? kaldı ki takımımız rodriguez, bilal, emre, selçuk, sneijder gibi oyunculara rağmen neden hiç ayağında top tutamıyor astana karşısında bile? normalde bu kadar mesafe kat eden bilal ile selçuk ile bizim astana gibi bir takımı pasa boğup uyutabilmemiz beklenmez mi? yani mesafe kat ediyor fakat 'yararlı' mesafe kat etmiyor. oyunun boyu oldukça uzun olan bir takımda yürüme hızıyla bu mesafeleri kat etmek hiç de zor değil. emin olun.
yine mesela aynı sebepten melo'nun yaşlandığı iddia ediliyordu. fakat gözden kaçan bir nokta var. melo'nun ilk geldiği sezona bir bakalım isterseniz. takımımızdaki diğer elemanlara bir göz atalım. ujfalusi, eboue, emre çolak, engin baytar, elmander. 4-4-2 oynayan bir takımdık. ujfalusi savunmanın güvenliğini sağlayan, pozisyon bilgisi yüksek bir stoperdi. eboue formda bir sağbekti. orta dörtlünün sağ kanadı ve sol kanadı engin baytar ve emre çolak'tı. ama bu oyuncular kanattan ziyade birer merkez ortasaha oyuncularıydılar. forvetimiz olan elmander premier lig'de bolton formasıyla zaman zaman merkez ortasaha bile oynamıştı ki ne denli ortasahaya yardım ettiğini hepimiz hatırlıyoruz. hatta sayesinde 4-5-2 oynadığımızı söylüyorduk. sözün özü takım savunmasını iyi yapan bir galatasaray vardı ortada. dolayısıyla orta ikiliden birisi olan melo bu sayede daha rahat hücum koşuları yapabiliyordu toplu/topsuz. ki zaten kariyer gol rekoru kırması şaşırtıcı olamazdı. cezasahasına sürpriz koşular yaparak çokça gol atabilmişti. doğal olarak ne oldu? daha fazla, özgürce hücuma katılabildi, daha fazla mesafe kat etti. peki sadece ve sadece bir ertesi sezon ne oldu? ujfa sakatlandı, takımdan ayrıldı, eboue formdan düştü, engin baytar süper kupa maçında hakeme saldırdı uzun bir ceza aldı, sonrasında formdan düştü, emre çolak formdan düştü, formasını kaybetti, elmander sakatlandı, yeni transferlerle beraber formasını kaybetti, gitti. ve zaten görüldüğü gibi galatasaray ciddi manada gol yiyen bir takıma dönüştü. yani takım savunması çöktü takımın. alınan önlem neydi? melo artık savunma hattının ortasına çakıldı. eskisi gibi ceza alanı koşuları yapabildi mi? hayır. yani melo bu hesapla bakınca sadece ve sadece bir sezon sonra mı yaşlandı? yoksa melo'nun ofansif görevleri mi alındı? hayır takımın oyun anlamında dengesi sağlanması gereği düz önlibero olarak oynamaya başladı. neredeyse 3. bir stoper gibi. dolayısıyla kat ettiği mesafe düştü. stoperler ile ortasahalar arasında mesafeler kat etmeye başladı doğal olarak.
demek istediğim şu ki yalnız ve yalnız kat edilen mesafe değerleri üzerinden oyuncu değerlendirmek mantıklı değil. çünkü bu iş atla ile deve değil. daha özgür bırakılan bir oyuncu yürüme hızında bile çok şaşırtıcı değerleri yakalayabilir. ama sırf bu rakamlar üzerinden katkısını ölçemezsiniz. bu sadece yardımcı bir parametredir. yeri geldiği zaman yukarıdaki örnekler olduğu gibi yanıltıcı da olabilir.
ayrıca benim şahsen moderasyondan ricamdır. başlığın koşu mesafesi değil de doğru isimlendirmesiyle 'kat edilen mesafe' olarak değiştirilmesi.