• 376
    kendisi hakkında çok bilinen yanlışları ortaya koyacağın sözlük yazarı. maalesef bazı noktalarda anlaşılamıyor kendisi.

    1- istatistiği sever ama sahada gördüğüne önem verir. tekil istatistikleri değerli bulmaz. gözlüğün anlamlı olması için bozuk göz lazımdır, saç olmadan tarak manasızdır. bu adam için de belhanda'nın kilit pası tek başına değerli değildir. adam şuna yakınıyor: bu oğlan pasları deniyor. ama taktiğimizden ötürü ileride tam anlamıyla çoğalamıyoruz veya kalitesiz çoğalıyoruz. sorun yaşıyoruz. 2019-2020 sezonu başladı. lemina bu sözlükte 2-3 kere top kaybı nedeniyle eleştirildi. belki de ileriye riskli oynayanların hep top kaybetme nedeni oyuncudan öte bir şeydir? bu adam bunu sorguluyor.

    2- isimlerle hiçbir alakası yoktur. onun için falcao yoktur kariyerli golcü vardır, zanka yoktur premier lig'den gelen uzun boylu ağır stoper vardır.

    3- organize kontra ataklardan ve geride iyi yerleşimden, kapanmadan değil iyi yerleşimden hoşlanır. soriano'lu red bull salzburg takımını özellikle beğendiğini biliyorum. o takım ne oynuyordu hatırlayın.

    4- sanılanın aksine belhanda'dan hoşlanmaz. direkt şahsıma "sezona kötü başladı, maskeyle daha da kötü oldu" demişliği var. adamın derdi elde bu var, satılmadı, acaba nasıl takım faydalanır.

    burada bazı arkadaşlarımız var. bir tanesi kaynana gibi maçın 3. saniyesinde başlıyor bok gibi oynuyoruza, susmuyor. ben daha bu kendi sözleriyle "bilgi karşıtı" adamın ağzından olumlu bir şey duymadım. git liverpool'u tut kardeşim, ya da git salzburg tut. salzburg en kötü gününde 3 atıp 5 kaçırır.

    bazı arkadaşlarımız da luyindama'ya afrikalı servet falan diyor. kendisi futbola tutku duyan, ilgilenen bir insan. kusura bakmayın benim yazarlık yaptığım yerde david gilmour'a britanyalı ismail yk deseniz ben de deliririm. olay bu.
  • 467
    richard dawkins zamanında ''bilim halka indirgenmemeli'' demişti. çünkü cahil kesmin bilime ve bilgiye ulaştığını sanması cahilliği bi o kadar artırır.

    eskiden teknik bir dil kullanıyordu. bazı şeyleri sadeleştirdiğinizde anlam kaybına uğradığından bu tarz bi dil kullanılmasını doğru buluyorum fakat nedenini anlamadığım bir şekilde, önce kullandığı terimler üzerinden kendisini vurmaya başladılar. ardından kaide'yi eleştirmek dikkat de çektiği için, 3-5 yorumcu dinleyip bir kaç maç izleyince ihya olduğunu sanan kitle tarafından hedef haline geldi.

    zamanla anlaşılabilir olmak adına anneye anlatır gibi anlatmaya başladı ki asıl hatası da buydu. bu sefer de ''yav bu adam pas hatası yaptı, daha neyini savunuyonuz çöp yav çöp'' diyen kitleyle muhattap olmak zorunda kaldı.

    şimdi de yazmıyor.

    şaşırmıyorum.
  • 449
    (bkz: #2930732)

    beğendiğim bir yazar olsa ve yönetim konusunda söylediği çoğu şeye katılsam da arda isteğini aklama çabasına üzüldüm. türkiye'de aristokrasiyi biraz olsun andıran en büyük kurumun "dönemin şartları" muhabbetiyle hareket etmesini olağan karşılamak da yeterince kötü bence de, bunu açıktan savunmak hiç hoş değil.

    sırf iktidarların hoşuna gitsin diye transferler yapıp diğer takımlar gibi olacaksak "fikri hür vicdanı hür" mottolarını tarihimizden silelim ki tutarsız olmayalım. tutarsızlık, bugün "ayıp" diye tanımladığımız pek çok şeyden daha büyük bir ayıptır zira.
  • 582
    başlığa kaideyi taciz eden istisna için gelmedim...

    sereperpe, sakınmadan, araştırmadan yalan söyleyen bir kimsenin pervasız söylemlerine sağır kalmayıp söylediği yalanı yüzüne çarpan başka birinin bundan sebep ceza alması için geldim. ülkede yalancıya yalancısın dediği için cezalandırılanların hukukunu savunmak onların bunu söyleme şevkini kırmamaktan geçer.

