1376
şampiyonluk yolunda bu seneki en büyük rakibimizin sahasında 1 puan aldık ama basın yine kendisine yükleniyor. 75 dakika çok iyi bir derbi maçı oynayan takım chedjou adlı stoperden başka her şeye benzeyen, derbilere başlı başına heyecan katan saatli bomba yüzünden 2 gol yedi ama hoca suçlu. allahtan suçu kendisine atan taraftar sayısı çok az da kovmaktan falan bahsedemiyorlar.
hocanın bu maçta hatası yok diyemeyiz tabiki. değişiklik yapmakta önceki maçlarda olduğu gibi geç kaldı. ancak bunu söylerken unuttuğumuz bir şey var. baskı yediğimizde yapılması gereken hamle orta sahaya takviye yapmaktı ama elimizde o bölgeye alabileceğimiz tek oyuncu hamit ki kendisi fizik olarak selçuk'tan bile daha kötü durumda. de jong sakat olmasa muhtemelen hamle olarak selçuk'u oyuna alacaktı ama şanssızlık işte, tam selçuk'u kesip adamı monte edecekken sakatlık çıktı.
sinan ve josue geç girdi diye eleştirildi ama bruma-yasin'i çıkarıp sinan-josue 'yi oyuna almak o baskıyı kırabilecek değişiklikler değildi. burda eleştirebileceğim tek nokta; sneijder'i çıkarıp, josue'yi ortaya çekmemesi olabilir. bu biraz daha direnç katabilirdi orta sahaya.
diğer bir şanssızlığımız da sikdursun'un sakatlığı. sağlam olsa muhtemelen 60'dan sonra eren'in yerine oyuna girip, yapacağı presle beşiktaş'ın rahat top yapmasını engelleyebilirdi.
her şeye rağmen deplasmanda oynadığımız derbide, galibiyeti kaçırıp berabere kaldık. geçen sezon 10 pas üst üste yapamayan, temmuz ayında şampiyonluk lafının çok nadir telaffuz edildiği bir takım için bu olay başlı başına bir başarıdır. üstelik oynadığımız pas oyunu, takım savunması, oyuncuların uyumu her geçen gün daha iyiye gidiyor. şu güzel ortamı bozmak yerine şampiyonluk yolunda kendisini türk spor camiasına karşı korumamız lazım. bu hocayı eleştirmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. hata yapmayan teknik direktör yok sonuçta. burada mevzu kendisinin haksız yere yerli sevici zihniyetin kurbanı olması.
hocanın bu maçta hatası yok diyemeyiz tabiki. değişiklik yapmakta önceki maçlarda olduğu gibi geç kaldı. ancak bunu söylerken unuttuğumuz bir şey var. baskı yediğimizde yapılması gereken hamle orta sahaya takviye yapmaktı ama elimizde o bölgeye alabileceğimiz tek oyuncu hamit ki kendisi fizik olarak selçuk'tan bile daha kötü durumda. de jong sakat olmasa muhtemelen hamle olarak selçuk'u oyuna alacaktı ama şanssızlık işte, tam selçuk'u kesip adamı monte edecekken sakatlık çıktı.
sinan ve josue geç girdi diye eleştirildi ama bruma-yasin'i çıkarıp sinan-josue 'yi oyuna almak o baskıyı kırabilecek değişiklikler değildi. burda eleştirebileceğim tek nokta; sneijder'i çıkarıp, josue'yi ortaya çekmemesi olabilir. bu biraz daha direnç katabilirdi orta sahaya.
diğer bir şanssızlığımız da sikdursun'un sakatlığı. sağlam olsa muhtemelen 60'dan sonra eren'in yerine oyuna girip, yapacağı presle beşiktaş'ın rahat top yapmasını engelleyebilirdi.
her şeye rağmen deplasmanda oynadığımız derbide, galibiyeti kaçırıp berabere kaldık. geçen sezon 10 pas üst üste yapamayan, temmuz ayında şampiyonluk lafının çok nadir telaffuz edildiği bir takım için bu olay başlı başına bir başarıdır. üstelik oynadığımız pas oyunu, takım savunması, oyuncuların uyumu her geçen gün daha iyiye gidiyor. şu güzel ortamı bozmak yerine şampiyonluk yolunda kendisini türk spor camiasına karşı korumamız lazım. bu hocayı eleştirmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. hata yapmayan teknik direktör yok sonuçta. burada mevzu kendisinin haksız yere yerli sevici zihniyetin kurbanı olması.