saç stilini değiştirmiştir. önceden ince örülmüş saçları var idi, şimdi ise hepsini açıp toptan bağlamış arkadan tokayla. antonio banderas saçı gibi olmuş**.
527
bu adam forvet mis zaar kendi de bilmiyodu heralde.
24 ekim 2010 fenerbahçe galatasaray maçında çok çabalamıştır ama benim kişisel görüşüm cok iyi oynamamıştır.atması gereken paslar vardı fazla bencilce davrandı.ama üzerinde durulması gereken bir futbolcu kesinlikle.pas atmayı öğrendiğinde ve biraz güçlendiğinde cok can yakar.
530
24 ekim 2010 fenerbahçe galatasaray maçının 90. dakikasında emre çolak'ın yakaladığı pozisyonu yakalasaydı şuanda çok daha farklı bir gündem vardı. pino o poziyonu garant gol yapardı gibime geliyor. kendisi adına dünkü futbolu görmek beni umutlandırdı. bir şeyler olacak gibiydi zaten bu çocuk, baros ile beraber çift forvet oynarsa faydalı olacak gibi, biraz saç baş yoldurur ama bir başlarsa durmayacak gibi sanki. yüreğine sağlık pino, umarım böyle devam edersin...
531
pas verme konusunda daha bonkör davranmayı öğrenirse hayvana bağlayacak oyuncu. bir de şu var: bu adam istediği kadar sert şut çeksin, hiçbirinde 30 metre farkla auta atmadı. ya kaleyi buluyor şutları ya da az farkla çıkıyor. ki genellikle kaleyi buluyor. bir de sırtı dönük top aldığında çok çabuk yüzünü dönüp vakit kaybetmeden çat diye çakıyor topa. bu performansını devam ettirirse galatasaray'ın öne geçtiği maçlarda çok iş yapar.
532
24 ekim 2010 fenerbahçe galatasaray maçının 90. dakikasında emre çolak'ın yakaladığı pozisyonda kendisini tutan oyuncuyu oyundan düşürerek emre çolak'ın önünün açılmasını sağladığı müthiş hamleye kimse değinmemiş.
devam pino.
utandırmayacaksın.
533
bundan böyle, özellikle evimizde oynayacağımız maçlarda hagi'nin gizli forveti oalcağını düşündüğüm oyuncumuz.
yıllardır sami yen'de çift forvetli, baskılı oynayan galatasaray görmeye alışmıştık. hagi ile birlikte sanırım bunu tekrar göreceğiz ve baros ile birlikte oynarsa pino'nun bu sezon harikalar yaratacağını düşünüyorum.
534
24 ekim 2010 fenerbahçe galatasaray maçında beklenenden daha iyi oynadı. bunda elano'nun katkısı büyüktü. zaten ben bir entryde lugano'yu rahat geçer ama yobo'yu geçmekte çok zorlanacaktır demiştim. öyle de oldu. bazı anlarda yobo'yu da geçse de yobo genel olarak durdurabilmiştir. ancak hırsı takdir edilir. umarım hep böyle oynar.
535
deplasman forvetidir kendisi. az önce captanoya yaptığım tanımlama *
536
beşiktaş maçında tahtaya yazılacak ilk adam olmalı.
hagi'nin, fenerbahçe'ye özel, şapkadan çıkardığı tavşandır*. baros sakat diye neredeyse zil takıp oynayacak olanlara, "gol atacak adamları bile yok" diye kendince eğlenenlere 10 numara süpriz oldu. nedense benim de aklıma; "eli ayağına dolaşmak", "etekleri tutuşmak", "üç buçuk atmak" gibi deyimleri getirdi...*
(bkz: kadıköy'de panik havası mı var?)
538
0-0 biten macta gol atmamasına ragmen ''oynadıgı futbolla'' taraftarın övgülerini almaktadır. 'skor yorumcuları bir maçta iyi oynayınca hemen göklere cıkardılar' diyenler, 'beraberlige seviniyorlar' diyen fenerlilerle aynı mantık yapısında 2 gündür.
30 ekim 2010 galatasaray antalyaspor maçı göstermiştir ki hafiften toparlanmaya başlıyor. bazen cidden bencilliğin dibine vuruyor ama şimdilik ihtiyacımızı karşılıyor gibi.
545
30 ekim 2010 galatasaray antalyaspor maçının ikinci yarısını dica sports plus diye bir yabancı kanaldan takip ettim. hangi dilde olduğunu tam çözemedim ama spiker, top ne zaman pino'ya gelse, pino dedikten birkaç kelime sonra fenerbahçe diyip duruyordu. artık "fenerbahçe maçında mükemmel oynayan pino" mu yoksa "fenerbahçe savunmasını hallaç pamuğu gibi atan pino" mu diyordu orasını bilmiyorum.
546
bir de bencil oynamasa, çok daha güzel işler yapacak ama ne yazık ki çok bencil bir oyuncu.
547
robinho'nun real madrid'de oynadığı ilk sezonu hatırlatıyor bana. o sezon robinho'yu izlerken de aynı şeyleri hissetmiştim. oyun içinde kendi kafasına göre oynayan, olmadık yerde çalım deneyen, olmadık yerde şut atan, çoğu kez rakip defansın arasında sıkışan bir adamdı robinho. çok yetenekliydi, bileklerine inanılmaz hakimdi ama takım oyununa bir türlü adapte olamamıştı. belki yeteneklerini kanıtlamak için, belki brezilyalı olmasından kaynaklı, sürekli kendine oynayan bir futbolcuydu robinho. pas tekniği çoğu dünya yıldızından iyiydi ama pas vermeyi pek sevmiyordu bu çocuk... ne zaman bu olağanüstü yeteneklerini takım oyunu içinde kullanmaya başlayıp, bencillikten vazgeçti, o zaman başarıyı yakaladı ve adından söz ettirmeye başladı robinho. pino'nun da yapması gereken şey çok açık; yeteneklerini takım oyununa bağlı kalarak sergilemesi... bugün mustafa sarp'a pas vermez küfür yer, yarın arda turan'a pas vermez tepki alır, öbür gün baros'a asist yapmak yerine şut atar ve sonunda hem kesik yer, hem de arkadşlarının ona olan saygısını yitirir. iki yol var aslan parçası, ya takım için oyna unutulmaz bir oyuncu ol, ya kendin için oyna 5 sene sonra adını kimse hatırlamasın...
tanım: 30 ekim 2010 galatasaray antalyaspor maçı'nda iyi oynayan futbolcumuz. daha iyi ve takıma daha katkılı oynaması dileğiyle...
bu adamı benden başka beğenmeyen var mı açıkçası merak ediyorum. nedense hala halı saha topçusu gibi bir izlenim var bende. düsünüyorum da hiçbir farkı yok. halı sahada oynayan ileri uç oyuncularını hayal edin, bana hak vereceksiniz. baros geldikten sonra muhtemelen yedek kulübesine döner.
550
sert ve isabetli şutları olan oyuncu. bu özelliği sürati ve kıvraklığından daha fazla göze batmakta. bence.