    şimdi söyleyin sevgili sözlük;

    suç mu yalancıya yalancı demek... illa bir tripod bir de kamera koyup mu anlatalım? o zaman mı ciddiye alınacağız...

    peh...

    yakışmadı sevgili sözlük, bu ceza yakışmadı...

    kabul edilemez...
  • 680
    (bkz: fatih terim/#3296675)

    öncelikle teşekkürler, hocamız imparator fatih terim hakkında fikirlerini belirten emek isteyen yazısı için. ricam yazdıklarımı farklı bir bakış açısı olarak görmesidir.

    --- alıntı ---

    öyle saçma bir algı var ki.
    fatih terim taraftar eleştirdiği için başkan tarafından görevine son verilmez. veya birileri (bazılarının dediği gibi twitter fenomenleri) savunduğu için koltuğunda oturmaz. şunu artık bir anlamak gerekiyor.

    --- alıntı ---
    fatih terim bu ülkenin en başarılı teknik direktörüdür, takımımıza kazandırdıkları ortadadır, o istediği sürece teknik direktör koltuğunda oturması bizim de aksini düşünsek dahi bu durumu desteklememiz vefa borcumuzdur. örneğin benim fikrim takımın başında bir üst akıl olarak konumlanması(sportif direktör, futbol direktörü, başkan artık kendisini nereye konumlandırmak istiyorsa) "daha" faydalı olur.

    --- alıntı ---

    bir kaç argüman var.
    içinde o kadar büyük saçmalık taşıyor ki nasıl düşünüldüğünü anlamaya çalışıyorum. empati kurmak için uğraşıyorum ama olmuyor. bir kaçına değinmek istiyorum. çünkü toplumsal olarak balık hafızasına sahibiz. tabii bunun asıl sebebi birazda gündemin hep yoğun olması olabilir.

    --- alıntı ---
    farklı fikirlere "saçmalık" olduklarını düşünsek dahi zaman ayırıp bu "saçma" düşünceler nasıl ortaya çıkıyor anlamaya çalışmak kolektif yapılan işlerde her zaman faydalıdır. galatasaray bir camiadır, futbol takımlarının uzun vadeli başarıları futbolcu, teknik heyet, kondisyoner, masör, tıbbi heyet(fiziksel, ruhsal), yönetim, taraftar... pek çok iç ve hatta dış unsurun bir araya gelmesi ile ortaya çıkar

    --- alıntı ---

    hoca hep ceza alıyor!

    evet, hoca hep ceza alıyor. sorunda burada zaten.
    eleştirilmesi gereken şeyi eleştirmeden "hoca neden ceza alıyor" diye sorgulamak bana garip geliyor.

    bu ülkede bir teknik direktör, rakip oyuncunun çenesini sıkarak, fiziksel temasta bulundu. aldığı ceza 1(bir) maç. aynı hoca küfür etti, yayıncı kuruluş kamerası tespit etti. aldığı ceza 0(sıfır)...

    bu ülkede başka bir teknik direktör, geçen sene her maçtan sonra hakem hakkında yardırdı, maç içinde sürekli ellerini iki yana açarak itiraz etti, küfür etti aldığı ceza 1(bir) maç.

    bu ülkede retweet etti diye 2 maç ceza alan tek futbolcu galatasaray'dan.
    başka bir takımın oyuncusu, küfürlü galatasaray bestesini beğenip, paylaşıyor ama ceza almıyorsa, bu çifte standart değil midir? burada ilk eleştirilmesi gereken hoca mıdır?

