• 34
    kendi futbolcumu maç içerisinde yuhalamam. maç sonunda olabilir ama oyun devam ederken neden takımım moralini bozayım. sadece yuhalanan değil kalanlar da etkilenir. maç sonunda yuhala, öbür maça kadar çoktan unuturlar, hem sen stresini atarsın, hem oyuncu maç sonunda bir tırsar, hem de takıma zarar verilmez. denklem bu kadar basit aslında.

    kendi futbolcumu maç içerisinde asla yuhalamayacağim gibi kendi taraftarıma da asla koyun gibi, biatçı gibi aşağılayıcı hakaretlerde bulunmam. insanlık bunu gerektirir.
  • 64
    19 eylül 2021 galatasaray alanyaspor maçını kaybetmemizin en büyük nedenlerinden birisidir. ilgili maçta hücumda top kaybetti diye yedlin ıslıklandı, adam oyundan çıktı, pva oraya geçip yerine ömer girdi ve gol yedik. yedlin olsaydı iddia ediyorum o golü yemeyecektik. yahu sosyal medyada zaten ana bacı sövüyorsunuz adamlara, sokakta görseniz orda da eleştirirsiniz, bunların hepsi yanlış da bari maç oynanırken rahat bırakın. sen ıslıkladın diye iyi mi oynayacak yani? yerine oynatabileceğin başka sağ bek de yok ki. istersen sabaha kadar ıslıkla, istersen masaya çık tepin bu adam oynayacak. e o zaman muhtaç olduğun adamı ıslıklayıp az çok idare etme ihtimali varken niye moralini ve motivasyonunu sıfırlıyorsun? bu ülkede parayla her şeyi alabileceğini zanneden zihniyetin yansıması olduğunu düşünüyorum ben bu insanların. adamın yeteneği bu kadar, başka napacak? mücadele etmez, yeteneği olmasına rağmen sahaya çıkıp oynamak istemez çalışmaz hepsinin ıslıklanmasını anlarım da beceriksiz diye bir adamı ıslıklamak çok ilginç. transfer etmeseydin kardeşim o zaman adamı. adamın yetenekleri belli zaten, zorla da oynatmıyor kendini.

    yahu sen o adamı ıslıkladığında o adamdan zaten hayır gelmiyor, yanındaki diğer arkadaşı da ıslıklanmamak için sorumluluk almak istemiyor, kaçak güreşiyor. iki gün sonra beni de tefe koyar bu taraftar diyip güven duyamıyor. şimdiye kadar ıslıklanma olayının tek bir pozitif yansıması olmuş mudur merak ediyorum. hiçbir zaman işe yaramayan, aksine var olanı daha da kötü yapan bu olayın ısrarla ve inatla yapılmaya devam edilmesi akıl tutulmasıdır, başka hiçbir şey değil.
  • 65
    abartılan olay. ozellikle ingiltere ile karsılastıranlar var, bizim ingiltere ile hangi konuda alakamız var ki bu konuda olsun.
    oncelikle futbolcular iyi oynadıklarında aldıkları abartılı destekten, hatta daha oynamadan ulkeye ilk geldiklerinde gordukleri abartılı ilgiden hic rahatsız olmadılar. basarısız olduklarında da benzeri abartı tepkileri kabullenmeliler. dogal olarak hayattaki nadir mutluluklarından, basarılarından olan takımının kazanmasına engel oldugunuzu dusunen taraftar 2 gun once size taptıgını unutup ana avrat sover.
    diger ulkelerde hic havaalanından daha tek mac oynamadan omuzlarda cıkan futbolcu gormuyorsanız, yuhlanan da pek fazla gormezsiniz.
    hele gelismis ulkelerde futbol hayatın amacı degil, bir keyif aracıdır. o yuzden hayattaki amacını da, hayata olan isyanını da futbolla ifade etmek zorunda degildir.
    ayrıca yılda asgari ucretin 1000 katı ucret alan adam tribunden 2 ses duydu diye motivasyonunu kaybedip basarısız olursa, bu işleri bıraksın.
  • 95
    tabi ki moral bozabilir ama hırsızın hiç mi suçu yok?

    yanındakine bir pas veremeyen, pas hızını ayarlayamayan profesyonel futbolcu olur mu? arkadaşlarımızla sokakta , halı saha da oynarken abuk subuk maç yapan adamı bir sonraki maça kaç kere çağırdık? ancak eksik kaldığımızda mesela değil mi?

    ben parasını geçtim, işe ve kendisine öz saygısı olan ve spor disiplini olan bir insanda fundamental olarak bu eksiklikleri giderme güdüsü olmalıdır. yoksa zaten sporculuğu kavrayamamış, kendini ve vücudunu her seferinde aşmak olduğunu çözememiştir.
    nasıl spora gittiğimizde alkolden tatlısına o kadar emek verdik heba olmasın diyerek dikkat ediyorsak, haftanın 5 günü antreman 1 günü (2) profesyonel maç yapan bir sporcu da işin özüne saygı göstermeli ve özen göstermelidir.

    tabi burada gününde olmama durumunda size el atması gereken kenar yönetimi devreye giriyor. şahsi inatlarla birleşince bu garabet ortaya çıkıyor.

    fakat zamanında selçuk yüzünden ali sami yen arena'da kendimi hırpalayan biri olarak hiçbir zaman kazanmak veya kaybetmekten dolayı kendimi hırpalamadım; sahadaki umursamazlık, elden geleni yapmamak, ruhsuzluktan dolayı olan oldu hep.