    --- alıntı ---
    elbette hatalı bir iş yaptığını düşündüğümüz zaman ilk eleştireceğimiz kişi hocamızdır, çünkü bu takımın başarısı için başımızda bulunmasını istediğimiz başat unsur hocamızdır. kendisine ve camiamıza karşı oluşan organize kötülüğe malzeme verip te başımızdan eksik olmamalıdır. o organize kötülüğün gideceği yer cehennemin dibidir, kendisini çukura çekmeye çalışan güruha kaptırmamalıdır.

    --- alıntı ---

    bu ülkede 19.05'de ceza açıklandı. hoca "rakibimize başarılar dileseydiniz" dediği için 3 maç ceza verildi. şu cümleye 3 maç verilmesini değil de hocayı eleştiriyorsak konu zaten her zaman dediğim gibi üzüm yemek değil bağcı dövmek.

    --- alıntı ---
    haklısın sonuna kadar bu gibi durumlarda da organize kötülük hiç yoktan ceza verebilmektedir, işte bu sebeple hocamızın bu kişilere malzeme vermemesi zaruridir. hocamız bu gibi durumlarda istesin riva'da protesto için kamp kuracak binlerce taraftar vardır.

    --- alıntı ---

    3 yıldır oyun oturtamadı

    futboldan zerre anlamayan insan haykırışı.

    seri, lemina, nzonzi geldiğinde kimseden "ya gelecek sene ne yapacağız biz?" dediğin duymadım, görmedim. diyen varsa bile iki elin parmaklarını geçmez.

    ffp varken, hocanın istediği isimler (basında çıkanlar moder vb.) alınamadığı için kiralık oyunculara yöneldin. zaten ya böyle yapacaktın yada 30 yaşında çinden çıkma oyunculara büyük maaşlar ödeyerek takıma alacaktın. biz kiralık yönetimini seçtik. seri'ye futbolcu değil diyenleri gördü bu gözler buralarda.

    (bkz: jean michael seri/#2795652)

    o gün gömülürken de yazdık ama bizim taraftarın huyu kurusun.

    bir takımın oyununun oturması için bir süre aynı oyuncularla oynamak gerekir. city gibi, liverpool gibi hatta sarri'nin napoli'si, gibi takımlar uzun süre birlikte oynamanın verdiği avantaj ile kompakt hale dönüşür. dönüşmüyorsa hocada sorun vardır zaten fakat saydığım tüm bu takımların olayı merkezleri yani orta sahalarıdır.

    modern futbolda merkezini kadarsınızdır.
    barcelona sergio - iniesta - xavi orta sahası ile yenilmezken, onlar gittiğinden beri toparlayamadı kendini. o kadar paraya, şan ve şöhrete rağmen üstelik. çünkü orta sahanın birlikte bir süre oynaması şart.

    3 senedir bir oyun oturtamadı diyen adam skor bazlı konuşuyordur.

    --- alıntı ---
    skor önemli değildir ve hatta her sezon lig şampiyonluğu da önemli değildir(ulaşılabilir bir hedef te değildir), uzun süreli bir başarı için gerekli olan ve oturtulabilecek bir oyunumuz ve organizasyonumuz olduğunu düşünmüyorum! hocanın bahsettiği aklındaki oyunu oynayabilmek için temelde ofansif/defansif topsuz oyunu çok doğru oynayacak sezgilere sahip ve bunu uzun süre çalışarak otomatikleştirmiş bir takıma ihtiyaç vardır, ideali alt yapıda bu farkındalığın oyuncuya kazandırılmış olmasıdır, çünkü çok daha zordur, kıymeti anlaşılmaz, insan genelde kıymeti anlaşılmayan şeyleri yapma eğiliminde değildir! sadece sezon başlarında değil sezonun ilerleyen süreçlerinde de hala anlık, maçlık değişkenlik görmek, bir müspet gidiş görememek bu kanıya varmamdaki temeldir.

    --- alıntı ---

    çünkü, geçen sezon etebo - taylan - emre kılınç - belhanda orta sahasından sadece taylan orta sahada kalmış, emre rotasyon oyuncusuna dönmüş, berkan ve cicaldau gelmiştir.

    savunmada ise saracchi, omar'ın talihsiz sakatlığı sonrası yetersiz yedlin hamlesi ile birlikte, di maria'yı çöp yapan ve bonservisi alınmaması durumunda burada yangın yapılacak ilk adam olan luyindama sakatlıktan bir türlü tam olarak dönememiş ve oraya da bir takviye yapılması şart olmuş iken tüm savunma kurgusu yeniden değişmiştir.

    boey, aanholt, nelsson, alpaslan gibi oyuncular geldi takıma.
    savunma yeni, orta saha yeni... eee bu takım nasıl oyun oturtacak. biraz zaman geçmesi gerekmiyor mu? burada geçen sene etebo'ya küfür eden, belhanda'ya zaten demediğini bırakmayan taylan oynamadığı zaman yangın çıkaranlar, hepsinin gitmesini isterken bugün 3 senedir oyun oturmadı derken nasıl yüzleri kızarmıyor?

    bir önceki sezon seri - lemina - nzonzi - belhanda orta sahası.
    geçen sezon etebo - taylan - belhanda - emre kılınç (mecburiyet)
    bu sezon taylan - berkan - cicaldau - gustavo (ya tutarsa hamlesi)

    üzerine birde komple savunma değişmiş!!! 3 yıldır oyun oturmadı yersen!!!

    --- alıntı ---
    işte hocamızdan göremediğimiz ve düzeltmesini istediğimiz temel sorunlardan biri de bu, çareyi çözümü hep transferde arıyoruz x kötü y'yi alalım işler düzelecek algısı. hocamız, önce kendisinde sonra taraftarda ve hatta futbol camiasında bulunan bu algıyı yıkmalıdır. biz futbol takımıyız futbolcu yetiştirmemiz/üretmemiz gerekir, tüketim toplumuna uyup sadece tüketerek başarı sağlayacak bir ekonomimiz yok! (bkz: fatih terim/#2999210) futbolcu yetiştirmek sadece altyapı konusu değildir, transfer edilen bir oyuncunun eksiklerini gidermek iyi olduğu noktaları keskinleştirmek te gerekir.

    --- alıntı ---

    pozisyon üretmiyoruz

    buna değişik zamanlarda değişik verilerle cevap vermiştim aslında.

    ancak işimize geldiğinde veriyi doğru kabul edip, işimize gelmediğinde veriyi saçma bulan bir camia olduğumuz için şaşırmıyorum...

    ama bir kere daha deneyeceğim.
    gol beklentisi (xg) şu demek... bir futbol takımı şut çektiği anda bir gol beklentisi oluşur. bu beklenti de şutun çekildiği yerden daha önce çekilmiş 300 bin şutluk havuzdan kaçının gol olduğuna dair bir ortalama çıkarabilir ve hücumun gol olarak sonuçlanma oranını bulabiliriz demiş akıllının biri.

    xg sadece şutun değerini değil, senin pozisyonunun değerini de ölçer aslında.
    senin topu getirdiğin ve şutu çekecek oyuncuyla buluşturduğun yerin değeridir bir yandan. bu modelin eksikleri yok mu? elbette var. ancak bence hücumu ve savunmayı değerlendirmek için on numara metriktir.

    galatasaray, topun gol olma olasılığı yüksek yerlerde şut ile bitirmiş.
    ve bunu yaparken diğer rakiplerinden daha fazla orana ulaşmış. bu ne demek? galatasaray pozisyon üretmiş işte. bunu yaparken sadece 3 penaltı ile yapmış.

    şimdi penaltılar 0.70 - 0.80 arasında bir değere sahip.
    bu mbappe de vursa aynı volkan demirel'de vursa aynı hesaplanır. çünkü ortalama alınıyor. 0.80 diyerek 100 şutun 80'i gol oluyor zaten kaçan 20'sini volkan demirel'ler vuruyor. atılan 80'ni ise mbappe gibi oyuncuların ayağından geliyor.

    yani xg emekmiş.
    bunun yanında xga diye bir metrik daha var. bu metrik der ki tamam sen xg ile hücumunu ölçtük iyisini iyi ama savunman? rakibe sen kaç xg vermişsin... işte orada da xga devreye giriyor.

    burada da en iyi 4. takım.
    fakat 18,85'den 20 gol yemiş durumda.

    kalesine en çok şut çekilen takım trabzonspor. 255 şut ile zirvede 27,86 xga'ya sahip. ama yediği gol sayısı sadece 13...

    yani lig liderinden daha çok gol beklentisine ulaş.
    en çok şut çeken takımı ol. en çok büyük şansa giren takımlarından biri ol ama bu takım pozisyon üretemiyor densin ve bunu söylerken de o kadar inanarak söylüyorlar ki ben diyorum acaba yanlış mı yapıyorum?