    taraftarı suçlamak biraz zamana oynamak olmuş ama zaten mecburuz sabredeceğiz, eldekinin olmasını istiyoruz. bu demek değildir ki arada bir tepki verilmeyecek... (eskileri ananlar için bilgi notu 80ler ve 90lar'da da hasta eden topçular vardı ama bir şekilde adamın elinden geleni yaptığını, paralandığını görürdü izleyici ve bundan dolayı sabrederdi. )
  • 96
    19 eylül 2021 galatasaray alanyaspor maçında ali sami yen'de değildim ama kendilerinden biriymiş gibi hissediyorum.
    gelen tepkiler karşısında acaba fevri mi davrandık diye düşünüyorum ama her defasında aslında daha fazlası bile yapılabilirdi diye düşünürken buluyorum kendimi.

    ilk 4 maçta 2 galibiyet 2 beraberlik alıp geriye düşmüş takım, iyi oynadığı avrupa ligi maçı sonrası* lige de güçlü bir giriş yapar diye beklerken yorgun oyuncularla bitik bir futbol sergilemiş ve hiçbir şey üretemediği ilk yarı boyunca etliye sütlüye de pek karışmamış, sadece 4 faul yapmış galatasaray.
    kaybedilen puanlardaki ıslak imzaları kurumamış yaşlı, koşmayan ve pahalı oyuncular yine oyuna dahil edilip genç ve potansiyelli isimler kenarda bekletilmiş. sadece hocanın penceresinden yıldız/tecrübeli oyuncuların dahliyle üst üste 2 elindeki maçı veren koca galatasaray maçı 6 faul ile tamamlamış. üst üste 2 kayıpla geliyorsun ve çıkış maçında işler istediğin gibi gitmezken hiçbir tepki vermiyorsun.
    işte o tepkiyi maalesef taraftar veriyor.

    jogging kadar bile koşmayıp kendi ekseni etrafında gezinen oyuncular; ki daha transferin son saniyesine kadar satılmaları için uğraşılan bitik oyuncular; yüzünden geri kalan oyuncuların üzerine ekstra yük binmiş.

    3 yıllık planlama önlerine konulmuş kitle her maç feghouli, babel ve sağlam olsa arda'ya mahkum edilmiş. kurtarıcı olarak girdikleri her maç skor ve oyun olarak kaybedilmiş.

    yedlin transferin son anına kadar yollanmaya çalışıldı. geçen seneki şampiyonluk maçında *yerini şener gibi bitik birine devreden adamdan bahsediyoruz. adamın futbol namına yapamadığı her harekette hoca kenarda el-kol yaptı, kendini yedi ama oyundan alınması ihalesi taraftara kaldı.

    geçen sene 6 numara için taylan'ı hocanın hazırladığı konuşuldu; ki kesinlikle katılmıyorum. geçen sene yaz aylarını bireysel çalışmalarla çok iyi geçiren taylan kendisinden beklenenin çok çok üzerinde bir verim verdi de oradan yürüdü; bu sene de sacha boey gibi sürpriz bir ismin arkasına neden birisi hazırlanmadı da koca galatasaray futbol takımı orta/kafa/gol aradığı maçta patrick van aanholt'un sağ bek performansına kaldı. boey'in daha hemen baştan bu performansı vereceğini bekliyorduk diyene inanmam.

    hadi yedlin'in çıkmasının suçlusu taraftar, peki orayı düzelteceğim diye sağ bek/sol bek karıştırıp her yeri bitiren hoca neden hiç kendisinde hata bulmuyor? uğruna savaşlara girdiğimiz oğulcan ne zaman şans bulacak. pva* yerine 30 dakika sağ bek oynayabilirdi. alpaslan vardı.

    hoca takımdan hoşnutsuz olan bu kitleye aslında bir sonraki adımın kendisi olacağını bildiği için böylesine suçlayıcı ve tehditvari bir tavır takındı.
    "çıkarmak zorunda kaldık, yoksa çıkarmam esasında biliyorsunuz çıkarmam; çok isteneni de sokmam" dedi hoca.
    taraftar da zaten biliyor bunu. galatasaray'a yeşil sahada zarar veren emre akbaba, babel, feghouli, arda gibi isimlerin inat uğruna oynadığını biliyorlardı.
    bu konudaki bir diğer somut örneğin hali ortada. (bkz: younes belhanda)
    yarın babel'i, feghouli'yi ıslıklayıp takımını korumak isteyen kitleye hak verilir ama geçen gün galatasaray'ın geleceğinden olur.
  • 101
    fanatik olmanın verdiği coşku ve heyecanla bir anlık tepki gösteren destekleyicidir. tabii gösterilen bu tepki sadece maç sırasındaki anlık olaylardan dolayı değildir çünkü taraftarlar artık internetten her şeyi takip edebiliyorlar. takip ettikleri şeylerin doğru ya da yanlış olduğunu çok da düşünmeden de; böyle tepki göstermeye, maç öncesinden hazırlıklı oluyorlar.

    ben de; her ne kadar takımımın yenilmesine üzülsem de, kendi kendime sinirlensem de yapamam olm böyle şeyler.

    maç sonunda eleştirdiğim futbolcu karşıma çıksa; "üzülme olm lan, sen elinden geleni yaptın" falan derdim herhalde. *
App Store'dan indirin Google Play'den alın