    --- alıntı ---
    "rakip", "şans", "hakem hataları", "dış etmenler" bazen her şeyi doğru yapsanız da hayat sizi kendi doğrusuna yönlendirir; doğru da pek çok şey gibi tamamen görecelidir. istatistik, mini etek konusuna girmeden bu verilere farklı bir bakış açısıyla bakıyorum oynamaya çalıştığımız oyunun en büyük sorunu. türkiye liginde başarılı olmak istiyorsan tempo yapmalısın rakibini yıldırmalısın sürekli denemelisin, neden? çünkü karşında çoğunlukla futbol oynamamayı düşünen bir rakip var, buna müsaade eden bir hakem sürüsü var. hal böyle olunca ağır tempoda giden maç rakibinin de ekmeğine yağ sürüyor, sürekli maçın içinde kalmasına sebep oluyor puan alabileceği umudu taşımasını sağlıyor; hele ki öne geçemediğin zamanlarda. kaldı ki uzun süredir hocamızdan değiştirmesini beklediğim konulardan biri de öne geçtiğimiz maçlarda bir şekilde geriye yaslanmamızı engelleyememesi, elbette avrupa'da ya da belli maçlarda bu olacaktır fakat bütün maçlarda bu oluyorsa keyifli bir maç seyretmek yine anlık işlere kalır. kişisel olarak ofansif futbol izlemekten keyif alıyorum ve ofansif hızlı aksiyonu bol futbol izlemeyi istiyorum. bir maçta 3 yemenin 5 yemenin sorun olmadığını düşünüyorum, yeter ki ortalamada her maç en az 5 net pozisyon üretebilelim. a.madrid, barcelona, city, juventus, yunanistan... değil bayern'in oynadığı oyunun örnek alınması gerektiğini düşüyorum. bu futbolu oynamaya çalışmanın fizik kapasiteyi en üst noktada istemesinden dolayı futbolcularımızın tembellikten çıkmaya zorlanması gerektiğini, böylece futbolcularımızı avrupa'ya ihraç edebilmemizdeki en büyük engelin ortadan kalkabileceğini düşünüyorum.

    --- alıntı ---

    sonuç

    fatih terim eleştirilemez değildir.
    45 senedir her yaptığı eleştirilmiştir. şampiyon olurken bile eleştirilmiş, şampiyonlar liginde çeyrek final yaptığında bile laf edilmiştir. konu hiç bir zamanda bu olmamıştır.

    yukarıda yazılanlarda hocayı her şartta savunmak değildir. olanı anlatmak, görülmesi gerekenin görülmediği için kendince eleştirileri eleştirmektir. benim için x,y,z fark etmez. bu yapılanmanın başında kim olursa olsun en az 1 sezon veririm. önceki 3 seneyi de görüp konuyu öyle yorumları.

    bu ligde şuna şampiyonluk verildi, buna bilmem ne yapıldı diyenler çıkıyor.

    emre kılınç'a antalya maçında çıkan, diagne'ye beşiktaş maçında çıkan, falcao'ya erzurum maçında çıkan, mohamed'e ankara gücü maçında çıkan kırmızı kart bu ülkede başka kimlere çıkmış?

    arda'ya ankaragücü maçında çalınan penaltı, berkan'a altay maçında çalınan penaltı, diagne ve emre kılınç'a çalınmayan penaltılardan mağdur olan başka hangi takım var?

    bu ülkede bakanlar ve kardeşler oyuncu transferi yapmana izin vermiyor. yerli sınırı varken alabileceğin iyi oyuncuları tek telefonla başka bir takıma gönderebiliyor. sana 5 milyon euro dedikleri oyuncuyu avrupaya 1.5 milyon euroya gönderiyor... birlikte gayri resmi tff başkanı ile fotoğraflar çekiliyor. biten transferler bitmiyor... ve biz hala burada neler neler diyoruz!!

    her şeyi bir potaya koyup eritip ondan sonra eleştirmek, konuşma, söylemlerde bulunmak daha doğru olur. keser hep bir tarafa vurulmaz.

    --- alıntı ---
    ricamı hatırlatıyorum, farklı bakış açıları iyidir tekdüzeleşmeyelim. bize karşı bir art niyet olduğunun farkındayız sorun başarıyı sınırlandırmak "onların dünyasında" başarılı olmaya çalışmanın tek yol olduğunu sanmak. elimizde yetenekli ve genç bir takım var bu takımı değersizleştirmeyelim. oyuncu satın almadan önce yetiştirmeye çalışalım. elimizdeki oyuncuları değerlerini buldular ise, kendilerini daha iyi bir noktaya getireceklerini düşüyorlarsa, bu noktada takımdan ayrılmak istiyorlarsa ve bu görüşlerinin doğru olduğu düşünüyorsak satmaktan çekinmeyelim. tıpkı hocamızın da zamanında fiorentina'ya gitmesi gibi bundan gurur duyalım. genç, çalışma disiplini olan, başarıya aç insanları ederlerinin ne olduğunu düşünüyorsak o fiyata takımımıza kazandıralım. elimizdekinin değerini bilelim. biz bu köklü ve başarılı camianın bir parçasıyız, birey olarak değil bütün olarak büyüğüz ve büyürüz.
  • 502
    (bkz: #3013368), (bkz: #3013391) (bkz: #3013398)

    kendisini takip etmiyorum ama sözlük'ten gördüğüm kadarıyla sevilen bir yazar.
    yukarıda yazdığı entryler ile alınganlık göstermiş, yaşına başına yakışmayan bir üslup ile çocuk gibi davranmış.

    ne yani insanlar seni imla ve yazım konusunda uyardı ise, bu kadar tepki gösterecek ne var?
    sanki yazının içeriğine müdahale ediliyormuş gibi ne alaka böyle hiddetleniliyor anlamış değilim.

    halbuki kendisi yazar olurken baştan şu kuralları kabul etmişti.

    --- alıntı ---
    yazım ve imla hatası

    a) yazım kuralarına özen gösterilmemiş, belli bir haddin üzerine noktalama ve imla hataları içeren entry’ler bu sebeple silinir.
    b) en fazla bir ya da birkaç cümle içeren ve sonunda noktalama işareti kullanılmamış entry’ler bu sebeple silinir.
    c) noktalama işaretleri içermeyen; içerdiği halde yanlış noktalama işaretleri kullanılan ya da noktalama işaretlerinden sonra bir boşluk bırakılmamış entry’ler bu sebeple silinir.
    ç) entry’nin uzunluğuna bağlı haddinden fazla şekilde noktalama hatası ve yazım yanlışı içeren entry’ler bu sebeple silinir.
    --- alıntı ---

    ülkede zaten eğitim kötü, güzel dilimizi, türkçemizi doğru kullanalım, böyle şeylere hassasiyet gösterelim.

    bundan sonra gözüm üzerinde, en ufak bir hatasını görürsem bir mesaj da ben atacağım :)
  • 420
    ilginç bir tarzı var ki o da reegen yani yeni keşfedilmiş oyunculara verilen miktarlara sudan ucuz demek yerine 1 kg havyar parası gibi ifadelerle nitelemesinden ötürü bende eski zamanların değiş tokuş usülü alışverişine özlem duyduğu izlenimi uyandıran anti-kapitalist yazar. ya da antitez görüş, muhtemelen her gün kahvaltıda havyar yiyordur*. hani ben yapsam aynı nitelemeyi köyde büyümüş bir insan olarak 1 kış yakımlık odun ya da tezek gibi bir niteleme yapardım*
  • 276
    (bkz: #2712520)

    hastasıyım.

    hocanın jimmy transferi, hem kaymalı sistemler hem de jimmy'nin yerli statüsünde oynaması bakımından son derece stratejikti.

    4-4-2 / 4-4-1-1 düzeninde belhanda'nın forvete yakın adam olması ise hep istediğim şey. terim-aysal dönemi başlangıcında belhanda gibi bir çilingir olmadığından zar zor maçları çözüyorduk. elmander ve engin baytar'ın emeği çok büyüktü. belhanda'nın oradaki pres gücü de cabası. geriden top çıkarmak konusundaki zaaflarını da örtmüş oluruz. ben fatih terim'in kafasından geçenlerin, kaideyi taciz eden istisna'nın bu yazısına çok benzediğine inanıyorum.
  • 542
    (bkz: #3069629)

    kısacası diyor ki;

    galatasaray olarak topu kale ağzına kadar getiriyoruz ama içeri sokamıyoruz çünkü bizim ileri uç oyuncuları (herhangi bir takımın skor yükünü çeken ön üç-dört oyuncudur) kabzımal. üretken değiller, hem gol atamıyorlar hem de asist üretemiyorlar. oyun formatımız da sıkıntı yok pozisyon buluyoruz ama futbolun öznesi olan gol yok veya yeteri kadar değil diyor şair burada.

    birde bu öndeki kabzımallar gol atamıyor, asist yapamıyor iken oynanmak istenen ideal oyun şablonuna da uygun değiller. hatta bu ileri uç oyuncuları resmen 5 benzemez. ne yapsan ortaya herkesi tatmin edecek bir şekil çıkmıyor diyor.

    ayrıca kadro derinliği de yok, kör topal oturtulan sistemden bir oyuncu çeksen kağıttan kule gibi sistem yıkılıyor diyor.

    inşallah şairi ben doğru anlamışımdır :) (anlamayan olduysa decoder vazifesi görürüm belki diye yazdım)

    oyuncu kontratlarında bahsetmemiş zira bu teknik yada teknik direktör ile ilgili bir konu değil. kontratı yönetim verir. nasıl ki şimdi istenen her adamı alamayız ffp var diyorsa yüksek maaş alan oyuncuları da zamanın da veto edebilirlerdi. kaldı ki takımda yüksek maaş alan adamların çoğu eski yönetim ve hoca zamanından kalma.
  • 170
    en son bu defter tutma işini çok hasta galatasaraylı bir arkadaşımda görmüştüm. o da yaklaşık 10 senedir bıraktı artık. yalnız o gerçekten rahatsız, 1984'den beri bütün avrupa ve dünya şampiyonaları ile türkiye liginde (sadece galayasaray maçları) oynanan maçlarn ilk 11lerini, gollerini, sonuçlarını yazar sonra da maç içinde topçular hakkında not tutardı.

    hep derdim ulan senden başka manyak yoktur diye. varmış meğerse. eline sağlık ne diyelim.
  • 406
    yalandan duyum da veriyor olsa bir şeylere isyan ettiği çok açık/belli olan can yazar* ha bahsettiği rogriguez'in gelmesini isteyecek en son kişi de kendisidir orası da ayrı... zira takımımızın asimetrik 4 4 2'yi oynamasını en çok isteyen kişi kendisi. böyle bir sistem içinde maalesef ki klasik bir 10 numaraya yer yok.

    ayrıca nasıl ki asistin asisti denince akla ilk olarak belhanda geliyorsa, asimetrik 4-4-2 denince de aklıma kendisi geliyor. demek ki yaza yaza o kadar sirayet etmiş zihinlerimize telkinleri*
  • 637
    öncelikle kendisine çok geçmiş olsun.

    yazılarını ve analizlerini bilardisimo ve twitter üzerinden takip ederim. şu zamana kadar karşıma telif atılacak bir tane dahi paylaşımı çıkmamışken bu yapılanı art niyetli bulmaktayım. kendisi aracılığıyla galatasarayla ilgili analizlere, paylaşımlara tahammülü olmayan bu düzenin en kısa sürede değişmesini iple çekmekteyim.

    itirazı sonucu ortaya çıkacak kararı bekleyelim, haklı davasında yanındayız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın